Yeğen Mehmed Paşa, ceşitli vazîfelerde bulunduktan sonra, 1737 senesinde Nemce (Avusturya) seferini yapmakla gorevlendirildi. Yeğen Mehmed Paşa bu sırada Sultan Birinci Mahmûd HĂ‚nın vezîr-i Ă‚zamı idi.Yeğen Mehmed Paşa, İstanbul'dan hareket etmeden once, Aksaray civĂ‚rında oturmakta olan kızının evini Mehmed Emîn TokĂ‚dî hazretlerine tahsis edip, oraya dĂ‚vet etti. Mehmed Emîn TokĂ‚dî de kabûl edip, orayı teşrif etti. Burada ikĂ‚met ettiği sırada Yeğen Mehmed Paşa sık sık ziyĂ‚retine gidip, sohbetinde bulunurdu. Huzûruna girerken pĂ‚dişĂ‚hın huzûruna girer gibi edeb ve hurmet gosterirdi. Mehmed Emîn Efendi, ona latîfe yollu takılırdı. Fakat o dĂ‚imĂ‚ edeb ve hurmetle huzûrunda dururdu. Yeğen Mehmed Paşa, cıkacağı Avusturya seferi ile ilgili yaptığı hazırlıkları anlatıp duĂ‚ istedi. Mehmed Emîn Efendi de, gozyaşı dokerek zafere kavuşması icin duĂ‚ etti. Yeğen Mehmed Paşa, sefer devĂ‚m ettiği muddetce, Mehmed Emîn Efendinin, tahsis ettiği evde ikĂ‚met etmesini arzu ediyordu. Sefer icin ordunun hazırlanıp, DĂ‚vûd Paşa semtine hareket edeceği sırada, tekrar ziyĂ‚retine gelmişti. Mehmed Emîn Efendi, sefer başlayınca kendi evine doneceğini soyledi. Bunun uzerine Yeğen Mehmed Paşa pek ziyĂ‚de uzulup, tahsis ettiği bu evde kalmasını ve sefer boyunca duĂ‚ etmesini, boylece zafere kavuşacağını cok umid ettiğini soyledi. HattĂ‚, tahsis ettiği bu evden ayrıldıklarını duyduğu yerde, vazifesinden istifĂ‚ edip, seferden de vazgececeğini soyledi. Bunun uzerine Mehmed Emîn Efendi, Vezîr-i Ă‚zam Yeğen Mehmed Paşayı kucaklayıp bağrına bastı. Bir muddet boylece tuttu. Sonra ağlayarak zafer kazanmaları icin duĂ‚ etti. FĂ‚tiha-i şerîfe okudu. Bundan sonra biraz daha sohbet ettiler. Sohbet sırasında yeğen Mehmed Paşaya; "Bizi eve dĂ‚vet edip getirmeni sana kim tavsiye etti?" dedi. O da; "İşlerin cokluğu sebebiyle benim hatırıma boyle bir şey gelmemişti. Fakat DĂ‚russeĂ‚de ağası (İstanbul vĂ‚lisi) Beşîr Ağa birĂ‚deriniz hatırlattı." dedi. Yeğen Mehmed Paşa, cok sevdiği hocası Mehmed Emîn Efendinin duĂ‚sını alarak, Avusturya seferine cıkmak uzere evden ayrıldı.Osmanlı ordusu, Vezîr-i Ă‚zam Yeğen Mehmed Paşa komutasında Avusturya seferine cıktıktan sonra, Mehmed Emîn Efendi, ordunun zafere ulaşması icin cok duĂ‚ etti. HattĂ‚ geceleri uyumayıp zafer icin duĂ‚ edip yalvardı. Bu hĂ‚l yirmi gunden fazla devĂ‚m etti. Bu sebeple tedĂ‚viye ihtiyĂ‚c duyacak derecede rahatsızlandı. Talebesi Seyyid YahyĂ‚ diyor ki: "Bir sabah huzûruna gittiğimde, hastalanmış gordum. Benden ilĂ‚c istedi, temin ettim. İlĂ‚cı kullandı. Sonra berĂ‚berce, talebelerinden KafesdĂ‚r AbdulbĂ‚kî Efendinin evine gittik. Bu talebesi, Mehmed Emîn Efendinin neşeli hĂ‚lini gorunce bana; "Hamdolsun İslĂ‚m askeri mansur ve muzaffer olmuştur. İnşĂ‚allah birkac gune kadar futûhĂ‚t haberi gelir!" dedi. Sonra dostlara ziyĂ‚fet ve sadakalar verdi. Dort gun sonra Tatarlar, Ada kalesinin İslĂ‚m ordusu tarafından fethedildiği haberini getirdiler. Bundan sonra, İslĂ‚m askeri İstanbul'a geldi. Herkes birbirinin gazĂ‚sını tebrik etti. Yeğen Mehmed Paşa, Mehmed Emîn Efendinin ziyĂ‚retine geldi, ağlayarak mubĂ‚rek ayaklarına kapandı. Her ikisi de bir muddet ağladılar. Paşa, Efendinin Ă‚detini bildiğinden, seferde olanları anlattı. Koynundan iki atlas kese altın cıkarıp, seferde iken fakir lere vermek uzere adadığını bildirdi ve fakirlere dağıtmalarını ricĂ‚ etti. Mehmed Emîn Efendi de onların bu adağını ovdu ve netîce verdiğini bildirdi. Kendilerinin halleri ve meşgûl olmaları dolayısı ile, bunu bizzat kendisinin dağıtmalarının daha cabuk ve kolay olacağını soyledi. "Haftada iki gun tebdîl-i kıyĂ‚fetle (kıyĂ‚fet değiştirerek) cık. Her cıktığında cebini doldur. Yedikule civĂ‚rından başla. Orada cok fakir evi vardır. Kapılarını cal. Kim cıkarsa saymadan eline ne gelirse ver. Ve boyle kapı calarak devĂ‚m et. İnşĂ‚allah iki haftada dağıtırsın. Şimdi biz versek, hĂ‚limizce vermemiz îcĂ‚b eder. Gec verilir. Cok versek halk alışır. Hep umarlar. Boyle hareket bize yakışmaz" buyurarak, keseleri zorla yine Paşaya verdi. Mehmed Emîn TokĂ‚dî hazretleri birkac gun sonra kendi evine dondu."
__________________