Yazan: Tolga CELEBİ
MUKADDİME
Bu calışmamızda; FĂ‚tiha Sûresinin meĂ‚linden yani anlamından, sûreye verilen diğer isimlerinden ve okumanın faziletlerinden bahsedeceğiz.
FĂ‚tiha Sûresi; Mekke'de, Peygamber Efendimizin S.A.V peygamberliğinin ilk zamanlarında nĂ‚zil olmuştur. Yedi ayettir. Tam olarak inen ilk sûredir. Kur'Ă‚n-ı Kerim'in onsozu, başlangıcı durumunda olduğundan; "bir yeri veya bir şeyi acan, başlatan" anlamına FĂ‚tihatu'l-Kitab veya el-FĂ‚tiha adı verilmiştir. (Namazı Anlayarak Kılmak, Prof. Dr. Davut Ayduz, Işık Yayınları, İstanbul, 2008.)
Konusu nedeniyle, Fatiha ile Kur'an arasındaki ilişkinin, bir giriş ve kitap ilişkisi değil, bir dua ve ona cevap niteliğinde bir ilişki olduğu gorulmektedir. Fatiha, kulun duası, Kur'an ise Yuce Allah'ın kuluna verdiği cevaptır. Kul, kendisine doğru yolu gostermesi icin Allah'a yalvarır; Allah da duaya cevap olarak, tum Kur'an'ı onun onune koyar ve sanki ona şoyle der: "İşte, benden dilediğin Hidayet!" O'nu oku, anla ve ona gore yaşa.
FĂ‚tiha sûresi icin Rabbimiz "Seb'ul MesĂ‚nî" buyurur. Tekrar edilen yedi mĂ‚nĂ‚sına. Cunku FĂ‚tiha sûresi tum namazların tum rekatlarında tekrar edilir. Aslında namazın bir onceki rekatında okunan bir sûrenin bir sonraki rekatında okunması mekruhtur. Ama FĂ‚tiha boyle değildir. Fatiha'yı her rekatta okuruz. FĂ‚tiha sûresinin yedi Ă‚yeti vardır. Yedi, İslĂ‚m'da sonsuzluk ifade eder. Cennetin yedi kapısı vardır. KĂ‚be'nin etrafındaki tavafın sayısı yedidir. Safa ve Merve arasındaki say'in sayısı da yedidir. Yedi kat sema vardır. Allah'ın gunlerinin sayısı yedidir. Bunlar hic durmadan nasıl surekli devam edip dururlarsa FĂ‚tiha da hic durmadan surekli okunur durur. Dunyada Fatiha'nın okunmadığı hicbir zaman yoktur; O dĂ‚ima okunur da okunur. (FĂ‚tiha Sûresinin Tefsiri ve Faziletleri, M. Gunay Sıddıkoğlu, 2010.)
Hazreti Ali R.A. Hazretleri, FĂ‚tiha Sûresi icin şoyle buyurmuştur: "Eğer bana FĂ‚tiha Sûresini tefsir et deseler, 40 deve yuku kitap yazabilirim."
Yine Hazreti Ali R.A. Hazretleri; "Kur'an FĂ‚tiha Sûresi ile başlar. FĂ‚tiha Sûresi, Besmele ile başlar. Besmele "B" harfi ile başlar. Ben "B" harfinin noktasıyım" buyurmuştur. Burada kastedilen; harfin Arapca yazılışında, altında yer alan noktadır. Bir duşunun! Hazreti Ali R.A. Hazretleri gibi buyuk bir sahabi, kendisini "B" harfinin noktasına benzetiyor. AllĂ‚h'ın ilminin sonsuzluğunu cok iyi kavradığı bu sozunden anlaşılıyor.
Namaz; kul ile AllĂ‚h arasında gunde 5 kez gercekleştirilen bir sohbet, bir ahitleşme ve bir miracdır. FĂ‚tiha' ozu itibariyle kulun AllĂ‚h'a soz vermesi ve ahd u misakta bulunmasıdır. O halde FĂ‚tiha ve namaz arasında oldukca kuvvetli birirtubat soz konusudur ve FĂ‚tihasız namaz duşunulemez. (Namaz Bir Tevhid Eylemi, Abdullah Yıldız, Pınar Yayınları, İstanbul, 2005.)
