Allahın isimleri ile ilgili şiir
Esmaul husna ile ilgili şiir
ESMA-UL HUSNA
O'nun birinci ismi, isimler sultĂ‚nıdır,
Her Ă‚nın, her mekĂ‚nın, her cĂ‚nın cĂ‚nĂ‚nıdır,
Kur'Ă‚n'da ilk Ă‚yetin başlangıc kelĂ‚mıdır,
Her zerre ''ALLAH'' diye, O'nu soyler durmadan...
VĂ‚rettiği her şeyi, ayırdetmeden goren,
Her şeye adĂ‚letle, hayır ve rahmet veren,
Her mahlûkĂ‚ acıyan ve cĂ‚reler gonderen,
Sonsuz merhametiyle, Ă‚leme RAHMÂN dır O.
Dunya nîmetlerini, hayra kullananlara,
Her lokmada haramı, helĂ‚li soranlara,
Âhiret mekĂ‚nını, dunyada kuranlara,
Sonsuz bağışlarını, lûtfeden RAHÎM dir O.
KĂ‚inat sarayında, mîmĂ‚rî ve san'atın,
Sonsuzlara hukmeden, o yuce saltanatın,
İcguduyle cırpınan, kucucuk bir kanadın,
Her şeyin sahibidir, mulkun MELÎK idir O.
Her turlu şekillerden, lezzet ve kokulardan,
Kirden, pastan, lekeden, tasa ve korkulardan,
Molekulden, atomdan, hucre ve dokulardan,
Her şeyden munezzehtir, uzaktır KUDDÛS dur O.
Kim ki, aşk ile girer, HĂ‚k yolunda gayrete,
SelĂ‚m yağmuru iner, dunya ve Ă‚hirete,
Dilediği her kulu, cıkarır selĂ‚mete,
Dert ve belĂ‚dan uzak, en yuce SELÂM dır O.
ÎmĂ‚nın nûrlarını, gonullere indiren,
İmĂ‚nın merhemiyle, acıları dindiren,
Şer doğuran şeytanı, hukmu ile sindiren,
Her kulunu koruyan, en buyuk MU'MİN dir O.
Kulun mukĂ‚fĂ‚tını, asla ihmĂ‚l etmeyen,
O zengin hazinesi, vermekle hic bitmeyen,
Kazanılmış sevabı, zerrece eksiltmeyen,
Tartıda ve hesapta, şaşmaz MUHEYMİN dir O.
Başka bir kuvvet yoktur, O'na karşı gelecek,
O'nun var ettiğinin, zerresini silecek,
Gel gor ki, Âlemleri, bir anda yok edecek,
Sonsuz gucun sahibi, gĂ‚libi AZÎZ dir O.
Noksanları gideren, kırılmışı onaran,
Eşsiz irĂ‚desiyle, ilĂ‚hi sistem kuran,
ZĂ‚lim ve muşriklere, cebriyle karşı duran,
Dilediği her şeyi, yaptıran CEBBÂR dır O.
Nice tahtlar son buldu, nicesi son bulacak,
Kimde kaldı o muhur, kimde kaldı o sancak?
Buyukluk ve yucelik, O'na yakışır ancak,
Şuphesiz ve ortaksız, EL MUTEKEBBİR dir O.
Ne melek vardı, O varken, ne insan, ne de Âdem,
Ne bir sevap, ne gunah, ne defter, ne de kalem,
Her şeyi vĂ‚retmeye, yetişti, o bir kelĂ‚m,
Hic yoktan, ''OL'' deyip de, yaratan HÂLIK tır O.
İnsanın, eni boyu, ne kum, ne dağ kadardır,
Butun uzuvlarında, gor ki, orantı vardır,
Karıncanın yuvası, file gore cok dardır,
Her şeyde, denge kuran, tarifsiz BÂRÎ dir O.
Ne kadar benzese de, insanlar birbirine,
Cizgi, ayrı cizilmiş, o parmak izlerine,
Benzemez kaderleri, hicbirinin birine,
Her şeyi, ayrı kılan, ulu MUSAVVİR dir O.
Acep, gunahsız bir kul, var mıdır yer yuzunde,
Kim, duyar, hissederse, o gunahı ozunde,
O'na tovbe edip de, durur ise sozunde,
Şuphesiz ki, kulunu, affeden ĞAFFÂR dır O.
