Onermelerimiz şunlar inanclı arkadaşlar soruları once anlasın, sonra yorumlasın,en sonra da objektif olarak cevaplasın.
Biraz uzun olacak ama bunu siz istediniz.İnanclı olan ve inanclarına guvenen kmseler okur ve cevaplar.
1.Kaderimiz ciziliyse kararlarımızdan niye sorumlu tutuluyoruz?Yok eğer hur irademiz varsa, niye bazı şeyleri sectiğimizde cehenneme atılıyoruz?
- Biz secimlerimizde ozguruz, kader sadece Tanrı'nın bizim secimlerimizi onceden bilip takdir etmesidir diyerek bu işin icinden cıkmaya kalkmayın.insan verdiği kararları cevresindeki koşullara ve faktorlere gore verir. Bu koşullar ve faktorler ise Tanrı'nın kontrolu altında, hatta onun sebep olduğu şeyler olduğundan, Tanrı eğer denilen vasıflara sahipse, insan gercekten ozgur olamaz. Durum bu olmasa ve tanrı insanı gercekten ozgur kılabilecek (ve kılmış) olsa, yani insanın kararları konusunda Tanrı'nın hicbir kontrolu olmasa, o zaman da bu durum Tanrı'nın ozgurluğunu kısıtlar.insanın ozgurluğu ve iradesi Tanrı'nınmutlak iradesiyle celişir.insan gercekten secimlerinde ozgurse ve Tanrı'nın bunda hicbir rolu yoksa, fonksiyonu sadece bunları baştan bilmekten ibaretse, bu Tanrı'nın gucune sınır koyar. Tanrı herşeye kadir olduğuna gore,bizim secimlerimiz de onun onayı ve bilgisi dahilindedir. Hattacevremizdeki her şeyi o yarattığından, secimlerimiz de dolaylı olarak onun sebep olduğu şeylerdir. Dolayısıyla, hem Tanrı hem de insan bir arada ozgur olamaz. Cuz-i irade ve kulli irade ayrımı da bu işi cozmeye yetmez. Bu celişki dinlerin doğasında vardır ve din adamları bunun icinden ağızlarıyla kuş tutsalar cikamazlar.
2.Secme yeteneğimiz var, fakat bazı şeyleri secmememiz isteniyorsa bu yeteneğin ne kadar anlamı var?
- Tanrının gercekten varolduğunu farzedelim. Benim niye ona tapınma zorunluluğum var?Eger benim herhangi birine, bu biri benden cok daha guclu bile olsa, tapınmayı reddetme yeteneğim varsa (eğer bunu secebiliyorsam, boyle bir yeteneğim var demektir), o zaman bu yeteneği kullanmaktan dolayı neden ceza gormem gerekiyor? Eğer itaat istiyorsa, neden itaat etmeme yeteneğini de veriyor insana? Yok eğer başka turlusunden zevk alamıyorsa, o zaman "Peki bu Tanrı sadist midir?" sorusu gundeme gelir.
3. Tanrı her şeyi biliyorsa (gecmiş, gelecek, vs), o zaman gecmiş de, gelecek de daha yaratılış anında belli demektir. Belli olan birşeyi değiştirmek icin, kitap, peygamber, vs gondermenin mantığı ne o zaman?
4.Farz edelim ki bilimkurgu filmlerindeki o akıllı robotları yapacak kadar gelişti teknolojimiz. Ve bu yaptığımız robotlar hem kendi varlıklarının bilincinde, hem de hur secimlerini yapabilecek varlıklar. Bu durumda, biz onlardan, bize kole gibi itaat etmelerini bekleyebilir miyiz? Buna hakkımız var mıdır? Bunu yaparsak, bu durumun hur insanları kole edinmekten ne farki vardır? Bu bizi, gaddar, acımasız, despot ve adaletsiz yapmaz mı?
5.Kuran'da neden devamlı kolelerden bahsedilmektedir? (Kolelerinize iyi davranın,vs. benzeri telkinlere kuranda bolca rastlamak mumkundur). Yani kuran koleliği doğal karşılar, hatta tasvip eder gorunumdedir.inanclılar bu durumla nasıl yuzleşmektedir?
