Hz. Hud Kıssaları


Kuran'da gecen Hz. Hud kıssaları; Hz. Hud'un, Ad Kavmini Allah'a Cağırması ile ilglidir:

Ad (halkına da) kardeşleri Hud'u (gonderdik). Dedi ki: "Ey kavmim, Allah'a ibadet edin, sizin O'ndan başka ilahınız yoktur. Siz yalan olarak (tanrılar) duzenlerden başkası değilsiniz. (Hud Suresi, 50)

Ad (toplumuna da) kardeşleri Hud'u (gonderdik.) (Hud, kavmine "Ey kavmim, Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka ilahınız yoktur. Hala korkup-sakınmayacak mısınız?" dedi. (Araf Suresi, 65)

Hani onlara kardeşleri Hud: "Sakınmaz mısınız?" demişti. Gercek şu ki, ben size gonderilmişguvenilir bir elciyim. Artık Allah'tan korkup-sakının ve bana itaat edin. Buna karşılık ben sizden bir ucret istemiyorum; ucretim yalnızca alemlerin Rabbine aittir. (Şuara Suresi, 124-127)

Âd kavminin helĂ‚k oluşu Kur'Ă‚n-ı kerimde meĂ‚len şoyle bildirilmektedir:

ineAllahu teĂ‚lĂ‚ya şukur ve ibĂ‚dete cağırdı. Fakat Âd kavminin insanları, Hud aleyhisselĂ‚mı dinlemeyip, ona karşı kaba ve inkĂ‚rcı davrandılar. Hûd aleyhisselĂ‚m kavminin bu tutumu uzerine; ''Eğer doğru yola gelmezseniz, haberiniz olsun, ben size tebliğ vazifemi yapıyorum; Rabbim size acı bir azap gonderir de helĂ‚k olursunuz?'' buyurdu. Azgın Âd kavmi, Hûd aleyhisselĂ‚ma; ''Mûcize getirmeden putlarımızı terk etmeyiz.'' dediler. Hûd aleyhisselĂ‚m onlara; ''İstediğiniz mûcize nedir?'' diye sordu. Onlar da ''RuzgĂ‚rı istediğin tarafa cevir!' dediler. Hûd aleyhisselĂ‚m duĂ‚ etti. Allahu teĂ‚lĂ‚; 'Ne tarafa istersen elinle işĂ‚ret et! buyurdu. O da eliyle işĂ‚ret edince, ruzgĂ‚r istediği istikĂ‚mette esmeye başladı. Buyuk kayaların toprak olmasını istediler. Hûd aleyhisselĂ‚mın duĂ‚sı ile bu da oldu. Bu mûcizeleri gordukleri hĂ‚lde inanmayıp hırcınlaşarak koyunların yunlerinin de ipek olmasını istediler. Hûd aleyhisselĂ‚m duĂ‚ etti. koyunların yunu ipek hĂ‚line geldi. Âd kavmi, gosterilen mûcizelere rağmen inanmadılar. ''Sen bizi putlarımızdan ayırmak icin mi geldin? Doğru soyluyorsan, haydi bizi tehdit azĂ‚bı getir de gorelim!'' dediler. Hûd aleyhisselĂ‚m kavmini imĂ‚na dĂ‚vete devĂ‚m etti. Pek az kimse imĂ‚n etti. Kavmi ise hakĂ‚ret edip kendinden gecinceye kadar dovdu. Kavminin ıslĂ‚h olmayacağını anlayan hûd aleyhisselĂ‚m: ''YĂ‚ Rabbi! Sen herşeyi biliyorsun. Ben onlara peygamberliğimi bildirdim. Ey Rabbim! Onlara, ders almalarına vesile olacak bir musibet ver?'' diue bedduĂ‚da bulundu. hûd aleyhisselĂ‚mın bedduĂ‚sını kabul buyuran Allahu teĂ‚lĂ‚, Âd kavmine once kuraklık, kıtlık musibetini verdi. Uc sene muddetle akan pınarlar kurudu. Yeşillikler sarardı, soldu. Meşhûr İrem Bağları yok oldu. İnsanlar bir yudum suya, bir parca ekmeğe muhtac hĂ‚le geldiler. Hayvanlar susuzluktan telef oldular. Devamlı olarak bunaltıcı kuru bir ruzgĂ‚r esiyordu. İnsanlar ağızlarını guclukle acıyor, zor nefes alıyordu. tozdan goz gozu goremiyordu. bu arada Hûd aleyhisselĂ‚m kavmini imĂ‚na, tovbe ve istiğfĂ‚ra dĂ‚vete devĂ‚m ediyordu. Hûd aleyhisselĂ‚mın kavm meĂ‚len şoyle dediği bildirilmektedir:

Hûd'u ve berĂ‚berindeki imĂ‚n edenleri, rahmetimizle kurtardık ve Ă‚yetlerimizi tekzib ederek, yalanlayarak imĂ‚n etmemiş olanların kokunu kestik.'' (A'rĂ‚f sûresi: 72) Hûd aleyhisselĂ‚m ve ona imĂ‚n edenler bu şiddetli kasırgada Allahu teĂ‚lĂ‚ tarafından muhĂ‚faza edildiler. KĂ‚firleri helĂ‚k eden şiddetli fırtına, onlara serinletici ve rahatlatıcı hafif bir ruzgĂ‚r gibi esiyordu. Hûd aleyhisselĂ‚m, Âd kavmi helĂ‚k olduktan sonra, kendine inananlarla birlikte Mekke-i mukerremeye gitti. KĂ‚be-i muazzamanın bulunduğu yerde ibĂ‚det ve taatla meşgul oldu ve orada vefĂ‚t etti. Kabrinin Harem-i şerif (KĂ‚be-i muazzamanın etrĂ‚fındaki mescit) te Hicr denilen yerde bulunduğu rivĂ‚yet edilmektedir.