1. Gonul. Yurek denilen, et parcasına yerleştirilmiş nûrĂ‚nî ve mĂ‚nevî kuvvet.
Allahu teĂ‚lĂ‚ Ă‚yet-i kerîmelerde meĂ‚len buyurdu ki:

Biliniz ki kalbler zikr ile (Allahu teĂ‚lĂ‚yı anmakla) rahat bulur.
(Ra'd sûresi: 30)
Kalbleri bozuk olanlar, hakkı ortmek, fitne, fesĂ‚d cıkarmak icin Kur'Ă‚n-ı kerîmden yanlış mĂ‚nĂ‚ cıkarır,
yanlış yola saparlar. (Âl-i İmrĂ‚n sûresi: 7)

Kalb sĂ‚lih (iyi) olunca, beden de sĂ‚lih olur. (Hadîs-i şerîf-ÎtikadnĂ‚me)
Musluman muslumanın cĂ‚nına, malına ve ırzına saldırmaz. Allahu teĂ‚lĂ‚, bedenlerinizin kuvvetine, guzelliğine bakmaz. Amellerinize de bakmaz. Kalblerinize ve niyyetlerinize bakar. (Hadîs-i şerîf-Musned)

Kalb, Allahu teĂ‚lĂ‚dan başkasına tutulmuş ise yıkılmış demektir. Bir işe yaramaz. Niyet doğru olmadıkca, hayırlı işlerin, yardımların ve Ă‚dete uyarak yapılan ibĂ‚detlerin, yalnız hic faydası olmaz. Kalbin Allahu teĂ‚lĂ‚dan başka hicbir şeye duşkun olmama sı da lĂ‚zımdır. (İmĂ‚m-ı RabbĂ‚n&#238

Nûrlu, temiz kalb, şerîate uymağı sever. Kararmış kalb, kotu arkadaşa, nefse, şeytana, uymağı sever. (Muhammed HĂ‚dim&#238
Bir kimsenin kalbinde hased bulunur, kendisi buna uzulur, bunu istemezse, bu gunĂ‚h olmaz. Kalbde bulunan hĂ‚tıra (duşunce) gunĂ‚h sayılmaz. HĂ‚tıranın kalbe gelmesi insanın elinde değildir. Kalbinde hased bulunmasından uzulmezse veya arzusu ile hased ed erse, gunĂ‚h olur, haram olur. (Muhammed HĂ‚dim&#238
Mu'minin kalbi, Allahu teĂ‚lĂ‚nın evidir ve guzel huyların yeridir. Kalbinde kotu, cirkin duşuncelere yer vermek, cirkinleri guzellere ortak etmek olur. (Muhammed HĂ‚dim&#238

Kalbe gelen lekeleri temizlemek icin, gunahlarından dolayı tovbe, istiğfĂ‚r etmeli, pişman olmalı ve Allahu teĂ‚lĂ‚ya sığınmalıdır. (İmĂ‚m-ı RabbĂ‚n&#238
Kalbin itminĂ‚nı (huzûru), zikr (Allahu teĂ‚lĂ‚yı anmak) iledir. Fen bilgileri ile bularak, anlayarak değildir. (İmĂ‚m-ı RabbĂ‚n&#238
Kalbin tasfiyesi, temizliği, şerîate (İslĂ‚miyete) uymakla, sunnetlere yapışmakla, bid'atlerden (dîne sonradan sokulan değişikliklerden) kacmakla ve nefse tatlı gelen şeylerden sakınmakla olur. Zikr ve murşîdi (hocasını) sevmek bunu kolaylaştırır. (İmĂ‚m-ı RabbĂ‚n&#238
Allah korkusundan ağlamak, kalbin cilĂ‚sıdır. Kahkaha ile gulmek kalbin zehridir. (Abdulhakîm bin MustafĂ‚)
Kalb kırmaktan cok sakınınız. Allahu teĂ‚lĂ‚yı en ziyĂ‚de inciten kufrden sonra, kalb kırmak gibi buyuk gunĂ‚h yoktur. (İmĂ‚m-ı RabbĂ‚n&#238 Ol fakir ki yuzun bakar Gozlerinin yaşı akar Mu'min olan kalb mi yıkar Boynuna lĂ‚net mi takar Sakın incitme bir cĂ‚nı Yıkarsın Arş-ı RahmĂ‚nı
(Alvarlı Muhammed Lutfi)
2. Tasavvuf yolunda birinci mertebe.
Tasavvuf yolunda ilerlemeye kalbden başlanır. Kalb madde değildir. Maddesiz, olcusuz olan Âlem-i emrdendir. Bu yolda (tasavvuf yolunda) kalbi gectikten sonra, kalbin ustunde olan (rûh) mertebelerinde ilerlenir. (İmĂ‚m-ı RabbĂ‚n&#238

