Resulullah'ın Şefkati
Peygamberimizin şefkati
Hz.Muhammed sav şefkati
Allah'ın Resûlune komşu bir kadın vardı.
GĂ‚yetle Fakîr olup, yokluk ile yaşardı.
Bir gun, Kucuk kızıyla haber salıp Resûle,
Giymek icin, elbise istedi bu sûretle.
O Server, gomleğini cıkarıp uzerinden,
O gelen cocuk ile, gonderdi ona hemen.
NamÂz vakti, bu yuzden gidemedi mescide.
EshĂ‚b bunu işitip, cok uzuldu hepsi de.
DerhĂ‚l hazreti Alî giderek huzûruna,
Dedi: (YĂ‚ Resûlallah, cok uzgun eshĂ‚b buna.
Yanımda, sekiz dirhem odunc para var yalnız.
Yarısını vereyim, bir elbise alınız.)
O Server, dort dirhemi alarak hemen ondan,
Elbise almak icin, carşıya cıktı o an.
İki dirhemi ile alarak bir elbise,
Donerken, yol ustunde gordu ÂmĂ‚ bir kimse.
Hem de yoktu ustunde ne elbise, ne gomlek.
Şoyle duĂ‚ ederdi gozleri gormiyerek:
(Kim bana, Allah icin bir gomlek verir ise,
Allah da ona versin Cennette bir elbise.)
Aldığı elbiseyi verdi Ă‚mĂ‚ adama.
Elbiseyi eline alır almaz o Ă‚mĂ‚,
Misk ve amberden dahî guzel koku duyarak,
Şoyle duĂ‚ eyledi Rabbine yalvararak:
(Bu gomlek sĂ‚hibinin hurmetine ilĂ‚hî!
Ac benim Ă‚mĂ‚ olan iki gozumu dahî.)
Hemen acılıverdi iki gozu Ă‚nında.
Baktı ki, Resûlullah durmaktadır yanında.
Allah'ın Peygamberi, oradan donup yine,
Kalan iki dirhemle vardı pazar yerine.
Bir dirhemle elbise alıp geri donerken,
Gordu bir kızcağızı, oturmuş ağlar iken.
Nicin ağladığını sorunca kendisine,
Arz etti kız derdini Allah'ın Resûlune.
Dedi: (Hizmetcisiyim, bir yehûdî kişinin.
Bulunurum yanında, her turlu hizmet icin.
Bana bir dirhem verip, "Şişe ve yağ al" dedi,
Şişe duştu elimden, hem şişe, hem yağ gitti.)
Resûl, son dirhemini verip kızın eline,
Buyurdu ki: (Onları al da gotur evine.)
Kız dedi: (Cok gec oldu, burada cok eğlendim.
Bu sÂatte gidersem, dover beni efendim.)
Buyurdu ki: (Hic korkma, ben de gelip evine,
Seni dovmemesini soylerim Efendine.)
Varıp, o yehûdîyi gordu evde gec sĂ‚at.
Ve (Kızı dovme!) diye, istirhĂ‚m etti bizzĂ‚t.
Yehûdî, kapısında Resûlu gorduğu an,
ŞehĂ‚deti soyleyip, eyledi derhĂ‚l îmĂ‚n.