Huseyn bin Mihsan diyor ki : " Halam, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e geldi, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ona dedi ki:
- " Sen evlimisin?"
halam: evet
- " Sen ona nasılsın?"
halam : Ondan aciz kaldığım şey mustesna, hicbir şeyde kusur etmem.
- " Sen nasıl onunla yaşıyorsun? Gercekte o cennetin ve ateşindir." buyurdu.
Artık bir kadının cennetli olabilmesiicin her an kocasının rızasının taleb edilmesinde koşması gerekir. Eğer kocası da ondan razı olursa ne guzel; olmazsa, o kadın Hazreti Asiye ile haşrolunacaktır. Cunku Asiye dinine taviz vermeksizin firavunun kahrını cekmeye sabr-u tahammul gosterdi; Allah Teala da buna mukabil Hazreti Asiye'ye en buyuk nimet olarak Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'i verecektir. Bu takdirde kocasından razı olmayan bir kadına Allah Azze ve Celle ahirette kadının hoşlandığı bir erkeği verecektir. Cunku kadın kocasının zulmune tahammul gostermesi,kocası iyi bir efendi ise onun hizmetine koşması, mucahidlerin cihadına, abidlerib ibadetine denktir.
Ebu Said Hudri radıyallahu anh diyor ki : " Adamın birisi kızının elini tutup Peygamber'e gelerek: " İşte bu benim kızımdır, evlenmek istemiyor." dedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onun kızına: " Babanın sozunu kabul et." deyince kız Peygamber'den sordu: " Seni hak bir Peygamber olarak Allah'a andolsun, bir erkeğin karısı uzerine olan hakkından beni haberdar etmedikce asla evlenmem. Bir kocanın karısı uzerine hakkı nedir?" Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:
" Erkeğin eşi uzerindeki hakkı ( o kadar ağırdır ki ), faraza kocasına bir yara, cıban olsaydı yahud burnu iri ve kanı akıtmış olsaydı, zevcesi onu yalayıp yutmuş olsa dahi tam manasıyla hakkını odememiş olurdu." buyurunca kızcağız:
"Seni hak bir Peygamber olarak gonderen Allah'a andolsun, bunun icin bende evlenmeyeceğim." dedi; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de :
" Kızlarınızın izni olmaksızın onları evlendirmeyin." buyurdu. Binaenaleyh velilerin, genclerin birbirleriyle evlendirmek icin icbar etmeleri doğru değildir. Beraberce yaşayacak kız ve oğlandır. Ozellikle kızların rızası gerekir. Bunda zulmetmeye luzum yoktur.
Yine bir kadın Peygamber'e gelerek: " Ben filanın kızı filanım.Amcamın oğlu filan abid beni istemek durumundadır. Erkeğin karısı uzerinde ne gibi hakları varsa bana haber ver ." dedi. Bunun uzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
" Erkeğin karısı uzerindeki haklarından birisi de, faraza kocasının burnu kan ve irin akıtsaydı, o da diliyle onu yalasaydı, gereğince hakkını odemezdi. Eğer bir beşerin bir beşere sevde etmesi uygun olsaydı, Allah erkeği kadın uzerine faziletli kıldığı icin, kocası yanına girdiği zaman kadının ona secde etmesini emrederdim."
Evvelden izah ettiğimiz gibi bir erkek iki şeyle kadından ustundur: Birincisi, akıl, idrak ve idareciliği ile; ikincisi, kazanmış olduğu maldan eşine harcamasıyla ustundur. Ve bu sayede aile reisliği ona verilmiş, kendisi amir, karısı da memuresi olmuştur.
Bu hadis-i şeriflerden anlaşıldğı uzere, bir bayan, mesture olması şartıyla din alimine gidip dini hususlarda rahat erkek gibi soru sorabilir. Ancak mahremsiz gidemez, tenhalaşamaz. Kadının erkekten, erkeğin kadından oğrenmesi şer'an caizdir, ancak birbirine bakmaları haramdır, tenhalaşmaları haramdır, tesetturun ihlal edilmesi haramdır. Bin fazileti kazanmak icin dahi bir haram işlenilmez.
devam edecek inşallah
kaynak= Muslime Genc Şuuru - Dilara Yayınları
__________________