İslam, Allah'ın insanlara Hz. Muhammed (sav) aracılığı ile gonderdiği son ilahi dindir. Arapcada seleme (Allah'a tamamen bağlanmak) kokunden gelen İslam sozcuğunun Turkce anlamı Allah'a ve onun buyruklarına kayıtsız şartsız inanan demektir. Bu kelime aynı zamanda, Hz. Muhammed aracılığıyla ilkeleri bildirilen ve Musluman adı verilen (Arapca İslamlığı kabul eden anlamına, muslim'den) 600 milyon insanı bunyesinde toplamış buyuk bir dinin de adıdır.

??
İslamabad'dadır.
İslam ( Arapcası ???????),
Allah'ın insanlara
Hz. Muhammed aracılığı ile gonderdiği son ilahi dindir.

Arapcada seleme (
Allah'a tamamen bağlanmak) kokunden gelen İslĂ‚m sozcuğunun
Turkce anlamı "Allah'a ve onun buyruklarına kayıtsız şartsız inanan" demektir. Bu kelime aynı zamanda, Hz. Muhammed aracılığıyla ilkeleri bildirilen ve Musluman adı verilen (Arapca İslĂ‚mlığı kabul eden anlamına, muslim'den) 600 milyon insanı bunyesinde toplamış buyuk bir dinin de adıdır.

Cok kısa bir sure icinde butun dunyaya yayılan İslĂ‚m dini, bu hızlı gelişmesini ozellikle, ilk mensuplarının savaşcılık yeteneğine borcludur. Endonezya'dan İspanya ve Guney Afrika'ya kadar bu din, cok değişik uluslar ve kavimler arasında, ilgi cekici ve şaşılacak bir kultur birliği kurmayı da başarmıştır.
İslĂ‚m'ın yayılışı
İslĂ‚m'ın yayılışı
Gercekte, İslĂ‚m dininin boyle hızla gelişip yayılmasını yalnız kutsal savaşlarla fetihlere bağlamak yetersizdir. Bunda, Hz. Muhammed'in Kur'an aracılığıyla yaydığı ilkelerin ve kuralların gerceklere uygunluğu, sadeliği, gecerliliği de buyuk etken olmuştur. İslĂ‚m inancında, İbrahim, Musa ve İsa peygamberlerden sonra en buyuk ve ozellikle "son" peygamber, Hz. Muhammed'dir.


Hz. Muhammed,
571 yılına doğru Arabistan'ın
Mekke şehrinde, soylu bir aileden doğdu. Ticaret kervanı yoneticisi olarak calışıyordu. Allah tarafından ve onun adına konuşmak uzere peygamber (haberci) secildiğinde kırk yaşlarındaydı. İnsanlığa, Allah'dan getirdiği birtakım yeni onerileri vardı. Toplum ilişkilerini yeniden duzenleyecek olan bu oneriler yeni bir dinin ilkeleri oluyordu. Acıklamalarının tamamı, daha sonra, İslĂ‚m'ın kutsal kitabı Kur'an'ı oluşturan 114 surede toplanacaktı.


Kur'an'ın Alaah tarafından Hz. Muhammed'e vahyedilmesi 22 yıl, 2 ay, 22 gunde tamamlandı. Hz. Muhammed, yeni bir dinin kurucusu olarak gorevlendirildikten hemen sonra en yakınlarını (eşi Hatice, amcasının oğlu Ali, arkadaşı Ebubekir gibi) kendi inancına davet etti. Bunlar ilk Muslumanlardı.

Sonra Hz. Muhammed butun Mekkelileri "Allah birdir ve Muhammed onun peygamberidir" ilkesine inanmağa davet etti. O, yeni bir dinin habercisi ve mujdecisiydi. İyilik, doğruluk, guzellik esasına dayanan bu din, insanlar arasında adalet, kardeşlik ve sevgi ilişkilerini kurmağa ve huzurlu bir dunya yaratmağa yonelikti.
Tepkiler
Genc peygamberin onerileri ceşitli tepkilere neden oldu. Kimi tereddut ediyor, kimi onun dediklerine inanıyordu. Ne var ki, Mekke ileri gelenleri arasında, bu yeni akım bazı cıkarcıların işine gelmemişti. Hz. Muhammed'in onerdiği yeni adaletli toplum duzeni onların yararlarına karşıydı. Bu yuzden, inananlarla inanmayanlar arasında cetin bir savaş başladı. Muslumanlar, her gun biraz daha artarken, onlarla mucadele eden, onlara eziyet eden muşriklerin (inkarcılar) acımasızlığı da o oranda artıyordu.