Nitekim bircok Ă‚yeti ve hadisi bir arada değerlendiren Bediuzzaman Hazretleri de ozetle, nasıl insan şu koca kĂ‚inat kitabının bir kucucuk misĂ‚li, bir ozu ve ozeti ise, bir cekirdeği ve meyvesi ise; Fatiha Sûresi de, Kur’Ă‚n-ı Azimuşşan’ın bir munevver timsalidir, nurlu bir ozudur, ozetidir, nuranî bir cekirdeğidir ve meyvesidir diyor. (Sozler, Sahife 45.)
Hayrı en cok olan sûre Fatiha’dır, her derde şifadır. [Beyheki]
En faziletli sûre Fatiha’dır. [HĂ‚kim]
Fatiha sûresi Allahu teĂ‚lĂ‚nın gazabını onler. [Şir’a]
Fatiha sûresi zehirlere şifadır. [Ebu-ş-şeyh]
Dua okuması bildirilen yerlerde, Fatiha okumak daha iyidir. Fatiha sûresi, duaların en iyisini bildirmek icin nazil oldu. İmam, el-Fatiha dediği zaman, herkesin sessizce okuması iyi olur, cunku duaların sonunda hamd etmek mustehabdır. Hamd etmenin en iyisi de, Fatiha okumaktır. (Berika, Sahife 137.)
Enes R.A. dediki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir yolculukta idi. Bineğinden indi, bir adam da Onun yanında indir.Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) o adamın tarafında donerek buyurdu ki: “Sana Kuran’ın en faziletli (suresini) haber vereyim mi?” diye sordu Adam: “Elbette” deyince. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) el-Hamdu lillahi Rabbil Alemin’i okudu. (Hakim, el-Mustedrek, 1/560; Nesai, Amelul-Yevm vel-Lyl, 723; İbni Hibban, Sahih, 774)
FÂTİHA SÛRESİNİN MEÂLİ
Bu buyuk surenin meĂ‚lini, Mahmud Usta Osmanoğlu Hazretlerinin hazırladığı, "Kur'an-ı Mecid ve Tefsirli MeĂ‚l-i Âlîsi" isimli eserden sizlere aktarıyorum.
1. O RahmĂ‚n ve Rahîm olan AllĂ‚h'ın ismiyle!
2. Butun hamdler (ve ovguler) tum Ă‚lemlerin Rabbi (, yaratıcısı ve yoneticisi) olan AllĂ‚h'a mahsustur;
3.(Dunyada mumin-kafir ayırmaksızın her bir kuluna son derece acıyan ve gercek manada sadece Kendisi nimet vermekte olan) O RahmĂ‚n'a; (Ă‚hirette yalnız iman edenleri son derecede esirgeyecek olan hakiki nimet sahibi) O Rahîm'e!
4. O dîn gununun MĂ‚liki (ve ceza gununun yegĂ‚ne sahibi)ne!
5. (O yuce AllĂ‚h'a itaat eden kullar "(Ey Rabbimiz!) Ancak Sana ibadet (ve kulluk) ederiz ve yalnız Senden yardım dileriz!" (derler.)
6. (Buna mukabil AllĂ‚h-u Te'Ă‚lĂ‚: "Peki Benden ne tur bir yadım istiyorsunuz?" buyurunca, onlar soyle dua ederler "Bizi o dosdoğru yola hidĂ‚yet et!..
7. Kendilerine (ikram ve) in'Ă‚m etmiş bulunduğun o (peygamberlerin, sıddîkların, şehitlerin ve salih) kimselerin yoluna! (Senin tarafından) kendilerine gazap edilen (Yahudi)lerin (yoluna) degil, (doğru yoldan sapıtarak) dalĂ‚lete duşen (Hristiyan tĂ‚ife)lerin(in izine) de değil!" (Kur'an-ı Mecîd ve Tefsirli MeĂ‚l-i Âlîsi, Mahmud Ustaosmanoğlu, İstanbul, 2007.)
