Zaman Muhendisliği

Vakit Nerelerde Kaybediliyor?

Sonsuz şefkatli ve merhametli olan Yuce Allah, kullarına birbirinden farklı sayısız nimet vermiştir. İnsan bedenindeki mucizelerden canlı hayatının devamlılığını mumkun kılan evrendeki hassas dengelere, cevrenizde gorduğunuz tum varlıklardan yaşanan teknolojik gelişmelere kadar herşey ayrı ayrı şukredilmesi gereken nimetlerdir. Yuce Rabbimiz’in “Eğer Allah’ın nimetini saymaya kalkışacak olursanız, onu bir genelleme yaparak bile sayamazsınız…” (Nahl Suresi, 18) ayetiyle bildirdiği nimetlerinden biri ise, genellikle uzerinde duşunulmeyen ve iyi değerlendirilmeyen “zaman”dır.

Dunya Hayatında Verilen Surenin Kıymetini Bilmek

Her anlarını Kuran ahlakına gore yaşamak icin caba gosteren muminler, dunya hayatında gecirdikleri her saniyenin hesabını Allah Katında vereceklerini bilirler. Bu nedenle yaşamları boyunca bu sorumluluğun verdiği bilincle hareket ederler ve Allah’ın rızasını kazanabilmek icin zamanlarını en iyi şekilde değerlendirirler. “Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et.” (İnşirah Suresi, 7) ayetinin hukmu gereği, yaşadıkları her anı salih bir amelde bulunabilmek icin kullanırlar.

Bazı kimselerin Kuran ahlakını yaşama konusunda en cok yanıldığı noktalardan biri, hayatlarını “ibadet zamanları” ve “diğer zamanlar” olarak iki bolume ayırmalarıdır. Soz konusu kişiler, buyuk bir yanlışlık olarak, bu dunyanın gecici olduğunu ve ahiret hayatının varlığını, yalnızca belirli ibadet zamanlarında hatırlarlar. Bu belirli zamanların dışında ise, dunya işlerinin sozde karmaşasına kapılarak sahip oldukları “zaman”ı ahiret acısından onemli olmayan faydasız işler ve duşuncelerle gecirebilmektedirler. Oysa, uykuda gecirilen saatler cıkarıldığında, Yuce Allah kullarına her gun yaklaşık olarak 16-17 saatlik buyuk bir zaman dilimini, O’nun rızasını kazanabilmeleri icin ihsan etmektedir.

Boş Duşuncelerle Kaybedilen Vakitler

Pek cok insanın zamanını harcadığı konuların başında, genellikle bir sonuca ulaşmayan, ancak gun boyunca onları meşgul edebilen boş duşunceler gelebilmektedir. Orneğin; kendi aleyhine olacağını duşunduğu bir durum karşısında muhtemel planlar ve savunmalar hazırlamak veya cevresinde yapılan konuşmalardan ve esprilerden kariyerine bir zarar gelip gelmediğini ince ince hesaplamak, bu konulardan sadece birkac tanesidir. Bu ornekler, insanların bulundukları ortama ve duruma gore coğaltılabilir; ancak hepsinden cıkan sonuc aynıdır. Bunların hicbiri insanlara fayda sağlamamakta, aksine vakit kaybettirmekte ve zaman zaman gerginlik meydana getirebilmektedir.

Bunun yanı sıra -ders cıkarma amacı olmadan- gecmişte yaşanmış olayları tekrar tekrar duşunmek de vaktin boşa harcanmasına neden olur. Artık sadece hafızada kalan birer bilgi olan anıları surekli duşunmek ve zamanı bu şekilde harcamak cok buyuk bir gaflet halidir.

Bu şekilde kaybedilen zamanların donuşu olmayan sonuclarından biri, boşa gecen surenin geri kazanılamamasıdır. Cunku insan, Allah’ın yarattığı kader uzere, dunyada belli bir sure kalacaktır. Kaybedilen bu sure, dunyada kalınacak hayattan alınmış ve geri gelmesi mumkun olmayan bir vakittir. En onemlisi de, “Allah’ın rızasını kazanmak” gibi hikmetli ve hayırlı duşuncelerle zamanı en iyi şekilde değerlendirmek yerine, gecmişte yaşanan olayları anmak ya da anılarda yaşamak boyle bir imkanı engelleyecektir. Ancak burada belirtilmesi gereken bir nokta vardır: Tabii ki mumin de gecmişinde yaşadığı bir olayı hatırlayabilir. Fakat hatırladığı olaylardan ahiretini hayırlı şekilde etkileyecek dersler cıkarmaya calışarak, gaflete kapılmadan Allah yolunda caba harcamaya devam eder.

