İlk mektebi bitirirler.
Orta, mektebi, lise, universite bilirler…
Bunlar doğrudan doğruya bu yola girerlerse Salihin Mertebesine kadar yukselirler.
Onlara aşağıda sual yoktur.
Pasoları vardır….
”Buyurun!” derler.
Bu buyurun paso da burada alınır oğlum, burada!.
Namaz kılmaklanda değil haa….
Namaz kılmak oruc tutmak Allah’a inandığını ispat icin şukr icin…
İş bundan sana ne geliyor…
Şeftaliyi şeyden aldın odanın koşesinden aldın ektin mi?
işte bu namazda ekilir…..
Şimdi de var yok değil haaa!..
Boş değilsinizzz!...
Eskiden ihtiyarlar vardı.
Yaşlandıkca nurlaşırlardı…
İhtiyar kadınlar, ihtiyar dedeler hepisi….
Ben o kadar Avrupa memleketlerinde gezdim, ihtiyarlaşıp da guzelleşen bir gavur karısı gormedim….
Hepsi boooyle bişeye benziyorlar...
Bizde en pis kadın bile….
En pis dediğimiz İslam karısı bir defa secdeye başını koymuşsa….
yaşlandıkca guzelleşir…..
yaşlandıkca guzelleşir…..
yaşlandıkca guzelleşir…..
Sonunda da temiz giderse aşağıda da melekleşir oğlum! .
Onun icin İslam deyip de boyle gecmemek lazımdır.
”Ve bunlar diyor, aşağıda Allah’ın buyuk nimetleriyle karşılaşırlar’’
Bunlar masal değil!
Bunlar Allah’ın kelĂ‚mında Hazreti Resûlu Ekrem’in bize Allah tarafından kendisine Cebrail’le getiren Kur’an-ı Kerîm’in icinde ki Ă‚yetler…
Sacma macma… falan Hasan Efendinin , Mehmet beyin romanı değil!....
Onun icun CenĂ‚b-ı Peygamber Efendimizin bir Hadisi vardır:
”Salihler sozu anıldığı yerde”
Salihler kim?
İşte deminden beri anlatıyoruz….
“Bunların sozleri, menkabeleri anıldığı yere rahmet iner… Feyz-i mağfiret yağar!” diyor, CenĂ‚b-ı Peygamber…
Sizler evinizde oturun …
Hacı amcanın gelmiş Omer Efendi evine, akşam aile efradıyla birlikte cocuklar mocukları…
Soba yanıyor falan….
Hanımı fındık cıkarmış, cay koymuş bilmemle etmişler…
Onlarda oturuyorlar boyle…
Acmışlar mesela bir Velîyullah’ın sozlerinden bahsediyorlar…..
Diyor ki…
“Sahabeler şoyleydi…
Beyazıd-ı Bestami boyleydi….
Hazreti MevlĂ‚nĂ‚ boyleydi…
Abdulkadiri Geylanî boyleydi…
Hacı Bayramı velî boyleydi….
Ak şemseddin-i Hazretleri boyleydi….
Beyazid-ı Velî şoyleydi……
Fuzuî şoyleydi!…”
Bu Hadis-i Resûlullah’a gore: “O yere mağfiret ve rahmet dokulmeye başlar…..’’
Gorunmez bu!….
Gorunmez bu!….
”Efendim ben bu rahmeti gormek istiyorum?…”
Gorursen ayarını yapmak lazım…
Başından gaflet şemsiyeni actaaaa!…..
Yağmur dokulsun kafana!…
Boyleeee duyarsınız!…..
Bazen azıcık bişeyler anlatırız……
Gozlerin niye yaşlanır oğlum!…
Kim durttu seni!…..
İşte o rahmet girer!…..
İcini senin boyleee… kurcalamaya başlar…..
Onun icin Resûlu sav kat’tiyyennn omrunde yalan soylememiştir….
HĂ‚şĂ‚ summe haşa Hadisi Resûlullahtır : “Salihler sozu anıldığı yere rahmet iner, feyz-i mağfiret yağar.’’
Onun icin hakiki insanlar Velîlerin sozlerinden koku almaya başlarlar….
Velîlerin sozleri derunî, ilmi ve ledunidir….
İnsana te’sir isabet eder…
Bazıları : “Efendim ben namaz kılacağım, oruc tutacağım ama….”
Hııııı…
“Allah’ı bir turlu kavrayamıyorum?”
Allah Allah’ı insan idrakı kavrayamaz…
Efendim bu kĂ‚inat durup duruyorken nasıl oldu?
Allah yarattı.
Şimdi o adamda, duyan pekiiii…
Bu durup duruyorken oldu O!
Ama o nereden oldu?
İnsanın aklı sorar bunu….
Hepiniz sorarsınız….
Allah ebedîdir oooo bitti. Uzerine lakırdı
Anladık efendim Allah ebedî.
Butun kĂ‚inatı Allah yarattı.
”Ama benim aklıma bişey sokuyor birisi..
Bu nerden oldu?”
Gelir akla ya…
Durup dururken nÂmutanahi ol dedi oldu.
Peki…
O nerde?
O’nu kim yarattı?…
Nasıl oldu?
Hatıra gelir mi?
Allah onu insanın anlamasını kafasının fikrine hucre koymamıştır ki anlamasın diye!
Niye anlamasın diye?
Ulan anlamasın diye!
İyi ile kotuyu secmek icin,
Gordukten sonra inanmak kolay
Gormeden inanmaya olcu!
Yalnız Allah’ın sıfatını sezer insan o kadar
Sıfatı nedir?
Gorur, kulağı işitir
Butun herşeye kadirdir.
Şoyle bir kĂ‚inata bakarsanız boyleee..
NĂ‚mutanahi oyle yıldızlar var ki bize 500 senede ışık senesinde ziyası gelir.
Bir ışık senesi nedir?
Bir ışık senesi
Işık elektirikten aynı suratte gider.
Saniyede yani “hıııh!” dediğin zaman 300 bin km lik mesafe kat eder
500 ışık senesinde 300 bin km suratle geliyor.
Hesaplar, makinalar işlemez bunu
bu kadar uzak yıldızlar var
Bu kadar nĂ‚mutanahi kĂ‚inatı yaratan icin CenĂ‚b-ı Allah’ın işte bunlar hep sıfatlarıdır.
Biz onu kavrayamayız.
Aklımızda o hucre yoktur.