Ebû Hureyre R.A.'dan rivayet edilen bir hadîs-i kutsîde AllĂ‚h-u Te'Ă‚lĂ‚ şoyle buyurmuştur:
"Namazı(; FĂ‚tiha'yı) Kendimle kulum arasında iki parcaya boldum. İstediği şey kuluma verilecektir.
Kul: 'Hamd Ă‚lemlerin Rabbi AllĂ‚h'a aittir!' dediğinde, AllĂ‚h-u Te'Ă‚lĂ‚: 'Kulum Bana hamd etti!' buyur(arak memnuniyetini ifaded buyur)ur.
Kul: 'O RahmĂ‚n; O Rahîm!' dediği zaman AllĂ‚h-u Te'Ă‚lĂ‚: 'Kulum Bana ovgude bulundu!' buyurur.
Kul: 'Ceza gununun MĂ‚liki' dediği vakit AllĂ‚h-u Te'Ă‚lĂ‚: 'Kulum Bana tazimde bulundu!' buyurur.
Kul: 'Ancak Sana ibadet ederiz ve yalnız Senden yardım dileriz!' deyince de AllĂ‚h-u Te'Ă‚lĂ‚: 'İşte bu, Benimle kulum arasındadır. İstediği şey kulumundur!' buyurur.
Kul: 'Bizi, gazaba uğrayanların ve dalĂ‚lete duşenlerin (yoluna) degil de, kendilerine in'Ă‚m etmiş bulunduğun kimselerin o dosdoğru yoluna hidĂ‚yet buyur!' dediğinde ise, AllĂ‚h-u Te'Ă‚lĂ‚: 'İşte bu kuluma ait bir taleptir. İstediği şey kulumundur!' buyurur." (Muslim, SalĂ‚t:11, No:395, 1/296.)
HOCAMIN DİLİNDEN FÂTİHA SÛRESİ
Hocam Abdûllatif Topcu Efendi Hazretleri, bir sohbetinde FĂ‚tiha Sûresi ile ilgili olarak şoyle buyurmuştur:
"FĂ‚tihasız namaz olmaz. AllĂ‚h C.C. Hazretleri, Fatiha okurken yaptığımız dualarımızı kabul etsin. Hamd Ă‚lemlerin Rabbi olan AllĂ‚h’a mahsustur.
AllĂ‚h C.C Hazretleri 18.000 Ă‚lemin yaratıcısıdır. Bizi yaşatan, rızıklandıran AllĂ‚h’dır ve ona hamd etmeliyiz, ibadet etmeliyiz.
AllĂ‚h C.C. RahmĂ‚n'dır, Rahîm’dir. Kullarına karşı cok merhametlidir.
Din gununun sahibidir. Din gunu ise yevm-i mahşerdir. AllĂ‚h yaşadığımız her gununde sahibidir.
KĂ‚inat her an oludur. Bizi yaşatan, rızıklandıran, akıl veren AllĂ‚h’dır. AllĂ‚h butun kĂ‚inatı yonetir. Bundan bir an vazgecse butun kĂ‚inat yok olur.
Biz yalnızca AllĂ‚h’a ibadet ederiz ve yalnız AllĂ‚h’tan isteriz. Kuvvet, kudret, saltanat ve mulk Allah’ındır.
AllĂ‚h C.C. Hazretleri bizleri doğru yoldan ayırmasın. Bizleri nimetlere şukredenler arasına alsın. Gazaba uğrayanlardan ve delalete duşenlerden uzaklaştırsın. Âmin"
Hocam, ellerini acarak FĂ‚tihayı Şerif okuduktan sonra; ellerini yetişebildiği kadar vucudunun yer yerine surerdi.
Hocam “FatihĂ‚yı Şerif şifadır. Sıkıntısı olan, derdi olan, hasta olan FĂ‚tiha okumaya devam etsin" buyurmuştur. Ozellikle sohbet ve ders yapılan gunlerde, her bir muridine on adet FĂ‚tiha Suresi okutmadan cemaati gondermezdi.