Kuran ahlakından uzak yaşayan insanların boşa zaman harcadıkları bir diğer konu da, hayatlarının buyuk bir kısmında pişmanlıklar yaşamaları ve “keşke”lerle dolu duşuncelere sahip olmalarıdır. Herşeyin Yuce Allah’ın kontrolunde olduğunu tam olarak kavrayamamış olan bu kişiler, yaşadıkları olaylarda hoşlarına gitmeyen bir durum olduğunda, kaderin mukemmelliğini gozardı ederek pişmanlık dolu duşuncelerle saatlerce mucadele edebilirler. Oysa insanın başına gelen her olay, ilim bakımından herşeyi kuşatan Allah’ın belirlediği kader dahilinde yaşanmaktadır. Bu yaşananları “keşke” gibi duşuncelerle değiştirmenin imkanı yoktur. Ancak şeytan insanların hayırlı işlerle ilgilenmelerini engellemek ve onları oyalamak icin onları bunun gibi boş duşuncelere daldırmaktadır. Şeytanın bu amacı Kuran’da şoyle bildirilmiştir:

Dedi ki: “Madem oyle, beni azdırdığından dolayı onlar(ı insanları saptırmak) icin mutlaka Senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım. Sonra muhakkak onlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların coğunu şukredici bulmayacaksın.” (Araf Suresi, 16-17)

Gun icinde şeytanın surekli olarak telkin ettiği boş duşuncelerden arınmak ise yalnızca Kuran ahlakını yaşamada gosterilen titizlik ile mumkundur. Kuran ahlakını yaşamak, Allah’ın dilemesiyle, insana geniş bir bakış acısı, ustun bir akıl, doğruyu yanlıştan ayırt etme yeteneği ve olayları derinlemesine duşunebilme ozelliği kazandırır. Bu ozelliklere sahip olmak ise, hayatın her anında kişiye onemli bir ustunluk ve kolaylık kazandırarak tum boş duşuncelerden arınmasını sağlar.

Boş Konuşarak Kaybedilen Vakitler…

İsraf edilen zamanların onemli bir bolumu boş konuşmalarla gecmektedir. Dedikodu yapmak, insanlarla alay etmek, saatlerce yemek tarifleri, moda konularında ya da televizyon dizileri hakkında konuşmak, kişilerin anılarını durmaksızın anlatmaları, tum akşamı futbol sohbetlerine ayırabilmeleri ya da politika ve dunya siyaseti hakkında -kendileri hicbir girişimde bulunmamalarına rağmen- yorumlar yaparak duşuncelerinin doğruluğunu savunmaları, kibirleri dolayısıyla haksız olduklarını kabul etmeyerek bir konu hakkında saatlerce tartışmaları bu boş konuşmalara verilebilecek orneklerden yalnızca birkacıdır. Orneğin dedikodu ve alaycılık gibi kotu ahlak ozellikleri, Allah tarafından yasaklanmış davranışlar olmasının yanı sıra kişilerin vakitlerini de boş ve yararsız konuşmalarla gecirmelerine, ahiret hayatlarını unutmalarına neden olmaktadır.

Yuce Allah’ın “…Allah’ı zikretmek ise muhakkak en buyuk (ibadet)tur…” (Ankebut Suresi, 45) ayetiyle bildirdiği uzere, insanın ahireti icin yapacağı en hayırlı konuşma Allah’ı anmasıdır. Allah’ın rızasını, rahmetini ve cennetini kazanmak amacı dışında yapılan tum konuşmalar, hikmetsiz ve boş konuşmalar olacak ve dolayısıyla kişilerin zamanı israf etmelerine neden olacaktır.

Yuce Allah’ın “Orada, ne ‘sacma ve boş bir soz’ işitirler, ne gunaha sokma.” (Vakıa Suresi, 25) ayetiyle bildirdiği uzere, Rabbimiz’in mujdelediği cennetin ozelliklerinden biri, orada boş konuşmaların olmamasıdır. Cennete olan ozlemleri ve dunya hayatında en guzel ahlaka sahip olmak istemeleri nedeniyle muminler, hicbir zaman boş konuşmalara dalmamaya calışır, boyle bir ortamda kalmamaya ozen gosterir ve ayette bildirildiği uzere,

“‘Boş ve yararsız olan sozu’ işittikleri zaman ondan yuz cevirirler…” (Kasas Suresi, 55)

Yararsız Uğraşılarla Kaybedilen Vakitler

Coğu insanı yanıltan bir diğer nokta, “nasıl olsa daha gencim, ibadet etmek icin daha cok vaktim var” şeklinde duşunerek, hem ibadetlerini hem de ecir kazanabilecekleri her turlu guzel davranışı ertelemeleridir. Bu kişiler, olumu kendilerinden uzak gordukleri icin, gun boyu boş ve amacsız işlerle uğraşmakta bir sakınca gormezler.