Kalb Gozu:Kin, hased, kibir gibi mĂ‚nevî hastalıklardan kurtulup, her an Allahu teĂ‚lĂ‚yı anan kimsenin kalbinde meydana gelen, işlerin ic yuzunu gorme kuvveti, basîret. (Bkz. Basîret)
Duşunerek anlamak, kalb gozu ile gormek yanında, ozle kabuk gibidir. (İmĂ‚m-ı RabbĂ‚n&#238

Kalb Hastalığı:Kalbin Allahu teĂ‚lĂ‚dan başkasına bağlanması.
"Kalblerinde hastalık vardır" meĂ‚lindeki Ă‚yet-i kerîmede bildirilen kalb hastalığına yakalanmış olanların hicbir ibĂ‚deti ve tĂ‚ati fayda vermez. Bilakis zarar verir. "Cok Kur'Ă‚n-ı kerîm okuyanlar vardır ki, Kur'Ă‚n-ı kerîm bunlara lĂ‚net eder" hadîs-i şerîfi meşhurdur. "Cok oruc tutanlar vardır ki, oructan kazancı, yalnız aclık ve susuzluktur" hadîs-i şerîfi sahîhtir. Kalb hastalıklarının mutehassısları olan tasavvuf buyukleri de once bu hastalığın giderilmesi icin yapılacak şeyleri emrederler. (İmĂ‚m-ı RabbĂ‚n&#238

Kalb Huzûru:İc rahatlığı, gonul hoşluğu. Kalbin Allahu teĂ‚lĂ‚dan başkası ile olmaması; Allah'tan başkasına bağlanmaması.
İbĂ‚det, Allahu teĂ‚lĂ‚nın emirlerini yapıp, yasaklarından sakınmaktır. Bu ise, kalbin huzûru ve agĂ‚hlığıdır (uyanıklığıdır). (Ubeydullah-ı AhrĂ‚r)

Kalb İlmi:EvliyĂ‚dan bir zĂ‚tın rehberliğinde kazanılan ilim. (Bkz. İlim)

Kalb İtminĂ‚nı:Kalb huzûru.
Kalbi itminĂ‚na kavuşturan tek yol vardır. Bu tek yol, Allahu teĂ‚lĂ‚yı zikretmektir (hatırlamak ve anmaktır). Akıl ile incelemekle ve duşunmekle kalb itminĂ‚na kavuşmaz. (İmĂ‚m-ı RabbĂ‚n&#238

Kalb SelĂ‚meti:Kalbin kibir, riyĂ‚, kıskanclık, kin ve duşmanlık gibi kotu duşuncelerden kurtulup, iyi ahlĂ‚k ile ahlĂ‚klanması.
Kalbin selĂ‚meti, onun mĂ‚sivĂ‚yı (Allahu teĂ‚lĂ‚yı unutturan her şeyi) terketmesine bağlıdır. (İmĂ‚m-ı RabbĂ‚n&#238
Kalbin selĂ‚meti icin şunlara dikkat etmek lĂ‚zımdır: 1) AhlĂ‚kı guzel olanlarla berĂ‚ber olmak, 2) Kur'Ă‚n-ı kerîm okumaya devĂ‚m etmek, 3) Fazla yemek yememek, 4) Gece namazlarına devĂ‚m etmek, 5) Seher vaktinde Allahu teĂ‚lĂ‚ya yalvarmak, istiğfĂ‚r etmek, g unahlarının bağışlanmasını istemek. Seher vakti sabah namazının vaktinin girmesinden bir saat onceki vakittir. (Ahmed bin Âsım AntĂ‚k&#238

