Hadislerin zayıf olup olmadığına herkes karar veremez. Bu sınıflama hadis alimleri tarafından yapılmışlardır. Hadis, bilhassa hadis usulu eğitimi almamış kimseler bunu anlayamaz.

HADİSLERİN CEŞİTLİ YONLERDEN SINIFLANDIRILMALARI

Sıhhat yonunden:

Sahih: Aşağıdaki uc şartı sağlayan hadise denir:
- Senedinde kopukluk olmaması (muttasıl olması)
- Butun ravilerin sika olması
- İllet ve şazlık bulunmaması.
Bu son şartın araştırılması zor olup, bunda ancak Buhari gibi buyuk hadis mutehassısları derinleşebilmişlerdir. İllet ve şazlık olması durumu, ilk bakışta hadisin sened ve ravi yonunden sağlam gozukmesine rağmen, metin veya senedde gizli bir bozukluk olması halidir. Eğer muallel (illetli) veya şaz ise hemen zayıf hadis mertebesine iner.

Hasen: Sahih hadisin şartları bunda da gecerlidir. Şu farkla ki ravilerden birisi iyi olmasına rağmen hafıza gucu gibi bir bakımdan sika mertebesine cıkamamışsa o hadis "hasen" olur. Hasen hadis sahihden aşağı fakat ona yakın, zayıf hadisden yukarıda bir yerdedir.

Zayıf: Genelde sahih ve hasen şartlarını, senedde kopukluk (munkati) olması, ravilerden bir veya bir kacının zayıf gorulmesi, illet ve diğer sebeplerden dolayı sağlayamayan hadisdir.

Mutevatir: Yalan uzerine birleşmesi aklen imkansız olan bir grup insanın rivayet ettiği hadisdir. Bu şart her tabakada tahakkuk etmelidir. Mutevatir hadise "kesin" gozu ile bakıldığından inkarı tehlikeli gorulmuştur. Mamafih mutevatirlerin sayıları pek azdır.

Mevzu: Uydurma hadisdir. Kimi alimlere gore mevzu hadis, zayıf hadislerin en duşuk derecesidir. Bir başka goruşe gore de mutevatir ve mevzu hadisler, ilki kesin olduğundan, ikincisi de uydurma olduğundan hadis araştırmalarına dahil edilmezler.

Sahibi yonunden:

Merfu: Peygamber (sav)'e ait olan hadisdir.

Mevkuf: Soz veya fiilin sahabeye ait olduğu hadisdir.

Maktu: Soz veya fiilin tabiiye ait olduğu hadisdir.

Bir hadisin merfu olması onun sahih olduğunu gostermez. Merfu bir hadis pekala sahih, hasen veya zayıf olabilir.

Senedde uzunluğu yonunden:

Ali: Senedin muttasıl olmakla birlikte az sayıda raviden oluşmasıdır.

Nazil: Seneddeki ravi sayısının cok olmasıdır.

Elbette ki hadisin az sayıda insandan gecerek muhaddise ulaşması tercih edilir. Mamafih nazil bir hadisin aliden daha sahih olması da mumkundur.

Hadislerin sıhhatlerine gore hukmu:

Sahih ve hasen hadisler ictihada elverişli kabul edilirler. Zayıf hadisler ise muctehidin metoduna, hadisin zayıflık derecesine, kendini destekleyen başka hadisler olup olmamasına gore kabul veya red edilirler. Zayıf hadisler genelde ictihada elverişli gorulmese bile "fedail-i a'mal" konularında, yani insanları iyi amellere teşvik etme babında anlatılabilirler. Cunku zayıf hadis, mevzu hadis gibi uydurma olmayıp ictihadda, helal, haram gibi onemli konularda istifade edilebilecek kuvvete cıkamamış hadisdir. Mevzu hadisle, zayıf hadis arasındaki bu fark hatırda tutulmalıdır.

Mevzu hadislere gelince, muhaddisler bunların asılsız olduğu belirtilmeksizin soylenmesinin, yazılmasının haram olduğunu soylerler. Cunku boyle bir hadisi goren kişi onu Peygamberimize ait sanacaktır. Mevzu hadisler asılsız oldukları belirtilerek insanları bunlara karşı uyarmak icin soylenip yazılabilir.

Hadisde metin ve sened tenkidi:

Bir hadisin makbul olup olmadığının araştırması iki safhadan gecer:

- Metin tenkidi
- Sened tenkidi.

Metin tenkidi, hadisin metninin incelenmesi ile icinde tutarsızlıkların olup olmadığının, daha kuvvetli ve yaygın hadislerle celişip celişmediğinin araştırılmasıdır.

Sened tenkidi ise, senedin yapısının incelenmesi ve tarihi bilgilerle ravilerin omurlerine bakarak kopukluk olup olmadığının, ravilerin rivayete ehil olup olmadığının araştırılmasıdır.

Metin ve senedden bahsetmiş iken muhtemel bir şuphenin izalesi icin muhaddisler nazarında hadisin metin ve senedden oluştuğu bilinmelidir. Bazen buyuk muhaddislerden bahsedilirken yedi yuz bin hadis yazmıştır, bir milyon hadis toplamıştır gibi ifadelere rastlanır. Bunlar şuphesiz kabaca rakamlar olmakla birlikte, yine de okuyucuya mubalağalı gelebilir. Gercekten de Peygamberimizin nubuvvet yılları, bilhassa hicret sonrası gunleri goz onune alınırsa bu rakamlar cok fazladır. Ama her hadisin muhaddislerce sened ve metni ile birlikte bir butun olarak gorulduğu bilinirse durum anlaşılır. Mesela Ahmed Naim Tecrid-i Sarih tercumesinde şoyle der:


"'Ameller niyetlere goredir."' hadisini Hafız Ebu İsmail-i Ensari-i Herevi yalnız Yahya b. Said-i Ensari ashabına varmak uzere yedi yuz tarikten kayd ve zabt eylemişdir."

Yani yalnız bu hadisin yedi yuzden fazla senedi var demektir ki hadis sened ve metni ile birlikte bir butun sayıldığından, bu metinde yedi yuzden fazla hadis var demektir. Artık diğer hadisler de nazar-ı dikkate alınırsa hadis sayısının ne kadar kabarık rakamlara ulaşacağı tasavvur edilebilir. Bu rakamları daha da artıran bir diğer husus sahabe ve tabiinin soz ve fiillerine de hadis denmesidir. (Yukarıda tarifi gecen mevkuf ve maktu hadisler) Boylece bir milyon, şu kadar yuz bin gibi ifadelerin hic de mubalağalı olmadığı ortaya cıkar.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
_________________

__________________