MEZHEP İMAMLARINA GORE FÂTİHA SURESİ
FĂ‚tiha'yı her gun her musluman en az onyedi defa farz olan beş vakit namazda okumaktadır. Kutub-i Sitte ve Ahmed b. Hanbel'de, UbĂ‚de b. es-SĂ‚mit'ten rivayet edilen ''FĂ‚tiha'yı okumayanın namazı olmaz" ve Ebu Hureyre'den rivayet edilen "Kim kıldığı namazda FĂ‚tiha okumazsa, onun namazı eksiktir, eksiktir, eksiktir" hadisleri namazda FĂ‚tiha okumanın şart olduğunu gostermektedir.
Cumhûr'un bu şekildeki ictihadına karşı Ebû Hanife; namazda uc kısa veya bir uzun Ă‚yet okumanın farz olduğunu, FĂ‚tiha'nın ise vacip olduğunu soylemiştir. Cumhûr da kendi arasında namazın her rekĂ‚tında FĂ‚tiha'yı farz (ŞĂ‚fiî, MĂ‚lik) veya yalnız bir rekĂ‚tında farz olduğunu soylemişlerdir. Ebû Hanife, "Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyunuz" hadisine gore amel etmiştir. (BuhĂ‚ri, İman, 15; Muslim, SalĂ‚t, 38, 41; Ebû DĂ‚vûd, SalĂ‚t, 132; Tirmizî, SalĂ‚t, 1 10, 1 16
Gecerli olan goruş Cumhûr'un goruşudur. İmama tabi olan, ŞĂ‚fiî veya Hanbeli'ye gore; imam sesli yahut sessiz de okusa FĂ‚tiha'yı okur, Hanefi'ye gore susar, MĂ‚liki'ye gore sesli okumada susar, sessiz okumada o da icinden okur. (Sait Kızılırmak.)
Buradan da anlaşılacağı uzere, Hanefi mezhebine tabi olanlar cemaat ile namaz kılarken; imam efendi sesli de okusa, sessiz de okusa tekrar etmez ve susar.
FÂTİHA SÛRESİNİN DİĞER İSİMLERİ
Kur'an'ın ilk sûresi olduğu icin; acış yapan, acan manasına "FĂ‚tiha" denilmiştir. Diğer adları şunlardır:
Kur'an'ın anası manasına "Ummul Kur'Ă‚n", Ana kitap manasına "Ummu'l-KitĂ‚b", dinin asıllarını ihtiva eden manasına "el-EsĂ‚s", ana hatlarıyla İslĂ‚m'ı anlattığı icin "el-VĂ‚fiye" ve "el-KĂ‚fiye" ilk defa inen yedi Ă‚yet manasına "es-Seb'u'l-MesĂ‚nî", bircok esrarı taşıdığı icin "el-Kenz."
"Ummu'l Kitap" Kitabın anası ve "FĂ‚tihatu'l Kitab" kitabın acıcısı, kitabın anahtarı sayılan bu sûre, hemen hemen Kur'Ă‚n'ın tumune bir bakıştır. Onun icindir ki bu sûreyi anlayabilmek ve anlatabilmek icin Kur'Ă‚n'ın tumunu anlamayı, Kur'Ă‚n'ın tumune vĂ‚kıf olmayı gerektirecektir.
Sûre-i Şukur: "El hamdulillah" demek, bir bakıma şukur demektir. FĂ‚tiha suresini okuyan kimse Allah'a şukretmiş olur. Sevgili Peygamber Efendimiz buyurdular ki:
"el HamdulillĂ‚hi Rabbil Ă‚lemîn dediğin zaman; Allah'a cidden şukretmiş olursun." (İbni cerir, HĂ‚kim, Deylemî; İbni Umeyr R.A.'den)
İbni Abbas R.A.'den yapılan rivĂ‚yete gore, (Peygamber Efendimiz) şoyle demiştir:
'el HamdulillĂ‚h', şukur kelimesidir. Kul; "el hamdulillĂ‚h" dediği zaman; Allah, "kulum bana şukretti" buyurur. (ed-Durru'l-Mensûr)
Sure-i ŞĂ‚fiye, Sure-i ŞifĂ‚: FĂ‚tiha'nın her turlu maddi ve manevi hastalıklara şifa olmasından dolayı bu sureye "Sûre-i ŞĂ‚fiye ve Sûre-i Şifa" da denir.
Bir hadiste Peygamberimiz: "FĂ‚tihatu'l-Kitab, Sam'dan başka her şeye şifa'dır. Sam ise, olumdur." (HulĂ‚i; CĂ‚bir R.A'den) buyurmuştur.