Zulûm, yalan ve şirkle, yoğrulan her bedeni,
Sabır yolundan donup, O'na isyan edeni,
Varlığını reddedip, kufre kadar gideni,
Bin bir azĂ‚p icinde, kahreden KAHHÂR dır O.
CĂ‚hile nice bilgi, hastaya şifĂ‚ veren,
HĂ‚cetler kapısına, bol bağışlar gonderen,
Bunca dunya malını, kullarına hak goren,
Nîmetler hîbe eden, hudutsuz VEHHÂB dır O.
Rızık denince akla, yalnız, ekmek aş gelir,
Oysa, oyle coktur ki, sayısın Allah bilir,
Ruhların rızıkları, gonullere ekilir,
Gonul corak değilse, bire, bin REZZÂK tır O.
Kavrulan yureklere, îmĂ‚n selleri salan,
En buyuk elemlere, dertlere cÂre olan,
Zorlukları kaldırıp, ilimleri hur kılan,
Hukmuyle Âlemleri fetheden FETTÂH tır O.
Zaman icinde butun, olmuş ve olacaklar,
O'nun bilgisindedir, her şey sonsuza kadar,
Yanlışsız ve noksansız, ilim, ancak O'nda var,
Her şeyi, iyi bilen yanılmaz ALÎM dir O.
Dilediği zengini, fakir kılar bir anda.
Fakire servet verir, saray gibi mekÂnda,
Verince şukur arar, alınca sabr insanda,
Hem veren, hem de alan KÂBID ve BÂSIT tır O.
Âsî ve zorbaları, tahtlarından indiren,
Hoşnut kaldığı kula, şan, şeref, makĂ‚m veren,
Ve bunları acıkca, Kur'Ă‚n'ında bildiren,
Alcaltan ve yukselten HÂFID ve RÂFİ dir O.
Gercek servet odur ki; onur, vakar, haysiyet,
Bunları, elde tutmak, insana has meziyyet.
Cez ve mukÂfata, olcudur once niyet,
İzzet ve zillet veren; MUİZZ ve MUZİLL dir O.
Gonuldeki sozleri, dinleyip işitendir,
O, butun gonullere, ortaksız hukmedendir,
Butun bu, mû'cizeler, O'nun hikmetindendir,
Her sesi, her lĂ‚hzada, işiten SEMÎ dir O.
Celikten duvar orsen, şu dunya mekĂ‚nında,
Ne kadar gizlensen de, O her zaman yanında,
Bil ki, yalnız değilsin, omrunun her Ă‚nında,
Her şeyi, acık secik gorendir, BASÎR dır O.
O, nice hukumdarlar, padişahlar yargılar,
O'nun mahkemesinde, cok tez biter sorgular,
Butun kararlarında, hukmunu doğru kılar,
Ustunde makÂm yoktur, en ulu HAKEM dir O.
Kıldan ince, kılıctan keskindir adĂ‚leti,
Men etti, haksızlığı, işkenceyi, zûlmeti,
Bu yuzden, kul hakkının, cehennemdir diyeti,
AdĂ‚letin zirvesi, en yucesi ADL dır O.
Yemyeşil ağaclarda, meyve yuklu dalları,
Kozalarda ipeği, peteklerde balları,
Nice yalcın dağların, arasında yolları,
Sayısız nimetleri lûtfeden LÂTÎF tir O.
Bir atom zerresinin, durmadan donuşunden,
Sayısız yıldızların, parlayıp sonuşunden,
Dunyada her canlının, doğuş ve oluşunden,
Olup biten her şeyden, haberdĂ‚r HABÎR dir O.
Cezada tez değildir, bilir misin bu niye ?
Zaman tanır kuluna, gunahtan donsun diye,
Bu dunyadaki sınav, olumle bitesiye,
Tovbeye fırsat veren, bekleyen HALÎM dir O.
O'nun gucu, Âlemi, fırıl fırıl dondurur,
O'nun nûr'u , guneşi, yıldızları sondurur,
O'nun emri, yedi kat, goğu yere indirir,
Azameti, olcuye sığmayan AZÎM dir O.