Gunumuzde bircok kişinin internette amacsızca saatlerce dolaşmaları, ev işlerine ve spor yapmaya gereğinden fazla zaman harcamaları, vucudun gunluk ihtiyacı olan 7-8 saatten cok daha fazla uyumaları, dergi ve gazetelerdeki aynı haberleri tekrar tekrar okumaya ve hicbir sınırlama koymaksızın televizyon izlemeye saatler harcamaları, alışveriş sırasında adeta kendilerinden gecerek şuursuzca zaman kaybetmeleri bunlara ornek olarak verilebilir.

Dinlenme veya Tatil Yapma Mantığıyla Kaybedilen Zamanlar

Onemli bir zaman israfı da, kimilerinin tatile cıkmayı ya da hafta sonlarını hicbir şey yapmamak ve duşunmemek olarak yorumlamaları ve buna gore hareket etmeleridir. Oysa tatil icin gidilen mekanlarda gorulen Yuce Allah’ın yaratma sanatının delilleri hakkında duşunmek ya da hafta sonları zamanı hayırlı işlerle değerlendirmek, ahiret icin cok daha faydalı davranışlar olacaktır. Hukum ve hikmet sahibi Allah, tek amacları dunya hayatından sonuna kadar yararlanmak olan kişilerin durumunu Kuran’da şoyle bildirmektedir:

O inkÂr edenler Musluman olmayı nice kereler dileyecekler. Onları bırak; yesinler, yararlansınlar ve onları (boş) emel oyalayadursun. İlerde bileceklerdir. (Hicr Suresi, 2-3)

Boş ve Yararsız Şeylerden Yuz Cevirmek

Boş ve yararsız şeylerden yuz cevirmek, insanın sadece Allah’ın rızasını kazanacağı davranışlarda bulunmasıyla mumkun olur. Mumin dunyada kendisine verilen sureyi cok iyi değerlendirmesi gerektiğini bilir. Cunku bu dunyada yaptığı işler sonucunda, ahirette sonsuza kadar yaşayacağı yer belirlenecektir. Bu nedenle, her yaptığı işle ahirete yonelik bir hayır kazanmaya calışır. Elbette her insan gibi konuşur, guzel vakit gecirir, yemek yer, guler, duşunur ve calışır. Fakat bunları yaparken aklında hep din ahlakına ve insanlara menfaat sağlayacak hayırlı duşunceler vardır.

Ayrıca iman eden bir kimsenin yaptığı her hareket bir amac uzerinedir. Daima kendisine Allah’ın hoşnutluğunu en fazla kazandıracağını umduğu bir işe yonelir. Dunyayla ilgili her konuda iyi bir ayrım yaparak zamanını cok iyi değerlendirir. Neyin boş iş, neyin faydalı iş olduğunu vicdanını ve aklını kullanarak belirler ve bu konuda taviz vermez. Kuran’da tavsiye edilen bu ustun ahlakın ornek alınması, her insan icin buyuk ferahlıktır. Aynı zamanda Allah’ın hoşnut olacağı guzel bir davranıştır. Kuran’da muminlerin bu ustun ahlakı şoyle bildirilmiştir:

Ki onlar, yalan şahidlikte bulunmayanlar, boş ve yararsız sozle karşılaştıkları zaman onurlu olarak gecenlerdir. (Furkan Suresi, 72)

Kuran ahlakının gerektirdiği tum ozelliklere sahip olan muminler, Peygamber Efendimiz (sav)’in ”Dunyanızı ıslah ediniz. Yarın olecekmiş gibi de ahiret icin calışınız.” hadis-i şerifinde belirttiği uzere, her işlerinde Allah’a yonelir ve O’nun hoşnutluğunu amac edinirler. Bu ustun ahlakları da, Allah’ın izniyle, onları tum boş işlerden ve boş konuşmalardan uzak tutar. Bu gercekle ilgili olarak bir ayette şoyle buyrulmuştur:

Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah’ı zikrederler ve goklerin ve yerin yaratılışı konusunda duşunurler. (Ve derler ki “Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek Yucesin, bizi ateşin azabından koru.” (Al-i İmran Suresi, 191)

Samimi Olarak Alınan Bir Karar Tum Boş İşlerden Yuz Cevirmeyi Sağlar

Ahiret gununde, insanların dunya hayatında uzun uzun boş konuşmalara ve tartışmalara daldıkları konuların, hakkında saatlerce vakit harcadıkları luzumsuz işlerin kimseye hicbir yararı olmayacaktır. O gun, Allah’ın izniyle, zengin-fakir, genc-yaşlı herkes Allah’ın karşısına ayette bildirildiği uzere “…’teker teker, yapayalnız ve yalın…” (Enam Suresi, 94) cıkacak ve dunyada işlediği amellerine gore ya cennetle mujdelenecek ya da cehennem azabına carptırılacaktır. Bu gercek bir Kuran ayetinde şoyle bildirilmektedir:

