YERALTI SULARI ve SUYUN CEVRİMİ
Allah’ın gokten bir su indirdiğini ve onu topraktaki kaynaklara gecirdiğini gormuyor musun? (Zumer/21)
Kur’Ân’da gecen, suların yağışıyla ve suların hayatımızdaki yeriyle ilgili Âyetler bize dosdoğru fikirler vermektedir. Tarihin başka bir doneminde yaşasaydık bu bilgileri bu kadar rahat kavrayamayabilirdik. Gunumuzde suların dunya’daki cevriminin nasıl işlediği detaylı bir şekilde ortaya konduğu icin, Kur’Ân Âyetlerindeki sular ile ilgili bilgileri rahatlıkla anlıyoruz. Sular hakkındaki eski bilgileri ve Kur’Ân’ın Âyetlerini karşılaştırdığımız zaman, Kur’Ân’ın eski donemin yanlış bilgilerini icermeksizin her konuda olduğu gibi sular konusunda da en doğru bilgileri sunduğunu anlıyoruz.
Ornek olarak Kur’Ân’ın, yeraltı sularının yağmurlar sonucunda oluştuğunu soyleyen Âyetini [Zumer/21] ele alalım. Gercekten de bize apacık gelen bu bilgi acaba her donemde bu kadar acıkca bilinir miydi? Encyclopedia Universalis’in “Sular Bilgisi” maddesini yazan iki uzman G. Castany ve B. Blavoux’un verdiği bilgileri okuyunca herhalde şaşıracağız: “Miletli Thales’e gore kara parcalarının derinliklerinde esen ruzgÂrların basıncıyla havaya fışkıran okyanus suyu yerlere duşmekte, boylece toprağın icine gecmekteydi. Platon da bu goruşleri paylaşıyor ve okyanusa geri donuşun de buyuk bir girdap vasıtasıyla olduğunu duşunuyordu. Aristo ise, yerden yukselen su buharı, dağların soğuk cukurlarında yoğunlaşarak yeraltı gollerini meydana getirir, kaynak suları da bu gollerden beslenir goruşundeydi. Suyun daimi devrine ilişkin ilk belirgin keşif 1580 yılında Bernard Palissy’e ait olacaktır. Ona gore yeraltı suları yağmurun toprağa sızmasından ileri gelmektedir.”
Ortacağ’a hÂkim olan goruş Aristo’nunkidir. Bu yanlış goruşe gore yeraltı golleri, su kaynaklarını beslemektedir. Encyclopedia Universalis’in “Sular Bilgisi” maddesinin diğer bir yazarı R. Remenieras ise şu bilgileri vermektedir: “Sulara ilişkin tabiat olayları alanında sırf felsefî olan kavramların, yerlerini, tarafsız gozleme dayalı araştırmalara bırakmaları icin ancak Ronesans’ı beklemeleri gerekti. Ronesans doneminde Leonard de Vinci (1452–1519) Aristo’nun iddialarına karşı cıkar. Suların ve gerek doğal, gerek yapay pınarların ozelliklerine dair Cok Guzel Konuşmalar (Paris 1570) adlı eserinde Bernard Palissy suyun daimi devrinin ve ozellikle su kaynaklarının yağmurla beslenmesinin gercek bir acıklamasını yapar.”
Kur’Ân’da 7. asırda acıkca soylenen yağmurların yeraltı kaynaklarını oluşturduğu bilgisi Avrupa’da 16. yuzyılda ortaya konuyor ve Aristo’ya itiraz ediliyordu. Daha once Thales, Platon, Aristo gibi felsefenin en unlu simaları sular ile ilgili yaptıkları acıklamalarda yanılmışlardı. Oysa felsefede de, bilimsel araştırmalarda da hicbir iddiası olmayan, sadece Allah’ın vahyini insanlara duyurduğunu soyleyen colun Muhammed’i yine yanılmamıştı, yine doğru bilgiyi hicbir yanlışla karıştırmadan ortaya koymuştu.
De ki: “Ben ancak Efendimden bana vahyedilene uyuyorum. Bunlar Efendimden olan aydınlatmalardır. İnanan bir toplum icin doğruya iletilme ve rahmettir.” (A‘rÂf/203)
H.Yılmaz.
__________________