6.Kurana gore Tanrı bazılarının kalplerini muhurlemiş, onlardan imanı esirgemiştir. (Biz ateistler o kişilerdeniz belli ki). Peki bu durumda Tanrı bize haksızlık yapmış olmuyor mu? Bizim ne sucumuz vardır? Bu Tanrı'nın adil sıfatıyla celişmiyor mu?(Bizim ateist olacağımızı biliyordu ve bunu bilerek yarattıysa şimdi neden şikayetci oluyor)
7.Peki ya omru boyunca islamla tanışmamış kişilerin ne sucu vardır? Afrika nın ilkel bir kabilesinde doğmuş birinden Tanrı nasıl kendisine iman bekler?(şartlar herkes icin farklıdır)
8.Tanrı nın bizi hem sevdiği soylenir, hem de hayatın bir imtihan olduğu ve eger bu imtihandan kalırsak, bunun cezasının olduğu soylenir. Yani Tanrı bizi zorla boyle tuhaf bir imtihana sokmuştur. Bu insanın sevdiği birilerine yapacağı turden birşey midir?(Tanrının izni olmadan hicbir şey olmuyorsa ve herşeyi tanrı planlıyorsa neden biz yaptıklarımızdan dolayı cezalandırılıyoruz.
9.Tanrı'nın kadınlara ne garezi vardır? Neden gerekirse dovulebileceklerini soylemiştir? (Nisa suresi, 34. Ayet) Neden onlar "Aklen ve dinen eksik yaratıklardır" (Hadis, kaynak: Buhari). Neden şahitlikleri erkeğin yarısı değerindedir?
10.Bizim musluman ulkeler, Tanrı katındaki en son ve en hak dine sahipse, neden dunya uzerinde tum musluman ulkeler surunmektedir? Neden gavur(!) hristiyanlar ve yahudiler dunyayı yonetmektedir?
11.Tanrı, eğer varsa, hem varlığının tum kanıtlarını bizden gizleyip, hem de bizlerden kendisine inanmamızı beklerken ne yaptığını zannetmektedir? Kendisi saklambac oynayan bir cocuk mudur?
12.insanlar Ademle Havvadan turediyse, ve evrim, dolayısıyla da bununla baglantılı olarak "cevre koşullarına bağlı modifikasyon" diye birşey yoksa, neden dunyanın dort bir yanındaki insanların vucut ozellikleri, deri renkleri vs. farklıdır?
13.Canlı turleri yaşadıkları ortamlar icinde ve son halleriyle yaratıldılarsa, neden bilimde evrim denen bir prensibe inanılıyor ve neden bu teorinin yığınla kanıtı vardır? Neden butun saygın bilim adamlari bu teorinin doğruluğuna inanırlar? Ve neden televizyonda yayınlanan butun doğa belgesellerinde evrim teorisine doğrudan veya dolaylı atıflar yapılmaktadır?
15.Paradoks problemleri
Not:Bunlar en zorları.Kalbi olan inanclı kimseler okumasın
1.Tanrı'nın kendi kendini yok etmeye gucu yeter mi?
2.Tanrı'nın ikinci bir Tanrı'yı yaratmaya gucu yeter mi?
3.Tanrı'nın birden fazla olmaya gucu yeter mi?
4.Tanrı'nın gucu yetmeyecek birşeyi yaratmaya gucu yeter mi?
---------------------------------------------------------------
5.Tanrının kendisinden daha guclu bir tanrı yaratmaya gucu yeter mi?
6.Tanrı mantık ilkelerinin uzerinde midir? Aynı anda hem doğru olan hem de yanlış olan bir şey yaratabilir mi orneğin ; daire şeklinde bir kare?
7.Tanrı evreni yaratmadan once neredeydi? Ne yapıyordu?
8.Tanrı geleceği hem bilir, hem de değiştirebilir mi? (Değiştirirse eski bilgisi yanlış olur
9.Tanrı duşunebilir mi? (Duşunme geleceğe ve gecmişe dairdir. Tanrı geleceği ve gecmişi bildiği icin duşunememelidir.
Duşunmeye kalktığında kendini yalanlar. Bu yuzden Tanrı gelecek de kurgulayamaz. Kurgularsa geleceği bilmiyordur).
NOT:Aşağıdakileri okumadan cevap vermeyiniz.
1.) "Tanrı bilinmezdir" demek, ama tanrı hakkında yorum yapmak.
