Gunumuzde din ve iman adına, yaptığımız en buyuk yanlışlardan biriside, Hadisler olmasaydı, Allah ın emri olan namazı nasıl kılacağımızı, zekÂtı nasıl vereceğimizi, orucumuzu nasıl tutacağımızı, Haccı nasıl yapacağımızı bilemezdik duşuncesine iman etmek olmuştur.
Bir konuyu doğru anlamak icin, takip ettiğimiz yol ve yontem, eğer yanlışsa, anlamaya calıştığımız konunun da acıkca doğru anlaşılması, asla mumkun olmayacaktır.
Acaba bizler dinimizi yaşadığımız, Kur’an ı anlamak adına takip ettiğimiz yol ve yontem doğrumu? Yani Kur’an dan istifade ederken, doğru bir yol uzerinde miyiz? Allahın katından indirilen, eşi benzeri olmayan, hadi bir benzerini getirsinler diyen Rabbin kelamına, yanlış bir yontemle, yanlış pencereden bakıyorsak, doğru cevapları bulabilir miyiz?
Gelin bunu birlikte, Allah ın kelamından yararlanıp, uzerinde duşunerek anlamaya calışalım. Gercekten Allah bizlerin sorumlu olduğu, imtihanımızın olacağı kitabın farz hukumlerini yerine getirmek adına, Kur’an da gereken detayları vermemiş, acıklamamış olabilir mi? Vermediğine inandığımızda, Allah acıklamadığı, detay vermediği bir konudan sorumlu tutar mı bizleri?
Duşebiliyor musunuz, Allah sizlere oyle bir rehber gonderdim ki, butun şanınız, şerefiniz, bilgi kaynağınız, kurtuluşunuz, imtihan olacağınız kaynak, tutunacağınız, sarılacağınız tek rehber KUR’AN dır diyor. Bizler ise, Allah ın rehberinde cok onemsediği namaz, zekÂt, oruc ve hac konusunda, bizlere gereken detayın olmadığını, Kur’an a gore bu onemli ibadetleri yapmamız mumkun olamayacağını soyleyebiliyoruz. Bu fikre inanmakla acaba bizler, buyuk bir yanılgının icinde olabileceğimizi hic duşunduk mu?
Acaba bu sozleri soyleyenler ve inananlar Kur’an ı,ameli icraat boyutunda yetersiz gorenler,(HÂŞÂ

ne soylediğinin farkındalar mı? Hukum yalnız benimdir diyen, Rahmanın sozlerini duymazdan gelenler, Allah hic kimseyi hukmune ortak etmez, biz Kur’an da sizlere lazım olan her şeyden nice ornekler verdik, Allah unutkan değildir, sizlere indirdiğimiz Kur’an yetmiyor mu, Kur’an dan sonra hangi soze inanacaksınız, Kur’an ın ipine sarılın dediğini de, elbette fark edemeyeceklerdir.
Hadi bir benzerini getirin diyen Allah a inatla, bugun nice beşerin yazdığı kitapları, Kur’an ın karşısına koyup, adeta Kur’an ile eş gorerek, bunlarda Allah ın bilmem kimin gonlune, kalbine vahiy olarak indirdikleridir ve bu kitaplar Kur’an ayetlerinin ayetidir diyenler, şunu sakın unutmasınlar. Bu işin şakası yoktur. Allah ve resulu ile şaka yapılmaz, duşunmeden ise hic konuşulmaz.
Tum bu sozleri soyleyenlere ve inananlara, tek bir hatırlatmam olacak. Allah ın sizlere rehber olsun diye gonderdim dediği kitabı yetersiz gorup rivayetleri, emin olmadığımız bilgileri Kur’an ın onune gecirerek, onlar olmasaydı bu ibadetleri yapamazdık, cunku Kur’an ı anlayamazdık diyerek, HARAM batağının icine boğazımıza kadar batmayalım. Bunu yapanlar, asla Rabbin gazabından kurtulamayacağını bilmelidirler.
