Ahzab 50 diyorki :
YĂ‚ eyyuhen nebiyyu innĂ‚ ahlelnĂ‚ leke ezvĂ‚cekelletî Ă‚teyte ucûrehunne ve mĂ‚ meleket yemînuke mimmĂ‚ efĂ‚allĂ‚hu aleyke ve benĂ‚ti ammike ve benĂ‚ti ammĂ‚tike ve benĂ‚ti hĂ‚like ve benĂ‚ti halĂ‚tikellĂ‚tî hĂ‚cerne meĂ‚k(meĂ‚ke), vemreeten mu’mineten in vehebet nefsehĂ‚ lin nebiyyi in erĂ‚den nebiyyu en yestenkihahĂ‚ hĂ‚lisaten leke min dûnil mu’minîn(mu’minîne), kad alimnĂ‚ mĂ‚ faradnĂ‚ aleyhim fî ezvĂ‚cihim ve mĂ‚ meleket eymĂ‚nuhum li keylĂ‚ yekûne aleyke harac(haracun), ve kĂ‚nallĂ‚hu gafûran rahîmĂ‚(rahîmen).
1.y eyyuhÂ: ey
2.en nebiyyu: nebî, peygamber
3.innÂ: muhakkak biz
4.ahlelnĂ‚: helĂ‚l kıldık
5.leke: senin icin, sana
6.ezvĂ‚ce-ke: senin zevcelerin, hanımların, eşlerin
7.elletî: ki o
8.Âteyte: sen verdin
9.ucûre-hunne (hunne) (hum): onların ucretleri : onlar (kadınlar icin) : onlar (erkekler icin)
10.ve mĂ‚: ve şey
11.meleket: sahip oldu
12.yemînu-ke (mĂ‚ meleket yemînu-ke): senin elin : (elinin altında sahip olduğun)
13.mimmĂ‚ (min mĂ‚): şeyden
14.efÂallÂhu (efÂe allÂhu): Allah ganimet olarak verdi
15.aleyke: sana
16.ve benĂ‚ti: ve kızları
17.ammi-ke: senin amcan
18.ve benĂ‚ti: ve kızları
19.ammÂti-ke: senin halan
20.ve benĂ‚ti: ve kızları
21.hĂ‚li-ke: dayın
22.ve benĂ‚ti: ve kızları
23.halÂti-ke: senin teyzen
24.ellĂ‚tî: ki o (kadın)
25.hÂcerne: hicret etti
26.meÂ-ke: seninle beraber
27.vemreeten (ve imreeten): ve kadın, hanım
28.mu'mineten: bir mu'min (kadın)
29.in: eğer
30.vehebet: hibe etti
31.nefse-hÂ: nefsini, kendini
32.li en nebiyyi: nebî (peygamber) icin
33.in erĂ‚de: eğer isterse
34.en nebiyyu: nebî, peygamber
35.en yestenkiha-hÂ: onu nikÂh etmek ister
36.hÂlisaten: ... a has olarak, ozel olarak
37.leke: sana
38.min dûni: başka (haric)
39.el mu'minîne: mu'minler
40.kad: oldu
41.alimnÂ: biz bildik
42.mĂ‚ faradnĂ‚: farz kıldığımız şeyi
43.aleyhim: onların uzerine, onlara
44.fî: icinde, hakkında, konusunda
45.ezvĂ‚ci-him: onların zevceleri, hanımları
46.ve mĂ‚ meleket eymĂ‚nu-hum: ve onların elleri altında olan
47.li keylĂ‚ yekûne: olmaması icin
48.aleyke: sana
49.haracun: zorluk, gucluk
50.ve kĂ‚nallĂ‚hu (ve kĂ‚ne allĂ‚hu): ve Allah oldu (dır)
51.gafûran: gafur, mağfiret eden
52.rahîmen: rahîm (Rahîm esmasıyla tecelli eden)
Turkcesi
Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helĂ‚l kıldık. Ayrıca, diğer mu’minlere değil de, sana has olmak uzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber’e bağışlayan, Peygamber’in de kendisini nikĂ‚hlamak istediği herhangi bir mu’min kadını da (sana helĂ‚l kıldık.) Mu’minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Butun bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması icindir. Allah cok bağışlayıcıdır, cok merhamet edicidir.
İNSAN GİBİ CEVAP VERİN
__________________