Anadolu evliyĂ‚sından. İsmi BĂ‚li Mehmed Celebi olup, BĂ‚lî Sultan olarak da bilinir. Germiyan şehzĂ‚delerinden Hızır Paşanın oğludur. Dedesi SuleymĂ‚n Şah, MevlĂ‚nĂ‚ CelĂ‚leddîn Rûmî'nin oğlu Sultan Veled'in kızı Mutahhara Sultan ile evli olduğundan, soyu MevlĂ‚nĂ‚ hazretlerine ulaşır. Babası ona, saltanat elbisesi yerine tarîkat abası giydiği icin "Abapûş-i Velî" lakabını vermiştir.
Abapûş-i Velî, kucuk yaşta ilim oğrenmeye başladı. Kısa zamanda ilim tahsîlini tamamladı. AhlĂ‚k ve edeb numûnesi idi. Kucuk yaşta Mevleviyye tarîkatı buyuklerinin mĂ‚nevî bakışlarına kavuştu. İnsanlara doğru yolu gostermek uzere icĂ‚zet, diploma aldı.
Devrinin buyuk Ă‚limleri ve devlet ileri gelenlerinin coğu onun sohbetlerini tĂ‚kib ederlerdi. Tîmûr Han Afyon taraflarına geldiğinde, onun bolgesine girmedi ve bĂ‚zı ihsĂ‚nlarda bulunmak isteyince;
"Bizim abamız, elbisemizi terk ve ihtiyacsızlık elbisesidir" deyip kabûl etmedi.
Tîmûr Han Abapûşî hakkında;
"Boyle zatlar boş değildir. Allahu teĂ‚lĂ‚dan başkasından ne korkarlar, ne bir şey beklerler. Şahların gonullerinde onların heybeti, korkusu yer etmiştir." dedi.
Abapûş-i Velî omrunun sonlarını babasından kalan dergĂ‚hında yalnız gecirdi. Devamlı ibĂ‚detle meşgûl olurdu. Talebeleri ve sevenleri huzuruna gidip ders ve sohbetlerini dinler, ondan istifĂ‚de ederlerdi. Ceşitli zamanlarda insanlar arasına cıkıp, onlara Allahu teĂ‚lĂ‚nın emir ve yasaklarını anlatır, herkesi iyiliğe teşvik ederdi.
VefĂ‚tından once kendi evine gecen Abapûş-i Velî, uc gun sonra 1485 (H.890) senesinde vefĂ‚t etti. Afyonkarahisar Mevlevî DergĂ‚hının bahcesine defnedildi. Definden sonra bĂ‚zı hĂ‚ller goruldu. Talebeleri bunları hocalarının kerĂ‚meti olarak kabûl ettiler. Bu sırada sĂ‚dece gorunuşe bakarak konuşanlardan birisi bu hĂ‚llerin, talebeler tarafından uydurulduğunu, bunların aslının olmayacağı gibi sozler soyledi. Ayrıca kabre inkĂ‚r gozu ile baktığı anda, Allahu teĂ‚lĂ‚nın gazĂ‚bına uğrayarak gozleri gormez oldu, dili tutuldu. Baştan ayağa kadar butun vucûdu titremeye başladı. Bu hĂ‚le yakalandığının ucuncu gunu kotu bir vaziyette oldu. Allahu teĂ‚lĂ‚nın evliyĂ‚sı hakkında uygunsuz konuşmanın, onu inkĂ‚r etmenin cezĂ‚sını hemen gordu.
1) Sefîne-i Nefîse-i Mevleviyye; (SĂ‚kıb Dede; Mısır 1283) c.1, s.4
__________________