Bunu da genellikle ateistlerin tanrı kavramının yarattığı mantıksal sorunlarla ilgili soruları uzerine soylerler. Derler ki, bu sorular tanrı icin sorulamaz. Bu sorular insanın sınırlı algılama ve duşunme eyleminin urunudur. Tanrı'yı bağlamaz. Tanrı bunların tumunun ustundedir ve bizim onu tam olarak anlamamız mumkun değildir. Biz sadece onu birşeylere benzeterek kısmen anlayabiliriz derler.Bu acıklama bu şekliyle fena değilmis gibi gorunur ama aslında cok temel ve her şeyi cokerten bir eksiği vardir.O da tanrı'nın gercekten varolup olmadığı, ne olduğu ve nasıl olduğu bilinmeden bu acıklamanın yapılamayacak olmasıdır. Yani bu acıklamayı yapan kişi, tanrı'nın hem varolduğundan hem de niteliklerinin neler olduğundan emin olmalıdır ki tanrı hakkında bize o bilgileri versin. Yani bunları soyleyebilmesi icin, bir kişinin zaten baştan tanrı'yı gorup bilmesi ve algılamasi gerekmektedir. Ve daha onemlisi tanrı'nın bilinebilir olması gerekmektedir. Fakat kişi zaten tanrı'yı acıklarken bilinemez diye acıkladığı icin kendi icinde bir celişkiye duşmektedir. Yani aslında "Ben bilinemez bir şeyi biliyorum" demiş olmaktadır.Hic kimsenin, tanrı'nın nasıl olduğunu, neye benzediğini ve varolup varolmadığını bilmeden, tanrı'yla ilgili herhangi bir soylev vermesi mumkun değildir. tanrı'nın nasıl olduğunu (veya nasıl olmadığını) acıklayan inanclıların, bu bilgiye nasıl ulaştıklarını da acıklamaları gerekmektedir. Bu bilgi bu kişilere malum mu olmaktadır? Yoksa onlar da baskalarından (din alimleri) mı duymaktadır? Eğer ikincisiyse, o zaman bu alimler bu bilgilere nasıl ulaşmaktadir?
2.)Tanrı'nın varlığının kanıtlanabileceğini zannetmek
İnanclılar tanrı'nın varlığının kanıtlanabileceğini duşunmek isterler. Daha doğrusu, varlığını kanıtlayarak inandıklarını duşunmek isterler. Halbuki, konuyla biraz yakından ilgilenen herkes, dogaustu olduğu, tam anlaşılmaz olduğu ve algı alanımızın dışında olduğu soylenen metafizik bir kavramın varlığının kanıtlanamayacağını gorur.
3.)Gercekten kafa yorarak ve bilincli bir şekilde inandıklarını zannetmek
Din ve inanc konuları duşunulduğunde ilk anda akla gelen birkac nokta uzerine cok az da olsa kafa yormuş olmayı, bu konuları incelemiş olmak ve bilerek, araştırarak, bilincli şekilde inanmak zannederler. Halbuki, toplumdan hazır aldıkları inancları devam ettirmektedirler. Gercek sorgulama daha yoğun bir cabayı ve her şeyden once daha derin bir araştırmayı gerektirir.
4.)Ateist olmak icin tanrı'nın varolmadığının kanıtlanması gerektiğini zannetmek
İnanclılar, ateistlerin bir iddia ile gelmediğini, asıl iddia sahibi tarafin kendileri olduğunu bir turlu anlayamazlar. Pek cok inancli, ısrarla,ateistlerden ateist iddialara kanıt ister. Tanrı'nın varolmadığını kanıtlamalarını talep ederler . Halbuki, ateist acısından konu farklıdır. Ateist icin iddia sahibi taraf karşi taraftır ve inanclının inancını kanıtlaması gerekir. Eğer inancli, inancını kanıtlayamazsa, iddiasına inanmanın bir anlamı kalmaz. Ateist karşı tarafı curutmek zorunda değildir. Sadece karşı tarafin iddiasınınn desteksiz olduğunu gostermesi yeterlidir ateistin. Bir ateist icin, inanclının "tanrı'nın varolmadığını kanıtla" demesi, "Noel babanın varolmadığını kanıtla" demekten farksızdır. Ateist, kanıtlama yukumluluğunun kendisinde değil, karşı tarafta olduğunu gorur. Birisi eğer Noel babanın varolduğunu iddia ediyorsa, bu iddiasını kanıtlamak onun gorevidir. Kimse butun omrunu olmayan şeylerin olmadığını kanıtlamaya uğraşarak geciremez. Bir şeyin olduğu iddia ediliyorsa, iddia sahibinin bunu kanıtlamasi gereklidir. Kanıtlayamadığı takdirde, fikrinin Noel baba masalından, veya 7 basli ejderhanın varolduğu iddiasindan farkı kalmaz.