Artık kimin tartısı ağır basarsa, işte onlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. Kimin tartısı hafif gelirse, işte onlar da kendi nefislerini husrana uğratanlar, cehennemde de ebedi olarak kalacak olanlardır. (Muminun Suresi, 102-103)

Boş duşunce ve davranışlardan yuz cevirmek, Allah’ın izniyle cok kolaydır. Şeytan bunu zor ve cok uzun zaman alacak bir surec gibi gostermeye calışabilir. Ancak bu ustun ahlak ozelliği, samimi bir dua ve kararla, Allah’ın dilemesiyle, hemen kavuşulabilecek bir mumin vasfıdır. Yapılması gereken tek şey, “Şayet sana şeytandan bir kışkırtma gelecek olursa, hemen Allah’a sığın…” (Fussilet Suresi, 36) ayetinde bildirildiği uzere, şeytanın telkinlerinden Allah’a sığınmak ve her anı O’nun hoşnutluğunu kazanacak şekilde gecirmektir.

Nasıl “Zaman Muhendisi” Olunur?

“Zaman muhendisi” olabilmek icin, daha once de belirttiğimiz gibi, oncelikle samimi olarak bu konuda karar almak en onemli adımdır. Kişinin o an icinde bulunduğu bu gaflet halinden kurtulabilmek icin caba gostermesi gerekir. Nitekim Yuce Rabbimiz, Kuran’da, duaları kabul edeceğini bildirmiştir:

Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Oyleyse, onlar da Benim cağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar. (Bakara Suresi, 186)

Vaktinin boşa gectiğini fark eden bir kişi; dua edebilir, Kuran okuyup ayetler hakkında tefekkur edebilir... Konuşmalarda boş soze dalmaktan kacınıp sozun en guzeli ve ozlusu secilerek hikmetli konuşmaya gayret edilebilir. Kişinin ahiretine fayda sağlamayacak her turlu alışkanlıktan vazgecilebilir. Eğer yapılan bir işte vakit kaybediliyorsa, bu işin pratik yollarını bulmaya calışarak o konuda daha az zaman harcanabilir. Aradaki zaman farkında ise daha fazla iman hakikati oğrenmek icin kainattaki mukemmel yaratışla ilgili kitaplar okunabilir, araştırmalar yapılabilir, insanlara hak din ahlakını tebliğ etmek icin faaliyetlerde bulunulabilir…

Bunlar, burada sıralayabileceğimiz sınırlı orneklerden yalnızca bir kısmıdır. Her insan Kuran ahlakını rehber edinip kendine gore farklı planlar geliştirerek Allah’a yakınlaşmak icin cok ceşitli yollar arayabilir. Ancak asıl onemli olan, yapılan iş ne olursa olsun, vaktin iyi değerlendirilmesindeki amacın, Rabbimiz’in rızasını kazanmak ve sonsuza kadar surecek olan ahiret hayatına hazırlanmak olduğu unutulmamalıdır. Cunku bir iş eğer samimi olarak yalnızca Allah’ın rızasını kazanmak icin yapılıyorsa, ancak o zaman salih bir amele donuşebilir. (En doğrusunu Yuce Allah bilir.) Bir Kuran ayetinde, muminlerin salih amelde bulunmalarıyla ilgili olarak şu şekilde bildirilmektedir:

İman edip salih amellerde bulunanlar; onları, icinde ebedi kalıcılar olarak, altından ırmaklar akan cennetin yuksek koşklerine muhakkak yerleştireceğiz. (Salih) Amellerde bulunanların ecri ne guzeldir. (Ankebut Suresi, 58)

Yuce Allah’ın verdiği “zaman” nimetinin bilincinde olmayan bazı insanların duşuncelerine, konuşmalarına ve hayatlarının her anına boşa zaman gecirme konusundaki umursamazlıkları yansır. Ancak tum hayatı boyunca surecek bu umursamazlığın, insanın sonsuz ahiret hayatını cehennemde gecirmesine neden olabilecek son derece buyuk bir tehlike olduğunu kesinlikle unutmamak gerekir.
şoyle bildirmiştir:

İşte bunlar, ahireti verip dunya hayatını satın alanlardır; bundan dolayı azabları hafifletilmez ve kendilerine yardım edilmez. (Bakara Suresi, 86)
(makale harun yahya)

Bu makale, İlmi Araştırma Dergisi 07. sayı (Ocak 2005) 42. sayfada yayınlanmıştır.

__________________