Onun icun CenĂ‚b-ı Allah bu cok muhimdir bu nokta islamda biliriz diye vıdı vıdı etme insanı yuvarlıyı verir bu .
Velîyyi bile tepe taklak aşağı goturur.
İbadetten evvel CenĂ‚b-ı Allah tovbe ister, tovbeyi ister.
İbadetten evvel tovbe lazımdır….
YĂ‚ni ne demektir tovbe, intizama girmek lazım ki abdest alacaksın bilmem ne edeceksin, şu edeceksin, etrafını yoklayacaksın..
”Ben Huzura geldim acaba bir yerimde camur var mı?”
Bu Bir nevi cesedi tovbedir.
Tovbe : “Estafirullah, estahfirullah estahfurullah!”
Yooook o tovbe değil o tovbe değil…
Tovbe edebe geliyor, edepsizlik hududundan dışarı cıkıyor.
İbadetten evvel CenĂ‚b-ı Allah tovbe ister.
Onun icin kalabalık yerde olduğu zaman insan, tovbe hududuna girmeyecek veya ona yakın olacak, bazı hatalar yapabilir.
Bu hatalarından dolayı CenĂ‚b-ı Peygamber bir hadiste kapalı olarak bunu şoyle haber veriyor : “
“Allah’ın en sevgili dostları” diyor Resûlullah Efendimiz diyor “Allah’ın en sevgili dostları cemi gunahlardan sakınarak gizli ibĂ‚det edenlerdir’’ diyor
“Cemii gunahlardan sakınarak gizli ibĂ‚det edenlerdir.”
Bu edenlere Uveysî ismi verirler dinde.. Uveysî.
Uveysîlerin en buyuğu tabiinin en buyuğu Veysel Karanî hazretleridir biliyorsunuz.
Veysel Karanî hazretleri CenĂ‚b-ı peygamber devrinde yaşadığı halde Resûlullah’ın mubarek yuzunu gormemiştir.
Anası vardı.
Anasından izin aldı.
Resûlullah Efendimizi gormek icin Medine’ye teşrif ettiler.
Anası dedi ki : “Oğul gideceksin bir gun gitme bir gun gelme ikinci gunu guneş batarken yanımda olacaksın!” dedi.
”Pekiii anne!” dedi
Kalktı geldi
Medine’ye geldiği zaman sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz Tebuk’e teşrif etmişlerdi.
Geliyor Resûlullah’ın evini soruyor giriyor.
Kızı Fatıma’ya diyor ki : “Resûlullah burada mıdır?” diyor Veysel Hz. Uveys
“Yok!” diyor
“Nerdedir?” diyor
“Tebuğe gitti!”
“Ne zaman gelecek?” diyor
“Yarın gelecek!”
“Vayyyy!...”
“Ne oldu ya Veysel?” diyor
“Anam bana diyor yarına kadar izin verdi ben donmek mecburiyetindeyim, goremiyeceğim Resûlullah’ı!” diyor
Anasının , anasına itaat etsin diye Resûlullah’ın mubarek yuzunu bak gormeden donuyor anaya hurmete bakın!..
”Sen diyor Resûlullah’ı gordun mu?” diyor Hazreti Fatıma’ya diyor. “Gordum ya diyor baksana bana!” diyor, bakıyor
: “Yok gormedin Resûlullah’ı sen!” diyor kızına soyluyor.
Donuyor hazret-i Veysel.
Ertesi gunu Resûlullah teşrif ettikleri zaman hazreti Fatıma anlatıyor, diyor ki :
“Boyle boyle birisi geldi boyle boyle soyledi!”
“Kızım, o Veyseldi!” diyor
“Evet sen beni gormedin diyor, o beni başka gozle gordu!” diyor
Harran 470 kmdir Medine’ye dağda gezermiş Veysel Karanî hazretleri bir gun Medine’de otururken Resûlullah sahabesiyle boyle ikindi vakti namazdan sonra birden ayağa kalkmış sallallahu alayhi vesellem :
“İnni li ecedu nefese’r- Rahmani min kıbeli’l- Yemen!” demiş
“Yemen tarafından kokulu bir Rahmanî nefes geliyor bana!” demiş
O sırada da Veysel:
“YĂ‚ ilahî ente’r- Rabbik ente’l- Halik, ene mahlûk!
Ente’r- Rezzak ene mezluk!
Ente’l- Kaviyy ene zaif!...
Diye meşhur bir duası vardır onu okuyormuş.
Resûlullah, o mubare ciğerinden cıkan ilahî sozleri teeey…470 kmden almış nefesi!..
Veysel bu “Uveysî” derler buna işte..
O halde uveysîler, Allah’ın en sevdiği kulları butun gunahlardan sakınarak gizli ibĂ‚det eden insanlardır.
”Efendim bende uveysîyim”
Bırak oyleyse ol uveysî oğlum!.. ister melek ol..
Turkiyede paşa olabilmek icin Harbiye’yi bitireceksin kurmay okulunu bitireceksin efendi adam olacaksın calışacaksın olacaksın Yunanistan’dan Agop Efendiyi getirir, Turk ordusuna şey yaparlar mı? Nedir, paşa olmaz!
Sen de İslamsın, uveysîde olursun velîde olursun yalnız peygamber olamazsın!.
Haa burada başını surt!
Yer bu şeyi nedir? Halıyı, demiri def’ olur
Ver Allah yolunda kendini ne olacak!
Allah yolunda cıldırmak lazım oğlum!..
Deli olacaksın…
Aziz cemaat imanınızı kabre kadar devam ettirmeye calışınız…
Allah’tan gayrısını bilmeyiniz.
Bu uveysî!...
Veysel Karanî hazretleri
Resûlullahu sallallahu alayhi vessellemin vefatlarından evvel Hz. Omer ve Hz. Ali radiyallahumları cağırdı dedi ki : “Karran’a gideceksiniz Karran’a yemen tarafında orda bir Veysel vardır saclı vucudu kıllı elinin icinde de bir siyah nur vardır dedi BEN gibi
O BEN Veysel’in televizyon aleti!..
Gideceksiniz kendisini goreceksiniz benim bu hırkamı kendisine hediye edeceksiniz selĂ‚mımı soyleyeceksiniz!” diyor Resûlullahu sallallahu aleyhi vesellem
“Hırkayı giydikten sonra ummetim icin dua edecek!” diyor.
