Adem ile Havva ayrı yaratılmadı... Hz Adem ilk once yaratıldı ve Allah Hz Adem'in parcasından da Hz Havva'yı yarattı... (Bu nedenle kadınlar gucsuz ve narindir...)

Şeytana uyup sonra Cennet'ten atılan Hz Adem ve Havva; Hz Adem'in ettiği dualar, doktuğu goz yaşları ve ettiği tovbeler sonucunda Allah'ın kabulu ile Arafat Ovasında hazret-i Havva ile buluştu. Kabe’yi inşa etti.

Adem aleyhisselam ve hazret-i Havva daha sonra Şam’a geldiler. Burada yirmi defa ikiz evladı oldu.

Hz Adem'in bircok ikiz cocuğu oldu. Bu ikizler her seferinde biri kız, biri erkek oluyordu. Bir ikizin erkeği ile diğer ikizin kızı evleniyordu. Arada yalnız bu mesafe bulunması şart idi. Allah nasıl ki Hz Adem'in eğe kemiğinden Hz. Havva'yı O'na eş olarak yarattıysa, değişik seferde doğan bu kardeşleri de birbirine yabancı suretinde yaratabilir. Daha sonra ise insan nesli coğaldı ve Allah bundan sonra farklı ikizlerden de olsa kardeş evlenmesini yasakladı.

Bir defa da yalnız Şit aleyhisselam oldu. Neslinden kırk bin kişiyi gordu. Oğullarına ve torunlarına peygamber olarak gonderildi. Cebrail aleyhisselam kendisine on iki defa geldi. Kendisine on suhuf (forma) kitap verildi.

Bu kitapta; iman edilecek hususlar, ceşitli diller ve lugatler, her gun bir vakit namaz kılmak, gusul boy abdesti almak, oruc tutmak, leş, kan, domuz eti yememek, tıb, ilaclar, hesab, geometri gibi şeyler bildirildi. Ayrıca fizik, kimya, tıb, eczacılık, matematik bilgileri oğretildi. İbrani, Suryani ve Arap dillerinde kerpic ustune cok yazı yazıldı.

İlk insanlar, bazı tarihcilerin zannettiği gibi ilimsiz, fensiz, gorgusuz, cıplak ve vahşi kimseler değildi. Bugun Asya, Afrika collerinde ve Amerika ormanlarında tunc devrindekilere benziyen vahşiler yaşadığı gibi, ilk insanlarda da bilgisiz basit yaşayanlar vardı.

Bundan dolayı ne bugunku, ne de ilk insanların hepsi icin vahşidir denilemez. Hazret-i Adem ve ona inananlar şehirlerde yaşarlardı. Okuma-yazma bilirlerdi. Demircilik, dokumacılık, ciftcilik, ekmek yapmak gibi san’atları vardı. Altın uzerine para dahi basılmış, maden ocakları işletilip, ceşitli aletler yapılmıştı.

Adem aleyhisselamın hic sakalı yoktu. İlk sakalı cıkan Şit aleyhisselamdır. Hazret-i Adem cok guzeldi. Siyah saclı ve buğday tenliydi. On bir gun hasta yatıp, bir Cuma gunu vefat etti.

Adem aleyhisselam vefat edince, Cebrail aleyhisselam bir gomlek giydirdi. Şit aleyhisselama yıkamayı oğretti. Yıkayıp kefenlediler. Hadis-i şerifte buyruldu ki: "Adem aleyhisselam vefat edince, melekler uc defa su ile yıkadılar.

Onu defnettiler." Sonra cocuklarına donerek; “Ey ademoğulları! Olulerinize boyle yapınız dediler." Şit aleyhisselam imam olup cenaze namazını kıldırdı. Adem aleyhisselamın kabri; Kudus’te, Mina’da, Mescid-i Hif’te veya Arafat’tadır. Hayatını bildiren rivayetler birbirinden farklıdır.

Hazret-i Adem, Allah’a ilk hamd ve ilk tovbe edendir. Secilmişlerin ilki, yeryuzunde Allahu tealanın ilk halifesidir. Bircok mucizeleri vardır. Bunlardan bir kacı şoyledir:

Yırtıcı, vahşi hayvanlarla konuşurdu.

Susuz dağ ve taşlara elini vurunca, pınarlar fışkırır, temiz sular akardı.

Eline aldığı ufak taşlar, yuksek sesle Allahu tealayı zikrederdi.

Adem aleyhisselamın yaratılması, Cennet’te kalması, Cennet’ten cıkarılarak yeryuzune indirilmesi, Kur’an-ı kerimde ceşitli ayet-i kerimelerde bildirilmiştir.


Yani yaratıcı olan Allah ilk nesli bu şekilde turetti, farklı ırkları ve farklı dilleri de bu şekilde oluşturttu... Ayrıca Hz Adem'e bilinen tum bilgiler verilmiştir.

Bu bir mucizedir cunku 1. dereceden akraba evliliği sonucu hicbir cocuk sağlıksız doğmadı... Ama insanlığın turemesi icin gerekliydi...

Ve toplumlar da bu mucizenin bir parcasıdır...

Bu goruşlede Evrim teorisinin asla gercek olmayacağı anlaşılmıştır... Onların bahsettiği değişimler insanı meydana getirmemekte... Onlar değişimleri yanlış algılamakta...

Evet bu bir gercektir... Dunya surekli değişiyor... Ve bu surekli değişen Dunya'ya ayak uydurnak ve yaşamak icin değişmek gerekir... Bu değişim bir anda, tesadufler sonucu ve koklu bir değişimi ifade etmez... Değişen iklim şartlarına bağlı olarak hayvanlar ortama ayak uydurmak icin değişim gecirirler... Bu da Allah'ın lutuf ve dilemesiyle gercekleşir... Zaten bu olay canlılarda olan bir durumdur... Darwin bile bunu gozlemlemiştir ancak bu konuya yanlış yaklaşmıştır... Bie kelebeği inceleyen Darwin aynı kelebeği farklı bir ortama getirir... Kelebek o ortama alışmak icin tuğlerini kalınlaştıtır ve o bolgenin iklimine alışmaya başlar... İşte bu bir tesaduf sonucu değil bir neden sonucu olduğunu Darwin anlayamaz ve bu olaydan Yazığı kitapta ilk canlının aminoasitlerden geldiğini ve zamanla doğaya ayak uydurarak mutasyon gecirdiğini soylemektedir...

Halbuki Darwin bu olayın bir neden ve arkasında gucun olduğunu gormemiştir...

İlk insanın tesadufler sonucunda ilkel bicimde olduğunu iddaa etmiştir... Ama yukarıda bahsettiğim olayda ilk insanın oluşu, farklı toplumların oluşu ve dillerinin oluşumu bahsedilmektedir...
Ve sonuc olarak yaratılış bir tesaduf değil bir yoktan var etmedir...

Duşunen topluluk icin bunda bir cok deliller vardır...

__________________