Bu eziyetlere dayanamayan bir boluk Mekkeli Musluman'ın Habeşistan'a goc etmesi bu yuzden uygun goruldu. Ote yandan artık hayatının tehlikede olduğu iyice anlaşılan Hz. Muhammed de daha guvenli calışabilmenin yollarını arıyordu. 620 yılında, Muslumanlığı kabul etmiş bir grup Medineli onu kendi şehirlerinde yaşamağa davet ettiler. Hz. Muhammed bu daveti kabul etti ve en yakın arkadaşı Ebubekir ile birlikte bir gece gizlice Medine'ye goc etti (16 temmuz 622).

Bu tarih, daha sonra Muslumanlar icin, tıpkı Milat gibi, bir başlangıc noktası olarak kabul edildi (Hicrî takvim). Hz. Muhammed, Medine'de bir site devleti kurmak amacıyla Muslumanları orgutlendirdi. Sonra, cevredeki kabileleri İslĂ‚m'a davet girişimlerine başladı. Ote yandan, Mekkeli muşrikler de onu ve yaymağa calıştığı yeni dini ortadan kaldırmak icin orgutlendiler ve Hz. Muhammed'e karşı Bedir (
Bedir Savaşı -


624), Uhut (
Uhud Savaşı -


625), Hendek (
Hendek Savaşı -
627) seferlerini duzenlediler. Ama Mekkeliler icin bu savaşlar her defasında başarısızlıkla sonuclandı.


627 yılında, Muslumanların KĂ‚be'ye yapacağı toplu hac ziyaretine Mekkeliler izin vermedi ve onları şehre sokmadı. Hz. Muhammed'in buna karşı herhangi bir tepkide bulunmaması ve hac yapmadan geri donmesi Muslumanlar arasında once bazı itirazlara yol actı. Ama o, gunun birinde bu şehre bir fatih olarak gireceklerine ve kendilerini kabul ettireceklerine inanıyordu. Ne var ki, bunu barış yoluyla yapmak istiyordu. Nitekim 630 yılında, 10 bin kişilik guclu bir orduyla Mekke kapılarına gelen ve hac ziyaretini yapmak isteyen Muslumanlara Mekkeliler şehri caresiz teslim ettiler. Hz. Muhammed onlara cok iyi davrandı, o gune kadar yapılan hic bir haksızlığın hesabını sormadı. Bunun uzerine hemen butun Mekke halkı Muslumanlığı kabul etti.

Hicret'in 9. yılında Arabistan'da yaşayan veya Arabistan dışında, 20 onemli topluluk (Irak, Guney Filistin v.b.) İslĂ‚m dinini kabul etti ve İslĂ‚m Devleti'ne bağlılığını bildirdi. 632'de, Hz. Muhammed'in Veda haccı diye adlandırılan son Kabe ziyaretinde, onunla birlikte Mekke'ye gelen Muslumanların sayısı 140,000 olmuştu.
Hz. Muhammed'den Sonra
Hz. Muhammed 8 haziran 632'de Medine'de vefat etti. Onun yerine İslĂ‚m Devleti'nin başına en yakın dostu ve yardımcısı Ebubekir halife secildi. Ebubekir'den sonra sırayla, Omer, Osman, Ali halife (Hz. Muhammed'in temsilcisi ve devlet reisi) oldular. Buyuk fetihler sonucu İslĂ‚m Devleti kısa surede geniş bir imparatorluk haline geldi. 661667 yıllarında Hindistan iclerine akınlar yapılıyor, İstanbul kuşatılıyordu.