O hırka şimdi İstanbul’da emĂ‚net-i mubarekede bulunan hırka oldu işte .
Buyuk bir rivĂ‚yete gore hz. Veysel’in giydiği hırka.
Bu hırka aynen duruyor.
Oyle Guve muve falan yok !
Guve muve oyle bit mit anlamaz, falan yok sinek bile konmaz
Niye konmuyor korkuyor mu?
Edeben konmuyor Resûllullah’ın şeyidir diye!
“Konmuyorum!” diyor!
“Ben bu riske giremem!” diyor
Resûlullah’a edeben konmuyor sinek ondan korktuğu icin değil Resûlullah’a şeytan yanaşamazdı.
Resûllullah’tan korktuğundan mı?
Hayır edebinden
Meleklerin de peygamberi
O halim insandan nasıl korkar insan!
Bayılır o, canını verir!
Korkma değil!
Hz Omer’le Hz. Ali Efendilerimiz gitmişler Yemen’e, sormuşlar
Demişler : “Dağda bir cobandır o, dolaşır!”
Gitmişler ki deve cobanı
Ooo Veysel kumlarınan zikir halinde
Gitmiş selĂ‚m vermişler.
Hz Omer : “Gel buraya!” demiş, gelmiş
“SelĂ‚mun alaykum!”
“AlaykumusselĂ‚m!” demiş
Bunlar bakmış ki, Resûlullah gormeden tĂ‚rif ettiği adam bu, fakat Resûllullah irtihal-i dĂ‚r-i cennet etmiş sav
Vefat-ı Nebi’den sonra, gidiyorlar 40. gununde..
Bakmış ki elinde bişey var burda bişey
Resûlullah’ın aynen tĂ‚rif ettiği,
Hz. Veysel’e diyor ki Hz. Omer : “Bu hırkayı Resûlullah sav vasiyet etti sana gonderdi. SelĂ‚mı var bu hırkayı giyinip ummeti icin dua edeceksin!”
“YĂ‚ Omer dedi bi yanlışlık olmasın işin icinde, ben neyim ki Resûllullah’ın selĂ‚mı bana gelecek hem de hırkasını verecek giyeceğim, ummeti icin ben neyim bir kum parcasıyım!” demiş
“Yooo demiş vasiyet-i Resûllullah goreceğim!” demiş
“Ben Omer’im demiş adamın kafasını ucururum!…”
Hz. Omer bu şakası yok..
Allah’ın zabtiye nazırı Radıyallahu TeĂ‚lĂ‚ Anhum
O TeĂ‚lĂ‚ kur’an-ı Kerîm’de Allah tarafından konulmuştur
Alıyor hırkayı ayrılıyor onlardan
Kokluyor, kokluyor ağlıyor mağlıyor ondan sonra giyiniyor başlıyor dua etmeye
Hz. Veysel bu!..
Hz. Veysel son devirlerinde yaşlandığı zaman Bağdad’a gelmiştir
Bağdad vĂ‚lisi Caferi Zubeyir isminde bir zĂ‚ttı.
Dicle kenarında gezermiş Veysel.
Gelmiş : “Ya Veysel demiş bir bana nasihat et!” demiş.
“Kur’Ă‚n oku!.. Kur’Ă‚n oku!..” demiş
Asabi de ha!… Şakasıda yok Hz Veysel’in..
“Bişey daha soyle!” demiş.
“Kur’Ă‚n oku!.. demiş Kur’Ă‚n oku.. Kur’Ă‚n oku..
Bak Resûlullah oldu demiş!”
Hz. Omer devri oysa..
”Şimdi de Hz Omer oldu!” demiş
O anda Hz Omer’i Medine’de şehid ediyorlarmış
Televizyonuyla goruyor Uveysî
yaaa
Bunlar şaka değil..
Uydurma lakırdı da değil!..
Aha şunu gorduğun gibi hakikattir
Bunu islam kafası anlar, oyle zıbırtı kafayla anlaşılmaz Unuversite bitirmiş..
Unuversite ben de bitirdim!.. 3 tane universite bitirdim!
O kafayla anlaşılmaz..
Biliyorsunuz Resûlullah Efendimiz de, uveysîler nur var bakın beni var
Sakın o suratınızdaki benleri ondan zannetmeyin ha!..
Hz. Resûlu Ekrem sallallahu aleyhi vesellem’de de biliyorsunuz Muhr-u Nubuvvet vardı
Bu tam iki kureğinin arasında bir guvercin yumurtası kadar gozunuzu kapalı şoyle sırtına surduğunuz zaman elinize carpacak derecede bir tumsek halinde bir Muhr-u Nubuvveti vardı
Bu Muhr-u Nubuvvet Resûlullah ruhu muallalarını CenĂ‚b-ı Allah’a teslim ettiği dakikada kaybolmuştur.
Bu Muhr-u Nubuvvet bir sırdır!.
Bilende kimseye soylemez!..
Muhr-u Nubuvvet’in uzerinde şoyle daire şeklinde eski kufî yazıyla
“Tebahdah ya Muhammed ente hayserun tevekke şite la enneke munsarun!”
“Tebahdah ya Muhammed! Sen oyle bir halk edildin oyle bir şey getirdin ki muhrunde sırtında, butun insanları hayata nusrete goturmek istedin. Kim ki sana tevessul eder gozunlen kalbinlen tokuşturmuştur.
Bu Resûlullah Efendimizin mubarek sırtlarından kaybolan bu!
Nicin kayboldu?
İslamın butunnnnn CenĂ‚b-ı Resûlullah’ın soylediği işler mezar kapısında biter demektir
Onun icin : “Mezara kadar bu işleri devam ettirin, ondan sonra karışmayın!” demektir
“Efendim ben ihtiyarladıktan sonra namaz kılacağım!”
Hic kılma!
Ona namaz demezler, ona korku namazı derler
Allah seni bilirse oğlum, Allah’tan gayrı kişi de seni bilmez
Allah’a kendini tanıttığın dakikada, Allah’tan gayrı seni kimse bilmez
İşte yine yukarıdaki hadiste “Allah’ın en sevğili dostları cemi gunahlarından sakınarak gizli ibĂ‚det edenlerdir’’
Allah ile işi olan Allah’la ile meşgul olur
Gece yastığının altına aziz cemaat, gunduz gozunun onune olumu kor!..
Fenalık yapmazsın, zĂ‚ten yapamazsın…
Mutlaka oleceğiz…..