5.) Kuran'da mucize olabilecegini zannetmek
Bu da cok safca bir duşuncedir. Her nedense butun dunyada sadece kendilerinin bu mucizelere tanık olduğunu gormezler. Kuranda gercekten mucize olsa, bunun insanlığın dikkatinden kacmayacağını, dunya uzerinde ceşitli konulara kafa yoran cok zeki insanlar olduğunu ve bu kişilerin kolay kolay kul yutmayacağını bir turlu anlayamazlar. Her nasılsa, kurandaki bu mucizelerin dikkatlerden kactığını ve ancak kendileri bahsederse insanların goreceğini zannederler. Ornegin yabancı uzmanlar arasında da kuranı veya diğer dinlerin kutsal metinlerini okuyup inceleyen uzmanlar olabileceğini ve bu kitaplarda olağanustu bir durum olsa, bunun bugune dek keşfedilmeden kalamayacağını bir turlu goremezler. Bu bence musluman inanclıların en saf yanılgılarından biridir.
6.)Kuranın gercekten elle tutulur ve kendi icinde tutarlı bir kitap olduğunu zannetmek
Bu ise, inandığı kitabı okumamaktan ve bilmemekten kaynaklanır. Zannederler ki, kuran iyi bir kitaptır da, inanmayanlar sadece delil eksikliğinden inanmaz. Halbuki kuran ilkel bir kitaptır. Elle tutulur yani yoktur. Kendileri objektif bir gozle okusalar, pek cok sacmaliği ve ilkelliği kendileri de goreceklerdir. Fakat coğu inanclı elbette bunun bilincinde değildir.
7.) Evrim teorisinin inanıp inanmama kategorisinde birşey olduğunu zannetmek
Son olarak, pek cok inanclı, evrim teorisini de dinlerde olduğu gibi inanip inanmama kategorisinde değerlendirirler. Meselenin, delil, gozlem, bilimsel doğrulama yontemleri, vs. gibi yonlerini gormezler. Bu da bilimi ve bilimin yontemini bilmemekten kaynaklanır. Bilmezler ki, bilimde teoriler tercihe gore kabul veya red edilmez, bilimde karsıt goruşluleri bile ikna edecek duzeyde somut kanıt ortaya cıkmadan bir fikir benimsenmez. Dolayısıyla evrim teorisi gibi bilimin yerleşik teorilerinden birinin konuyla gercekten teknik duzeyde ilgilenen hemen hemen herkesi ikna edecek duzeyde delili vardir. İnanclılar bunu bilmezler ve bu yanılgıları da yukarıdaki tum yanılgılarda olduğu gibi, şartlanma ve bilgisizlikten kaynaklanmaktadır.
8.)Obur dunya yoksa olunce ne olacağız?
Bilimsel acıdan cevaplayabildiğimiz kadarıyla, toprak olacağız ve azot ve karbon cevrimine gireceğiz.Ruh bedenle birlikte olecek. cunku ruh gunumuzun cağdaş bilimsel yorumuna gore beyin dediğimiz organın duygular, hafıza, akıl yurutme ve karar verme gibi bazı fonksiyonlarına verdiğimiz isimdir. Dolayısıyla, vucudu bir makina gibi duşunursek, bu makina işlemez hale geldiğinde fonksiyonları da duracak. Artık hissetmeyeceğiz, bilincli olmayacağız, hicbir şeyin farkında olmayacağız. cunku bunu sağlayan organımız calışmıyor olacak.Ruhun bedenden bağımsız olduğunu iddia eden hicbir din ya da ruhsal inanc, orneğin neden icki icince hafızada ve zihinsel yeteneklerde azalma olduğunu tutarlı bir şekilde acıklayamaz. (icki icmek gibi fiziksel bir etki ya da kişinin kafasını bir yere carpması, nasıl ruh denen bedenden bağımsız bir varlığı etkiler konusu) gectiğimiz yuz yıllarda filozofları cok duşundurmuştur ve ruhu bedenden bağımsız goren hicbir duşunce sistemi bu işin icinden tutarlı bir bicimde cıkamamıştır). Bunu bilim acıklar, cunku bilim ruha verilen ozelliklerin insan beyninin fonksiyonu olduğunu soyler.
9.)Evrim teorisinin coktuğu, bu teorinin ateizmin dayanağı olduğu, dolayısıyla ateizmin de coktuğu soyleniyor. Bunlara rağmen ateizmi nasıl savunabiliyorsunuz?
