Peygamber efendimizin soyu nereden gelir
Âdem (aleyhisselĂ‚m) dan beri evlĂ‚ttan evlĂ‚da gecerek gelen bu nûr İbrĂ‚him aleyhisselĂ‚ma, ondan da oğlu İsmail aleyhisselĂ‚ma gecmiştir. Onun da alnında sabah yıldızı gibi parlayan nûr, evlĂ‚tlarından Adnan’a, Ondan da (Me’Ă‚d) ve (NizĂ‚r) a intikal etmiştir. NizĂ‚r doğunca babası Me’Ă‚d, oğlunun alnındaki nûru gorup sevinmiş, buyuk bir ziyafet vererek boyle oğul icin, bu kadar ziyafet az bir şey dediği icin oğlunun adı NizĂ‚r (az birşey) kalmıştır. Bundan sonra da nûr oğuldan oğula intikal ederek asıl sahibi sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselĂ‚ma ulaştı. Peygamberimizin (sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem) soyu Adnan’a kadar şoyledir:
Muhammed AleyhisselĂ‚m, Abdullah bin Abdulmuttalib, Abdulmuttalib (Şeybe), HĂ‚şim (Amr), Abdu Menaf (Mugîre), Kuseyy (Zeyd) KilĂ‚b, Murre, KĂ‚’b, Luveyy, GĂ‚lib, Fihr, MĂ‚lik, Nadr, KinĂ‚ne, Huzeyme, Mudrike (Âmir), İlyĂ‚s, Mudar, NizĂ‚r, Me’Ă‚dd, AdnĂ‚n. Peygamberimiz (sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem) hadîs-i şerîfte şoyle buyurdu: “Ben, Abdullah, Abdulmuttalib, HĂ‚şim, Abdu Menaf, Kuseyy, KilĂ‚b, Murre, KĂ‚’b, Luveyy, GĂ‚lib, Fihr, MĂ‚lik, Nadr, KinĂ‚ne, Huzeyme, Mudrike, İlyĂ‚s, Mudar, NizĂ‚r, Me’Ă‚d, Adnan oğlu Muhammedim. Mensûb olduğum topluluk, ne zaman ikiye ayrılmış ise, Allah beni muhakkak onların en hayırlı olan tarafında bulundurmuştur. Ben cĂ‚hiliyyet, ahlĂ‚ksızlıklarından hicbir şey bulaşmaksızın ana ve babamdan meydana geldim. Ben, Âdemden babama ve anneme gelinceye kadar, hep nikĂ‚hlı anne babadan meydana geldim. Ben ana ve baba itibariyle en hayırlınızım.” Başka bir hadîs-i şerîfte de, “Allahu teĂ‚lĂ‚, İbrĂ‚himoğullarından İsmail’i secti. İsmailoğullarından KinĂ‚ne oğullarını secti. KinĂ‚ne oğullarından Kureyşi secti. Kureyşten HĂ‚şim oğullarını secti. HĂ‚şim oğullarından Abdulmuttalib oğullarını secti. Abdulmuttalib oğullarından da beni secti.” buyurdu. Peygamberimiz (sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem) Kureyş kabilesinin HĂ‚şim oğulları kolundandır. Babam Abdullah’dır. Abdullahın babası Abdulmuttalib, annesi de FĂ‚tımĂ‚ binti Amr’dır. Peygamberimizin (sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem) dedesi Abdulmuttalib, Mekke’nin hakimi ve Arapların şeref itibariyle en ustun kabilesi olan Kureyş kabilesine mensûbtu. Abdulmuttalib’in alnında Muhammed aleyhisselĂ‚mın nûru parladığından Kureyş kavmi onunla bereketlenirdi. Peygamberimizin (sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem) dedesi Abdulmuttalib, oğulları arasında en cok Abdullah’ı severdi. Cunku onun alnında Muhammed aleyhisselĂ‚mın nûru parlıyordu. Abdullah babası Adulmuttalib’e şoyle derdi: “Babacığım, her nereye gitsem belimden bir nûr cıkıyor. Sonra toplanıp, başımın ustunde bulut gibi duruyor. Tekrar gelip belime giriyor. Ne zaman bir yere otursam yer bana diyor ki: Ey Abdullah, sana selĂ‚m olsun. Muhammed’in (sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem) nûru sende emanettir. Ne zaman bir kuru ağac altına otursam, derhal yeşerip bana golge oluyor. Kalkıp gidince de yine kuru oluyor. Ey babacığım bu hal nedir? Abdulmuttalib: Ey oğlum, sana mujdeler olsun ki, insanların ve cinlerin efendisi ve Peygamberi senin sulbunden gelse gerektir, demiştir.