Kuzey Afrika (Mısır'dan Atlas Okyanusu'na kadar) ele gecirildi (700); Azerbaycan ve Batı Turkistan İslamların oldu (715); Orta Asya ulkeleri (Cin sınırına kadar) İslĂ‚m egemenliğine gecti (713); Tarık bin Ziyat komutasındaki ordular İspanya ve İc Avrupa bolgelerini zaptettiler (721). Butun bu olaylar Emevîler doneminin gelişmeleri arasındaydı. Sonra halifelik, 750 yıllarında Emevîlerden, Abbasîlere gecti Emevîler doneminde başkent Medine'den Kûfe'ye gecmişti, Abbasîler doneminde de Bağdat başkent oldu. Ama artık cok buyumuş olan İslĂ‚m butunluğunu gereğince korumak gucleşmişti. İslĂ‚m'ın yayılma hızı bu nedenle yavaşladı. Merkez zayıfladıkca, ceşitli bolgelerde guclu valiler ortaya cıkıyor, boylece bağımsız İslĂ‚m devletleri doğuyordu.

İslĂ‚mlığı kabul eden
Turkler, ozellikle
Selcuklular ve
Osmanlılar yoluyla, İslĂ‚mlık ve
İslĂ‚m uygarlığı daha geniş alanlara yayıldı ve daha onemli gelişmeler gosterdi. Yavuz Sultan Selim'in
Mısır'ı almasından sonra hilĂ‚fet Osmanlılara gecti ve
Osmanlı İmparatorluğu İslĂ‚m dunyasının onderi oldu.
İslĂ‚m İlkeleri
İslĂ‚m'da temel inanclar "Âmentu" adı verilen ilkeyle ifade edilir. Âmentu: 1. Allah'a, 2. meleklere, 3. kutsal kitaplara, 4. peygamberlere, 5. kıyamet gunune, 6. ahiret hayatına ve kadere iman koşullarını icerir. Bunlar, İslĂ‚m'ın temel inanclarıdır. İnancların yanında, bir de uygulamaları kapsayan ibadetler kısmı vardır. İbadetler, insanların, Allah'ya karşı olan gorevlerini duzenler. İslĂ‚m dininin onu diğer dinlerden ayıran cok onemli ozelliği vardır: Muslumanlık insanların yalnız Allah ile olan ilişkilerini duzenlemekle kalmaz, yani yalnızca ibadetle ilgili ilkeler getirmez, aynı zamanda, insanlararası ilişkileri de duzene koyar ve bunu sadece ahlĂ‚kî oğutlerle değil, Kur'an ilkelerine dayalı hukukî emir ve yasalarla yapar.

Kur'an'dan başka, İslĂ‚m ilkelerini yorumlamada insanlara yardımcı olan iki temel kaynak daha vardır: sunnet ve hadisler. Sunnet, İslĂ‚m peygamberinin olaylar karşısındaki butun davranışlarının adıdır. Butun Muslumanlar da olaylar karşısında, bu saptanmış davranışlara uyarak yaşamalıdır. Hz. Muhammed'in doğal yaşantısı (uyumak, yemek v.b.) dışındaki butun davranışları İslĂ‚mlarca bir cozum yolu olarak kullanılır.


Mescid'i Nebevi
Medine yer alan camii, Hz. Muhammed'in (SAV) kabri yanısıra halifelerden Hz. Ebubekir ve Hz. Omer'in de kabirlerinin bulunduğu camiidir.
Hadisler ise, İslĂ‚m peygamberinin, Kur'an acıklamalarına ve yorumlarına dair saptanmış butun sozleridir. Bu hadisler, ahlĂ‚k, gelenek, aile, bilgi, iman, ilim, ibadet, saygı, sevgi, bağlılık, yardımlaşma gibi değişik konulan icerir. Her hadis, gercek bir olay nedeniyle soylendiği icin, hadisin anlamıyla olay arasındaki bağlantı goz onunde tutularak o hadise anlam verilir ve uygulamada boylece kullanılır.