O, butun kullarının kusurlarını saklar,
En buyuk gunahları, bir anda siler paklar,
Yeter ki, kullarınca, ciğnenmesin yasaklar,
Cennetleri bu yuzden, vĂ‚reden ĞAFÛR dur O.
O'ndan gelen her şerre, sabırla karşı gelen,
Her lokma, her nefese, şukran borcunu bilen,
O'na karşı şupheyi yureklerinden silen,
Her kulunun şukrune, bin veren ŞEKÛR dur O.
O'nun benzeri yoktur, hic bir, yuceden yana,
O, cok yucedir amma, uzak değil insana,
Şah damarından bile, daha yakındır sana,
Her şeyin ustundedir en yuksek ALİYY dir O.
Buyukluk ne kelime, sonsuzlar dardır O'na,
Gel gor ki, giriverir, bir gonule, bir cana,
Hudutsuz ihtişĂ‚mı, dehşet verir insana,
Kaleme, soze gelmez, olcusuz KEBÎR dir O.
Omurlerin suresi, bir an bile kısalmaz,
Olumleri bekletir, omur bitmeden salmaz,
Niyet ve amellerin, bir zerresi kaybolmaz,
KĂ‚inatta her şeyi, saklayan HAFÎZ dir O.
Kuş yavrusu başını, kaldırıp goğe bakar,
Cunku, ana ağzında, onun icin rızık var,
Her buğday tanesinden, her damla suya kadar,
Her canın azığını, ayıran MUKÎT tir O.
''Hesap gunu'' nde cıkar, butun kĂ‚r ve zararlar,
Ona gore verilir, kullar icin kararlar,
Kayıtlarda, ne yanlış, ne kucucuk noksan var,
Hesapları hatĂ‚sız, yanılmaz, HASÎB tir O.
Varın, yoğun, her şeyin, en ulu hukumdĂ‚rı,
Hudut, sınır tanımaz, kuşatır her diyĂ‚rı,
Olcusuz kudretinin, yoktur asla miyĂ‚rı,
Ne mekĂ‚n, ne zamana, sığmayan CELÎL dir O.
Kibir selinden gecip, haddini bilenlere,
Zulûmlerden donup de, insĂ‚fa gelenlere,
Gonul pervanesiyle, O'na yukselenlere,
Bin misli fazlasıyla, verecek KERîM dir O.
Her gecenin peşinden, gunduzun gelmesini,
Uyanan bir tohumun, toprağı delmesini,
Yarattığı her kulun, ağlayıp gulmesini,
Her şeyi, denetleyen, gozeten RAKÎB dir O.
Bir gun kalırsan eğer, ortasında collerin,
Bil ki, yalnız değilsin, bilinmektedir yerin,
Bir icten dua ile, acılırsa ellerin,
Caresini verecek, son makĂ‚m MÛCÎB dir O.
O'nun sınırlarını, bilmeye akıl durur,
Bir harfine, denizler, murekkep olsa kurur,
Sayısız belĂ‚lardan, kulunu, her an korur,
Genişliği, her yeri kaplayan VÂSİ dir O.
Asla başı boş değil, yaratılan sonsuzlar,
VÂredilen her zerre, her kurrede sebep var,
Bu muazzam dengede, tesadufler ne arar !.
Sayısız hikmetlerin, sahibi HAKÎM dir O.
KÂinatta her nesne, sevgisiyle beslenir,
Her zerre zikrederek, yalnız O'na seslenir,
O'na îman edenler, şefkatine yaslanır;
O'nu, bir seven kulu, bin seven VEDÛD tur O.
Muhtac değildir asla, une, şana, şohrete,
Ne muhur, ne saltanat, ne bir mulke, servete,
Muhtac değildir asla, ne kudrete, kuvvete,
Buyuk şĂ‚nına sınır, cizilmez MECÎD dir O.
Her kul, mutlak tadacak, Allah ile vuslatı,
Vel BĂ‚su BĂ‚del Mevt 'tir, bunun bir başka adı,
Gun gelip de, KĂ‚inat, doldurunca miĂ‚dı,
Mahşerde, oluleri, dirilten, BÂİS tir O.
Aramaya gerek yok, O, her yerde hazırdır,
O, her zaman, her şeyi, gozetleyen nĂ‚zırdır,
Bu hikmetin nedeni, akıldan ote sırdır,
Her zaman ve mekĂ‚nın, şĂ‚hidi ŞEHÎD dir O.
