KUR'AN MUSLUMAN İLİŞKİLERİNDE SECİCİ DAVRANIR.
Kur’an’da Secici Davranma Fitnesinin Yerli Temsilcileri Ne hazindir ki, İslam duşmanlarının “Kur’an’ı ayıklama” projesini ulkemizde ve İslam ulkelerinde seslendiren bazı Musluman akademisyenlerin ve medya mensuplarının varlığı da bir gercektir. Kadınlar, şahitlik, miras hukuku, ceza hukuku, faiz, tesettur ve benzeri konulardaki net hukum ifade eden ayetler yerli fitneciler tarafından ya inkÂr edilmekte, ya da carpık bir şekilde yorumlanmaktadır. Kur’an ayetlerinden sadece Cennet’le ilgili Âyetlerin secilip anlatılması, sadece umit veren ayetlerin dile getirilip diğerlerinin bilerek ihmal edilmesi aynı şekilde bir fitnedir. Sadece Cehennem ve azap ayetlerinin gundeme getirilmesi, pedagojik ve psikolojik acıdan ne kadar yanlışsa; sadece Cennet’ten soz etme, sadece umit aşılama da aynı şekilde yanlıştır. Zira Peygamberimiz (sav) hem mujdeleyici, hem uyarıcı olarak gorevlendirmiştir. O (cc)’nun yolundan giden irşad erbabı da aynı cizgiyi izlemek zorundadırlar. Ehl-i Sunnet inancına gore; mu’minin korku ile umit arasında olması, yani hem Allah’ın azabından ve gazabından korkması hem de Allah’ın rahmetinden umidini kesmemesi prensibi hakimdir. Ne sadece surekli umitsizlik ne de sadece surekli mujde ve umit aşılama doğrudur.
• İslam Duşmanlarını Dost Edinme Fitnesi Gunumuzde yaygın fitne orneklerinden biri, İslam Duşmanlarını dost edinme fitnesidir. Musluman’ın dost ve duşmanını Kur’an olculerine gore tesbit etmemesi ciddî bir problemdir. Ne yazık ki, zaman zaman dunyevî olculer ve maddî menfaatler gercekleri perdelemekte, İslam Duşmanlarını dost edinmeme ile ilgili Kur’an ve Sunnet ilkeleri zaman zaman gozardı edilmektedir. Oysa her konuda ilahî emirleri ve nebevî olculeri hayatına hÂkim kılması istenen Musluman’ın; sevgi ve nefret konusunda da; beşerî, şahsî ve hissî olculer yerine, ilÂhî emirleri ve nebevî olculeri on plana alması gerekmektedir. Kur’an-ı Kerim’de kimi dost edinmemiz ve kimi dost edinmememiz konusunda cok net ve cok acık ayet-i kerimeler bulunmaktadır. İmanımız gereği; Kur’an kimi sevmemizi emrediyorsa onu sevecek, kime buğz etmemizi emrediyorsa ona buğz edeceğiz. Sevgi ve nefrette olcumuz, Kur’an ve Sunnet prensipleri olmalıdır. Biz, “Kişi, -kıyamet gunu- sevdiği kimse ile beraberdir.”7 Hadis-i Şerif’ini olcu olarak kabul etmiş insanlarız. Bu olcu; hem mujde hem de uyarı niteliğindedir. Bu ilke, iyileri sevenler icin bir mujde, kotuleri sevenler icin de bir uyarı ve tehdittir. Mu’minin yegÂne dostu Allah (cc)’tır. Allah (cc)’ın Rasûlu (sav)’dur. Mu’min kardeşleridir. Mu’minin gonlu; Allah (cc) sevgisi, Rasûlullah (sav) sevgisi ve mu’minlerin sevgisiyle doludur. Mu’minin gonlu; Kur’an ve Sunnet sevgisiyle, ana- baba sevgisiyle, eş ve cocuk sevgisiyle, ilim ve Âlim sevgisiyle, yetim ve yoksul sevgisiyle, komşu ve arkadaş sevgisiyle, Mekke ve Medine sevgisiyle doludur. Mu’minin gonlunde Şeytan’a, şeytanlaşmış insanlara, inancsızlara, Allah duşmanlarına, Yahudi ve Hristiyanlara, ickici, kumarcı ve uyuşturuculara, fitneci ve fesatcılara, anarşist ve teroristlere sevgi yoktur.
ALINTIDIR.
__________________