Hadisler ise, İslĂ‚m peygamberinin, Kur'an acıklamalarına ve yorumlarına dair saptanmış butun sozleridir. Bu hadisler, ahlĂ‚k, gelenek, aile, bilgi, iman, ilim, ibadet, saygı, sevgi, bağlılık, yardımlaşma gibi değişik konulan icerir. Her hadis, gercek bir olay nedeniyle soylendiği icin, hadisin anlamıyla olay arasındaki bağlantı goz onunde tutularak o hadise anlam verilir ve uygulamada boylece kullanılır.
İslĂ‚m'ın 5 Şartı
Her Musluman, İslĂ‚m'ın 5 şartı adı verilen beş temel kurala uymak zorundadır. Bunların ilki "Kelime-i şahadet"tir (imanını acıklamak). "Allah'tan başka Allah yoktur ve Muhammed onun kulu ve resuludur (elcisidir)". İkinci şart salat'tır. Yani Muslumanların yukumlu olduğu namazları kılmaktır. Ucuncu şart zekĂ‚ttır. Yani, belli kurallara bağlı olarak, kazancının bir kısmını zorunlu bir sadaka esasına gore dağıtmaktır. Dorduncu şart savm'dır, yani ramazan ayında guneşin doğuşundan batışına kadar oruc tutmaktır. Nihayet, beşincisi hac'tır. Her inanmışın, saptanmış kurallara uyarak, omru boyunca en az bir kere, Mekke'yi ve Kabe'yi ziyaret etmesidir. Bu temel koşullara bazı yan buyruklar da eklenir: domuz eti yememek, şarap icmemek v.b.
Bir Yaşam Bicimi
Hic bir din, İslĂ‚mlık kadar etkin olamamıştır. Cunku onun etkisi yalnız manevî alanda kalmaz, bunun cok dışına taşar; Hz. Muhammed'in insanlara ulaştırdığı Allah buyruğu, toplumların siyasî ve idarî yonden orgutlenmesini de ongorur. Bu amacla yuzyıllar icinde İslĂ‚m devletleri Kur'an hukukunun oluşturduğu yasalara gore yonetilmiştir.

Butun İslamların kayıtsız şartsız tek başkanı halife olmuş ve halife mutlak hukumdar olarak dinî, siyasî ve askerî hayatı yonetmiştir. Kendisine tabi olanların hayatı da, olumu de onun elindedir. Vezirler, valiler, kadılar onun yardımcılarıdır. Onemsiz anlaşmazlıkları cozmek kadıların gorevidir, ama onemli davalarda, isteyen, halifenin yuce adaletine sığınabilir.

Yuzyıllar icinde, başta halifeye, sonra ona bağlı kişilere dayalı bir hiyerarşi duzenine bağlı olan kurumlar ve kuruluşlar, bircok değişikliğe uğramış, bunların, zamanın gidişine ayak uyduramayan pek coğu ortadan kalkmış ve yerlerini, cağdaş dunyaya daha iyi uydurulmuş yeni kuruluşlara bırakmıştır.


İslam dininin en kutsal mekanı Mekke'deki Kabe'dir.
Ama kuruluşlar icin soz konusu olan bu gercek Kur'an hukuku icin soylenemez. O, var oluşundan beri hic değişmemiş, ancak ilkeleri yorumlamada farklı goruşler soz konusu olmuştur (ictihat hukumleri). Cunku İslĂ‚m hukuku, Kur'an ve sunnet'e dayalıdır, Kur'an ve sunnet hukumlerinde de kimse değişiklik yapamaz. Bu noktanın "siyasî ve toplumsal gelişmeyi" engelleyip engellemediği konusunda ciddî tartışmalar vardır ve bazıları, cağdaş dunyada İslĂ‚m ulkelerinin geri kalmışlığını buna bağlar.
Bir Uygarlık
Bazıları ise bu goruşe karşıdır; onlar, İslĂ‚m dininin kaydettiği şaşırtıcı gelişme ve yayılmayı, sayısız kultur, ekonomi ve bilim geleneğinin son derece verimli bir kaynaşma sonucu doğmuş olmasını yukarıdaki iddianın yanlışlığına bir delil olarak one surerler. Aynı inancta birleşmiş veya bu inanctan etkilenmiş cok değişik ulusların, İslĂ‚m'ın, altın cağı olan VII. ve IX. yy.lar arasına rastlayan ozgun ve guclu bir uygarlığı yaratmaları gercekten ilgi cekici bir olgudur.

