Adalet Hakkındaki Hadisler
İbnu Sîrîn (rahimehullah) anlatıyor: "Bir adam Hz. Omer (radıyallahu anh)'e gelerek: "Ben ve arkadaşım ihramlı olduğumuz halde Akabe'deki bir tepeye doğru atlarımızla yarış yaptık ve bu esnada bir ceylan oldurduk. Bu fiilimize hukmunuz nedir?" diye sordu. Hz. Omer (radıyallahu anh), yanında bulunan birine: "Gel beraber hukmedelim"dedi. (İbnu Sîrîn) der ki: "İkisi birlikte bir keciye hukmettiler. Bunun uzerine adam dondu ve (yanındakilere): "Omer'e bakın, mu'minlerin emîri ama, bir ceylan hakkında hukum veremiyor, yardımcı olarak bir adam cağırıyor!" dedi. (Bu sozu işiten) Hz.Omer (radıyallahu anh), adamı cağırtıp: "Sen MĂ‚ide suresini okudun mu?" diye sordu. Adam: "Hayır!" deyince: "Pekiyi (hukum vermede yardımını istediğim) bu adamı tanıyor musun?" dedi. Adam bu soruya da: "Hayır!" deyince Hz. Omer: "Eğer, MĂ‚ide suresini okuduğunu soyleseydin dayakla canını yakacaktım" dedi ve ilĂ‚ve etti: "CenĂ‚b-ı Hakk Kitab-ı Mubîn'inde: "Ey iman edenler... İcinizden adalet sahibi iki adam hukum (ve takdir) edecektir..." (MĂ‚ide 95) buyurmuştur. Ve şu da Abdurrahman İbnu Avftır."

* Hz. Ali (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) buyurdular ki: "Kim bir hadd curmu işler de, cezası dunyada verilirse, Allah'ın adaleti kuluna Ă‚hirette ikinci sefer ceza vermeye musaade etmez. Kim de bir hadd curmu işlemiş, Allah da onun gunahını ortmuş ve affetmiş ise, Allàh'ın keremi affettiği.şeyden dolayı ona donup ceza vermeye musaade etmez."

* Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m'ı şu Ă‚yetleri okurken işittim. (MeĂ‚len): Hic şuphesiz Allah size emĂ‚netleri ehline teslim etmenizi ve insanlar arasında hukmettiğiniz zaman adaletle hukmetmenizi emreder. Allah size ne guzel oğut veriyor. Şuphesiz Allah işitir ve gorur" (Nisa 58). Bu sırada Resulullah aleyhissalĂ‚tu vesselam'ın baş parmağını kulağına, onu takib eden (şahĂ‚det) parmağını da gozunun uzerine koyduğunu gordum.''

* Bureyde radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m buyurdular ki: "Kadı uctur: Biri cennetlik, ikisi cehennemliktir. Cennetlik olan, hakkı bilip oyle hukmedendir. Hakkı bilip hukmunde (bile bile) adaletsiz davranan cehennemliktir. Halka cĂ‚hilĂ‚ne hukumde bulunan da cehennemliktir."

* Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m buyurdular ki: "Kim muslumanların kadılık hizmetini talep edip elde etse, sonra adaleti zulmune galebe calsa cennete girer. Zulmu adaletine galebe calsa, ateş onundur."

* Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalĂ‚tu vesselam buyurdular ki: "Kimin iki hanımı olur ve aralarında adaletli davranmazsa Kıyamet gunu (vucudunun) yarısı duşuk olarak gelir." Diğer bir rivayette "Bir tarafı eğri (mefluc) olarak" denmiştir."

* Hz. Aişe radıyallahu anhĂ‚ anlatıyor: "Resulullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m gece taksiminde adalete riayet eder ve derdi ki: "Ey Allahım! Bu taksim benim iktidarımda olanda yaptığım bir taksimdir. Senin muktedir olup benim muktedir olmadığım şeyden dolayı beni levmetme!" Benim muktedir olmadığım" dediği şeyle kalbi kastederdi."

* Hz. CĂ‚bir İbnu Abdillah radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m CurrĂ‚ne'de, işlenmemiş altın ve ganimetleri taksim ediyordu. Taksim edilen mal Hz. Bilal'in eteğinde idi. Bir adam: "Ey Muhammed adil ol! Cunku adalet etmiyorsun!" dedi. AleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m: "Yazık sana! Eğer ben de adil olmazsam, benden sonra kim daha Ă‚dil olur?" diye mukabele etti. Hz. Omer, (Resûlullah'ın uzulduğunu farkederek): "Ey Allah'ın Resulu! Bana musaade buyurun, şu munafığın kellesini ucurayım!" talebinde bulundu. AleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m: "İşte bu adamın mutlaka arkadaşları -veya arkadaşcıkları- var. Bunlar Kur'Ă‚n'ı okurlar, ama okudukları gırtlaklarından aşağı gecmez. Bunlar, okun avı delip gecmesi gibi dinden cıkıp giderler!" buyurdular."