Allah ın ayetlerinden ders almayanlara, soyleyecek sozum elbette yoktur. Benim sozum Allah ile aldatılan din kardeşlerimedir. Gonlunde Kur’an nuru olan, kalbinde Allah ve peygamber aşkını taşıyan kardeşlerime, yine Allah ın rehberinden ornekler vermek istiyorum ve bu ornekler uzerinde duşunen, aklını kullanan, tum gercekleri gorecektir. Cunku peygamberimizde, yalnız Kur’an a uymuş ve topluma yalnız Kur’an ı tebliğ etme gorevi almıştır.
Ahzap 2: Rabbinden sana vah yedilene uy! Allah, yapmakta olduklarınızdan en iyi bicimde haberdardır.
Enam 19: De ki: Hangi şey şahadetce en buyuktur? De ki: Benimle sizin aranızda Allah şahittir. Bu Kur'an bana, kendisiyle sizi ve ulaştığı herkesi uyarmam icin vahyolundu………
Araf suresi 3; Rabbinizden size indirilene uyun; O'nun berisinden bir takım
velilerin ardına duşmeyin! Siz ne kadar da az oğut alıyorsunuz.
Maide 67. Ey resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik gorevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Allah, kufre batmış topluluğa kılavuzluk etmez.
Bakara 5. İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet uzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.
Muhammet 2: İman edip yararlı işler yapanların, Rableri tarafından hak olarak Muhammed'e indirilene inananların gunahlarını Allah ortmuş ve hallerini duzeltmiştir.
Lutfen dikkatle duşunelim bu ayetleri. Allah ın elcisi topluma yalnız Kur’an ı tebliğ etme ve onun la hukmetme gorevi aldığı, sizce cok acık değil mi? Allah kurtuluşa ereceklerin, gunahlarını bağışladığı kullarının, kimler olduğundan bahsediyor? Elbette yalnızca Kur’an ın ipine sarılanların. Peygamberimizde yalnız Kur’an a iman ettiyse, nasıl olurda Kur’an ın acıklamadığı, detay vermediği bir konuda, peygamberimizin hukum verdiğine inanırız, bunu duşunen var mı?
Ama bizler kalkıp Allah ın cok onemsediği namaz, zekÂt, oruc ve hac konusunda bizlere rehber olsun diye gonderdiği Kur’an da, hala Allah ın detay vermediğini, bizlere ulaşan rivayet hadisler olmasaydı, asla bu farz gorevlerimizi yapamazdık diyebiliyoruz. Yaptığımız saygısızlığın farkında mıyız? Farkında olmadığımız cok acık. Allah bizleri affetsin.
Mezhepleri duşunun. Bahsettiğimiz bu ibadetler dort mezhepte de, Kur’an ın emrettiklerine ilaveleri, farklı uygulanır. İşin ilginci hepside uygulamadaki bu farklılıkları, peygamberimizin hadislerine dayandırırlar. Peygamberimiz aynı konuda farklı farklı sozler soylemeyeceğine gore, bir yerlerde buyuk bir yanlış yok mu? Kendilerine sorduklarında, herkes yaptıklarının en doğru olduğunu savunuyor. Sizce Allah bizleri, boyle bir yola yonlendirmiş olabilir mi? Bununda cevabını elbette Kur’an veriyor ve bakın dinde bolunme konusunda bizleri nasıl uyarıyor.
Enam 159

inlerini parca parca edip guruplara ayrılanlar var ya, senin onlarla hicbir ilişkin yoktur. Onların işi ancak Allah'a kalmıştır. Sonra Allah onlara yaptıklarını bildirecektir.
Dort halife devrine kadar, hicbir mezhebin kurulmasına izin verilmediği halde, yeni halifenin menfaat ve cekişmelerin had safhaya varmasından dolayı secilememesi neticesinde, İslam dininin bolunmesini ve toplumların birbirine duşman olmasını gormezden gelenlerin, bunu normal karşılayarak, dinde bolunmenin dine bereket, guzellik getirdiğini soyleyenler, bunun vebalini taşıdıklarını unutmamalıdırlar.