Şu yaşlı kĂ‚inatta, her şeyin bir omru var,
Hicbir şey bĂ‚ki değil, asla sonsuza kadar,
O'dur ancak zamana, hukmeden tek hukumdÂr,
Ezelî ve ebedî, var olan EL-HAKK tır O.
Kim ki, dunya işinde, durustce davranırsa,
Her turlu tedbirini, duşunup de alırsa,
Buna rağmen yine de, gucu Ă‚ciz kalırsa,
Kulunun her işini, bitiren VEKÎL dir O.
Ne zorluk, ne yorgunluk mumkundur, O'ndan yana,
Bir, kumla, kĂ‚inatı, yaratmak birdir O'na,
Goz, gormeyi bilirse, gerek kalmaz lisana,
Dermansızlık erişmez, en guclu KAVİYY dir O.
Ne eni, ne boyu var, metÂnet gorkeminin,
Birbirinden kopmayan, nice Âlemlerinin,
Ne de sağlam yapılmış, hesapları geminin,
Kuvvetinin şiddeti, olculmez METÎN dir O.
Bir yazdığı dostunu, bir daha asla silmez,
Boylesi kullarından, hidĂ‚yeti eksilmez,
O'nun dostluğu icin, neler fedĂ‚ edilmez ,
Verdiği sozden donmez, kul dostu VELİYY dir O.
Nimetlerle bezenmiş, yedi katlı semĂ‚lar,
Tesbih eder, zerreler, duşunceler, dimĂ‚lar,
O'na varır, edilen, butun, hamd u senĂ‚lar,
Ovulmeye tek lĂ‚yık, biricik HAMÎD dir O.
Denizlerin, gollerin, kac damla suyu vardır ?
Harmandaki buğdayın, sayısı ne kadardır ?
Sonsuza sınır cizen, O'ndan başka kim vardır ?
Her şeyin sayısını, bilen, EL- MUHSÎ dir O.
TÂ ezelde, O varken, yoktu, zaman ve mekÂn,
Ne, bu sonsuz kÂinat, ne bir madde, ne bir can,
Hicbir şeyin emsĂ‚li ve maddesi olmadan,
İlk baştan ve orneksiz, vĂ‚reden MUBDÎ dir O.
Bu dunya, bir olumle, bitecek sanma sakın,
Gec kalmadan, uyanıp, makbûl tavrını takın,
Bir, hesap gunu var ki; uzakta değl, yakın,
Buyuk mahkeme icin, dirilten MUÎD dir O.
Yetmiş trilyon hucre, insanın bedeninde,
Sayısız hikmet gizli, hepsinin nedeninde,
Cozulmez ne sırlar var, o kucucuk ceninde,
Canları ihyĂ‚ eden, ruh veren MUHYÎ dir O.
Her canlı mahlûk icin, olumu mutlĂ‚k kılan,
Her canlının ruhunu, olumle geri alan,
Duşunen insanlara, boylece ibret salan,
Olumu, hikmet kılan, yuce EL-MUMÎT tir O.
Denizdeki yosundan, kırda ciceğe kadar,
Balıklardan, kuşlardan, binbir boceğe kadar,
İlk vĂ‚r olan insandan, son geleceğe kadar,
Hepsine, hayat verip, yaşatan EL-HAYY dır O.
Evrende hicbir yıldız, yorungesinden sapmaz,
Bunca yalcın kayalar, dağlar yerinden kopmaz,
Denizler, yatağından, cıkıp taşkınlık yapmaz,
Yeri, goğu, her şeyi tutan EL-KAYYUM dur O.
Hicbir şey O'ndan ayrı, ve uzakta duramaz,
O, bulmak isteyince, asla sormaz, aramaz,
Kacmak icin cırpınış, hicbir işe yaramaz,
Ne isterse, Ă‚nında, bulan EL-VÂCİD dir O.
Aşk ceken kullarının, gonul tahtına giren,
Beklenmedik zamanda, bolluk, bereket veren,
En muhtac anlarında, onları sevindiren,
Has kuluna, hesapsız veren, EL-MÂCİD dir O.
