Namaz
.


Namaza duran kimse ilĂ‚hî huzurun edebine riĂ‚yet etmeli, huzû ve huşû ile namazını kılmalıdır. Elbisesiyle oynamak, secde mahallindeki taşları gidermek gibi davranışlar huşûu bozar.

Hadîs-i şerifler:

Allah’ı gorur gibi ibĂ‚det et! sen O’nu gormesen de O, seni goruyor.

-Namaz muminin mîrĂ‚cıdır.


MektûbĂ‚t-ı Şerif’ten:

Namaz; Allah ile buluşmak, O’nunla beraber olmaktır. Bu buluşmanın nasıl olduğunu mĂ‚nevî duygusu olmayan bilmez.

MĂ‚nevî mîrac olan namaza başlarken, insan: şahsından, hal ve işlerinden hĂ‚sıl olan kusurları icin uc defa istiğfardan sonra namaza kalp ile niye etmelidir.

Sabah namazını cemaatle edĂ‚ etmek, bir sene nĂ‚file namaz kılmaktan bir kac mertebe ustundur.

Sabah namazını cemaatle kılan kimseye Allahu TeĂ‚lĂ‚ istediklerini verir.

Meşrû mazeret sebebiyle cemaate gidemeyen kişi, bulunduğu mahalde olanlara imam olmaya niyet ederek kılar.


Namazda bilhassa iki noktaya dikkat etmeli:

1-FĂ‚tiha-i Şerîfe’de: “İyyĂ‚ke nĂ‚’budu ve iyyĂ‚ke nesteîn = Ancak sana ibĂ‚det eder ve ancak senden yardım dileriz,” niyĂ‚zında bulunurken CenĂ‚b-ı Hakk’ı duşunmeli...


2-TahiyyĂ‚t’ta: “ EsselĂ‚mu aleyke eyyuhennebiy-yu ve rahmetullahi ve

berekĂ‚tuhû,” okurken Rasûlullah’ı hatırlamalı...

Bu iki noktada uyanık olarak kılınan namazı melĂ‚ike-i kirĂ‚m nûrĂ‚nî bir şekilde semĂ‚ya yukseltir. Namaz da sĂ‚hibine, “Sen beni ihyĂ‚ ettin, Allah da seni ihyĂ‚ etsin,” diye duĂ‚ eder.

Eğer usullerine uymadan gafletle kılınmışsa, o namaz siyah sûret alır, melĂ‚ike-i kiram da ondan iğrenir, semĂ‚ya goturmez, sĂ‚hibinin suratına carparlar. Namaz da ona, “Sen beni heder ettin, Allah da seni heder etsin!” diye bedduĂ‚ eder.

Resûlullah S.A.V. namazda rukû ve secdeleri noksan yapan birine, “ Sen, biri gorup de, “ Bu kişi Muhammed’in dîninden değildir” diye zem olunmaktan korkmaz mısın?” buyurdu.

Kıyam ve oturmanın hukmunu yerine getirmeyen birine de, “ Eğer sen bu hal uzere olursen, kıyĂ‚met gunu sana Ummet-i Muhammed’ dendir demezler; “ kezĂ‚, “Altmış sene namaz kıldığı halde namazı kabul olmayan kimse, rukû ve secdeyi tamam etmeyen kimsedir, “ buyurmuşlardır.


MĂ‚ruf-u Kerhî K.S., tanımadığı bir imamın arkasında namaz kılmıştı. Namazdan sonra imam kendisine “ Nereden yer icersin?” diye sordu. Hz. MĂ‚rûf:

-Once şu kıldırdığın namazı iĂ‚de edeyim. ZîrĂ‚ rızkın nereden geldiğinden şuphe eden, HĂ‚lik’ının rızk verici olduğunda şuphe eder. Bu itikatta olan imama uymak cĂ‚iz olmaz! “ demiştir.


Zeyd İbni Vehb, rukû ve secdeyi tam yapmayan birini gordu. kac senedir boyle namaz kıldığını sordu. Adam “kırk sene” deyince, “Sen kırk seneden beri namaz kılmıyorsun. Eğer vefat edersen Muhammed Resûlullah S.A.V.’in sunneti uzere olmuş olmazsın,” dedi.


İmam Muhammed Rh.A. “ Namaz ve oructa on iki bin mesele var? buyurmuştur.

Bir ucağın Ă‚letlerinden biri noksan olsa, ucurmuyorlar. İbĂ‚detin eksiği ondan daha mı ehemmiyetsiz!... Rukû, secde ve kavmelerde noksanlık yapanlar hakkında “ Hırsızların en şiddetlisi ” buyurulmuştur. Namazın erkĂ‚nında noksanlık yapan kişi otuz zarara uğrar. Âhrette ilk hesap namazdan sorulur. Namaz hesabından selĂ‚metle gecenin diğer hesapları da onun şerefine durustluk kazanır. Namaz hesabı bozuksa, diğer hesaplar da bozuktur.


Namazdan sonra yapılan tesbih (SUBHÂNALLAH), tahmid (EL HAMDU LİLLÂH), tekbir (ALLAHU EKBER), namazda vĂ‚ki olan kusurları gidermek icindir.

H.Ş.: “ Allahu TeĂ‚lĂ‚’ya imandan sonra en ustun amel namazdır. Kulunu rahmetiyle karşılayan MevlĂ‚, kul namaza başlarken ona kurtuluş beratını ihsan eder.”

“ Allahu TeĂ‚lĂ‚’ nın kullarına farz kılıp keremine vesîle eylediği beş vakit namazı, abdesti guzel alıp sunnetlerine uyarak kılan kimseyi Hak TeĂ‚lĂ‚ mağfiret eder.”


Hadîs-i şerifler:

“ Nerede olursa olsun beş vakit namazı erkĂ‚nıyla edĂ‚ eden kimse, kıyĂ‚met gunu sıratı yıldırım gibi gecen ilk kafilede olur ve yuzu ayın on dordu gibi parlar.”

“ Beş vakit namazı kılan kimseye, her gece ve gunduz icin bin şehit sevabı verilir.”


alıntıdır
__________________