Neredeyse Kur’an ı HÂŞÂ yetersiz gorup, rivayet hadisler olmasaydı, dinimizi yaşayamazdık diyenlere şunu hatırlatmak isterim. Tum hadisler BİR RİVAYETE GORE diye başlar ve anlatılır. Rivayet soylenti anlamındadır. İcinde doğru bilgide bulunma ihtimali olan sozlerdir. Rivayet bilgilere dayanarak, nasıl olurda dine hukum ilave yaparız ve bunlar olmasaydı, dinimizi doğru yaşayamazdık deriz?
Nasıl olur ebedi yaşamımızı, rivayetlere endeksleyerek yaşayıp, riske atarız, bunu duşunemiyor muyuz? Hani Hukum veren, yalnız benim, biz bu kitapta hicbir şeyi eksik bırakmadık, Kur’an ın ipine sarılın diyordu Allah? Bu ayetleri unuttuk mu? Yoksa beşeri itikatlarımıza, kurban mı ettik Allah ın ayetlerini?
Bizler gunluk yaşantımızda bile yapmayacağımız hataları, din ve iman adına Kur’an a yaptığımızın farkın damıyız? Sizlere eşiniz ya da cocuğunuz ile ilgili sizin hoşunuza gitmeyen bir bilgi aktarılsalar, hemen kabul eder misiniz? Kesinlikle hayır hemen araştırırsınız, doğruyu bulmak icin kanıt ararsınız. Peki dinimizi yaşamak adına, bu Dunyada gosterdiğimiz hassasiyeti, neden inancımızda, imanımızı yaşarken gostermiyoruz?
Bizlere bir rivayete gore diye başlayan bir bilgiyi aktarıyorlar, ama biz hic şuphe duymadan araştırmadan, sorumlu olduğumuz, imtihanımızı yaşadığımız kitaba, rehbere danışmadan hemen kabul edebiliyoruz. Sizce yaptığımız bu davranış doğru olabilir mi? Akla, mantığa, Kur’an a uyuyor mu?
Elbette din ve iman adına her bilgiden, peygamberimizin hadislerinden onun ornek yaşamından yararlanmalıyız. Ama bunu yine peygamberimizin işaret ettiği yontemi kullanarak yapmalıyız.Yani elimizdeki Allah ın rehberi ile karşılaştırmalıyız. Cunku Kur’an da bircok ayetinde Allah elcisine, kullarıma yalnız Kur’an ile hukmet emrini vermiştir. Peygamberimizde zaten bircok hadisinde, bizlerin bu konudaki dikkatini cekmiş ve bir hadisinde bakın nasıl uyarmıştır bizleri.
(Allah’ın kitabında helal kıldığı helal, haram kıldığı haramdır. Hakkında sustuğu ise serbesttir. Allah’ın serbest bıraktıklarını kabul edin ve bilin ki Allah hicbir şeyi unutucu değildir.)
Allah ın dinde sakın bolunmeyin emrine kulak bile asmayanlar, bu bolunmeyi susleye pusluye bizlere sunarak, bolunmekte bereket vardır deme cesaretini dahi gostermişlerdir. Bunlarda yetmemiş, Allah ın vermediği hukumleri, bunlarda dinin emridir, bunlar olmazsa namazımızı kılamayız, kıldığımız namaz kabul olmaz şekline burundurup, Allah ın iradesine bile mudahale ederek, oyle ilaveler yapmışlardır ki, neyin Allah emri olduğu, artık toplum tarafından anlaşılmaz olmuştur.
Allah Casiye suresi 20. ayetinde;
(Bu Kur'an, insanların kalp gozlerini acacak ışıklardan oluşur. Gereğince inanan bir toplum icin de bir kılavuz ve bir rahmettir o der bizlere)
Allah Kur’an ın, bizlerin kalp gozlerini acacağını, inanan bir toplum icinde kılavuz ve rahmet olacağını soylediği halde, hala bizler Allah ın rahmetini, rehberliğini, rivayetler yoluyla bizlere gelen bilgilerle değiştirebiliyor ve beşeri bilgiler olmasaydı, Kur’an ı anlayamazdık, ibadetlerimizi yapamazdık deme gafletine bile duşuyoruz.