Olum sonuna kadar bunu devam ettirmek lazım
Bir Âyet-i Kerîm’de, demin ki Âyet-i Kerîm’den daha aşağı sayfalarda mahşer gunu Ă‚yet, Allah’ın sozu bu!
“Mahşer gunu Arş golgesinde golgelenecekler!” diyor.
Mahşer gunu arşın golgesi varmış orada golgelenecekler!
Kimler?
Arşın golgesi ne demek?
Bildiğimiz golge değil!
Oyle sapık duşunme!…
İnsanda bulunan ilahî sıfatlar hikmet ve kudret dalgaları ile yıkanacak ve CenĂ‚b-ı Hakk’ın en buyuk lutfuna uğrayacak demektir orda ki golge!..
Sesiz sozsuz Allah’ın kulunu bir sabah meltemi gibi okşamasıdır
Arş golgesi bu demektir
Bir şemsiye var, altında Arş ustu Kursî!
Yok oyle şey!
Mahşer gunu Arş golgesinde golgeleneceklerdir.
Kimler bunlar?
CenĂ‚b-ı peygamber 8 şey sayıyor :
1- Adaletli amirler! Ama yalnız adalet kĂ‚fi değildir ha oğul!.. İslam olacaksın hic olmazsa namazını her zaman kılacaksın
adaletli amirler.
2- İbadet eden gencler, ibĂ‚det eden gencler Resûlullah’ın hadisinde var, ben uydurmuyorum bunu! Adaletli amirler, ibĂ‚det eden gencler
3- Kalbleri mescitlerde camilerde olan mu’minler : “Aman vakit gelsin de bi gideyim namaza!” diyenler.
4- “Allah rızası icin birbirini seven mu’minler : “Yaa Ahmed Efendi nerde gelse de bi konuşsak be!” hoşuna gidiyor, seviyor birbirini.
5- Guzel bir kadının davetini Allahtan korkarak kabul etmeyen Salihler. Kadın da oyle, bunlar en salih insanlardır.
6- Sağ elinin verdiğini sol eline gostermiyen comert insanlar.
7- Tenhada goz yaşı dokerek ibĂ‚det edenler.
8- 8.incisi sabah namazını vaktinde kılıp guneşi uzerine hic doğdurmayan, doğdurmayan ve gece namazına daima devam edip ayda uc gun oruclu geciren gencler!..
İhtiyarlar değil dikkat edin!...
Genclere diyor ihtiyarlar zÂten o devirden gectiler.
Onun icin oğlum!
“Gece namazı kıl!
Ayda uc gun oruc tut!
Sabahı uzerine doğurma!”
Diye dilim yettiği kadar Turkiye’nin her yerinde soyledim aha hadis bu!…
Sabah namazını vaktinde kılıp guneşi uzerine hic doğurmayan ve gece namazına devam eden, ayda uc gun oruclu geciren gencler!
İhtiyarlar değil!
İhtiyarlar zĂ‚ten onlar kacırdılar kacırdıkları yok yarın gideceğiz ne olacağı belli değil!
Burda hicbir ihtiyar yoktur ki guneşi uzerine doğdursun!
Resmini getirseniz haaa uyuyor deseniz inanmam.
Ben insanın suratından anlarım ne olduğunu.
Secdeye başını koyan nasıl uyur bee!
Ya boyle devam edip de şu dedenin sakalı yaşına gelen gencler ne olur?
Ucar o yahu!
İşte Uveysî o!
“Efendim ben 60 şımdan sonra başlıycam bazı arkadaşlarım var benim ben tekavut olduktan sonra namaza başlıycam!”
“Hic başlama!” dedim.
Hem de kendi arkadaşım.
“Başlıyacağım o vakit işte kitap alacağım!”
“Hic başlama oğlum! cunki tekavute olu olmaz gebereceksin!” dedim
Bunlan alay olurmu?
Ya kılma ya kıl!
CenĂ‚b-ı Sav’in Ezvac-ı Mutahharası’ndan yĂ‚ni hanımlarından Ummu Seleme radiyallahu anha vardır.
Cok guzel bir kadındı vĂ‚lidemiz.
Bu sahabeden Zeyd bin Sabitu’l- Ensarî’nin kolesi bir zĂ‚t, Ummu Seleme’nin cariyelerinden bir kızla evleniyorlar.
Bunlardan bir cocuk doğuyor, Ebu Said-i Bin icad, Hasanu’l- Basrî isminde.
o halde zevce
Ezvac-ı Mutahhara’dan Ummu Seleme vĂ‚lidemizin cariyesi bir kadınla Zeyd bin Sabitu’l- Ensarî isminde sahabeden birinin kolesi evleniyor.
Bundan Hasanu’l- Basrî Hazretleri doğuyor.
Hasanu’l- Basrî 20. hicri senesinde doğmuştur.
Ummu Seleme radiyallahu anha vĂ‚lidemiz Hasanu’l- Basrî’yi emzirmiştir.
Resûlu sallallahu aleyhi ve sellem’de, Hasanu’l- Basrî’yi sever de arasıra kucağına oturtururmuş, kendi bardağından da su icirirmiş ve Dua-yı Resûl’u almıştır tabii…
Bu muhterem zĂ‚t, Basra’da 80 kusur yaşında vefat etiği zaman o kadar kalabalıktı cemaati ki o gun hicbir camide ikindi namazı kılamadılar.
Meşhurdur bu!..
Bu zĂ‚t 70 yıl gece gunduz abdestli gezmiştir.
Bu edebi 70 yıl terk etmemiştir, Hasan’ul Basri hazretleri…
İşte misaller...
Haftada bir defa da Bağdad’da Basra’da vaaz edermiş, kursuye cıkarmış karşısındaki cemaat binlerce kişiden mĂ‚nĂ‚dan anlayan gonul ehli oldukca şevke gelirmiş
MĂ‚nĂ‚dan anlayan gonul ehli olmadı mı sukût edermiş hic konuşmazmış
Bir gun memleketin butun buyukleri beyleri vaaza gelmişler Basra’dan
Dolmuş cemaat Hasanu’l- Basrî Hazretleri kursuye cıkmış bir turlu konuşmamış cemaattan biri : “Efendi hazretleri buyursanıza!” demiş.
“Kabilenin beyleri geldiler hep sizi dinlemeye geldiler!” diyor “Binlerce kişi var hepsi sizi dinlemeye geldiler!”