İlim doruklarında, bilinen, bilinmeyen,
Sonsuz zaman icinde, silinen, silinmeyen,
Sınırsız Âlemlerde bulunan, bulunmayan,
Hicbir şeyde benzeri olmayan VÂHİD dir O.
Umitsizlik cekenler, ne buyuk gaflettedir,
Oysa, Yuce MakÂmca, hÂcet bilinmektedir,
O, icten bir duaya, her şeyi vermektedir,
Son cÂreye hukmeden, tek merci SAMED dir O.
Goklerin catısını, galaksilerden orer,
Bir gozun merceğinden, guneş, ay, yıldız girer,
Protonlar, notronlar, nasıl cılgınca doner,
Akla gelen, gelmeyen her şeye KÂDİR dir O.
Zannetme ki; O, yalnız sonsuz Ă‚lemler kurar,
Bir mikroskop camına, eğil de, bak; neler var,
Bu, Âciz, kul kalemi, ancak, bu kadar yazar,
Sonsuz kere sonsuza, her an MUKTEDİR dir O.
Saf ve temiz kulunu, mukĂ‚fatta kayıran,
Bilenle bilmeyenin, farkını hep duyuran,
Her kula, ayrı ayrı basamaklar ayıran,
Oncelikler bahşeden, ulu MUKADDİM dir O.
Calışmak, nasıl haksa, başarı da, bir haktır,
Ne var ki; bazen yakın, bazen biraz uzaktır,
Buna rĂ‚zı olmamak, şeytana has tuzaktır,
Tehiri, hayır kılan, yuce MUAHHİR dir O.
KĂ‚inatta her şeyin, bir başlangıcı vardır,
Sonsuz zaman ve mekĂ‚n, ne varsa, O'na dardır,
Bu ihtişam onunde, akıl, fikir, nĂ‚'cardır,
İlki ve başlangıcı olmayan EVVEL dir O.
Yaratılmış olanın, mutlak, bir sonu vardır,
KĂ‚inat'ın varlığı; ancak, omru kadardır,
Sonsuzlar, son bulsa da, O yine hukumdĂ‚rdır,
NihĂ‚yeti ve sonu olmayan ÂHİR dir O.
İnsanın beş duyusu, O'na, her an şĂ‚hittir,
O'nun yuce varlığı, hic şuphesiz sabittir,
İnkĂ‚r eden bedenler, cehenneme aittir,
Goren gonul gozuyle, gorulen ZÂHİR dir O.
Duman yeter, ateşin, varlığını yormaya,
İnsan, dikkat etmeli, sınırında durmaya,
Hicbir varlık dayanmaz, O'nu bizzat gormeye,
Her an bilinir amma, gizlidir BÂTIN dır O.
Arz'ın her zerresinden, yedi kat, Arş'a kadar,
Yaratılmış her şeyde, belli ki disiplin var,
Guneşi gormez misin, vaktinde doğar, batar,
Âlemi, tek başına yoneten VÂLÎ dir O.
Yaratılmışlara has, şekil ve duygulardan,
Elem, keder, endişe, sevinc ve coşkulardan,
Ofke, nefret, husûmet, korku ve kuşkulardan,
Her tur, hĂ‚lden sakınmış, EL-MUTEÂLÎ dir O.
Zorlukları istemez, kula, kolaylık verir,
Gunahların coğunu, ortbas eder, giderir,
Niyeti amel sayar, rahmetini gonderir,
İki dunya serveti, bahşeden, EL-BERR dir O.
Kim, olmeden girerse, pişmanlığın yoluna,
Cennetlerde adaydır, nîmetin en boluna,
Gonulden tovbe edip, isteyen her kuluna,
O, altın anahtarı, veren, ET-TEVVÂB dır O.
Cehennem azĂ‚bının, zerresini bil yeter,
Bu dunyada bildiğin, azaptan, yuzbin beter,
Omur; kısa bir sınav, er gec olumle biter,
Gafletin cezasını veren MUNTEKÎM dir O.
O'na, tam bir îmanla, itaat edenlere,
Şirk ve inkĂ‚r kirinden, arınmış bedenlere,
Hazreti Muhammed'in, izinden gidenlere,
Sağanak, af yağmurları indiren AFUVV dur O.
