Cingene Ali, umutsuz bir şekilde padişahın kızı Selma'ya Âşık olmuştu. Umutsuzdu cunku Âşık olduğu kişi padişahın kızı, kendisi ise bir Cingeneydi. Ama Âşık olmuştu bir kere, aklı fikri padişahın kızı Selma'daydı. Selma’nın aşkından Mecnun’a donmuş bir şekilde kafasını bir o yana vuruyor, bir bu yana vuruyordu...Vakit gectikce Cingene Ali'nin nÂmı şehre yayıldı. Civardan gecen kervanların haber vermesiyle Cingene...

Onu sevenlerden biri:



- Sen bir de AbdulkÂdir GeylÂnî’nin halifesi olan Ali Heytî Hazretlerine git, akıl danış, dedi.



Ali, umutsuz ve caresiz bir şekilde derdini anlattı Ali Heytî Hazretlerine.



- Ali, padişahın kızına kavuşabilmek icin ben ne dersem yapmaya razı mısın, dedi Ali Heyti. Cingene Ali gozlerini dort acmış bir şekilde:



- Sen bana padişahın kızı Selma'yı getir; ne dilersen yaparım, uğruna her şeye hazırım, cevabını verdi. Ali Heyti’nin “Ben ne dersem yapacaksan bu iş olur; ama ne dersem yapacaksın, itirazsız” şartını derhal kabul etti Cingene Ali.



Ne olursa olsun Allah diyeceksin



Ali Heyti Hazretleri Cingene Ali'yi bir dağın tepesindeki mağaraya goturdu.



- Şimdi burada şu kayanın ustune otur ve kim gelirse gelsin, ne olursa olsun umursamadan Allah diyeceksin, diye tembihte bulundu. Cingene Ali, şaşkın bir şekilde:



- Allah demekle padişahın kızının ne alÂkası var, dedi.



Ali Heyti Hazretleri kızgın bir şekilde



- Ali soru yok! Sen dediğimi yap kız sana gelecek inşaallah, diye konuştu.



Cingene Ali soylenene uyarak “Allah, Allah, Allah” demeye başladı.



Ali Heyti Hazretleri haftada bir yemek getiriyordu. Cingene Ali, “Hani padişahın kızı, ne oldu, niye gelmedi?” sorularına her defasında "Allah de" cevabını alıyordu.



Ali aşkının tılsımından bir denileni iki etmiyor, kıza kavuşma umidiyle her şeye, herkese "Allah" diyordu.



Hic durmadan Allah diyen bir veli



Vakit gectikce Cingene Ali'nin nÂmı şehre yayıldı. Civardan gecen kervanların haber vermesiyle Cingene Ali, memleketin uzağından gelmiş, ıssız bir mağaraya sığınmış bir buyuk Allah dostu, hic durmadan Allah diyen bir veli olarak şehirde anılmaya başlandı. Oyle ki, onun hakkında, nice kerametler soylendi, nice kişiler onun tılsımlı nefesinin kudretinden bahsetmeye başladı.



Ali Heyti Hazretleri Ali'nin yanına haftada bir uğruyor yemek getiriyor, Cingene Ali, O'nu her gorduğunde "Hani kız nerede, niye gelmedi hÂlÂ?" diyordu. Ali Heyti hazretleri ise "Az kaldı, bekle, Allah de" karşılığını veriyordu.



Bir gun geldi, padişahın kızı hastalandı. Hastalık karşısında memleketin butun tabipleri caresiz kaldı. Padişaha:



- Efendim memleketimizin buyuklerinden Allah dostu bir Ali Heyti Hazretleri var, bir de ona soralım bu hastalığa biz care bulamadık, dediler.



Padişah, Ali Heyti Hazretlerini huzuruna davet etti. Meramını anlattı.



Ali Heyti Hazretleri:



- Padişahım, dedi, memleketimizde un salan, bir dağın tepesindeki mağarada surekli Allah diyen birisi var, belki o bir şeyler yapabilir.



Padişah zaten o kişinin nÂmını coktan duymuştu. Derhal dağa doğru gidilmesi, o Hazretin goruşunun alınması icin emir verdi.



Ali Heyti Hazretleri, Cingene Ali'nin yanına geldi. Ona:



- EvlÂdım, padişah maiyetiyle senin yanına geliyor. Sana ne teklif ederse etsin, kabul etme, toprak, altın, makam... Hic birisine iltifat etme ancak kızını teklif ederse zevceliğe kabul et, dedi.



Cingene Ali, daha bir şevkle “Allah” demeye başladı. Tam kırk gun dolmuştu o mağarada Allah demeye devam edeli, aklında padişahın kızından başka hic bir şey yoktu.



Allah icin Allah dedi, kalbi dayanmadı



Padişah maiyetiyle mağaraya geldi. Baktıki bir derviş hararetle “Allah, Allah” diyor, imrendi. “Ne hoş bir insan, dunya hic umurunda değil, dedikleri kadar varmış” diye duşundu. Ali Heyti Hazretleri, Cingene Ali'ye, padişahın meramını aktardı. Ali "Allah, Allah" dedi. Ali Heyti Hazretleri padişaha donerek:



- Padişahım gorduğunuz gibi, sadece Allah diyor. İltifatını celbetmek icin, bize yuzunu donmesi icin ona hediye verseniz dedi.



Padişah, Ali'ye mulk hediye etmek istedi. Ali " Allah" dedi... Padişah makam teklif etti... Ali "Allah" dedi. Padişah altın dedi... Ali " Allah" dedi...



Ali Heyti Hazretleri, padişaha yaklaşarak:



- Padişahım, dedi, bir de kerimenizin izdivacını teklif etseniz.



Padişah duşundu: Bu adamdan daha lÂyık kim olabilirdi ki kızı icin… Surekli Allah diyen, dunyaya bel bağlamayan bir Allah dostu, halk da onu cok seviyor…



- Kızımın nikahını alır mısın? dedi.



Ali, yanlış mı duymuştu, padişah ona kızının, Selma'nın nikahını teklif ediyordu... Hem de kime, Cingene Ali'ye… Neden, neden, neden? Ali duşundu, duşundu…



- Ben ki bir kız icin, aşkım icin kırk gun sadece Allah Allah dedim; emelime kavuştum, kıza kavuştum... Ya Rabbi! Ya Senin icin, şanın icin Allah deseydim, bana ne buyuk lutuflar verirdin... Sen ne yuce bir hukumdarsın! Ey şanı Yuce, Cingene Ali'nin de padişahın da Rabbi Allah, dedi ve oracıkta can verdi...



Rivayet edilir ki son nefesiyle ermişler arasında yerini aldı Cingene Ali...
__________________