1. “ Goklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gunduzun birbiri ardınca gelip gidişinde akl-ı selîm sĂ‚hipleri icin gercekten acık ibretler vardır. Onlar ayakta dururken, otururken, yanları uzerine yatarken (her vakit) Allah’ı anarlar, goklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin duşunurler (ve şoyle derler): Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbîh ederiz. Bizi cehennem azĂ‚bından koru!” (Âl-i İmrĂ‚n/190-191) (1)
2. “Yeri Doşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar yaratan ve orada butun meyvelerden cifter cifter yaratan O’dur. Geceyi de gunduzun uzerine O ortuyor. Şuphesiz butun bunlarda duşunen bir toplum icin ibretler vardır.” (Ra’d/3) (2)
3. “O, goklerde ve yerde ne varsa hepsini, kendi katından (bir lutuf olmak uzere) size boyun eğdirmiştir. Elbette bunda duşunen bir toplum icin ibretler vardır.” (CĂ‚siye/13)
İNSANIN YARATILIŞI
4. “Rahimlerde sizi dilediği gibi şekillendiren O’dur. O’ndan başka ilĂ‚h yoktur. O mutlak guc ve hikmet sĂ‚hibidir.” (Âl-i İmrĂ‚n/6)
5. “O sizi bir tek nefisten (Âdem’den) yaratandır. (Sizin icin) bir kalma yeri, bir de emĂ‚net olarak konulacağınız yer vardır. Anlayan bir toplum icin Ă‚yetleri ayrıntılı bir şekilde acıkladık.” (En’am/98) (3)
6. Ey insanlar! Eğer yeniden dirilmekten şuphede iseniz, şunu bilin ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan (aşılanmış yumurta veya embriyodan), sonra uzuvları (once) belirsiz, (sonra da) belirlenmiş canlı et parcasından (uzuvları zamanla oluşan ceninden) yarattık ki, size (kudretimizi) gosterelim. Ve dilediğimizi, belirlenmiş bir sureye kadar rahimlerde bekletiriz; sonra sizi bir bebek olarak dışarı cıkarırız. Sonra guclu cağınıza ulaşmanız icin (sizi buyuturuz). İcinizden kimi vefĂ‚t eder; yine icinizden kim de omrun en verimsiz cagğına kadar goturulur; tĂ‚ ki bilen bir kimse olduktan sonra bir şey bilmez hĂ‚le gelsin. Sen, yeryuzunu de kupkuru ve olu bir hĂ‚lde gorursun; fakat biz; uzerine yağmur indirdiğimzide o, kıpırdanır, kabarır ve her ceşitten (veya ciftten) ic acıcı bitkiler verir.” (Hac/5) (4)
7. “Andolsun biz insanı, camurdan (suzup cıkarılmış) bir ozden yarattık. Sonra onu sağlam bir karargĂ‚hta nutfe hĂ‚line getirdik. Sonra nutfeye alaka (aşılanmış yumurta veya embriyo) yaptık. Peşinden, alakayı, mudga (bir parcacık et) hĂ‚line soktuk; bu bir parcacık eti kemiklere (iskelete) cevirdik; bu kemikleri etle kapladık. Sonra onu başka bir yaratılışla insan hĂ‚line getirdik. Yapıp-yaratanların en guzeli olan Allah pek yucedir.” (Mu’minûn/12-14) (5)
8. “Oluden diriyi, diriden de oluyu O cıkarıyor; yeryuzunu olumunun ardından O canlandırıyor. İşte siz de (kabirlerinizden) boyle cıkarılacaksınız.” (Rûm/19) (6)
KEVNÎ (KOZMOLOJİK) ÂYETLER
Guneş ve Ay’la İlgili Âyetler:
9. “Guneşe ve kuşluk vaktindeki aydınlığına, guneşi tĂ‚kip ettiğinde (ışığını ondan aldığında) aya yemîn olsun.” (Şems/1-2)
10. “Gormekte olduğunuz gokleri direksiz olarak yukselten, sonra Arş’a istivĂ‚ eden, guneşi ve ay’ı emrine boyun eğdiren Allah’tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız icin her işi duzenleyip Ă‚yetleri acıklamaktadır.” (Ra’d/2) (7)
11. “Ay icin birtakım yorungeler tĂ‚yîn ettik. NihĂ‚yet o, eğri hurma dalı gibi (hilĂ‚l) olur da geri doner. Ne guneş aya yetişebilir, ne de gece gunduzu gecebilir. Her biri bir yorungede yuzerler.” (YĂ‚sîn/39-40) (8)
12. “Guneş ve ay bir hasĂ‚ba gore (hareket etmekte)dir.” (RahmĂ‚n: 5)
13. “Sonra duman hĂ‚linde olan goğe yoneldi, ona ve yerkureye; ‘İstexyerek veya istemeyerek gelin!’ dedi. İkisi de ‘İsteyerek geldik!’ dediler.” (Fussılet/11) (9)
14. “Gokleri ve yeri yarattığı gunde Allah’ın yazısına gore Allah katında ayların sayısı on iki olup bunlardan dordu haram aylardır. İşte bu doğru hesaptır. (...)” (Tevbe/36) (10)
15. “O, sabĂ‚hı aydınlatandır. O, geceyi dinlenme zamĂ‚nı, guneş ve ay’ı (vakitlerin tĂ‚yîni icin) birer hesap olcusu kılmıştır. İşte bu, Azîz olan ve (her şeyi) pek iyi bilen Allah’ın takdîridir” (En’Ă‚m/96)
RuzgĂ‚rla İlgili Bir Âyet:
16. “Biz, ruzgĂ‚rları aşılayıcı olarak gonderdik ve gokten bir su indirdik de onunla su ihtiyĂ‚cınızı karşıladık. (Boyle yapmasaydık) siz suyu depolayamazdınız.” (Hicr/22) (11)

__________________