ResûlullĂ‚h'a tĂ‚bi olmak hicbir halde terki cĂ‚iz olmayan farz-ı ayındır. Ona muhĂ‚lefet etmek de İslam nimetinin yok olmasına calışmaktır. İnanılması farz olan bir şeye inanmayıp terk etmek îmĂ‚nı yok eder. Muhakkak Muhammed Aleyhisselam'ın ummeti, ona tĂ‚bî olan kimselerdir.


Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki:

“Arzu ve hevĂ‚sı benim getirdiklerime tĂ‚bi olmadıkca sizden hicbiriniz îmĂ‚n etmiş olmazsınız!”

“Kim benim sunnetimi (amel etmeyerek) zĂ‚yi ederse, ona şefĂ‚atim haram olur.”

“Kim benim sunnetimi ihyĂ‚ ederse beni sevmiş olur. Beni seven kimse de kıyĂ‚met gunu cennette benimle beraber olur.” (Kenzu'l-UmmĂ‚l)

“Kim benim sunnetimi (amel etmek sûretiyle) muhĂ‚faza ederse AllĂ‚hu TeĂ‚lĂ‚ ona dort haslet ikrĂ‚m eder: İyilerin kalbinde ona karşı muhabbet, kotulerin kalbinde heybet, rızkında bolluk ve dîninde itimat.”

Muslumanların amel etmesi ve kuvvetle sarılması gereken sunnet; ilk uc asrın, yani Resûlullah Efendimizin ve onu goren AshĂ‚bı'nın ve AshĂ‚bı goren tĂ‚'biîn'in ve onlardan sonra gelenlerin itikĂ‚d, amel ve ahlĂ‚kına uymaktır.

Bunlardan sonra, dinde onların gittiği yola uymayan şeyler ihdĂ‚s etmek ise bid'attir. Dindeki her bid'at dalĂ‚lettir, sapıklıktır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Kim dînimiz hakkında, ondan olmayan bir şey ihdĂ‚s ederse bu reddolunmuştur.” buyurdular.

AshĂ‚b-ı KirĂ‚m (rıdvĂ‚nullĂ‚hi aleyhim ecmaîn), az veya cok olsun, buyuk veya kucuk olsun, muĂ‚melede veya ibĂ‚dette veyahut zikirde olsun, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) zamanında olmayan bir şey ihdĂ‚s eden kimselere şiddetle karşı cıkar, onları reddederlerdi.

Muslumanlar, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) sunnetine sımsıkı sarılmalı, onunla amel etmeli, başkalarını da buna davet etmeli; bid'atlere meyletmemeli ve bid'at ehlinin sozlerine kulak vermemelidir. (Şerhu Şir'atu'l-İslĂ‚m)
__________________