Bitki, hayvan ve insan neslinin devamını,
Bu nedenle, hepsinin, mekĂ‚n ve zamanını,
Hayat icin gereken, rızkların tamamını,
Hudutsuz re'fetiyle bahşeden RAÛF tur O.
Senin değil o mal mulk, senin değil o beden,
Bu kıskanclık, bu tamĂ‚h, bu ihtiraslar neden,
BĂ‚ki servetine koş, fĂ‚niyi kaybetmeden,
Cunku, her şey O'nundur, tek MÂLİKU'L MULK tur O.
KÂinatta her nesne, O'nun gucunu soyler,
Kullarına meziyet, nişanlar ikram eyler,
O'nun yanında insan, gurur kibiri neyler,
Yalnız O'na soylenir, ZU'L-CELÂL-İ VE'L-İKRÂM .
Yarattığı her şeyde, bir mĂ‚nĂ‚ ve maksat var,
Dunyanın dengesidir, o yalcın yuce dağlar,
Anaya verdiği aşk, onu yavruya bağlar,
TesĂ‚dufle izĂ‚hı olmayan MUKSIT tır O.
Her insan, bir an icin, duşunse olduğunu,
Gorecek ki; faydasız, dunyanın şan ve unu,
Hesap vakti gelince, kulları, mahşer gunu,
Diriltip, toplayacak yuce EL-CÂMİ dir O.
Her şey O'na muhtactır, O, asla muhtac olmaz,
Servetin olcusunu, O'ndan başkası bilmez,
Ne kadar cok verse de, bir zerresi eksilmez,
Aczi yok, sınırı yok, eşi yok, ĞANİYY dir O.
Kiminin, doğuştandır, dunyadaki serveti,
Kimisi, omur boyu goremez muruvveti ,
Bilin ki, bu takdirin, imtihandır hikmeti,
İsterse kulu zengin kılan EL-MUĞNÎ dir O.
İnsan gonlune bir bak; sayısızdır arzular,
Ancak, bize bunlardan, bir kısmında hayır var,
Bu nedenle kısmetler, kimisinde biraz dar,
Engeli, hayır kılan, ulu EL-MÂNİ dir O.
Şuphesiz, hayır ve şer, yalnızca O'ndan gelir,
HidĂ‚yete erenler, bunları sınav bilir,
Cennet kapılarından, ancak boyle gecilir,
Elem ve sevinc veren, hem DÂRR , hem NÂFİ dir O.
İstediği kulların, gonlune ışık salan,
Gozler ve yuzlerinde, nûrunu dĂ‚im kılan,
Seher vakti acılan, ellerin dostu olan,
Kalpleri aydınlatan, sonmeyen EN-NÛR dur O.
İstediği kulunun, murĂ‚dını tez veren,
İstediği kulunu, hidĂ‚yete erdiren,
Gonul sofralarına, bereketler verdiren,
Kozleri tutuşturan, yuce EL-HÂDÎ dir O.
Bu sonsuz Âlemlere, ''Ol'' dediği ilk anda,
Hicbir şeyin benzeri, yoktu hicbir mekĂ‚nda,
Bunca, hayret verici, her şeyi tez zamanda,
Hic orneği olmadan, yaratan BEDÎ dir O.
''Sonsuz'' sozcuğu bile, Ă‚cizdir hakikatte,
''Sonsuz'' sozunden başka, bir şey yok ki, lûgatte,
Verecek guc kalmadı, beyindeki tĂ‚katte,
Hicbir zamana bağlı olmayan, BÂKÎ dir O.
Dunya malı, babadan, miras kalır oğula,
Bu cark, donerek varır, dunyadaki son kula,
Acaba, daha sonra, bunca mal kimin ola ?
Âlemde her zerreye, sonuncu VÂRİS tir O.
Tarifsiz irÂdesi, cok buyuk ve butundur,
Âlemlere verdiği, emri sadece ''Kun''dur,
Bu kelĂ‚m ile her şey, O'nun icin mumkundur,
Hicbir işi, hikmetsiz olmayan REŞÎD dir O.
Cezalar tez olsaydı, hukukunun ozunde,
Hicbir insan kalmazdı, bir anda yeryuzunde,
Hic şuphe olmasın ki , er gec durur sozunde,
Kullara fırsat icin sabreden SABÛR dur O.
Yahyalılı Hacı Hasan Efendi