Hamd, yalnızca Allah'adır.

Birinci soru, ciddi bir muslumana cok ilginc ve dehşete duşuren bir durum arzetmektedir. Apacık, gun gibi ortada olduğu ve herkes tarafından kabul edilen ve dînin esaslarından sayılan bir şey nasıl olur da soru sorma konusu olabilir?

Fakat soru sorulduğuna gore, -Allah TeĂ‚lĂ‚'dan yardım dileyerek- sunnetin huccet oluşu, sunnete uymanın farz oluşu, sunnetin onemi ve sunneti reddedenin hukmu konusunda şu şer'î koklu ilmi sunuyoruz. Bu şer'î koklu ilim, sunnet konusunda insanları şupheye duşurenlere ve kendilerini Kur'ancılar olarak adlandıran -ki Kur'an onlardan berîdir- sapık tĂ‚ifenin mensuplarına bir cevap niteliğindedir.

Yine, bu şer'î koklu ilim, -Allah'ın izniyle- bu konuda hakkı oğrenmek isteyen herkese faydalı olacaktır.

Sunnetin huccet oluşuna dĂ‚ir deliller:

Birincisi: Kur'an-ı Kerim bir cok yonden sunnetin huccet olduğuna delĂ‚let etmiştir.

1. Allah TeĂ‚lĂ‚, rasûlune itaati, kendisine itaatten saymıştır.

Nitekim Allah TeĂ‚lĂ‚ bu konuda şoyle buyurmuştur:

(مَنْ يُطِعِ الرَّسُولَ فَقَدْ أَطَاعَ اللَّهَ وَمَنْ تَوَلَّى فَمَا أَرْسَلْنَاكَ عَلَيْهِمْ حَفِيظاً) [ سورة النساء الآية :80 ]

“Kim Rasûl’e itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Kim de (Allah'a ve Rasûlune itaat etmekten) yuz cevirirse, (bil ki Ey Muhammed!) Biz, seni onların uzerine bir gozetleyici olarak gondermedik.”[1]

2. Allah TeĂ‚lĂ‚ kendisine itaati, rasûlune itaat ile birlikte zikretmiştir.

Nitekim Allah TeĂ‚lĂ‚ bu konuda şoyle buyurmuştur:

( يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا أَطِيعُوا اللَّهَ وَأَطِيعُوا الرَّسُولَ وَأُولِي الْأَمْرِ مِنْكُمْ فَإِنْ تَنَازَعْتُمْ فِي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى اللَّهِ وَالرَّسُولِ إِنْ كُنْتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ ذَلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلاً) [ سورة النساء الآية :59 ]

“Ey îmĂ‚n edenler! Allah’a itaat edin. Rasûle de (hak olarak getirmiş olduğu şeylere) uyun.(Allah’a isyanı emretmediği surece) sizden olan (musluman) idĂ‚recilere de itaat edin. Aranızda herhangi bir konuda anlaşmazlığa duşerseniz, gercekten Allah’a ve Ă‚hiret gunune îmĂ‚n ediyorsanız, o konuda hukum vermek icin, onu Allah’(ın kitabı Kur’an)a ve elcisi (Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’in sunneti)ne goturun.Allah’(ın kitabı Kur’an)a ve elcisi (Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’in sunneti)ne goturmek; sizin icin (ayrılığa duşup goruşlerinizle hareket etmenizden) daha hayırlı, sonuc bakımından da daha guzeldir.” [2]

3. Allah TeĂ‚lĂ‚, rasûlunun emrine aykırı hareket etmekten şiddetle uyarmış ve ona karşı gelen kimseyi cehenneme sokmakla tehdit etmiştir.

