Bir mu'min icin tevbe kapısı her an acıktır; ne var ki, insan, altından kalkılmaz hesaplarla otelere gitmemek icin hep temkinli davranmalı, surekli temiz yaşamalı, ezkaza kirlenmişse hemen temizlenmeye calışmalı; elinde fırsat varken gunah ve kul hakkı gibi ağırlıklardan kurtulmanın yollarını araştırmalı ve olume her an hazırlıklı olmalıdır.
Şayet, zamanında bunları yapamamışsa, hic olmazsa, otelere yolculuk hesabına net sinyaller almaya başladığı vakit, hayatını bir kere daha gozden gecirmeli, bari omrunun geriye kalan kısmını imar etmeli ve olup giderken kendi harabesinin altında kalmamaya bakmalıdır.
İnanan bir insan, sebepler acısından cok az bir omrunun kaldığını duşunuyorsa, -ki bu bir ay da olabilir bir hafta da, bir gun de olabilir bir saat de- Allah'ın lutfettiği iman blokajını cok iyi değerlendirmeli; mumkun olduğu kadarıyla farz ibadetlerinden eksik kalanları kaza etmeli ve hususiyle uzerindeki kul haklarını odeyerek onlardan kurtulmaya gayret gostermelidir. Gıybetini yaptığı, hakkını yediği, bir kotuluk ettiği... kim varsa, onlara ulaşmanın ve helallik almanın bir yolunu mutlaka bulmalıdır. Hatta gerekirse, bir gazeteye, bir televizyona ya da bir radyoya ilan vermeli ama ne yapıp edip ahirete gorulmemiş hesaplarla gitmeme cehdi sergilemelidir. Bir an once vasiyetini yapmalı; "Falana şunu verin, filana bunu deyin; şuna hakkını odeyin!.." demeli ve kul hakları acısından butun butun temizlenme arzusunu ortaya koymalıdır. O, gucunun yettiği kadarını yapmaya calışırsa, inşaallah eksiklerini de CenĂ‚b-ı Hak tamamlayacaktır.
Ne var ki, boyle bir akıbet MevlĂ‚-yı MuteĂ‚l'in surpriz iltifatlarına vĂ‚bestedir; hĂ‚lis mu'min ise, hayatını harikulĂ‚deliklere ve surprizlere bina edemez/etmemelidir. Bu itibarla da, o doğrudan doğruya haram ve helal mulahazasına bağlı yaşamalı; hakkı hak bilmeli, hem Allah'ın hakkına hem de hukuk-u ibĂ‚da riayet etmeli ve şayet bir haksızlık yapmışsa, ilk fırsatta ondan arınma yollarını araştırmalıdır.
Mevzuyla alĂ‚kalı son bir husus da, olume iyice yaklaştığını duşunen bir insanın havf-recĂ‚ dengesidir. İmam GazĂ‚lî Hazretleri'nin yaklaşımıyla, Allah korkusunun insanı gunahlardan uzaklaştırıp, sevap atmosferine yaklaştırdığı yerlerde surekli havf soluklamak; yeis cukurlarına duşmenin muhtemel olduğu veya olum emĂ‚relerinin iyice belirdiği zamanlarda da recĂ‚ya sarılmak bir esas olmalıdır. Evet, insanı lĂ‚ubĂ‚liliğe iten "nasıl olsa kurtulurum" mulahazasına karşı korku unsurlarını one cıkarmak, umitsizlik hazanlarının esip-durduğu anlarda da recĂ‚ seralarına sığınmak lazımdır. Şu kadar var ki, recĂ‚nın boş ve amelsiz bir temennî değil, rahmeti ihtizĂ‚za getirme yolunda kavlî ve fiilî butun vesileleri değerlendirerek, İlahî dergĂ‚ha ilticĂ‚ kapılarını zorlamanın unvanı olduğu da hic unutulmamalıdır.
__________________