1923 - ŞeddĂ‚d İbnu Evs (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) buyurdu ki: "AIIah TealĂ‚ hazretleri, her şeyde iyiliği emretmiştir. Oyleyse oldurduğunuz zaman oldurmeyi iyi yapın. Kesecek olursanız kesmeyi iyi yapın. Bıcağın ağzını bileyin. Hayvana (zahmet vermeyin) rahat ettirin."
Muslim, Sayd 57, (1955); Tirmizi, DiyĂ‚t 14, (1409); Ebu DĂ‚vud, EdĂ‚hi 12, (2815); NesĂ‚i, DahĂ‚ya 22, (7, 227); İbnu MĂ‚ce, ZebĂ‚ih 3, (3170).
1924 - Ebu Hureyre ve İbnu AbbĂ‚s (radıyallĂ‚hu anhum) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselĂ‚m) şeytan kurbanından (şerita) men etti." Dendi ki şerita, boğazından sĂ‚dece deri kısmının kesilip, boyun damarı kesilmeden olmeye terkedilen (kurbanlık) hayvandır."
Ebu DÂvud, EdÂhi 17, (2826).
1925 - İbnu AbbĂ‚s (radıyallĂ‚hu anhumĂ‚) demiştir ki: "(Hayvanı keserken) besmele cekmeyi bir kimse unutmuşsa bunun bir mahzuru yoktur. Ancak kasden terketmiş ise, kesilen yenilmez."
Rezin'in ilÂvesidir.
1926 - İbnu Omer (radıyallĂ‚hu anhumĂ‚) anlatıyor. "Resulullah (aleyhissalatu vesselĂ‚m) buyurdular ki: "Haksız yere bir kuş veya daha kucuk bir hayvan olduren insana Allah mutlaka onun hesĂ‚bını soracaktır." Kendisine: "Onun hakkı da nedir?" diye sorulunca:
"Onu keser ve yer. Başını kesip atmaz!" diye cevap verdi."
NesÂi, Sayd 34, (7, 239).
1927 - Ebu VĂ‚kıd (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "ResuIuIIah (aleyhissalĂ‚tu vesselam) Medineye geldiği zaman, Medineliler, (diri olan) devenin horgucunu kesiyorlar ve koyunların da kuyruklarını koparıyorlar ve bunIarı yiyorlardı.
Bu durum uzerine Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m): "Hayvan diri iken ondan her ne kesilmiş ise, bu meyte (lĂ‚şe) hukmundedir, yenilmez" dedi."
Tirmizi, Et'ime 4, (1480); Ebu DĂ‚vud, Sayd 3, (2858); İbnu MĂ‚ce, Sayd 8, (3216).
KESİŞ ŞEKLİ VE YERİ
1928 - Ebu'l- UşerĂ‚ UsĂ‚me İbnu MĂ‚lik İbnu Kahtam bĂ‚basından anlatıyor: "Ey Allah'ın Resulu, dedim, kesme işi sĂ‚dece boğazdan ve gırtlaktan (lebbe) değil midir, (hayvanın başka yerinden de olur mu?)"
Şu cevabı verdi: "(Mızrağını hayvanın) dizine saplarsan sana o da kifĂ‚yet eder." Tirmizi: "Bu, zaruret haline mahsustur" der.
Ebu DĂ‚vud da: "Bu, (yuksekten) duşen bir hayvanın kesimiyle ilgilidir" demiştir.
Tirmizi, Et'ime 5, (1481); Ebu DÂvud, Edahi 16, (2825), NesÂi, DahÂy 25, (7, 228).
1929 - İbnu AbbĂ‚s (radıyallĂ‚hu anhumĂ‚) buyurdular ki: "Elinde (tasarrufunda) olduğu halde (normal kesişten) seni aciz bırakan şey av gibidir."
(Yine İbnu AbbĂ‚s), kuyuya duşen bir deve hakkında: "Neresinden gucun yeterse kes!" demiştir. Hz. Ali, İbnu Omer ve Hz. Âişe (radıyallĂ‚hu anhum) de bu goruşte idiler.
İbnu AbbĂ‚s, İbnu Omer ve Enes (radıyallĂ‚hu anhum): "Boğazdan kesmeye başlayınca (acele sebebiyle) başı kopuverse bunda bir beis yok. Ancak, ense tarafından kesilmişse yenmez, baş kopsa da kopmasa da farketmez" demiştir.
