Şukurler olsun ulke olarak en buyuk sorunumuzu hallettik. Artık kaşığımızın, catalımızın nerede duracağını oğrendik. Bıcağımızın ne tarafa bakacağını, bardağımızın yonunu cok iyi biliyoruz. En onemlisi mumu, şamdanı yanmayan sofraya asla oturmayacağımızı beynimize kazıdık.

Son zamanlarda televizyon kanallarımızda peşpeşe başlayan yemek programları icin ne demeli bilemiyorum. Farklı yemekler oğrenebilmek amacı ile akşamuzerleri seyrettiğim bu programlar zaman icinde haber sonrası kuşağını sardı sarmaladı. Yani, cok daha oğretici, aydınlatıcı programlar olması gereken saatlerde, beş kişinin didişmesinden oluşan tuhaflıklar zincirine tanık olmaya başladık. Ustelik ilk defa mutfağa girdiğini itiraf eden yarışmacılarla.

Peki, bu insanlar hangi olculer gozonune alınarak secildi. Kavgacı, dedikoducu oldukları icin mi? Bu kadar mı cok seviyoruz; seviyesiz nitelikleri. ''Seyretme, olsun bitsin'' deniyor nedense bu gibi durumlarda. Kaliteli ve gercek yayıncılık yapmak yerine seyretmemek. İlki zor olsa gerek. Ulkemiz gerceklerini, sorunlarını ancak gece yarısı programlarında izleyebiliyoruz.

Biz; safsatalarla uğraşmaya, birbirimizi yemeğe devam edelim. Birileri koca koca catal bıcaklarını cıkartmış ağızlarının suyu aka aka kendilerine ziyafet sofrası hazırlıyor.

Afiyet olsun.

Kaynak: http://rayegandan.blogspot.com

__________________