Yine Peygamber Efendimiz FĂ‚tiha ile ilgili olarak: "FĂ‚tihatu'l-Kitab, her hastalığa karşı şifĂ‚dır." (BeyhĂ‚ki, Abdulmelik bin Umeyr'den) "FĂ‚tiha sûresinde yetmiş turlu şifa vardır" buyurmuştur.
Sûre-i Rukye: FĂ‚tiha'nın bir adı da "Sûre-i Rukye" dir. (Tedavide okunan suredir.) Cunku ashĂ‚b-ı kİramdan bazıları; bu sûreyi yılan ve akrep tarafından ısırılmış kimselere, ağrı ve sızı duyanlara ve bir takım hastalıklara karşı okumuşlardır. (FĂ‚tiha Sûresinin Tefsiri ve Faziletleri, M. Gunay Sıddıkoğlu, 2010.)
MEKKÎ VE MEDENÎ SURELER
Fatiha suresi yedi Ă‚yettir ve Mekke´de nazil olmuştur. Kur´Ă‚n-ı kerimin Ă‚yetleri, nazil oldukları yer ve zamana gore "Mekkî" ve "Medenî" diye ikiye ayrılırlar. Bu konuda ceşitli goruşler bulunmakla beraber, coğunluğun goruşune gore, yer ve zaman itibariyle nerede ve ne zaman nazil olurlarsa olsunlar, Hicretten once nazil olanlara "Mekkî" yani, "Mekke´de nazil olmuştur." Hicretten sonra nazil olanlara da "Medenî" yani "Medine´de nazil olmuştur." denir. Gorulduğu gibi bu ayırımda hicret olayı esas alınmıştır.
Mekki ve Medeni Ă‚yetler, gerek muhteva gerekse diğer hususlarda bir kısım aynı ozellikler taşırlar. Bu ozellikleri bilenler, Ă‚yetin Mekki veya Medeni ol­duğunu anlarlar.
Mekkî Ă‚yetler, Allah´a eş koşmaya ve putperestliğe karşı yoğun bir hucum ifadesi taşırlar. İnsanları, Allah tarafından gonderilen vahye, Peygamberin davetine ve Allah´ın hidayetine cağırırlar. İnsanları kotuluklerden sakındırıp hayra yoneltirler. İnkĂ‚rı, fasıklığı, isyanı, cehaleti, huy kabalığını, kalb cirkinliğini, katı sozluluğu ve benzeri menfî davranışları cirkin gosterirken, insanlara imanı, itaati, nizamı, ilmi, sevgiyi ve acımayı telkin ederler. Kalb ve dil temizliğini sevdirirler.
Mekkî Ă‚yetler şekil bakımından kısa fakat mĂ‚nĂ‚ bakımından cok vecizdirler. Kur´Ă‚n-ı kerim, edebiyatın ve her ceşit soz sanatının ileri olduğu o donemde butun şair ve edipleri Ă‚ciz bırakmıştır. Kur"an Ă‚yetlerinin bir benzerini kimse yapamamış ve onların anlamına yakın bir mĂ‚nĂ‚yı da kimse bulup ifade edememiştir. Bunu şu ana kadar kimse yapamadığı gibi bundan sonra da yapamayacaktır.
Medenî Ă‚yetlere gelince: Bu Ă‚yetler, teşrii inceliklerden, hukumlerin tafsilatından, Medeni, cezai, iktisadi, siyasi hukumlerden bahsederler.
Devletler hukukundan, şahsi haklardan, ibadet ve muamelattan bahisle bu hususların nasıl yerine getirileceğini beyan ederler.
Medenî Ă‚yetler, ehl-i kitap olan Yahudi ve Hıristiyanları İslam’a davet eder, onların batıl inanclarını reddederler. Onların, daha once gonderilmiş olan ilahi kitaplarda yapmış oldukları tahrifatı haber verirler.