O tarihlerde
Kuzey Afrika ve doğuya egemen olan Musluman Ă‚lemi, Hindistan, Cin ve Batı Avrupa arasında aracı gorevi yaptı. Başkent Bağdat, ticaret yollarının kavşağı oldu: kervanlar ve gemiler dunyanın her yanından gelen zenginlikleri, bu şehrin suklarına (pazarlar) doktuler.

Arap,
Fars ve ozellikle Turk sanatcılar cini ve mozaiklerle zenginleştirilmiş gorkemli binalar yaptılar, şaşılacak halılar ve ipekliler dokudular, elyazmalarını suslediler, şiirler yazdılar ve Binbir Gece Masalları'nı anlattılar. Filozoflar ve yazarlar Eski Yunanistan'ın, Hindistan'ın ve Pers ulkesinin mirasını keşfettiler, zenginleştirdiler ve tanıttılar.


Bilim ve teknik acısından İslĂ‚m'ın getirdikleri de aynı derecede onemlidir. Matematikciler "Arap" rakamlarını kullanarak pek gecerli bir sayı sistemi hazırladılar ve sıfır'ı icat ettiler; cebir ile geometriyi geliştirdiler. Astronomlar goğun haritasını yaptılar, coğrafyacılar dunyanın capını olctuler ve uzak yoreleri anlattılar. Kimyacılar sayısız hayvansal, bitkisel ve mineral maddenin bileşimini incelediler. Hekimler, şaşılacak ameliyatlar yapıp XVII. yy.da bile Avrupa universitelerinde hĂ‚lĂ‚ kullanılan ders kitaplarını kaleme aldılar.

Dort Halife Donemi
Hz. Muhammed'in olumunden sonra halife olan
Hz. Ebubekir ile başladı (632). Omer, Osman, Ali ile devam etti ve Emevîlerin iktidara gelmesiyle sona erdi (661). Bu donem, İslĂ‚m icin olduğu kadar dunya icin de onemli olan fetihlerle gecti. Sahip oldukları buyuk imkĂ‚nlara rağmen dordunun yaşantısı da basit, saf ve sadeydi. Dordu de, gercek birer inanmış insandı. Askerî, dinî ve siyasî bakımdan İslĂ‚m tarihinin en onemli bolumunu oluşturdular. Ebubekir haric, diğer uc halife (

Hz. Omer,
Hz. Osman,
Hz. Ali) şehit edildiler.
Buyuk Hatice
(Olumu 619) Hz. Muhammed'in ilkesi ve İslĂ‚m'ı kabul eden ilk kadın. Ticaretle uğraşan ve Arabistan'ın ceşitli bolgelerine kervanlarla mal gonderen zengin bir işkadınıydı. Hz. Muhammed onun kervanlarını yonetiyordu. Kendisine vahiy geldiğini ilk ona soyledi.

Hatice hic tereddut etmeden inandı. Her zaman eşinin yanında ve yardımında oldu. İslĂ‚m'ın doğuşunda ve koklenişinde hizmeti buyuktur. Tarihler ondan Buyuk Hatice (Haticetul Kubra) diye soz eder.
Ebu Talip
(539-619) Hz. Muhammed'in amcası, halife Ali'nin babası. Musluman olmadı, ama Hz. Muhammed'e inandı, onu sevdi, korudu ve ona yardım etti. Mekkeliler Peygamber'! oldurmek istedikleri zaman, onu evinde sakladı. Butun bu sebeplerle Muslumanlar onu cok sevdiler ve saygıda kusur etmediler.

Hz. Hamza
(Olumu 625) Hz. Muhammed'in amcası. Mekke'de Muslumanların en buyuk ve guclu desteğiydi. Yeğeninin koruyucusu oldu. Butun savaşlara katıldı. Coğu zaman bayraktar ve komutan oydu. Uhut Savaşı'nda, Vahşî adlı kole tarafından bir mızrak vuruşuyla şehit edildi. İslĂ‚m'ın doğuşunda ve gelişmesinde yer alan onemli kişilerden biriydi.

__________________