Not : Arkadaşlar devamlı insanlar arasında bir tartışmadır surer gider,''adama bak sulu goz devamlı ağlamaktan başka bir iş yapmıyor''
buna benzer sozler vs.vs. şimdi bu konuyla ilgili kaleme alınan bu yazıyı sizlerle paylaşmak istedim . yorum size aittir..


Allah Dostları Neden Ağlar?


Hic sordunuz mu kendinize bu soruyu, dertleri ne onların? Ya da gozunuz yaşardığında, kalbiniz kaynar kazanlar gibi fokurdayarak goz kapaklarının ardından buhar damlaları gonderdiğinde, bunun derininde yatan sebebinin ne olduğunu merak ettiniz mi?
Dunya icin ağlayıp namerde minnet edenlerle, Allah icin ağlayanlar, gunahı icin ağlayanlar, Musluman'ın derdine derman olamadığı icin ağlayıp yataklara duşenler, bu yuzden aylardır konuşamayanlar bir mi?
Allah dostları gunahlarına mı ağlarlar, gunahları o kadar cok mu Allah dostlarının? Yoksa butun bir kÂinat namına, kainatın her bir zerresinden Allah'ın sonsuz kudret ve azametine karşı gosterilen en ufak bir saygısızlığa bile dayanamadıklarından mı dokulur goz yaşları.
Bu yuzden mi Hz. Ebubekir (ra) gozyaşları arasında "Allah'ım vucudumu o kadar buyut, o kadar buyut ki, cehennemi doldursun benden başka kimse yanmasın orada" demiş?
Neden hep gozu yaşlı goruruz Hz. Ebubekir'i, neden hep ağlamış o Allah dostu.? Ağlamış ve dalda gorduğu bir kuşun hurriyetine bakarak insan olmanın ağırlığını ruhunda hissedip "Keşke bir kuş olsaydım" deme ihtiyacı hissetmiş.
Gunumuzun gereksiz geleneklerinden birisi olan ve guya erkeği yucelten bir meziyet olarak lanse edilen gozyaşı gercekten de erkeğe yakışmaz mı? Yani erkekler ağlamaz mı? Şayet boyle ise gonlu yuce Allah dostları neden ağlıyorlardı?
Yoksa olay tam da bunun tersi gibi mi? Yani asıl eroğlu erler gozyaşlarıyla tanınanlar, Allah icin surekli gozyaşı dokenler midir?
İnsan boşuna, yani rol icabı ağlayabilir mi? Ve bu rol icabı butun bir hayat boyu surebilir mi?
Kalbinizin sıkıntıdan patlayacak hale geldiği, cok onem verdiğiniz, adeta kendisine kilitlendiğiniz bir olayınız olduğunda gozunuze uyku girmediği, boğazınızdan bir lokma ekmeğin gecmediği ve gizli gizli gozyaşına boğulduğunuz oldu mu?
Sorular alabildiğine coğaltılarak bir gozyaşı medeniyeti kurmanın gozyaşı dokmeden olamayacağı ifade edilebilir. Evet gozyaşı medeniyeti kurmak gercekten o kadar kolay değildir. Ama o medeniyet o his kalplere bir kere yerleştirildikten sonra artık başarılamayacak, rahmeti sonsuzdan istenipde alınamayacak hicbir şey yoktur.
Muminleri bir binanın tuğlalarına benzeten Allah Resulu, binaya vurulan en ufak bir darbenin binanın butun duvarlarında hissedildiği gibi muminlerin başına gelen butun sıkıntı ve musibetlerin de muminlerce aynı oranda hissedilmesi gerektiğini ve bunun da imandan kaynaklandığını ifade buyuruyor. Bu hissediş oyle sıradan bir hissedişde olmamalı. İnsanı yataklara duşurmuyor ve insanın konuşma takatini elinden alacak kadar vicdanı rahatsız etmiyorsa Allah korusun problem var demektir.
Bakın butun bir hayatını bu şuurla gecirmiş bir Allah dostu gozyaşı icin neler soyluyor: "Gozyaşları, ihlaslı ve samimi insanlar icin, başka bir ifadeyle, daima ciğeri ve bağrı yanan insanlar icin bir boşalma ameliyesidir. Âdeta, sînesinde cehennem korları ve ici cayır cayır yanarken, onun duyguları dışa, goz yaşı şeklinde dokulur. Onun icindir ki, Allah Resulu tarafından, cehennemle goz yaşı arasında bir muvazene kurulmuştur. Cehennem kıvılcımlarının mahşerde insanları kovaladığı zaman, Cibril elinde bir bardak su ile gorunur. Ve Allah Resulu ona sorar: "Elindeki nedir?" Cibril'in cevabı şu olur: "Muminlerin gozyaşı, cehennemi sondursun diye!".