Medenî Ă‚yetlerde muamelatla ilgili meseleler detaylı olarak anlatılır. Tarihte yaşamış ummetlerin durumları beyan edilir. Bunların, Allah tarafından gonderilen Peygamberleri inkĂ‚r etmeleri sebebiyle başlarına gelen ilahi azaplar acıklanır. Onların başlarına gelen felaketleri ibret olarak ortaya koyar ve bu Ă‚yetler, aynı hataya duşerek aynı korkunc akıbetle karşılaşmamız icin bizi uyarırlar... (Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri, Hisar Yayınevi: 1/65-66.)
FÂTİHA SÛRESİNİN FAZİLETLERİ
Peygamber Efendimiz S.A.V "FĂ‚tiha Sûresi her hastalığın şifasıdır" buyurmuşlardır. (Sûyutî, el-İtkĂ‚n fi Ulûmi'l Kur'Ă‚n, Kahire, 1387, 2-137, e-Beyhakî'den.)
Diğer bir hadiste: "FĂ‚tiha Sûresi, Kûr'an'ın en buyuk sûresidir" denmiştir. (Bûharî, FezĂ‚ilu'l-Kûr'an 9.)
Baska bir hadiste: "FĂ‚tiha ve Bakara Sûresinin sonu, bana Arş'ın altındaki bir hazineden verildi" buyurmuşlardır. (ZevĂ‚id, 1/159-170; MetĂ‚lib, 3/283, 300.)
Enes b. Malik'den rivĂ‚yete gore Resûlullah S.A.V.kendisine soyle buyurmuştur: "Yatağına yattığında FĂ‚tiha ve Kul Huvallahu Ehad sûrelerini okuduğun zaman, olum dışında kalan her şeyden emin olur, korunursun." (ZevĂ‚hid, 5/121.)
Bir gun mescidde Peygamberimiz S.A.V: "Mescidden cıkmadan once, sana Kûr'an-ı Kerim'in en buyuk sûresini oğreteyim mi?" buyurarak Ebû Saîd'in elinden tuttu.
Ebû Saîd, Resulullah S.A.V. Efendimiz ile ilerlerken bir yandan el ele tutumanın mutluluğu icindeydi.
Bir yandan da kendisine hangi sûreyi oğreneceğini merak ediyordu. Mescidin kapısına yaklaşınca EbuSaîd şoyle sordu: "Ya Resulallah! En buyuk sûreyi oğreteceğim dememiş miydiniz?" efendimiz Cevap verdi: "O sûre Elhamdu lillahi Rabbi'l Ă‚lemîn'dir. O namazlarda tekrar tekrar okunan yedi ayet ve bana verilen yuce Kûr'an'dır" buyurdu. (BuhĂ‚ri, Tefsir 1; NesĂ‚î, İftihah 26; Ebû Davud, Vitr 15.)
İbb AbbĂ‚s R.A. Anlatıyor: "Cibril A.S, Peygamberimizin S.A.V. Yanında otururken yukarıdan kapi sesine benzer bir ses işitti. Başını goğe dogru kaldırdı. Cibril A.S. dedi ki: 'İşte gokten bir kapı acıldı., bu gune kadar boyle bir kapı asla acılmamıştı.' Derken oradan bir melek indi. Cibril A.S. tekrar konuştu: 'İşte Aras bir melek indi. Şimdiye kadar bu melek hic inmemişti.' melek selam verdi ve Peygamber S.A.V. Efendimize: 'Sana verilen iki nuru mujdeliyorum. Bunlar, senden once hic bir peygambere verilmemişlerdi: Onlardan biri FĂ‚tiha Sûresi, digeri de Bakara Sûresinin son iki ayeti. Onlardan okuduğun her harfe mukabil sana mutlaka buyuk sevap verilecektir." dedi. (Muslim, Mûsafirin 254; NesĂ‚î, İftihah 25.)
Dua okuyacağımız zaman bir hadisi şeriften istifadeyle FĂ‚tiha Sûresini okuyup; sonra da ozetle: "AllĂ‚h'ım, iste bu şifa vesilesi FĂ‚tiha'dır; Sen de ŞĂ‚fi'sin, şifa veren yalnız Sensin. Senden baska şifa verebilecek kimse ve Senin şifandan başka da şifa yoktur. Hastalığımı gider; bu derdime deva ver. Hastalıktan hic bir eser bırakmayacak bir şifa nasip et." diyebiliriz.