Nitekim Allah TeĂ‚lĂ‚ bu konuda şoyle buyurmuştur:

(لا تَجْعَلُوا دُعَاءَ الرَّسُولِ بَيْنَكُمْ كَدُعَاءِ بَعْضِكُمْ بَعْضاً قَدْ يَعْلَمُ اللَّهُ الَّذِينَ يَتَسَلَّلُونَ مِنْكُمْ لِوَاذاً فَلْيَحْذَرِ الَّذِينَ يُخَالِفُونَ عَنْ أَمْرِهِ أَنْ تُصِيبَهُمْ فِتْنَةٌ أَوْ يُصِيبَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ) [ سورة النور من الآية: ٦٣ ]

“O'nun (Rasûlullah’ın) emrine aykırı hareket edenler, başlarına bir belĂ‚nın gelmesinden veya Ă‚hirette acıklı bir azĂ‚ba uğratılmalarından sakınsınlar.”[3]

4. Allah TeĂ‚lĂ‚, rasûlune itaat etmeyi, îmĂ‚nın gereklerinden, ona aykırı hareket etmeyi ise nifakın alĂ‚metlerinden saymıştır.

Nitekim Allah TeĂ‚lĂ‚ bu konuda şoyle buyurmuştur:

( فَلا وَرَبِّكَ لا يُؤْمِنُونَ حَتَّى يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لا يَجِدُوا فِي أَنْفُسِهِمْ حَرَجاً مِمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُوا تَسْلِيماً) [ سورة النساء الآية: ٦٥ ]

"Hayır! Rabbine yemîn olsun ki (Ey Muhammed!) Onlar kendi aralarında cıkan anlaşmazlıklarda (hayatta iken) seni, (vefatından sonra da sunnetini) hakem kılıp sonra da senin verdiğin hukme iclerinde hicbir sıkıntı duymadan ve ona tam bir teslimiyetle teslim olmadıkca, îmĂ‚n etmiş olmazlar." [4]





5. Allah TeĂ‚lĂ‚, Allah ve rasûlunun cağrısına uymayı kullarına emretmiştir.

Nitekim Allah TeĂ‚lĂ‚ bu konuda şoyle buyurmuştur:

(يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ) [ سورة الأنفال الآية: ٢٤ ]

"Ey îmĂ‚n edenler! Size hayat verecek (haktan olan) şeylere sizi cağırdıkları zaman Allah'a ve Rasûlune icĂ‚bet edin.(Ey mu'minler!) Bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer ve (kıyĂ‚met gunu) siz mutlaka O'nun huzurunda toplanacaksınız."[5]

6. Allah TeĂ‚lĂ‚, aralarında herhangi bir konuda anlaşmazlık ve ihtilafa duştuklerinde onu halletmek icin Allah'a ve rasûlune goturmeyi kullarına emretmiştir.

Nitekim Allah TeĂ‚lĂ‚ bu konuda şoyle buyurmuştur:

(يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا أَطِيعُوا اللَّهَ وَأَطِيعُوا الرَّسُولَ وَأُولِي الْأَمْرِ مِنْكُمْ فَإِنْ تَنَازَعْتُمْ فِي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى اللَّهِ وَالرَّسُولِ إِنْ كُنْتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ ذَلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلاً) [ سورة النساء من الآية :59 ]

“Aranızda herhangi bir konuda anlaşmazlığa duşerseniz, gercekten Allah’a ve Ă‚hiret gunune îmĂ‚n ediyorsanız, o konuda hukum vermek icin, onu Allah’(ın kitabı Kur’an)a ve elcisi (Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’in sunneti)ne goturun.Allah’(ın kitabı Kur’an)a ve elcisi (Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’in sunneti)ne goturmek; sizin icin (ayrılığa duşup goruşlerinizle hareket etmenizden) daha hayırlı, sonuc bakımından da daha guzeldir.” [6]

İkincisi: Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sunneti bir cok yonden sunnetin huccet olduğuna delĂ‚let etmiştir.