Hasanu’l- Basrî demiş ki : “Şurda ki direğin arkasındaki ihtiyar hanım geldi mi?” diye sormuş.
“Gelmedi!” demişler
“Ders yapmıyacağız!” demiş
“Zira ben bir fil icin hatırladığım lokmayı karıncanın ağzına nasıl sığdırabilirim?” demiş,
Kursuden indiği gibi gitmiş Hasanu’l- Basrî Hazretleri
Direğin arkasına her zaman vaaza gelen Hazreti Rabia Hazretleriymiş
Hazreti Rabiatu’l- Adviyye
Onun icin Allah konuşturmuyor.
İcinde bir kişi, bir kişi icin soyluyor.
Onun icin efendim vaaz doldu binlerce kişi varıdı hayvan gibi oturmuşlar.
İcinde iki uc tanesi kĂ‚fi…
Uc tanesinin kafasına sok, icindekini harekete gecir, yeter!.
Hasanu’l- Basrî’ye sormuşlar: “Muslumanlık nerededir?” demiş.
“Toprak altında!” demiş
YĂ‚ni muslumanlığı insanın oldukten sonra belli olur demek ki
“Muslumanlığın şartı nedir diye?” sormuşlar Hasanu’l- Basrî’ye.
“Şartı da kitap icindedir!” demiş
Şartı insan koyar, kitabı elinden bırakmıyacaksın
“Dinin aslı nedir?” demişler, sormuşlar
“Ben soyleyemem! Hazreti Rabia’ya sorun!” demiş
Hazreti Rabia’ya sormuşlar demişler
“Dinin aslı nedir?”
“Haramdan ve şupheli nesnelerden kattiyyen sakınmaktır!” demiş Hazreti Rabia da..
Bazen vaizler boyle korkutucu lakırdılar soylerler.
Cehennemin kapısını acar, sokar insanı icerisine :
“Vay anasına ne yapacağız?” der.
BĂ‚zende : “Ooo! Cok guzel!” der.
Hakikat kelĂ‚mlarıyla ben kac senedir sizi coktan beri sarsıyorum!
Fakat hic biriniz oralı değilsiniz ağalar!
Hic biriniz oralı değilsiniz!
“Efendim bizi korkutuyorsunuz bari!” diyecek
Bugun korkarsanız yarın emin olursunuz haaa!..
Tedbir alırsınız!..
O zaman bana da dua edersiniz.
Allah’ın sayısız nimetlerine azametine i’timad ediyorsunuz da bir zerreden ibaret olan bana niye itiraz ediyorsunuz.
Allah’ın nimetini şunu bunu yiyor, falan yiyor yiyor herif Allah’a itiraz ediyor da efendim veren vaiz şoyle soyledi gerek banaydı ben bir zerreden ibaretim.
Sarsıyorum sizi ama sizi hic biriniz yerinde değilsiniz bir gun bir zelzeleye binersiniz oğlum!
Aklınızı başınıza alın!
Kabir yarın gideceğimiz kabir, dunya menzilinin sonuuu..
Âhiret menzilinin başıdır.
Mutlaka yakında kabire gideceğiz oğlum!
Birbirimize şimdiden yardım edelim!
Gunah işlediğin zaman Hakk’ın nimetlerini kattiyyen yemeyin!
Nimeti yemek sonra ona asî olmak insanlık sıfatı değildir.
Kopeğe bile bir parca ekmek versen kopek senin kulun kolen olur.
Onun icin kim ki “Allah!” der o ağıza hurmet eder insan!
İsterse yalandan desin…
Hasanu’l- Basrî bir gun sokakta gidiyormuş bir sarhoş bir adam camurlarda yatıyor almış adamı ağzını gozunu mozunu yıkamış cıldırdı mı bu Hasanu’l- Basrî demişler temizlemiş ağzını..
“Sen kulumuzun ağzını temizledin ya Basrî!” diye icine bir şey gelmiş.
“Ben de o kulun gonlunu temizledim!” demiş.
Sarhoş, velîyullah olmuş oğlum!
Nasıl oldu boyle bu, nasıl?
Demin ki Kur’Ă‚n-ı Kerîm’de ki Âyet-i Kerîmede hilim var ya..
Ha herif o sarhoşu bu adamcağız bişey yesin demiş işte o yardımla rahmet inmiş ustune Hilmiyyet Rahmeti
Allah’ın rahmeti onu deldiği gectiği gibi herifin de gonlune girmiş herif velîyullah olmuş senin kucucuk bişeyinene
Lev enzelna hazel Kur’Ă‚na ala cebelin verayetehu haşiyen mutasattian min haşyetillah
Biz Kur’Ă‚n’ı dağa indirseydik dağ paramparca olurdu.
O Hilmiyyet Allah’tan geliyor.
Guneşten alıyorsun ziyayı aksetti mi karşındakini yakıyorsun
O hilmiyyetlen herife bi cullanmış yıkamış şeyi o Hilmiyyet yanlız ağzını temizlememiş bide goğsune girmiş mi herifin, herif velîyullah olmuş.
Cunki Allah’ın herkesin goremiyeceği celĂ‚l sıfatı tecellî eder orada
“Ama efendim ben Allah’tan korkuyorum namazı!…”
Oyle Allah’tan korkmak değil
Kulun Allahtan korktuğu, Allah’ı bildiği kadardır.
İnsan ne kadar Allah’ın sıfatlarını bilirse o kadar korkmaya başlar.
Her kim halk gorsun diye bir amel işlerse, şirktir.
Her kim halk gormesin diye ameli terk ederse, riyĂ‚dır.
Bunlar gizli kapaklı lakırdılardır.
“RiyĂ‚ ve şirki terk etmek ihlastır…”
Hazreti Adviyye’nin sozu
Yahu Hazreti Fahri KĂ‚inat’ın eteğine yapışanı ateş yakmaz oğlum!
Eteğine yapıştı mı Resûlullah’ın..
“Ulan nerde eteği?”
Hırkay-ı Şerif, etek, her taraf ta gorunmez yakala!…
Cok yemek…..
Cokk uyumak….
Cok zırzır etmek, yĂ‚ni soylemek gonlu oldurur insanın gonlunu oldurur.
Dertlerdeki, belĂ‚larda ki hikmetlerin sulbuna ererek sefĂ‚ya varmak ve gulmekte huner vardır!
