Olum Kacınılmaz mı?
Olum hadisesi yaşlanmayla yakından alakalıdır. Fakat yaşlanma hadisesi tam olarak cozulememiştir.
Bilim adamları yaşlı hucrelerde, genc hucrelerde bulunmayan bazı maddelerin olabileceğini tahmin ediyorlar. New York’ta Rockfeller Universitesinde hucre biologu Eugenin Wang sadece bolunmeyen bağ dokusu hucrelerinde bulunan bir proteine karşı, antikor izole etti. Statin adı verilen bu maddenin vucuttaki fonksiyonu bilinmiyor. Wang bu maddenin hucre yaşlanmasının sebebi mi, yoksa neticesi mi olduğunu bilmiyor, ama diyor ki “Sezgilerim bunun bir sonuc olduğunu soyluyor, Statinin yaşlanmadaki tek protein olmadığını duşunuyorum.” Araştırmacının şu andaki calışmalarının gayesi tahminlerinin doğruluğunu araştırmaktır.
Bircok ilim adamı, normal metabolizmanın, bazı urunlerinin hucreleri yıkarak organizmaları oldurduğune inanırlar. Bu urunlerin hucre yıkımı hastalanması ve yaşlanması uzerine katkılarının derecesi ise bilinmiyor. Fakat vucutta super oksit dismitaz enzimi, serbest kokleri zehirsiz hale getirebiliyor. Canlıların hayat suresi ile doğru orantılı olarak bu enzim ve kullandıkları oksijen miktarının da arttığı tesbit edilmiştir.
Beyin, yaşlanma olayında hayati bir faktordur, Bu teoriye gore; beynin hormonal faaliyet uzerine tesirindeki vucut fonksiyonlarındaki yaşa bağlı sapmalardan mesul olabilir fakat bu konuda yeterli malumat yoktur.
Laboratuvar sıcanlarının hipofiz bezlerinin hayatın erken devrelerinde cıkarılıp eksik kortizon hormonunun verilmesi ile hayat sureleri bariz şekilde uzamıştır. Bir acıklama beyinde bulunan hipofiz bezinin yaşlanmayla ilgili hormonlar salgıladığı şeklindedir. Fakat hic bir “olum hormonu” izole edilmemiştir.
Israrlı iddialara rağmen hafıza kaybının yaşlanmanın onemli bir parcası olmadığı ve Alzheimer hastalığının yaşlanmanın hızlanmış şekli olmadığı bilinmektedir. Washington Universitesi Ost. Louis Tıp Fakultesinde hafıza ve yaşlanma bolumunun araştırmasına gore 65 ve daha yukarı yaştaki kişilerin % 85’inde kayda değer bir hafıza kaybına rastlanmadı. Buna ilaveten yaşlanmayla beynin bilgi işleme kabiliyetinin azalması gerekmez. Milli Yaşlanma Enstitusu, sağlıklı yaşlanan bir beynin, hucre kaybı ve fonksiyon bozukluğunu telifi edebileceğini bildirir. Mesela, beyin hucreleri kendi hasarını tamir edebilirler. Alınan kalorinin azaltılması laboratuvar hayvanlarında hayat suresini uzatmaktadır. Uzun yaşamanın yanında, duşuk kalorili dietle beslenen yaşlı hayvanlarda bazı kanserlere ve diğer kronik hastalıklara rastlama sıklığı daha duşuk bulundu, immunolojik cevaplar daha iyiydi ve kontrol hayvanlarına gore insulin yapımında cok daha az anormallikler tesbit edildi.
Fakat klinik calışmalarının sonucları bu duşunce ile tezat teşkil eder. Kilosu ortalamanın altında olan insanlar hem en duşuk, hem en yuksek olum nisbetine sahipti. Milli Enstitusunden Edward Schneider “Malumatlar en zayıf ve en şişman kişilerin ilk once olduğunu gosterdi. Ancak en uygun kalori alım miktarı konusunda yeterli bilgi elde edemedik.” diyor. Hayatın her safhasında ve programlı egzersiz yapan insanların kolesterol seviyeleri daha duşuktur ve daha az nisbette kalp damar sistemi hastalıklarına tutuluyor. Fakat ilim adamları sebebini bilmiyorlar. Calışmalara gore atletik yarışmalar ve hayat suresinin uzunluğu arasında munasebet yoktur. Ancak Laboratuvar sıcanlarında hayatın erken donemlerinde başladığı takdirde egzersizin omru uzattığı tesbit edilmiştir.
Anlaşılıyor ki olum kacınılmazdır ve mecburi istikamettir.
Dr. Huseyin AYDINLI
__________________