Kalb Tasdîkinden olduğu sozbirliği ile bildirilmiş olan şeylere, kalbin inanması.
ÎmĂ‚n; kalb ile tasdîk, dil ile ikrĂ‚rdır, soylemektir. (MevlĂ‚nĂ‚ HĂ‚lid-i BağdĂ‚d&#238

Kalb Tasfiyesi:Kalbi, İslĂ‚miyet'in beğenmediği şeylerden, gunĂ‚hlardan, kotu duşuncelerden kurtarmak, temizlemek.
Kalbin tasfiyesi, temizliği, dîne uymakla ve sunnetlere yapışmakla ve bid'atlerden kacmakla ve nefse tatlı gelen şeylerden sakınmakla olur. Zikir, Allahu teĂ‚lĂ‚yı anmak ve murşîdi (hocasını) sevmek, bunu kolaylaştırır. (İmĂ‚m-ı RabbĂ‚n&#238
Kalbi tasfiye etmekten maksad; mĂ‚nevî Ă‚fetleri gidermek, kalbi hastalıklardan kurtarmaktır. (İmĂ‚m-ı RabbĂ‚n&#238
Namaz kılmak, kalbin tasfiyesinin ve huzûrunun bir işĂ‚retidir. Namaz, Allahu teĂ‚lĂ‚nın huzûrunda durmak olup, O'nun huzûrunda durulunca, kalbin tasfiye edileceği acıktır. (Muhammed RebhĂ‚m&#238

Kalb Temizliği:Kalbin İslĂ‚miyet'e uymayan şeylerden, dunyĂ‚ya duşkunlukten, kotu duşunceden kurtulması.
Kalb temiz olursa, ağızdan guzel sozler meydana cıkar. Cunku kalbin mahsûlu dilin sermĂ‚yesidir. (Ahmed RıfĂ‚&#238 Zikr et zikr, bedende iken cĂ‚nın, Kalb temizliği zikr iledir RahmĂ‚n'ın (İmĂ‚m-ı RabbĂ‚n&#238

Kalb Toparlanması:Kalbin Allahu teĂ‚lĂ‚dan başka şeylere bağlanmaktan kurtulması.
Kalbi toparlayabilmek icin, Allahu teĂ‚lĂ‚dan başka her şeyi unutmak lĂ‚zımdır. Oyle unutmalıdır ki, bir şeyi duşunmek icin, kendisini zorlasa duşunemez olmalıdır. (Muhammed BĂ‚ki-billah)

Kalb-i Hakîkî:Yurek denilen et parcasında bulunan mĂ‚nevî kuvvet.

Kalb-i Sanevberî:Yurek.
Kalb-i sanevberî, kalb-i hakîkînin (gonul) yuvası gibidir. (Abdulhakîm ArvĂ‚s&#238

Kalb-i Selîm:Şek (şuphe) ve şirkten (Allahu teĂ‚lĂ‚ya ortak koşmaktan), kufur ve nifĂ‚ktan arınmış, dĂ‚imĂ‚ Allahu teĂ‚lĂ‚ya bağlı kalb.
Allahu teĂ‚lĂ‚ Ă‚yet-i kerîmede meĂ‚len buyurdu ki:
O gun, mal ve cocuklar fayda vermez. Ancak, Allahu teĂ‚lĂ‚ya kalb-i selîm ile gelenler faydalanır. (ŞuarĂ‚ sûresi: 88, 89 )
__________________