* Ebû Hureyre radiya'llahu anh'den Resûlullah salla'llahu aleyhi ve sellem'in: ben size ne bir şey verebilirim, ne de (verileni) karşılayabilirim. (Veren, vermeyen Allah'tır.) Ben nasıl emr olunduysam (aza az, coğa cok) oyle taksîm ederim! buyurduğu rivĂ‚yet olunmuştur.

* Cubeyr İbn-i Mut'im radiya'llahu anh'den (oğlu Muhammed İbn-i Cubeyr'in) rivĂ‚yetine gore Cubeyr, Resûlullah salla'llahu aleyhi ve sellem ile berĂ‚ber bulunduğu ve Resûlullah ile birtakım kimseler Huneyn (seferin) den donduğu sırada birtakım bedevî araplar ganîmet isteyerek Resûlullah'ın etrĂ‚fına takılmışlardı. HattĂ‚ Resûlullah'ı (son derece ta'cîz ederek) Semure (denilen dikenli bir) ağac altına ilticĂ‚ya mecbûr etmişlerdi de o ağac (ın iri dikenleri) Resûlullah'ın ridĂ‚sını (takılıp) kapmıştı. Bu cihetle Resûlullah' salla'llahu aleyhi ve sellem bir muddet orada tevakkuf buyurup:

- Bana ridĂ‚mı veriniz! demiş ve muteĂ‚kıben (îrĂ‚d ettiği bir nutkun sonunda):

- Şu iri dikenli ağacın dikenleri sayısınca ganîmet devesi ve sığırı farz olunsa, muhakkak ben onları aranızda taksîm ederim. Sonra siz beni ne cimri, ne yalancı, ne de korkak diye ithĂ‚m edebilirsiniz! buyurmuştur.

* İbnu Omer (radıyallahu anhumĂ‚) anlatıyor: "Hayber halkı dediler ki: "Ey Muhammed, bizi bırak, burada kalalım, araziyi ıslĂ‚h edip işleyelim." Resûlullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) da her ekinin ve Resûlullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'ın uygun goreceği. her bir şeyin mahsulunun yarısı onların olmak şartıyla araziyi onlara bıraktı. Abdullah İbnu RevĂ‚ha (radıyallahu anh), her yıl oraya gelir, miktarı tahmin eder ve yarısının karşılığını onlardan alırdı. Yahudiler, Abdullah'ı tahminde gosterdiği titizlik sebebiyle Hz. Peygamber (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'e şikĂ‚yet ettiler. Hatta bir ara (lehlerine gevşek davranması icin) ruşvet vermek istediler. Abdullah onlara: "Bana haram mı yedirmek istiyorsunuz. Vallahi ben en ziyĂ‚de sevdiğim insanın yanından geldim. Sizin topunuz bana maymunlar ve hınzırlardan daha menfurdur. Buna rağmen, benim size olan buğzum, size karşı Ă‚dil olmama mĂ‚ni değildir." Yahudiler, Abdullah (radıyallahu anh)'ı takdir edip:

"İşte bu adalet ve doğrulukla semĂ‚vat ve arz nizam icinde ayakta durur" dediler. Resûlullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m), her bir hanımına her yıl seksen vask hurma, yirmi vask arpa veriyordu. Hz. Omer (radıyallahu anh) zamanında, Yahudiler Muslumanlara hile yaptılar İbnu Omer (radıyallahu anh)'i bir evin damında uyurken geceleyin aşağı attılar, el ve (ayak) bileklerini cıkardılar.

Hz. Omer İbnu'l-HattĂ‚b: "Hayber'de hissesi olan hazırlansın, aralarında taksim edelim" dedi. (Taksim edileceği zaman) reisleri: "Bizi buradan cıkarma. Bizi Resûlullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) ve Hz. Ebu Bekir'in yaptıkları gibi yerlerimizde bırak" dedi. Hz. Omer (radıyallahu anh) ona: "(Kararımızda) Resûlullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m)'ın sozune ters duştuğumuzu mu zannediyorsun?l) Bineğin seni Suriye'ye doğru bir gun, sonra bir gun, sonra bir gun daha koşturmasına ne dersin?" diye cevap verdi. Hz. Omer (radıyallahu anh), Hayber'i, Hudeybiye ashĂ‚bından Hayber Seferi'ne iştirak etmiş olanlar arasında taksim etti.
__________________