“Oldu! Gidiyor!” diyoruz.
Kardeşin oldu ecel vaki’ oldu yaş indi, oyle hayvan gibi de durmak doğru değil, ağlıyacaksın tabi…
Gozunden bi yaş gelecek
Yaş CenĂ‚b-ı Allah’a yanaşmanın şiddetinden gelir.
Fakat kafanı yıkmıyacaksın mezarına kadar gideceksin
Onun icin dertler karşısında gulmek cefĂ‚lara tahammul etmektir.
Ne demektir?
Allah’ın es SABÛR esmasına burunmek demektir.
Size bir hadis daha soyleyeyim mi?
Kıldığınız namazda huzur bulamıyorsunuz!
“Allahu Ekber!” deyip de huzura giremiyorsanız aziz cemaat!
“Efendim aklıma şu geliyor bu gelemiyor!” ise bunda haram lokmanın payı cok olduğunu kattiyyen unutmayınız!
“Efendim ben calışıyorum!” ekmeği alıyorsun ama teyyy… topraktan un fabrikasından fırına gelip bişinceye kadar hangi edepsizlerin elinden gecti!
Kara Deniz’de balık tutulur gelir buraya alırsın konserveyi paranı odersin.
HelĂ‚l paranı..
Balık zehirlidir kut diye otesiki gun gidersin.
Hani paran şey idi!..
Kıldığınız namazda huzur bulamıyorsanız bunda haram lokmanın payı cok olduğunu katiyyen unutmayın!
Hasanu’l- Basrî 60 yaşlarındayken bir dort sene sonra bir gun huzursuzluk başlamış kendisinde
“Allahu Ekber!” diyor namaza giriyor bir sıkıntı, yatıp yatıp yĂ‚ni yatıp kalktı ceteleye “yattı kalktı” yazılıyor.
“Namaz kıldı” yazılmıyor.
Bize de oyle yazılıyor “yattı kalktı!”
İkindiyi yattı kalktı, akşamı yattı kalktı yattı kalktı oğlu yattı kalktı! gidiyo
Ceteleye yazılıyor : “Yarabbi ben kıldım işte hesaplar tamam!”
İyiii… yattı kalktı.
İki sene boyle devam ediyor.
Butun 70 sene omru abdestli gezmiş adam, bakın tasavvur edin bu edebi bırakmamış.
Bir gece ruyasında goruyor, kimi goruyor anlıyorsunuz!
“Ya Hasan! diyor sen iki sene evvel bir yerden hurma satın aldın diyor bir okka , sana verdiler diyor hurmacının onunden bir hurma yere duştu diyor.
Hurmacı tarttığı hurmalar senindir diye o tek hurmayı da sana koydu!” diyor.
Bu şaka değil!
“Bir hurmayı koydu diyor meğer o hurma satıcınınmış diyor. senin para verdiğin para hududuna dahil değil, o haramı yedin de huzursuzluk oradan geliyor!” demiş…
Koskoca bir kazanın icine bir damla siyanur atarsınız butun memleket olur.
İşte o lokma bu!
Bunun uzerine doğru gidiyor o hurmacıya arayıp buluyor.
Diyor ki : “Ağa diyor ben senden iki sene evvel hurma alırken bir tek senin hurman bana gecmiş diyor.
Bunu Allah aşkına helĂ‚l et!” diyor.
Hurmacı bir nara atıyor : “Aman Ya Rabbi! Bu ne bicim iş helĂ‚l olsun!” diyor.
Fakat hurmacıda eriyor oğlum!
Niye?
Bir hurma icin bir sene sonra gelip de benden helĂ‚l diye : “Aman Allah rızası icin helĂ‚l!” diyen adamın ustunden projoktor gibi bi şeyler demin ki Hilmiyyet cıkıyor!
Ağız yıkama hikayesi..
Bundan sonra o hurmacıda Salih oluyor otekisi namazında huzur bulmaya başlıyor…
Onun icin kıldığınız namazda aziz cemaat huzur bulamazsanız.
Mideye inen, her an helÂl lokma yok demektir.
Bir tane helĂ‚l bir tane haram zĂ‚ten şimdi helĂ‚l lokma yemek, şuradan Cukurhisar’a kadar yer altından tunel acmaktan daha guctur.
Aziz cemaat!
Gunah işle, yine işle, kadınları yoldan cıkar, adam oldur, yol kes, Allah, yine sana yanaşır.
Fakat serinkanlılıkla Allah’tan uzak durup da varlığını isbata calışana, Allah katiyen ulaşmaz yap edebsizliğini,
fakat Allah’ı bırakma icinde!..
“Efendim ahret var mıdır? Allah var mıdır?” diyemez
Oooyle olmaz.
Basarsın tovbeyi…
Sarılırsın Resûlullah’ın şefaatına
Ve şefaatun ceddun muhammedun ve tefeyte bi narı cehennemi tebbeti huvel habibullezi turca şefaatuhu ve kullu havle minel havle muhter.
Oyle bir şefaati vardır ki butun yukleri şey eder.
Abdulkadiri Geylanî şoyle demiş:
“Ve şefaatun ceddun muhammedun ve tefeyte bi narı cehennemi tebbeti : Benim ceddim Resûlullah’ın şefaatı olmasa bende onun sahabesinden şeyinden velîlerinden biriyim şoyle yapmamla diyor, cehennemi sondururdum!” diyor.
Ya Resûlullah ne yapmaz: “ve şefaatuhu ceddun muhammedun vetefeyte bi narı cehennemi tebbeti” : Kaside-yi Amriyesi vardır, Abdulkadiri Geylanî’nin ondadır bu!
Munkirler korkaklıklarını ortmeye calışan hakiki korkaklardır.
Gunah da insanı Allah’tan tutan guvensizlik ve korkudur.
Allah’a guvendikten sonra EDEBine girersin.
Edebine girenden gunah sadr olmaz.
Bu gun hududsuz mechuller karşısında inkar yoluna sapmak cidden cĂ‚hillik ve curetkĂ‚rlıktır.
NĂ‚mutanahi yıldızlar, astoronotlar bu kĂ‚inatın bu kadar şeyliği karşısında efendim şudur budur demek cahillik ve curatkĂ‚rlıktan başka bişey değildir.
Allah teleskopla veya labrotuvar Ă‚letleriyle değil, sırf iman nurunun aydınlığı altında Kalb gozuyle seyredenini goruruz. Teleskopla Allah bulunmaz.