Gordunuz mu Cenabı Hakk'ın sonsuz kudret ve azametini? Aslında bir sıvı olan bir damlacık gozyaşı (su) cehennemi (ateşi) sondururken, yine bir sıvı olan benzin bir yeri birden cehenneme (ateşe) donuşturebiliyor.
Allah Dostundan devam ediyoruz: "Başka bir hadîslerinde bu muvazeneyi şu sozleriyle ifade ederler. "İki goz cehennem ateşi gormez:Duşmana karşı nobet bekleyen ve Allah (cc) korkusundan ağlayan gozler". Evet, Cehennemin korkunc kıvılcımlarını sondurecek ancak gozyaşıdır.
Allah Resûlu bu ve benzeri hadîsleriyle, dışa karşı mucadele ve mucahede eden insanın bu durumuyla, ice karşı mucadele yapan ve nefsiyle yaka paca olan, bu yuzden de goz yaşı doken insanın amelini aynı mutalaa ediyor. Kur'Ân-ı Kerim, ağlayan insanların durumunu bir ibret vesilesi olarak nakleder. Ayrıca, az gulup cok ağlamayı, kazanılan gunahlar karşısında iki buklum olmayı emreden nice ayetler vardır.
Ruh inceliğinin şÃ‚hidi durumunda olan goz yaşının her damlası, bir rikkat urpertisidir ki, Cennetteki kevserlere denk kıymete sahiptir. Gozyaşının kuruması cidden acınacak bir zavallılık orneğidir. Allah Resûlu, şeytandan sığındığı gibi, kurumuş gozden Allah'a (cc) sığınmaktadır."
O şanlı Resulun bu sığınması kabul edilmiş ki biz onu hayatının butununde diğer dostları gibi ya gozu yaşlı, ya da bir gozu yaşlının gozyaşını silerken goruyoruz. Bu yuzden Allah Resulu:"Siz benim bildiklerimi bilseniz cok ağlar, az gulerdiniz…" O, O'na cok bildiren Rabbinin istediği gibi bir hayat yaşamış ve bizim bilmediklerimize muttali olduğu icin cok ağlamış az gulmuştur.
Mumin kardeşine ağlayamayan coğu kere kendisine de ağlama fırsatı bulamıyor.
Bu gun geminin karaya oturduğu ve işin doğrudan Rahmeti Sonsuz'a kaldığı gunleri yaşıyoruz. Bu zor gunleri aşmanın yolu yine O'nun engin rahmetine sığınmaktan geciyor.Bıcağın kemiğe dayandığı iman, izan ve vicdan durbunuyle hareket etmesi gerekenlere cok işler duşuyor.Cok ama ciddi işler oyle sokaklarda bağırıp cağırmakla olmuyor. İnsanlar gazlarını alıp belki de rahat bir şekilde evlerine donuyorlar. Sokaklarda soylenenler her şeyi bilen ve goren Muheymin tarafından kabul edilseydi şimdi yeryuzunde zulum yapan bir tek insan kalmayacaktı.
Her gun gazetelerde "Falan ulkeye lanet yağdı" gibi başlıklar okuyoruz.Bizim asıl gorevimiz lanet yağdırmak değil, rahmetin celbine vesile olmak, onu celb edecek kulli, ferdi amellerde bulunmaktır. Biz rahmeti celb edersek gerisi zaten gelecektir. Allah nereye ne zaman lanet edeceğini bizden cok iyi biliyor. Elverir ki biz rahmetin celbine vesile olalım. Lanetin adresi belli.
Son sozu yine bir yol haritası gibi şairin mısralarına bırakıyoruz.
"Ağlayın su yukselsin
Belki kurtulur gemi"

Karaya oturmuş ve butun fertler tarafından yuzdurulmesi istenen bir geminin yuzmesi icin gozyaşı gerekiyor. Gozyaşı rahmetin ta kendisidir.
Ey alemi İslam gemisini karaya oturtan bahtsız efrad! Bu gemiyi yuzdurmek istiyor musunuz? Dun Canakkale'de, Yemen'de, Mısır'da, Galicya'da, Sakarya'da duşman tarafından karaya oturtulmaya calışılan bu aziz gemiyi kanlarıyla yuzdurmeyi başaran aziz şehidlerimizin yaptığını bu gun siz gozyaşlarınızla yapmak zorundasınız.
Unutmayın ki Allah icin samimiyetle dokulen bir tek damla gozyaşı otede cehennemi sondurme kabiliyetindeyse, burada da okyanuslardan daha fazla suya mukabil bir keyfiyettedir.
O cesamette bir tek damla, evet bir tek damla gozyaşı yok mu?
Abdulkadir Suphandağı
__________________