“Umit ancak bir amelle beraber olursa mana ifade eder. Yoksa kuru bir temenni olmaktan oteye gecmez.”
İbn Ataullah İskenderi


EY SALİK, ne cok şey duydun Rahman ve Rahim olan Rab hakkında. Sonsuz rahmetiyle tum mevcudatı kuşattığını ve hicbir şeyin O’nun rahmeti dışında kalmadığını oğrendin. O’nun rahmetinden ancak kÂfirlerin umit keseceğini okudun kitabında. O’nun rahmetinin gazabını gectiğini haber verdi kutlu elcisi. Hak bildin bu sozleri ve Hz. Omer’in cennete bir kişinin gireceği soylense onun ben olacağını umit ederim dediği uzere umit var oldun.

Amenna ve saddakna!

Elbette kendine rahmeti farz kılan ve cok merhametli ve şefkatli olan Rabbimizin rahmetinden gayrisine umit beslemeyiz. Ama heyhat ki, donup kendine bakman gerekir ey salik! Ben ne yaptım, ne amel işledim, nasıl kulluk ettim diye. Umitleri yeşerten amellere ne kadar sarıldın? Gayretin seni O’nun rahmetine ulaştıracak bir samimiyet uzere mi yoksa boş temennilerle mi kendini avuttun?

Eğer ki O’nu Rab olarak tanıyıp umit besliyor ve rahmetine vasıl olmayı diliyorsan evvela O’na layıkı vechiyle kulluk etmen gerekmez mi? İman, ilah olarak sadece Allah’ı bilmek ve ona hicbir şeyi ortak koşmamaktır. Bunun yanında iman, sadece Allah’a ibadet etmektir. O’nun uzerinde hicbir guc ve kuvvet tanımamak yalnız O’na kulluk etmek ve O’ndan yardım istemektir.

KÂinattaki yegÂne hukumdarın Rabbimiz olduğunu biliyor ve buna iman ediyorsan bu imanın gereği olan kulluktan seni alıkoyan nedir diye duşun!

Hani bir gun Cebrail bir yabancı suretinde Hz. Peygamberin yanına geldi ve “İslam nedir” diye sordu. Hz.Peygamber: “İslam Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in de Allah’ın rasulu olduğuna şehadet etmen; namazı dosdoğru kılman, zekÂtı vermen, ramazan orucunu tutman ve gucun yeterse KÂbe’yi haccetmendir.” (Muslim, İman, 1.) Diye buyurdu. İşte Efendimizin de buyurduğu uzere şehadetle yani iman etmekle, ibadetleri de uzerimize bir vecibe olarak kabul etmiş oluruz. Yani ibadet imanın ayrılmaz bir parcası ve eylem halidir. Oyleyse ikrarın uzere dur ve amele sarıl ki kalp hanende paslanmasın imanın!

Ey salik, Allah’a yakınlığa ve onun rahmetine erişmeye goturen en guzel ibadet namazdır.

Gecenin karanlığını bolen ve namaz uykudan hayırlıdır nidası ile başlar sabah namazı. Kurtların, kuşların, bortu boceğin kendi lisanlarınca zikre başladıkları saatlerde gaflet uykusundan uyanıp da Yuceler yucesi Rabbin huzurunda divana durmak ve onu anmak… Sabah ve akşam meleklerinin toplanıp şahitlik ettiği (Buhari, Ezan, 31.) bu bereketli buluşma huzur ve rahmetin vaktidir. Hz. Peygamber, sabah namazını kılanların Allah’ın koruması altında olduğunu haber verirken (Muslim, Mesacid, 262.) rahmetinin daha orada tecelli etmeye başladığını da bildiriyor biz mağfirete muhtac kullarına.Rahmeti celp eden ne kadar guzel bir vesiledir sabah namazı!

Sonra ey salik dalarsın dunya meşgalelerine ve unutursun sabah meleklerin şahitlik ettiği o kutlu vakitleri… Evde, işte, sokakta, okulda yapacak işler bitmez ve sen boğulursun uzerinde dağ gibi yığılan sorumluluklarının altında. Kimsenin hicbir şey goturemediği şu fani Âlemde habire calışır, didinir dunyalığa meyledersin. Oysa oğlen, ikindi ve akşam namazları hatırlatır sana asıl vazifeni: İnsanları ve cinleri bana kulluk etmeleri icin yarattım! (Zariyat, 51/56.) Buyruğunu yerine getirir ve Rabbu’l- Âleminin huzurunda kıyama durur, rukûya ve secdeye varırsın. Onun buyruğunu her şeyin ustunde tuttuğuna ve hicbir şeyin seni ona kulluk etmekten alıkoymayacağını ilan edersin her bir vakit namazla.

“Umit ancak bir amelle beraber olursa mana ifade eder. Yoksa kuru bir temenni olmaktan oteye gecmez.”
İbn Ataullah İskenderi


Ve her namaz seni Âlemlerin Rabbine yaklaştıran ve onun rahmetine ulaştıran bir vesile olur. Efendimizin buyurduğu uzere evinin onunden akan bir ırmakta gunde beş defa yıkanmış gibi temizlenirsin her turlu kirden ve pastan. (Buhari, Mevakıt, 6.) Arı duru bir kalple kulluk makamında olmanın zevkini tadarsın. Sonra orucla devam eder yakınlaşman, sabrını ve iradeni eğitir, kulluğundaki samimiyeti ortaya koyarsın. Aclık ve susuzluğa onun icin katlanırsın. Namaz ve orucla bedenen temizlendiğin gibi zekÂtla da malını, kazancını temizler, arındırırsın. Onun verdiklerinde yine onun kullarına vererek yaklaşmaya devam edersin. Nihayet hacdaki buyuk buluşma ile tum Muslumanlarla bir olur tevhidi yaşar, kıyameti hatırlarsın… Rabbine doner, vuslatı arzularsın…

Secde et yaklaş! (Alak, 96/19.) diye buyuran Allah Teala’ya kulluk ederek yaklaşır ve manen yakınında hissedersin. Ey salik o bize şahdamarından daha yakın değil mi? Kimi bahtiyarlar kulluk yapa yapa ulaşır onun yakınlığına; kimi bedbahtlar da “kalbim temiz” avuntusu ile mahrum kalır KÂinatın sahibinin sonsuz rahmetinden.

Sen hatırlamazsan Rabbu’l-Âlemini, zikrini dilinden duşurursen nasıl kurbiyetine vasıl olursun? Sen onun icin amel işlemezsen nasıl temizlenir kalp aynan? Sen kulluğunu ifa etmezsen nasıl arınır kotuluklerden ruhun? Dostluğuna talip olmazsan nasıl umitvar olursun rahmetinden?

Ey salik, kuru temennileri bir tarafa bırak ve amelinle kulluğundaki samimiyeti goster de umitlerini yeşert once. Sonra mı?

Allah bize yeter o ne guzel vekil ne guzel Mevla ne guzel yardımcıdır!



EKİM 2016/DİYANET AYLIK



__________________