Teleskoplan Allah’ın sıfatları, buyukluğu, azameti, yaratıkları keşfedilir.
Gayba inanan bu onun derinliğinde yanan bu kudsî ateşi yakabilirse herkesin harukulĂ‚de nazariyle baktığı hadiselerin altında velîlerin gosterdiği kerametlerin altında bir sebebler zinciri olduğunu anlarsın.
Buyuk yangınlar ve infilaklar olur bilirsiniz bir kıvılcım yapar bunları….
Koskoca barut mahzenine bir kıvılcım getirin orayı allak bullak eder.
Bir saniyede ve bir anda zĂ‚ten onun tutuşturduğu saha alev almaya hazırlanmıştır.
Barut olmasa orda kıvılcım bişey yapmaz.
İşte sen kendini hazırlarsan, murşid bir kıvılcımdır.
Bir gun sana bir lakırdı soyler icinde bir infilak seni tutuşturur.
Ama sen kendini o tutuşturacak a’zayı hazırlamak lĂ‚zım.
Bunlar izÂh edilemez!.
İşte bu kadar anlatılır!
İzĂ‚ha kalk!
Henuz gorulmeyen bir ruyayı tĂ‚bir kalkmak gibidir bunlar oğlum!
Anlatılmaz oyle!
Mutlak olarak gayba inananın gonlunde, fikrinde bir cok hazine kapıları bir cok teleskoplar, bir cok durbunler husule gelir.
Gayb Ă‚leminin suları burdaki benzettiğimiz sulara benzemez o zaman başka tarafı başka durbun gormeğe calışırsınız.
Onun icin hikaye bildiğiniz gibi değildir.
Cenab-ı Resûlullah bize giydirmeye butun beşeriyyete giydirmeye calıştığı Atlas elbiseyi kirletmeyiniz oğlum!
Bu sozleri bir yerde bulamazsınız.
CenĂ‚b-ı Allah rahmetinin azizliğine hepimizi eriştirsin.
Onun icin secdeden başınızı eksik etmeyin.
Bak yarın bir iki gun sonra bayram geliyor.
Bu sefer ki kurban bayramı da haaa…
Bildiğin kurban bayramlarından değil!
Ne olmuş?
Cuma’ya tesaduf ediyor Cuma’ya tesaduf ediyor!..
Haccu’l- Ekber!
Haccu’l- Ekber ne?
Buyuk hacc!
Ya otekiler kucuk hacc mı?
Yooo...
Ne olur bu hacda?
Olanlar olur oğlum!
Dil yetmez ki soylensin….
Oğlum! Hacc gunu Cuma’ya tesaduf ederse Haccu’l- Ekber ismini alır.
O gun camiden onunde namazda KĂ‚be’ye tevvekul eden insan, nasıl ki Resûlu sav Efendimizi ruyasında goren sahabe olur.
Mantiki sahabe olur.
Hacı olursun hacı hacı….
Bu sefer hacca gidenler zındıklı hacıda olsa gunahları af edilir. İşte tesaduf etti oldu.
İcimizde hacılar var, Allah hacılığını devam ettirsin.
Bu kurban bayramının birinci gunu akşamı bilhassa donsun KĂ‚be’ye sabaha kadar oraya Rahmet-i İlahîye iniyor!
Haşır haşır haşır iniyor senin ruhuna da iner.
Gozunde hatırla!
Arafatı hazırla!
KĂ‚be-yi Muazzama’yı basit basit iki uc taş parcası ona kıymet verme!
Oralarda Cebrail Âyet-i Kerîm’eleri indirdi.
Resûlullah o havadan nefes aldı.
Mubarek ayaklarını oraya bastı.
Dunyaya oraya teşrif etti.
Bu Resûlullah hormetine Allah’ın KĂ‚be’si hormetine!
Yoksa taşında toprağında değiliz biz.
Resûlullah oraya bastığı icin hurmet ediyoruz biz.
Onun icin donuyoruz oraya biz!
Onun icin bayram yanaşıyor….
Tovbe… Allah-u Ekber cekin!
Allah’ı tesbih edin!
Gece namazı kılın, cok değil iki dakikacık bitti ondan sonra yat gene!
Abdesli gezin!.
Bu gunler mubarek gunlerdir.
Elimizden tutup birbirimize maddî yardım yapamıyorsak hepimiz aynı tarafa donersek ruhen yine birbirimize :
“Allah ummet-i Muhammedi doğru yoldan ayırmasın!” desen bile kĂ‚fidir.
Onun icin dunya, guneşin etrafında donuyor.
Bi de kendi etrafında donuyor her an, her saniye dunyada KĂ‚be-yi Muazzama’ya donup başını secdeye koyan muhakkak bir kul vardır, her an namazdadır.
Tasavvur edin ki biz de dunyalan beraber donuyoruz.
Bir yerde dursaydık, başımızı secdeden kaldıramıyacaktık.
Beş vakit namaza şukret oğlum!
Beş yuz vakit oldu mu yandık!
Sonra kacırdığınız zaman bişey de var “kaza da yap!” diyor bu ne kolaylık.
Allah cumlemizi islah eyleye! Amin!.
Allahumme salli ala muhammedin ve ala ehli beyti muhammed. Subhaneke ya allam tealeyte ya selÂmeti ecirna min nari bi affuke ya mucir. Allahumme entel mennan bedius semavati vel ard ya zel celali ve ikram ya hayyul ya kayyumu ya Allahu zel celali ve ikram
YĂ‚ ilahî!
Bize giydirdiğin Muhammedi kumaşı, kıymetini bize takdir eyle YĂ‚ Rabbiii!…
Bizi azizliğine eriştir YĂ‚ Rabbi!…
Âhirete intikalimizde Resûl-u KibriyĂ‚’nın yuzunu gormek, elinden opmek nasibi muyesser eyle YĂ‚ Rabbiii!…
Butun ev halkımıza, butun ummedi muhammedin miydesine girecek lokmaları helĂ‚l tarafından nasib-i muyesser eyle YĂ‚ Rabbiii!…
Memleketimize her turlu afat-ı semayi afat-ı araziyeatı afatı & zelzele, sel, yangın afetlerinden sen masum kıl YĂ‚ Rabbiii!…
Ordumuzu icabet ettiği zamanlarda Mansur u muzaffer eyle YĂ‚ Rabbiii!…
Sırat-ı mustakimden bizi ayırma YĂ‚ Rabbiii!…
Evimize helĂ‚l lokma sok YĂ‚ Rabbiii!…
Sıhhat afiyet dirilik ver YĂ‚ Rabbiii!…
Kabre intikal ettiğimiz de kabir meleklerinlen bize iltifat nasib eyle YĂ‚ Rabbiii!…
Son nefesimizdeki buyrun : Eşhedu enla ilahe illalah ve eşşedu enne muhammeden abduhu ve Resûluhu kelimeyi tayyibesinnen ruhumuzu azraile vermek nasib muyesser eyle YĂ‚ Rabbiii!…
İllahil Fatiha!..
