İmanın bir zerre kadar kuvvetlenmesi, bir hazinedir
Otuzuncu Lem’a’nın Altıncı Nuktesi
İsm-i Kayyum’a bakar.
İsm-i Hayy’ın bir hulÂsası, Nur Ceşmesi’nin bir zeyli olmuş. Bu ism-i Kayyum dahi, Otuzuncu Soz’un zeyli olması munasip goruldu.
İTİZAR: Bu cok ehemmiyetli meseleler ve cok derin ve geniş ism-i Kayyum’un cilve-i a’zamı, hem muntazaman değil, belki ayrı ayrı lem’alar tarzında kalbe hutur ettiğinden, hem gayet muşevveş ve acele ve tetkiksiz musvedde halinde kaldığından, elbette tabirat ve ifadelerde cok noksanlar, intizamsızlıklar bulunacaktır. Meselelerin guzelliklerine benim kusurlarımı bağışlamalısınız.
İHTAR: İsm-i A’zam’a ait nukteler, a’zamî bir surette geniş, hem gayet derin olduğundan, hususan ism-i Kayyum’a ait meseleler ve bilhassa Birinci ŞuÂsı, (HÂŞİYE) maddiyyunlara baktığı icin daha ziyade derin gittiğinden, elbette her adam her meseleyi her cihette anlamaz. Fakat herkes her meseleden bir derece hisse alabilir. “Bir şey butun elde edilmezse, butun butun elden kacırılmaz” kaidesiyle, “Bu manevî bahcenin butun meyvelerini koparamıyorum” diye vazgecmek kÂr-ı akıl değildir. İnsan ne kadar koparsa o kadar kÂrdır. İsm-i A’zam’a ait meselelerin ihata edilmeyecek derecede genişleri olduğu gibi, akıl gormeyecek derecede inceleri de vardır. Hususan ism-i Hayy ve Kayyum’a ve bilhassa hayatın iman erkÂnına karşı remizlerine ve bilhassa kaza ve kader ruknune hayatın işaretine ve ism-i Kayyum’un Birinci ŞuÂ’sına herkesin fikri yetişmez, fakat hissesiz de kalmaz. Belki her halde imanını kuvvetlendirir. Saadet-i ebediyenin anahtarı olan imanın kuvvetleşmesi ehemmiyeti cok azîmdir. İmanın bir zerre kadar kuvveti ziyade olması, bir hazinedir. İmam-ı Rabbanî Ahmed-i Farukî diyor ki: “Bir kucuk mesele-i imaniyenin inkişafı, benim nazarımda yuzler ezvak ve kerametlere mureccahtır.”
HÂŞİYE: Bu risaleyi okuyan eğer mutefennin değilse Birinci ŞuÂ’yı okumasın, ikinciden başlasın; veya Âhirde okusun.
Lem’alar, Otuzuncu Lem’a (Eskişehir Hapishanesi’nin Bir Meyvesi), Altıncı Nukte, s. 641
__________________