1. Ebu RĂ‚fi'den -Allah ondan rĂ‚zı olsun- rivĂ‚yet olduğuna gore, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şoyle buyurmuştur:

(( لاَ أَلْفَيَنَّ أَحَدَكُمْ مُتَّكِئاً عَلىَ أَريِكَـتِهِ يَأْتيِهِ أَمْرٌ مِمَّا أَمَرْتُ بِهِ أَوْ نَهَيْتُ عَنْهُ فَيَقوُلُ: لاَ أَدْريِ ماَ وَجَدْناَ فيِ كِتاَبِ اللهِ اتَّبَعْناَهُ )) [ رواه الترمذي وأبو داود وابن ماجه بسند صحيح ]

“Sizden birinizi koltuğuna yaslanmış bir halde, kendisine yapmasını emrettiğim veya yapmaktan yasakladığım bir şey hakkında sorulduğunda: 'Ben, Kur’an’da neyi bulursak ona uyarız, başkasını bilmem' diyerek sunnetimi inkĂ‚r ettiğini gormeyeyim.”[7]

2. İrbĂ‚d b. SĂ‚riye'den -Allah ondan rĂ‚zı olsun- rivĂ‚yet olduğuna gore, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şoyle buyurmuştur:

(( أَيَحْسَبُ أَحَدُكُمْ مُتَّكِئًا عَلَى أَرِيكَتِهِ، قَدْ يَظُنُّ أَنَّ اللَّهَ لَمْ يُحَرِّمْ شَيْئًا إِلاَّ مَا فِي هَذَا الْقُرْآنِ، أَلاَ وَإِنِّي وَاللَّهِ قَدْ وَعَظْتُ وَأَمَرْتُ وَنَهَيْتُ عَنْ أَشْيَاءَ إِنَّهَا لَمِثْلُ الْقُرْآنِ أَوْ أَكْثَرُ ))

[ رواه أبو داود ]

“Sizden biriniz koltuğuna yaslanmış bir halde, Allah TeĂ‚lĂ‚ bu Kur'an'da haram kıldığı şeylerden başkasını haram kılmadığını mı zannediyor? Dikkat edin! Allah'a yemîn olsun ki ben, bazı şeyleri vaaz ettim ve emrettim, bazı şeylerden de yasakladım. Hic şuphesiz (gizli vahiy yoluyla benim lisanımla) emrettiğim ve yasakladığım bu şeyler, miktar olarak Kur'an gibidir, hatta Kur'an'dan da fazladır.”[8]

3. Yine, İrbĂ‚d b. SĂ‚riye'den -Allah ondan rĂ‚zı olsun- rivĂ‚yet olduğuna gore, o şoyle demiştir:

((صَلَّى بِنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ذَاتَ يَوْمٍ، ثُمَّ أَقْبَلَ عَلَيْنَا فَوَعَظَنَا مَوْعِظَةً بَلِيغَةً، ذَرَفَتْ مِنْهَا الْعُيُونُ، وَوَجِلَتْ مِنْهَا الْقُلُوبُ، فَقَالَ قَائِلٌ: يَا رَسُولَ اللَّهِ! كَأَنَّ هَذِهِ مَوْعِظَةُ مُوَدِّعٍ فَمَاذَا تَعْهَدُ إِلَيْنَا؟ فَقَالَ: أُوصِيكُمْ بِتَقْوَى اللَّهِ وَالسَّمْعِ وَالطَّاعَةِ وَإِنْ عَبْدًا حَبَشِيًّا. فَإِنَّهُ مَنْ يَعِشْ مِنْكُمْ بَعْدِي فَسَيَرَى اخْتِلاَفًا كَثِيرًا، فَعَلَيْكُمْ بِسُنَّتِي وَسُنَّةِ الْخُلَفَاءِ الْمَهْدِيِّينَ الرَّاشِدِينَ، تَمَسَّكُوا بِهَا، وَعَضُّوا عَلَيْهَا بِالنَّوَاجِذِ، وَإِيَّاكُمْ وَمُحْدَثَاتِ الْأُمُورِ، فَإِنَّ كُلَّ مُحْدَثَةٍ بِدْعَةٌ، وَكُلَّ بِدْعَةٍ ضَلاَلَةٌ )) [ رواه أبو داود ]

“Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- birgun bize namaz kıldırdı.Sonra bize yuzunu dondu ve bize, gozyaşlarının aktığı ve kalplerin urperdiği, beliği bir oğut verdi. Orada bulunanlardan birisi:Ey Allah'ın elcisi! Sanki bu, vedĂ‚ eden kimsenin oğudu gibiydi. O halde bize neyi tavsiye edersiniz? diye sordu. Buyurdu ki: Allah TeĂ‚lĂ‚'dan korkmanızı ve başınızdaki emir habeşli siyah bir kole bile olsa ona itaat etmenizi vasiyet ediyorum. ZirĂ‚ sizden kim, benden sonra yaşarsa, dînde cok ihtilaflar gorecektir. Bu sebeple benim sunnetime ve hidĂ‚yeti bulmuş rĂ‚şid halifelerimin sunnetine sarılın. Onlara azı dişlerinizle sarılırcasına sarılın.Dînde sonradan cıkarılan şeylerden sakının. Cunku dînde sonradan cıkarılan her şey, bid'attır, her bid'at da dalĂ‚lettir (sapıklıktır).”[9]

Ucuncusu: İslĂ‚m Ă‚limlerinin icmĂ‚ı, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sunnetinin huccet olduğuna delĂ‚let etmiştir.

Nitekim İmam ŞĂ‚fiî -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şoyle demiştir:

"Ben,Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den haber verildiği halde onun haberini kabul etmeyen, onunla yetinmeyen ve onu sunnet olarak isbat etmeyen sahĂ‚be ve tĂ‚biînden hic kimse bilmiyorum.Kendileriyle aynı cağda buluştuğumuz tĂ‚biînden sonraki nesil olan etbĂ‚u't-tĂ‚biîn de boyle yapmışlardır.Onların hepsi, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den gelen haberi isbat etmişler ve onu sunnet saymışlardır. Sunnete uyan kimse methedilmiş, ona aykırı hareket eden kimse ise yerilmiştir.Bize gore bu mezhepten (yoldan) ayrılan kimse, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in ashĂ‚bı ile onların ardından gunumuze kadar gelen ilim ehlinin yolundan ayrılmış ve cehĂ‚let ehlinden sayılmıştır."

Dorduncusu: İnsan aklı, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sunnetinin huccet olduğuna delĂ‚let etmiştir.

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Allah'ın elcisi oluşu, onun haber verdiği her şeyi tasdik etmeyi ve emrettiği her konuda ona itaat etmeyi gerektirir.

Herkesce kabul edildiği gibi, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Kur'an-ı Kerim'in yanında bircok şeyi haber vermiş ve bircok konuda hukum vermiştir.Sunnete bağlı kalmanın ve ona icĂ‚bet etmenin gerekliliği konusunda onunla Kur'an-ı Kerim'i birbirinden ayırmanın hicbir delili yoktur. Aksine bu, bĂ‚tıl bir ayırımdır. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in haberinin tasdik edilmesi gerekir.Aynı şekilde ona itaat etmek de gereklidir.



Allah TeĂ‚lĂ‚'dan bize hakkı hak olarak gosterip ona uymayı, bĂ‚tılı da bĂ‚tıl olarak gosterip ondan sakınmayı nasip etmesini niyaz ederiz.

Allah TeÂlÂ, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e salÂt ve selÂm eylesin.

[1] NisĂ‚ Sûresi: 80

[2] NisĂ‚ Sûresi: 59

[3] Nûr Sûresi: 63

[4] NisĂ‚ Sûresi: 65

[5] EnfĂ‚l Sûresi: 24

[6] NisĂ‚ Sûresi: 59

[7] Tirmizî, Ebu DĂ‚vûd ve İbn-i MĂ‚ce sahîh bir senedle rivĂ‚yet etmişler, Tirmizî 'hadis hasendir' demiştir. Bknz: Sahihu Suneni't-Tirmizî, hadis no: 2663

[8] Ebu DĂ‚vûd, 'Kitabu'l-Harac ve'l-İmĂ‚re ve'l-Fey'

[9] Ebu DĂ‚vûd, 'Kitabu's-Sunne'



__________________