Allahu Teala butun zaman parcaları icinde her devirde butun kavimlere resullerini gondermiştir, gondermektedir ve gonderecektir de..fakat her devirde oldugu gibi de bu kavim resulleri, kavimleri tarafından yalanlanırlar...


16/NAHL-36:
Ve andolsun ki; Biz, butun ummetlerin (milletlerin, kavimlerin) icinde bir resûl beas ettik (hayata getirdik, vazifeli kıldık). Allah’a kul olsunlar ve taguttan (insan ve cin şeytanlardan) ictinap etsinler (sakınıp kurtulsunlar) diye. Onlardan bir kısmını, Allah hidayete erdirdi ve bir kısmının da uzerine dalĂ‚let hak oldu. (Resûllere tĂ‚bî olanlar hidayete erdi, tĂ‚bî olmayanların ise uzerine dalĂ‚let hak oldu.) Artık yeryuzunde gezin. Boylece yalanlayanların akıbetinin, nasıl olduğuna bakın (gorun).


3/AL-İ İMRAN-164:
Andolsun ki mu’minlerin (başlarının) uzerine (devrin imamının ruhu) bir ni’met olmak uzere kendi zamanlarında, kendi iclerinden bir resûl beas ederiz, onların aralarında (kendi kavminin icinde) onlara Allah’ın Ă‚yetlerini tilĂ‚vet eder, onları tezkiye eder ve onlara kitap ve hikmeti oğretir. Ondan evvel (resûle tĂ‚bî olmadan evvel) onlar acık bir dalĂ‚let icinde idiler.


6/EN’AM-130:
Ey insan ve cin topluluğu! Size Ă‚yetlerimi anlatan ve bugununuze ulaşacağınız konusunda sizi uyaran icinizden resûller (elciler) gelmedi mi? “Kendi nefslerimize şahit olduk.” dediler. Dunya hayatı onları aldattı. Ve kendilerinin kĂ‚fir olduğuna, kendileri şahit oldular.


14/İBRÂHÎM-4:
Hicbir resûlumuz yoktur ki; Biz, onu kendi kavminin lisanıyla gondermiş olmayalım. Onlara (kendi lisanlarıyla) beyan etsin (acıklasın) diye. Oyleyse Allah, dilediğini (Allah’a ulaşmayı dilemeyenleri) dalĂ‚lette bırakır. Dilediğini (Allah’a ulaşmayı dileyenleri) hidayete erdirir. Ve O, Azîz’dir, hikmet sahibidir.


23/MU'MİNUN-44:
Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arası kesilmeden, peşpeşe) gonderdik. Hangi kavme resûlu gelse hepsi onu tekzip ettiler (yalanladılar, reddettiler). O zaman Biz, birbiri ardından onları yok ettik ve onları efsane kıldık. Mu'min olmayan kavim artık uzak olsun.


39/ZUMER-71:
KĂ‚firler, zumre zumre cehenneme surulurler. Kapılara geldikleri zaman kapılar acılır. Cehennem bekcileri, onlara derler ki: "Size sizden (sizin aranızdan) olan resûller gelmedi mi ki size (uzerinize) Allah'ın Ă‚yetlerini okusun (anlatsın, izah etsin) ve sizi bugune (buraya) geleceğinizi (soyleyerek) uyarsın, ikaz etsin. (Cehenneme girenler) dediler ki: "Evet (geldiler)." Fakat azap sozu, kĂ‚firlerin uzerine hak oldu.


7/İSRA-15:
Kim hidayete ererse kendi nefsi icin hidayete erer. Kim de dalĂ‚lette ise dalĂ‚lette olmak onun aleyhinedir. Nezir’in (uyaran Resûl’un) nezrettiğini (ikazını, uyarısını) yerine getirmeyenlerin (bu sebeple gunah yuklenenlerin) gunahlarını başkaları yuklenmez. Bir resûl gondermedikce (hicbir kavme, hic kimseye) azap etmeyiz.


4/NİSA-165:
Mujdeleyici ve uyarıcı olarak resûlleri gondeririz ki; resûllerden sonra Allah'a karşı (bizi uyaran ve mujdeleyen bir resûl gelmedi diye) huccetleri (delilleri) olmasın. Allah, Azîz ve Hakîm'dir.


14/İBRÂHÎM-44:
Azabın onlara geleceği gun ile insanları uyar. O zaman zalimler şoyle diyecek: “Rabbimiz, bizi yakın bir sureye kadar tehir et (bize zaman ver). Senin davetine icabet edelim ve resûllere tĂ‚bî olalım.” Daha once “sizin icin bir zeval olmadığına” yemin eden siz değil misiniz?


20/Taha-134 :
Ondan once gercekten Biz onları, azapla helĂ‚k etmiş olsaydık, muhakkak şoyle derlerdi: "Rabbimiz, bize resûl gonderseydin olmaz mıydı? Boylece biz de zelil (rezil) ve rusva olmadan once senin Ă‚yetlerine tĂ‚bî olsaydık."

5/Maide-19 :
Ey kitap ehli! Resûllerin (peygamberlerin) ardı arkası kesildiği (fetret) devirde, sizlere gercekleri acıklayan Resûl’umuz (Elcimiz) gelmişti. “Bize bir mujdeleyici ve de uyarıcı gelmedi.” dersiniz diye (dememeniz icin) boylece sizlere “mujdeleyici ve uyarıcı” bir Resûl gelmişti. Allah herşeye kaadirdir.


10/YUNUS-47:
Her ummetin bir resûlu vardır. Onlara, resûlleri geldiği zaman onların aralarında adaletle hukmolundu. Onlara zulmedilmez.



Allah Razı Olsun...
__________________