Hazret-i Omerin (ra) zemĂ‚n-ı şerîflerinde, ŞĂ‚m şehri civĂ‚rında, bir kal'ayı muhĂ‚sara etdiler. Allahu teĂ‚lĂ‚nın hikmeti oğle vakti yaklaşdı. Feth muyesser olmadı. Hazret-i Omer gadaba gelip, islĂ‚m askerinin hepsini huzûruna cağırıp,
-Bu Ă‚na kadar kal'anın feth olunamamasının sebebi nedir. KĂ‚firler kimlerdir ki, islĂ‚m askerine karşı koyarlar. Aranızda zĂ‚hiren bir hatĂ‚ sĂ‚dır olmuş kimse olmasa, bu kadar dayanamazdı, diye şiddetli azarladı.
EshĂ‚b-ı tĂ‚hire varıp, herbirisi tevbe ve istigfĂ‚r ile meşgûl oldular. O esnĂ‚da EshĂ‚b-ı guzînden birisi ağlıyarak, hazret-i Omerin (r.a) huzûrlarına gelip, dedi ki,
-YĂ‚ Emîr-el-mu'minîn, bu gece teheccude kalkdığım vakt, karanlık olduğundan, misvĂ‚kımı arayıp, bulamadım. MisvĂ‚ksız nemĂ‚z kıldım. Var ise benim hatĂ‚mdandır.
Hazret-i Omer (r.a) buyurdu ki,
-Tevbe ve istigfÂra devÂm eyle. Bir sÂat gecmeden kal'a feth oldu.
Şimdi, ey mu'min kardeşlerim.

İslĂ‚m askerine lĂ‚zım olan budur ki, doğru yoldan dışarı bir adım atmazlar. Boylece, vardıkları yerlerde yuz aklıklar edip, fethler muyesser olur. Yoksa cevr ve zulm ne dunyĂ‚ya ve ne Ă‚hırete yarar. ZĂ‚limler dunyĂ‚da ve Ă‚hıretde perîşĂ‚nlıkdan kurtulamazlar. HattĂ‚ nice mu'teber kitĂ‚blarda meşĂ‚yıh-ı ızĂ‚m rivĂ‚yet buyurmuşlardır: Bir asker zulm uzerine olsa, Allahu tebĂ‚reke ve teĂ‚lĂ‚, muhĂ‚rebe safında, duşmanla karşılaşınca, o zĂ‚lim askerin kalbine vehm ve korku verip, duşmĂ‚n uzerine galebe etmeden firĂ‚r eder. Ceng etmeğe aslĂ‚ iktidĂ‚rı olmaz. Ba'zı meşĂ‚yıh rivĂ‚yet etmişdir ki, zulm muhĂ‚rebe mahallinde, bir kerîh şekle girip, hemen muhĂ‚rebeye başlanınca, zĂ‚limlerin gozlerine korkulu gorunup, savaşmağa mecĂ‚lleri kalmayıp, firĂ‚ra başlarlar. Allahu teĂ‚lĂ‚ Ă‚limdir. Boyle hĂ‚ller cok olmuş, tecrîbe olunmuşdur. Allahu teĂ‚lĂ‚ nefslerimizin şerrinden, cirkin işleri yapmakdan hepimizi muhĂ‚faza buyursun.

Kaynak: Menakıb-i Cihar Yar-i Guzin

__________________