***
Aziz cemaat!
Hepinizlen beraber namaz kıldık.
Herkesin kendine gore bir tertibi namaz usulu vardır.
Evinde herkes kimisi ayakta yer, kimisi yerde yer, kimisi yan yatar, kimisi kuş şeyinde yatar, kimisi elen yemek yer.
Herkesin bir huyu vardır.
Namazda da herkesin bir huyu vardır.
Sizin icinizde en yaşlınız ne kadarsa ben de o vakitten 7 yaşından beri namaz kılarım bende oğlum!.
Hic kimse namaz kıldığından iftihar etmesin hepimiz muslumanız.
Yarın huzur-u ilahîye cıkacağız!
Ben namazı iade ettim, huzur duyamadım namazda!
Namaz arkadan seyrettiğiniz zaman doğrudan doğruya soytarı oyununa benziyor .
Vallahide billahi Ă‚yet-i Kerîme okurum hepiniz cehennemden cıkmazsınız.
Allah’ın huzurunda alay olmaz efendiler!
İmam “Allahu Ekber!” demeden on sırada hep secdeye başlar, daha “SelĂ‚mun aleykum!” demeden adam başını ceviriyor.
Allah rızası icin yapmayın bunu!
Benden daha lakırtı istemeyin!
Buraya da artık gelmiyeceğim!
Ben size yanlışlarınızı Allah rızası icin uğraşmaya calışıyorum, siz hokkabazlık yapıyorsunuz!
Yapmayın bunu rica ederim!
Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi vesellem aşkına yapmayınız!
Vallahi yanarsınız hepiniz yahu!
Boyle şey olmaz yahu!
Allah’lan alay olmaz aziz cemaat!
Allah’lan alay olmaz!
Başkası olsa dinsiz, vallahi gebertirim ben adamı sokakta ama siz hepimiz muslumanız birbirimize soylemek mecburiyetindeyiz.
Yapmayın bunu Allah rızası icin!
Allahın huzurundasın yahu!
İmam “Semiallahu limen hamide!” diyor da icinden herif başlıyor inmeye nereye gidiyorsun efendi!
Vallahi de ve billahi de Resûlullah’ın şefaatinden mahrum kalayım ki bu namaz olmaz efendiler olmaz bu namaz!
İslamda bir tek namaz kaldı bari Allah rızası icin onu kirletmeyin!
İstersen kılma daha iyi olur boyle edepsizlikle icinde kılacaksan!..
KELİMELER :
Salihin : Salih kimseler, gunahkÂr olmayanlar, salihler.
Feyz : (C.: Fuyuz) Bolluk, bereket. * İlim, irfan. Mubareklik. * Şan, şohret. * İhsan, fazıl, kerem. Yuksek rutbe almak. * Suyun coğalıp cay gibi taşması. Cok akar su. * Bir haberi fĂ‚ş etmek. * İcindeki duşuncesini izhar etmek
Efrad : (Ferd. C.) Fertler. Askerler.
Derunî : f. Gonulden, icten.
Ledun : Ledunn ilmine mensub ve muteallik. Ledunne dair ve ait.
Veysel Karanî : Hz. Ebu Bekir ve Omer (R.A.) devirlerinde Medine-i Munevvere'de cok hurmet goren ve Tabiînin buyuklerinden olup hadis-i şerif ile medh u senĂ‚sı yapılan buyuk bir veli. Peygamberimiz (A.S.M.) zamanında yaşamış ise de vĂ‚lidesine cok hurmetinden dolayı Peygamberimizle goruşememiş, fakat ona butun ruh u canı ile bağlı kalmıştır. Sıffîn Muharebesinde Hz. Ali'nin (R.A.) askerleri arasında şehid duşmuştu. (Hi: 37) Veys diye de anılır.
Tekavut : Emeklilik.
Mutahhara : (Mue.) Temizlenmiş. Kirleri giderilmiş.
i’timad : (İtimad) Guvenerek bağlanmak. Emniyet etmek. Bir şeye kalben guvenip dayanmak.
Tevessul: Allah'ın dergĂ‚hına yaklaştıracak amel işlemek. * Sarılmak. * Baş vurmak. * İnanmak. * Sebeb tutmak. * Hırsızlık.
Hilmiyyet : Yumuşaklık, yavaşlık, yumuşak huyluluk.
Huner : f. MĂ‚rifet. Bilgililik. Ustalık, mahĂ‚ret.
NĂ‚mutanahi : f. Sonsuz, ucu bucağı olmayan. NihĂ‚yetsiz.
HarukulĂ‚de : FevkalĂ‚de, Ă‚detin hĂ‚ricinde bulunan şey, eser. Gorulmedik derecede. Son derece kıymet ve ehemmiyeti hĂ‚iz olan şey.
İnfilak : Acılma. Yarılma. Patlama. İnşikak etme.
A’za : (Uzv. C.) Bedenin her bir uzvu. * Bir cemiyete mensup kimse.
ÂYETLER :
لَوْ أَنزَلْنَا هَذَا الْقُرْآنَ عَلَى جَبَلٍ لَّرَأَيْتَهُ خَاشِعًا مُّتَصَدِّعًا مِّنْ خَشْيَةِ اللَّهِ وَتِلْكَ الْأَمْثَالُ نَضْرِبُهَا لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ
“Lev enzelna hazelkur'ane 'ala cebelin lereeytehu haşi'an mutesaddi 'an min haşyetillahi ve tilkel'emsalu nadribuha linnasi le'allehum yetefekkerune. : Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusundan baş eğerek, parca parca olmuş gorurdun. Bu misalleri insanlara duşunsunler diye veriyoruz.” (Haşr 59/21)
muhammedinur
__________________