Her şeyden once, evrim ateizmin dayanağı değildir. Ateizm evrim teorisinden once de vardı ve onunla birlikte doğmamıştır. Evrim teorisi bilimin yapıtaşlarından olan onemli bir teoridir ve yeryuzunde hayatın ortaya cıkışını ve ceşitlenmesini herhangi bir doğaustu gucun mudahalesi fikrine gerek kalmadan başarıyla acıklayabilmektedir.Fakat bu teori bilimin bir teorisidir ve ateizmle ilgisi yoktur. Batı'da evrimi kabul eden pek cok inanclı kişi bulunmaktadır. Hatta Vatikan'daki Katolik kilisesi, bir sure once bu konuda bir acıklama yapmış ve evrim teorisini kabul ettiklerini ve bu teorinin hristiyanlık inancıyla celişmediğini beyan etmişlerdir.Fakat, evrim teorisinin yeryuzundeki canlılık ve ozel olarak insanoğlunun ortaya cıkışıyla ilgili acıklamaları bir dinin kutsal metinleriyle bağdaşmadığı icin, doğal olarak pek cok dinsel kurumun bu teoriye karşı şiddetli tepkisi bulunmaktadır. Dolayısıyla, yaratılışcılık akımı, batı dunyasında bilimsel bir uğraş sayılmamakta ve ciddiye alınmamaktadır.
10.)Tasarlanmış olduğu acık olan bu evrene bakıp da Tanrıya inanmamak cok mantıksız. Nasıl inanmayabiliyorsunuz?
inanclılar, inanmak daha mantıklı olduğu icin inanmaz. Boyle olduğuna inanmak isterler, ama aslında ikna oldukları icin değil, hatta mantıklı buldukları icin bile değil, sadece cevrelerindekiler inandığı icin inanırlar. inanmanın en mantıklı cozum olduğuna ikna etmişlerdir kendilerini, boylece sorgulama zorunluluğundan da kurtulurlar. Fakat eğer bilgili bir ateistle tartışıyorlarsa, bu duşuncenin aslında iddia ettikleri fikri kanıtlamada ne kadar curuk olduğunu gormeleri uzun surmez. cunku doğada duzen ve bilincli tasarım olmadığına işaret eden daha cok ornek vardır ve onların duzen ve bilincli tasarıma işaret ettiğini duşundukleri gozlemleri başka şekilde acıklamak her zaman mumkundur. Ayrıca, bir başka gercek, evrenin arkasında bir zeka olduğu gosterilse bile,dinlerdeki Tanrı fikrinin kanıtlanamayacağıdır.
Ve yanıtlanmayı bekleyen daha bir suru soru.....
11.)Allah eşcinselleri oldukten sonra cezalandıracaksa onları neden eşcinsel olarak yaratıyor? Eşcinsellik patolojiktir. Bir erkek karnında rahimle doğabilir, kız beyniyle doğmuş olabilir, genetik olabilir veya iki cinsel organla doğmuş olabilir. Bu erkeği Allah eşcinsel yarattıysa neden onu cezalandırıyor? Ayrıca eşcinsellik hayvanlarda da cok sık gorulur. Hayvanlar inanmakla mukellef değil ama onlar da dine gore suc işlemiş durumdalar.
12.)Hayatı boyunca dunya nimetlerini hice saymış olan Muhammed bu tavrını kadınlar konusunda neden gostermemiş ve bir suru kadınla beraber olmuştur.Hatta daha da ileri giderek evlatlığı olan Zeyd'i karısında boşatmış ve geliniyle evlenmiştir.
13.)İnsanlar neden Adem ve Havva'dan turemiştir.Tanrı neden iki cift yaratmamış da insanları ensest ilişkiye zorlamıştır.O zaman şimdi de kardeşin kardeşle ilişkiye girmesi normal midir?
14.)Kuranda neden kadınlar kocalarının şehvetini gidermek zorunda bırakılmıştır? Kadınlar istemediği zaman da kocalarıyla ilişkiye girmek zorundalar.Aksi halde cehenneme giderler.Cağdaş hukuk sistemlerinde evlilik icindeki zorla yapılan cinsel ilişki tecavuz sayılırken,tanrı nasıl oluyor da bu kadar cağdışı olabiliyor?
15.)kuran da habilin kabili kıskanclık yuzunden oldurduğu soyleniyor. bunun nedeni kabilin buğday isteğinin yerine gelmesi fakat habilin koyun isteğinin yerine gelmemesidir. peki adem ile havva ilk insanlarsa nasıl oluyorda tarımla ve hayvancılıkla uğraşıyorlar. ilk insanlar toplayıcılıkla uğraşmıştır. daha sonra avcılık yapmıştır. yerleşik hayata gecilşmesiyle tarım ve hayvancılıkla uğraşılmıştır. yarleşik hayatada milattan once 4000 yılında sumerler zamanında gecilmiştir.bu soruya mantıklı bir cevap verene ''tum servetimi vereceğim ''diyor alıntı yaptığım yerdeki arkadaş.
NoT:Yazıyı sonuna kadar okuduğunuz icin teşekkurler.Amacım doğru bilgiyi sizlere sunmak.At gozluğunde yaşamaya devam etmek de sizin elinizde onu cıkarmak da...
__________________