Evet, en guzel dua FĂ‚tiha'dır. Samimi bir kalple hangi hastalığa okunursa okunsun biiznillah şifa vesilesi olur. Zaten Fatiha'nın isimlerinden biri de ŞĂ‚fiye'dir.
Her turlu dert ve sıkıntımızın gitmesi icin FĂ‚tiha'yı okuyup, "Rabbim, iste bu sûre KĂ‚fiyedir. Senin izin ve yardımınla her derde yetebilir. Sen KĂ‚fisin. Okuduğum şu sûre hurmetine dert ve sıkıntılarım hususunda bana yardımcı ol." diyebiliriz. (Namazı Anlayarak Kılmak, Prof. Dr. Davut Ayduz, Işık Yayınları, İstanbul, 2008.)
Yemin ederim ki, Allahu teĂ‚lĂ‚, ne Tevrat’ta, ne İncil’de, ne Zebur’da, ne de Furkan’da, o surenin benzerini indirmemiştir. O, namazlarda tekrar edilen yedi Ă‚yet olup, bana verilen Kur'an-ı azimdendir. (Tirmizi, Hadis)
Tefsir-i Hanefi’de gectiği uzere Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şoyle buyurmuştur:
“Cebrail bana şoyle dedi: Ey Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)! ben daha once senin ummetine verilecek bir azaptan korkuyordum. Fatiha-i Şerife inince, artık onlara Allah’ın azap etmeyeceği guveni geldi”
Bunun uzerine Cebrail’e: “Neden?” diye sordum. Cebrail şoyle cevap verdi:
-”Cunku Allah’u Teala cehennemi gunahkarlar icin vaat etmiş yani onlara bununla azap vereceğini hatırlatmıştır.. Kuranda bu husus şoyle beyan edilmiştir.: ‘Ve cehennem onların hepsinin toplanacağı yerdir. O cehennemin yedi kapısı olup her kapıdan onların girecekleri ayrılmış bir kısım vardır. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar ise cennetlerde pınar başlarındadırlar. Oraya esenlikle gidiniz denilir’ (Hicr Suresi,43)” Cebrail (a.s.) sonra şoyle devam etti:
Fatiha’nın yedi ayeti vardır, kim onu okursa her ayet cehennemin kapısına bir perde yada kapak olur da boylece ummetin cehennem uzerinden salimen gecerler.”
FÂTİHA SÛRESİNDEN OĞRENDİKLERİMİZ
Cenab-ı Hak ovguye en layık olanıdır. Onun icin hem kendini ovmeye ve hemde kullarının kendisini ovmeleri gerektiğini bildirmektedir.
Bu sûrede dua Ă‚dabı oğrenilmiştir. Duayı yapacak olan, once AllĂ‚h'a hamd ve şukreder.
AllĂ‚h'ın sonsuz merhametini hatırlayarak, daima rahmetinin tecellisini ister.
Daima AllĂ‚h'tan baskasına ibadet edilmeyeceğinin, Ondan basından yardım istemeyeceğinin bilincini taşır. AllĂ‚h'ın verdigi nimetler uzerinde sık sık duşunup Ona şukreder.AllĂ‚h'ın, peygamberlerinin, Salih kimselerin yolunu takip eder ve bir hayat boyu bu yolda yurumeye calışır.
Gazaba uğrayan zalimlerin, dine, Kur'an'a duşmanlık edenlerin, sapıkların yolunda yurumekten, onlar gibi hayat yaşamaktan kacınır. Maddi manevi hastalıklarının şifası olarak FĂ‚tiha'dan cokca istifade eder. Fatiha'yı namazdan olduğu gibi namaz dışında da cok okuyarak gonul aleminden acılımlar yaşar. (Namazı Yaşamak, Veysel Akkaya, Erkam Yayınları, İstanbul, 2012.)
Gunde beş vakit namaz kılan bir insan her gun kırk(40) defa: Allah’a hamd etmenin mutluluguna erer. Allah’ın lutf ve ihsan ettiği nimetleri hatırlar. Gonul ve ruh huzuruna erer. Ahireti duşunur; bu sebeble hem dunya,hemde ahiret icin calşır Mukafatını da İlahi takdire bırakır.