BuhĂ‚ri, ZebĂ‚ih 23, (Bir bĂ‚bın başlığında zikretmiştir).
1930 - El-Hudri (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselam)'a sorularak dendi ki: "Biz deve, sığır ve davarı, karınlarında cenin olduğu halde boğazlıyoruz. Cenini yiyelim mi, atalım mı?"
Şu cevabı verdi:
"Dilerseniz yiyin. Zira onların tezkiyesi (temiz ve helal olmaları) annelerinin tezkiyesine tĂ‚bidir."
Ebu DÂvud, EdÂhi 18, (2827); Tirmizi, Et'ime 2, (1476).
1931 - Hz. İbnu Omer (radıyallĂ‚hu anhumĂ‚) buyurmuştur ki: "Bir deve kesildiği zaman karnındaki yavrunun tezkiyesi, devenin tezkiyesine tĂ‚bidir, yeter ki yavrunun hilkati (butun uzuvlarının cıkmasıyla) tamamlanmış, tuyleri de bitmiş olsun. Yavru annenin karnından cıkınca (yine de hemen) kesilir, tĂ‚ ki icteki kan cıksın."
Muvatta, ZebÂih 8, (2, 490).
KESME ÂLETİ
1932 - RĂ‚fi' İbnu Hadic (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Bir seferde Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) ile birlikte idik. (Bu esnĂ‚da) bir deve huysuzluk edip kactı. Peşine duştuler. Ama tĂ‚kipcileri yordu. Bir adam deveye bir ok gonderdi. Derken Allah (c.c.) onu durdurdu. AleyhissalĂ‚tu vesselam Efendimiz:
"Bu hayvanların kackınları var, tıpkı vahşi kackınlar gibi. Onlardan biri size galebe calacak olursa, ona boyle davranın!" dedi. Ben:
"Ey Allah'ın Resulu, biz yarın duşmanla karşılaşacağız, yanımızda (hayvan kesecek) bir bıcağımız yok. (Hin-i hĂ‚cette) kamışla keselim mi?" diye sordum. Bana:
"Bolca kanı akıtılan ve uzerine Allah'ın ismi zikredilenin etini yeyiniz. Diş ve tırnak(la kesmek caiz) değildir. Size (bunun sebebini) soyleyeceğim; "Diş kemiktir, tırnak ise, Habeşlilerin bıcağıdır."
BuhĂ‚ri, Şirket 3, 16, CihĂ‚d 191, ZebĂ‚ih 15, 18, 20, 23, 36, 37; Muslim, EdĂ‚hi 21, (1968); Tirmizi, AhkĂ‚m 5, (1491,1492); Ebu DĂ‚vud, EdĂ‚hi 15, (2821); NesĂ‚i, DahĂ‚ya 20, 21, 26, (7, 226, 227).
1933 - NĂ‚fi'nin anlattığına gore, Ka'b İbnu MĂ‚lik (radıyallĂ‚hu anh)'in bir oğlundan, İbnu Omer'e anlatırken şunları işitmiştir: "BĂ‚bası kendisine haber vermiştir ki: Davar guden cĂ‚riyeleri, bir koyunun olmek uzere olduğunu gormuş, derhal bir taş kırarak, onunla koyunu kesmiştir. Babası ailesine: "Ondan yemeyin. Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'a sorayım" demiş ve sormuştur. Resulullah(aleyhissalĂ‚tu vesselam) yemelerini emretmiştir."
BuhÂri, ZebÂih 18,19, VekÂlet 4; Muvatta, ZebÂih 4, (2, 489).
1934 - Hz. Càbir (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Kavmimden biri bir veya iki tavşan avladı. Bunları taşla kesti. Resulullah (aleyhissalatu vesselĂ‚m)'dan soruncaya kadar astı. Efendimiz (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) yemesini emretti."
Tirmizi, ZebÂih 1, (1472).
1935 - Ata İbnu YesĂ‚r, Beni HĂ‚riseli bir adamdan rivĂ‚yet eder ki: "Bu zĂ‚t bir sağmal deveyi gutmekte iken olmek uzere olduğunu farkeder. Beraberinde, hayvanı kesebilecek bir şey de bulamaz. Eline gecirdiği bir kazığı devenin ummuğune saplar, kanını akıtır. Sonra durumu Resulullah(aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'a haber verir. Efendimiz yemesini soyler."
