Muaviye (ra)'dan rivayet olunduğuna gore; peygamber (as) ummetine yanıltıcı sozler soylemeyi yasaklamıştır. (ebu davud)
Ebu Hureyre (ra)'dan rivayet edilen diğer bir hadiste ise Allah rasulu şoyle buyurur:
Bir kimseye ilimsiz olarak fetva verilirse, bu fetva ile amel etmenin gunahı onu veren kimsenin uzerine olur.
hadis-i şerifte fetva verme ehliyetine sahip olmayan kimselerin verdikleri fetvalarla yapılan amellerin gunahlarını, bu fetvaya uyarak amel eden cahillere değil bizzat bu fetvayı veren ehliyetsiz kişlere ait olduğunu anlıyoruz.
bu bakımdan hadis fetva vermeye ehliyetsiz oldukları halde buna curet eden kimseler hakkında cok buyuk bir tehtidi beyan etmektedir.
Efendimiz sav bir başka hadisinde ''sizin fetvaya en curetliniz ateşe atılmaya en curetkar olanınızdır'' buyurmuşlar.
Buna gore dini bir mesela hakkında kendisinden fetva talep edilen kimse, o mesela hakkında şer'i bir esasa dayanmayan ve bu hususta dini hukumlere layıkıyla vakıf olmadan asla cevap vermemelidir.
Ubey bin Ka'b'a bir kimse son derece kapalı bir mesele hakkında sual ettiği vakit kendisi ''bu meselenin cevabı sana hemen şimdi lazım mı?''diye sormuş hayır cevabını alınca da ''oyleyse sana lazım oluncaya kadar bana muhlet ver sana o zaman cevabını vereyim'' demiştir.
Ehliyetsiz olduğu halde din hakında fetva veren bir kimse; din adına buyuk bir iftirada bulunmuş, şer'i hukumlere karşı laubali davranmış olur.
bu fetvayı alan kimse ise, aldığı fetvanın yanlışlığını bildiği halde yine de bu fetva ile amel edecek olrsa amelinden doğacak vebalin bir mislide kendine yazılır.
her kim kendisine danışan din kardeşine bir işte gercek olmadığını bildiği halde bir şeyi tavsiye ederse tavsiyede bulunduğu kardeşine ihanet etmiş olur.
(ibni mace ve ebu davud)
__________________