Ebû Hureyre (radıyallĂ‚hu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalĂ‚tu vesselĂ‚m) buyurdular ki: ‘İmam ‘Ă‚min’ deyince, siz de ‘Ă‚min’ deyin. Zira kimin Ă‚min’i meleklerin Ă‚min’i ile birleşirse gecmiş gunahları affedilir.” (Kutub-u Sitte, 8/2538.)
Fatiha sûre-i celilesi, bizlere vazifelerimizi telkin ve ilham ediyor. Buyurulmuş oluyor ki:
"Ey insanlar!, uyanınız, şu sonsuz kĂ‚inatın yaratıcısının buyukluğunu duşununuz. O, ne buyuk bir yaratıcıdır, ne muazzam bir besleyicidir. Butun mahlûkatı icin ne kadar rahmet ve merhameti vardır. Butun Ă‚lemlerin mustakil sahibi ve hĂ‚kimi yalnız odur. Artık -Yarabbi! Yalnız sana ibĂ‚det ederiz. Yalnız senden lutuf ve ihsan bekleriz- diyerek kulluğumuzu arz ederiz. Doğru yola gitmenizi muhterem kulların izlerini takibe muvaffakiyetinizi O Kerem sahibi Yaratıcıdan niyaz ediniz. Kufur ve isyan ile doğru yolu kaybetmiş, dalĂ‚let icinde kalmış, insanlık icin bir fitne, korkunc bir belĂ‚ mahiyetinde bulunmuş, dinsiz, ahlĂ‚ksız, sapık kimselere uymaktan, onların iğfallerine kapılmaktan emin olmanızı da O rahmet ve ihsanı sonsuz olan kerem sahibi ve merhametli mabudunuzdan istemeye devam ediniz. Ey insan toplulukları! Sizin icin bundan başka selĂ‚met ve saadet yolu yoktur."
Fatiha Sûre-i celilesi işte bizleri boyle bir uyanışa, bir yalvarış ve yakarışa ve bir yukselişe davet edip durmaktadır. (Omer Nasuhi Bilmen)
Kaynakca
Namazı Anlayarak Kılmak, Prof. Dr. Davut Ayduz, Işık Yayınları, İstanbul, 2008.
FĂ‚tiha Sûresinin Tefsiri ve Faziletleri, M. Gunay Sıddıkoğlu, 2010.
Namaz Bir Tevhid Eylemi, Abdullah Yıldız, Pınar Yayınları, İstanbul, 2005.
Sozler, Sahife 45. / Berika, Sahife 137.
Hakim, el-Mustedrek, 1/560; Nesai, Amelul-Yevm vel-Lyl, 723; İbni Hibban, Sahih, 774
Kur'an-ı Mecîd ve Tefsirli MeĂ‚l-i Âlîsi, Mahmud Ustaosmanoğlu, İstanbul, 2007.
Muslim, SalÂt:11, No:395, 1/296
BuhĂ‚ri, İman, 15; Muslim, SalĂ‚t, 38, 41; Ebû DĂ‚vûd, SalĂ‚t, 132; el-Muzemmil, 73/20.
Tirmizî, SalĂ‚t, 1 10, 1 16; NesĂ‚i, İftitah, 1 23, 7; İbn MĂ‚ce, İkĂ‚me, 11, 72;
Sait Kızılırmak.
Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri, Hisar Yayınevi: 1/65-66.
Sûyutî, el-İtkĂ‚n fi Ulûmi'l Kur'Ă‚n, Kahire, 1387, 2-137, el-Beyhakî'den.
Bûharî, FezĂ‚ilu'l-Kûr'an 9.
ZevÂid, 1/159-170; MetÂlib, 3/283, 300. / ZevÂhid, 5/121.
BuhĂ‚ri, Tefsir 1; NesĂ‚î, İftihah 26; Ebû Davud, Vitr 15.
Muslim, Mûsafirin 254; NesĂ‚î, İftihah 25.
Namazı Yaşamak, Veysel Akkaya, Erkam Yayınları, İstanbul, 2012.
Tirmizi, Hadis.
Kutub-u Sitte, 8/2538.
Omer Nasuhi Bilmen.
__________________