Nasıl olurda Allah katından gelen eşi benzeri olmayan bir rehber, yol gosterici bir ışık, bir başka beşeri rehber olmasaydı anlaşılmaz ve gereği gibi uygulanmazdı diyebiliriz? Sanırım bizler duşunme melekemizi yitirdik, Allah ın ornek verdiği gibi gozlerimiz ve gonlumuz perdelenmiş, muhurlenmiş. Bunun mantıklı hicbir acıklaması yok başka.
Allah bakın aşağıdaki ayette bizlere neler anlatmak istiyor.
Nur 34:Yemin olsun ki, size, gerceği acık-secik anlatan ayetler, sizden once gelip gecmiş olanlardan ornekler, korunanlar icin de bir oğut indirdik.
Allah yemin ederek bizlere, tum gercekleri acık secik bildirdiğini soyluyor. Peki bizler ne diyoruz? Allah bizleri sorumlu tuttuğu, hesap soracağı farz ibadetlerin detayını vermemiştir. Eğer rivayet hadisler olmasaydı, biz bu gorevlerimizi yerine getiremezdik, deme cesaretini gosteriyoruz. Hani Yaradan, hic bir şeyi biz bu kitapta eksik bırakmadık, her şeyi acık, secik anlattık diyordu? Duyan, işiten var mı Rabbin sozlerini? Kur’an devre dışı kalınca, elbette Rahman ın sozlerini duyanda olmayacaktır.
Rabbim bizleri affet. Bu ne saygısızlık anlayamıyorum. Allah Kur’an da verdiği bir ornek geldi aklıma. Siz olsanız hemen cezalandırırsınız, ama ben muhlet veririm diyordu. Gercekten de cok doğru, Kur’an a yapılan bu kadar acık bir saygısızlığa, doğrusu benim nefsim tahammul edemiyor.
Bir beşerin yazdığı kitaba dahi yapmayacağımız bu saygısızlığı bizler, Allah ın kitabına yaparak, onun kitabında, gereken detayların olmadığını, Allah sorumlu olduğumuz konularda hukmunu verdiği halde, nasıl yapılacağının izahının yeteri kadar Kur’an da olmadığını soyleyerek, birde doğru yol uzerinde olduğumuzu zannediyoruz.Aman Allah ım, bu ne buyuk bir yanılgı.
Allah bizlere, elcisinin gorev ve sorumluluğunu cok daha iyi anlatabilmek icin, dine herhangi bir ilave yapıp yapamayacağını, bakın nasıl anlatıyor ve apacık soyluyor. Tabi gozler perdeli, gonuller muhurluyse yapacak hic bir şey yok demektir.
Hakka44;Eğer bazı lafları bizim sozlerimiz diye ortaya surseydi, 45 -Yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık. 46- Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik.
Değerli din kardeşlerim, siz bu ayetten, peygamberimizin Allah ın vermediği hukumleri verme, ya da dine ilave yapma yetkisinin olduğunu mu, yoksa asla Kur’an dışından bir hukum verilemeyeceğini mi anladınız? Doğrusu bu ayeti acıklama gereği dahi duymuyorum.
Allah oyle bir ayetle bizleri uyarıyor ki, inanc sınırlarımızı keskin bir bıcak gibi kesiyor ve bakın ne diyor.
İsra 36:Hakkında bilgin olmayan şeyin
ardına duşme! Cunku kulak, goz ve gonlun hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.
Sizlere soruyorum, emin olduğunuz kesin kanıt ve delili olan bilgi sizce hangisidir? Elbette emin olduğumuz, Allah ın koruması altındaki, imtihanımızın olacağı KUR’AN dır. Ne yazık ki aynı değerde kabul goren ve tıpkı Kur’an gibi korunduğu iddia edilen Rivayet hadisler de, Allah ın koruması altında olduğu gunumuzde soylenmekte ve inanılmaktadır. Bunları soyleyenler ve inananlar bizlerin yaratıcısı Allah ın gonderdiği, eşi ve benzeri olmayan Kur’an a bakın bir başka hatayı daha nasıl yapıyorlar ve bakın ne soyluyorlar.
( Resulullah, Kur'an-ı kerimde, kısa ve kapalı olarak bildirilenleri acıklamasaydı, Kur'an-ı kerim kapalı kalırdı.)
