Remzi ihtiyar bir adamdı! Fakat o cok mutlu ve huzurlu bir ihtiyardı! Bu mutlu ihtiyar mutluluğunu ve huzurunu her zaman her yerde dile getiriyordu ve Allaha sonsuz şukurler ediyordu!
Bir oğlu vardı! Ve tum olumsuzluklara rağmen onu en iyi bir şekilde yetiştirmeye Kuran ve sunnetle eğitmeye calışmıştı.
Kendisi yetim buyumuş, bir cok yavrusunuda kucuk yaşta kaybetmesine rağmen bu ihtiyarın gozlerinden fışkıran mutluluk ve huzuruna millet akıl sır erdiremiyordu. Onun icin ona sormadan edemiyorlardı.
- Siz neden bu kadar mutlu ve huzurlusunuz?
O bu soruya şoyle cevap verirdi:
- Ey dostlarım! Ben mutlu olmayayımda kim olsun? Allahu tealaya sonsuz şukurler olsun, benim acizane yaptığım duamı kabul buyurmuştur!
Soruyu soranlar bu cevapla dahada şaşırır soru yağmurlarına devam ederlerdi:
- Siz nasil bir dua ettiniz? Hangi duanız kabul edildi?
O dudaklarında gulumseme yuzunde huzur başlardı konuşmaya:
- Sizde biliyorsunuzki ben yetim buyudum! Buyuk zorluk ve meşekkatlerle buyudum! Evlenme cağına girdiğimde Allahu teala bana guzel bir musluman olan eşimi nasip etti! Ve bizlere evlatlar bağışladı fakat onlar fazla yaşamıyor ve bu dunyadan ayrılıyorlardı.
O esnada sozunu kesip:
- Sen hic uzulmuyormuydun? Diye soruyorlardı.
- Yo! Hic uzulmuyordum!
- Nasıl?
- Dostlarım! İşte sizin ilk sorunuzun cevabının sırrı burada! Ben Allah ve peygamberini bilmeyen, anne ve babasını saymayan cok cocuk gordum. Onlar buyuklerine saygı kucuklerine sevgi gostermiyor, helal, haram nedir bilmiyorlardı. Ben cocukları seyiyorum ama Allahımı daha cok seviyorum! Onun icin cocuklarımın Allahı tanımayan, dinini bilmeyen cocuklar gibi olmaları olasılığı aklıma geldikce tir-tir titrer ellerimi kaldırır kalbimin derinliklerinden yuce Rabbime dua ederdim:
- Allahım! Sen cocukları ne kadar sevdiğimi biliyorsun fakat Sen, seni ne kadar sevdiğimide biliyorsun! Allahım! Bana Seni bilen ve sayan helal evlad nasib et! Rabbim tek olsun ama helal olsun yoksa bana Seni saymayan evlat verme Allahım!
İşte buydu benim duam! Onun icin cocuklarım vefat ettiklerinde uzulmuyordum, cunku ben Allahtan ne istediğimi biliyordum!
Dinleyenler bu cevaba şaşırırlarken aynı anda Remzinin-Allahın dinini yaşamaya calışan-saygı değer oğlu gozlerinin onune gelirdi. Gercekten Saliho ismi gibi-Allahını seven, buyuklerini sayan bunun icin tanıdıklarının saygısını sevgisini kazanmış-Salih bir cocuktu.
Bunun icin herkes ona:
“Kabul olan duanın meyvesi!” derdi.
__________________