Muvatta, ZebÂih 3, (2, 489); Ebu DÂvud, EdÂhi 15, (1823); NesÂi, DahÂya 19, (7, 226).
1936 - Zeyd İbnu Sabit (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Bir kurt bir koyunu dişlemişti, derhal keskin bir taşla kestiler. Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) yenmesine ruhsat verdi."
NesÂi, DahÂy 18, (7, 225).
YENMESİ YASAK OLAN KESİLMİŞLER
1937 - Hz. Âişe (radıyallĂ‚hu anhĂ‚) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'a soruldu: "Halk bize et getiriyor, kesilirken besmele cekilip cekilmediğini bilmiyoruz, ne yapalım?"
"Siz besmele cekin, yiyin!" cevabını verdi."
BuhÂri, Sayd 21, Buyu 5, Tevhid 13; Muvatta, ZebÂih 1, (2, 488); Ebu DÂvud, EdÂhi 19, (2829); NesÂi, DahÂya 39, (7, 237).
1938 - Ebu'd DerdĂ‚ (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselĂ‚m) mucesseme'nin yenmesini yasakladı. Mucesseme ok atışlarında hedef olarak kullanılan hayvandır. Keza halisanın yenmesini de yasakladı. Halisa, kurdun kacırdığı, fakat ondan kurtarılan hayvandır."
Tirmizi, Et'ime 1, (1473).
Bir rivĂ‚yetin "Ok atışlarına hedef olarak kullanılan hayvan" ibĂ‚resine kadar olan kısmı Tirmizi'de gelmiştir. Gerisi Rezin'in ilĂ‚vesidir.
1939 - Zuhri (rahimehullah) diyor ki: "Arap Hıristiyanlarının kestiklerini yemekte bir beis yoktur. Ancak, Allah'tan başka birisinin adını andığını işitirsen o zaman kestiğini yeme. İşitmemiş isen, (bu durumda vehimlenme), cunku Allah, onların kufrunu bildiği halde kestiklerini helĂ‚l kılmıştır."
Hz. Ali'den de bu mĂ‚nĂ‚da rivĂ‚yet yapılmıştır.
Rezin ilavesidir. Bu ilĂ‚ve rivĂ‚yet, Buhari'nin Kitabu'z-ZebĂ‚ih'de bĂ‚b başlığında kaydedilmiştir.
AKIKA
6898 - Yezîd İbnu Abdi'I-Muzenî radıyallahu anhuma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselĂ‚m buyurdular ki: "Oğlan cocuk icin akika kurbanı kesilir, cocuğun başına kurban kanı değdirilmez."
FERÂ'A VE ATİRE
6899 - İbnu Omer radıyallahu anhuma anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselĂ‚m buyurdular ki: "(İslĂ‚m'da) ferĂ‚'a ve atire kurbanı kesmek yoktur."
KESİM GUZEL OLMALI
6900 - Ebu Sa'î'di 'l-Hudrî radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m'a koyunu kulağından tutarak yeden bir adam uğradı. AleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m hemen mudahale ederek: "Hayvanın kulağını bırak da boynunun kenarından tut!" buyurdular."
6901 - Abdullah İbnu Omer radıyallahu anhuma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselĂ‚m bıcakların bilenmesini ve hayvanlara gosterilmemesini emretti ve şu tenbihte bulundu: "Biriniz hayvan boğazlayınca boğazlamayı hızlı yapsın."
SAĞMAL HAYVAN KESME YASAĞI
6902 - Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m bana ve Omer'e "Bizimle birlikte el-VĂ‚kıfi'ye gelin" buyurdular. Biz de ay ışığında gittik, bahceye kadar ulaştık. Bize: "Merhaba, hoşgeldiniz" dediler. Sonra bıcağı alarak davar surusunun icerisinde dolaştı. AleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m (bu esnada): "Sağmal olandan sakın!" veya "Sut sahibi olandan" dedi.
HAYVANI HEDEF YAPMA YASAĞI
6903 - Ebu Sa'îdi'l-Hudrî radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah hayvanlara musle (işkence) yapmayı yasakladı."
VAHŞİ EŞEKLERİN ETİ
6904 - Mikdam İbnu Ma'dikerb el-Kindî radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m bircok şeyi haram kıldı, hatta vahşi eşekleri de zikretti."