Rabbim sen bizleri affet. Sanırım bu gelen NURUN Allah katından geldiğini unutuyorlar. Tıpkı bizlerde Yahudilerin ve Hıristiyanların yaptığı yanılgılara duşerek peygamberimize, Allah ın vermediği yetkileri, sorumlulukları vererek dinden cok ama cok uzaklaşıyoruz. HÂlbuki peygamberimizin bu konudaki yetki ve sorumluluğunu bizlerin anlayabilmesi icin, bakın Allah nasıl bir acıklama yapıyor.
Ankebut 50:Dediler ki: "Ona Rabbinden mucizeler indirilseydi ya!" De ki: "Mucizeler Allah katındadır. Bana gelince, ben acıkca uyaran biriyim. Hepsi bu.
Enam 48:Biz peygamberleri ancak mujdeleyiciler ve uyarıcılar olarak gondeririz. Kim iman eder ve kendini duzeltirse onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olacak değillerdir.
Kur’an ın indirilmesinin en onemli nedeni, Yahudilerin ve Hıristiyanların, elcilerinin bu Dunyadan ayrılmalarından sonra, peygamberlerini Allah ın oğlu ilan edip, onlara Allah ın yuklemediği yetkileri yukleyerek, Allahın rehberinden uzaklaşıp, edindikleri velilerin ve kitaplarının ardı sıra giderek, gelecek nesillere yalan yanlış bilgileri aktararak, dinden uzaklaşmaları nedeniyle Kur’an indirilmiştir. Bizlerde ne yazık ki aynı hataları yapmaya devam ediyoruz ve elbette bizlerde Allah ın dininden oyle bir uzaklaştık ki, cahiliye devrini hic aratmıyoruz.
Ama bizlerin bir şansı var. Allah başka uyarıcı kitap ve elci gondermeyeceğini soylediğinden, koruması altına aldığı rehberi, guneşi, gonul gozu sapasağlam elimizde duruyor. Gelin ona yaptığımız saygısızlıktan artık vazgecelim.
Allah namaz kılın, oruc tutun, zekÂt verin, hacca gidin diyorsa, bizleri sorumlu tuttuğu rehberinde, şunu sakın unutmayalım ki, yapmamızı emrettiği sorumlulukların şartlarını, kurallarını da rehberinde acıklamış ve belirtmiştir.
Allah sozunde, vaadinde durandır. Acıklamadığı, detay vermediği bir hukumden bizleri hic sorumlu tutar mı?Bunu damı akıl edemiyoruz? Zaten Kur’an bizleri ilgilendiren, gereken her detayın verildiğini de soyluyor. Bizlerin yaptığı yanlış, beşerin ilavelerini Kur’an da bulamadığımızda, takındığımız yanlış tavırdan kaynaklanmaktadır. Once bunun bilincinde olmalıyız.
Madem Kur’an dan sorumluyuz, gelin Kur’an a sorumlu olduğumuz rehber bilinciyle bakalım. İşte o zaman bizlere gereken her detayın, Kur’an da olduğunu bakın nasıl goreceğiz. Geleneksel İslam ın bizlere oğrettiği, ilaveleri o zaman cok daha acık fark edip, onlarında inancımızda bilincli olduğumuzda, hicbir zararın olmadığını gorup, yanlışları temizleyip, Kur’an a yaptığımız saygısızlıktan da kurtulmuş olacağız.
Kur’an Allah katından indirilen NURDUR, bunu sakın unutmayalım. Allah ın nuru ne eksik olur, nede gerekenden fazla. Allah ın nurunu anlamak ve yaşamak icin, bir beşerin kitabına ihtiyacın olduğunu soylemenin korkunc gunahını, lutfen artık fark edelim.
Allah yemin ederek bu kitabı sizler icin kolaylaştırdım diyorsa, gelin onu zorlaştırmanın yarışına girmeyelim. Cunku bunu yaparak, dinden uzaklaşacağımızın farkına varalım.
Dilerim Rabbimden, Kur’an ın nurunun farkında olan Kullarından oluruz.
Saygılarımla Haluk GUMUŞTABAK
__________________