Bir gun ikindi vakti yanına bir misĂ‚fir geldi. Tencerede bir parca et vardı. Eti pişirip misĂ‚fire ikrĂ‚m edeyim diye duşundu. Fakat, yemeği hazırlamak icin de misĂ‚firin yanından ayrılamadı.
NihĂ‚yet akşam vakti oldu. Namazlarını kıldılar. Kendisi de, misĂ‚firi de oruclu idiler. NihĂ‚yet evde bulunan bir kuru ekmek ve bir mikdar suyu misĂ‚fire ikrĂ‚m icin hazırladı. Sonra, etin bulunduğu tencerenin Allahu teĂ‚lĂ‚nın izni ile kaynadığını ve yemeğin cok guzel piştiğini gordu. MisĂ‚fire ikrĂ‚m ile iftarı birlikte yaptılar.
MisÂfir;
-HayĂ‚tımda bu kadar lezzetli bir yemek yemedim, deyince,
RÂbia-tul Adeviyye;
-Her hĂ‚linde Allahu teĂ‚lĂ‚yı hatırlıyan ve sĂ‚dece O'nun rızĂ‚sını istiyenlere işte boyle yemek pişirirler, buyurdu.
__________________