Bilen, ilim sÂhibi.
1. Her şeyi bilen mĂ‚nĂ‚sına Allahu teĂ‚lĂ‚nın sıfatlarından biri.
Allahu teĂ‚lĂ‚ gizliyi de Ă‚şikar olanı da Ă‚limdir. (Haşr sûresi: 22)
2. ZamĂ‚nın fen ve edebiyĂ‚t bilgilerinde yetişmiş, Kur'Ă‚n-ı kerîmin ve yuzbinlerce hadîs-i şerîfin mĂ‚nĂ‚sını ezberden bilen, İslĂ‚m'ın yirmi ana ilmi ve bunların kolları olan seksen ilminde mutehassıs (uzman), tasavvufun (evliyĂ‚lığın) en yuksek derecesi ne ulaşmış, yetişmiş ve yetiştirebilen muctehid.
Âlimler peygamberlerin vĂ‚risleridir. (Hadîs-i şerîf-BuhĂ‚r&#238
Ummetimin Ă‚limlerine hurmet ediniz. Onlar yeryuzunun yıldızlarıdır. ( Hadîs- i şerîf-Kunûz-ul-HakĂ‚ik)
Âlimin yuzune bakmak İbĂ‚dettir. (Hadîs-i şerîf-Kunûz-ul-HakĂ‚ik)
Âlimin uykusu, cĂ‚hilin ibĂ‚detinden hayırlıdır. (Hadîs-i şerîf-İhyĂ‚-u ulûmiddîn)
Âlimleri hafife alanların Ă‚hireti, umerĂ‚yı (devlet başkanlarını) hafife alanların dunyĂ‚sı, dostlarını hafife alanların muruvveti (insanlığı) yıkılır. (Abdullah bin MubĂ‚rek)
3. Bir ilim dalında yetişmiş mutehassıs kimse (uzman).
Allahu teĂ‚lĂ‚ birine iyilik vermek isterse onu fıkıh Ă‚limi yapar. (Hadîs-i şerîf-BuhĂ‚r&#238
Fıkıh Ă‚limleri kıymetlidir. Onlarla berĂ‚ber bulunmak ibĂ‚dettir. (İbn-i Âbidîn)
Âlimin kıymetini ancak Ă‚lim anlar. (Seyyid Abdulhakîm ArvĂ‚s&#238
4. Oğreten, oğretici.
Ya Ă‚lim, ya talebe, yĂ‚hut bunları dinleyici ol. Bu ucten olmazsan helĂ‚k olursun. (Hadîs-i şerîf-Ahmed ibni Hanbel) Âlimin bir nazarı bulunmaz hazînedir Bir sohbeti yıllarca bitmez kutuphĂ‚nedir.
(SeÂdet-i Ebediyye)

__________________