Hicret’ten sonraki yıllardaydı… İman ve kufur mucadelesi butun hızıyla devam edi*yor, İslam guneşi gittikce daha fazla insanı hidayet nuruyla aydınlatıyordu. Yuce Peygamber (a.s.m.) cevre kabilelere elciler gonderiyor, onları İslamiyet’e davet ediyordu. Onlardan gelen elcileri kabul ediyor, ikramlarda bulunuyor*du.
Bir gun SumĂ‚me bin Usal da Re*sû*lul*lah’ın ziyaretine geldi. SumĂ‚me, Basra Korfezi yakınlarında yaşayan YemĂ‚me kabilesinin reisiydi. SumĂ‚me’nin Re*sû*lul*lah’ı ziyaretindeki asıl maksadı, onu oldurmekti!
Nitekim Re*sû*lul*lah’ın huzurunda bulunduğu sırada onu saldırmaya teşeb*bus etti. Ama sahabiler hemen araya girerek buna mĂ‚ni oldular. O kargaşa sıra*sında SumĂ‚me kacmayı başardı. Re*sû*lul*lah onun yakalandığı yerde oldurulme*si icin emir verdi. Ayrıca yakalanması icin de Allah’a dua etti.
Aradan epey zaman gecmişti. Bir gun SumĂ‚me, Cahiliye Ă‚deti uzere Mek*ke’yi ziyaret ederek umre yapmak niyetiyle yola cıktı. Yolu Medine’nin yakını*ndan geciyordu. Medine’ye yaklaştığı sırada, etrafı kontrol etmekte olan İslam suvarileri tarafından yakalandı. Yakalandığı yerde oldurulmesi icin ruhsat cı*karılmış olan SumĂ‚me’yi saha*bi*ler tanımadıkları icin alıp Re*sû*lul*lah’ın huzuru*na getirdiler. Re*sû*lul*lah onu gorur gor*mez tanıdı. Etrafındaki sahabilere done*rek,
“Siz bunun kim olduğunu biliyor musunuz? Bu, SumĂ‚me bin Usal’dır. Ona iyi esir muamelesi yapınız. Kendisini incitmeyiniz.” buyurdu.
Re*sû*lul*lah, kendisini oldurmek isteyen SumĂ‚me’ye bile bu şekilde davrana*rak engin şefkat ve merhametini gosterdikten sonra evine geldi ve ailesine şoyle dedi:
“Sizde yemek olarak ne varsa toplayıp SumĂ‚me’ye gonderin.”
Sahabiler, SumĂ‚me’yi mescitte bir direğe bağlamışlardı. Re*sû*lul*lah yanına uğradığında ona sordu:
“Ey SumĂ‚me, gonlunden ne geciriyorsun?”
“Ey Muhammed, gonlumde hayır var. Eğer beni oldurursen eli kanlı birini ol*dur*muş olursun; şayet iyilik yaparsan, o takdirde iyiliği takdir eden birine iyilik etmiş olursun. Benden mal mulk istersen, istediğin kadarını veririm.” diye cevap verdi.
Allah’ın Resûl’u, uc gun ust uste gelerek aynı suali sordu ve aynı cevabı aldı. Bunun uzerine Re*sû*lul*lah yine yuce merhametini gosterdi ve SumĂ‚me’nin hayal bile ede*me*yeceği bir iyilik yaptı, onu affetti: “SumĂ‚me’yi salıveriniz.” buyurdu.
Bu emir uzerine sahabiler onu serbest bıraktılar. Bağlı bulunduğu yerde ol*durul*me*yi beklerken affedildiğini goren SumĂ‚me’nin kalbindeki butun kin ve duşmanlıklar eridi, yerini muhabbet ve iman pırıltılarına bıraktı. Hemen mesci*din yanındaki hurmalığa koştu. Orada yıkandı ve elbiselerini temizledi. Maddi kirlerden arınmış, manevi temizliğe hazır bir hĂ‚lde Re*sû*lul*lah’ın huzuruna gel*di. Şehadet getirerek Musluman oldu ve gozyaşları icinde şunları soyledi:
“Yemin ederim ki, o akşam yanınıza geldiğimde benim icin yeryuzunde sizin yuzunuzden daha sevimsiz bir yuz yoktu; fakat şimdi yuzunuz bana yeryuzun*deki yuzlerin en sevimlisi oldu. Yine yemin ederim ki, o akşam sizin dininizden daha sevimsiz bir din yoktu; ama şimdi sizin dininiz benim icin dinlerin en se*vimlisi olmuştur. Yine o ak*şam yanına geldiğimde benim icin sizin yurdunuz*dan daha sevimsiz bir yurt yoktu; fakat şimdi sizin yurdunuz bana yurtların en sevimlisi ve sevgilisi oldu.”
Boylece dunun azılı muşriki, Yuce Resûl’un engin merhameti sayesinde bir İslam fedaisi hĂ‚line gelmişti. SumĂ‚me, İslam uzere umre ziyareti yapmak icin Re*sû*lul*lah’tan izin istedi. Aldığı izin uzerine Mekke’ye doğru cıktı. Mekke’ye girerken muşriklerin gozleri onunde “Lebbeyk Allahumme, lebbeyk!” diye ba*ğırarak, Musluman olduğunu ilan etti. Muşrikler onun bu hareketine cok kızdı*lar. Hemen yakalayıp, YemĂ‚me reisi ol*duğuna bile bakmadan boynunu vurmak istediler. Ancak muşriklerin bazıları araya girip, “Yiyecekleriniz icin YemĂ‚me’ye muhtacız. Onu serbest bırakın!” diye ikaz edince, SumĂ‚me’yi bıraktılar. Ama SumĂ‚me korkmamıştı. Onlara şoyle dedi:
“Ben dinlerin en hayırlısına tabi oldum. Hz. Muhammed’in (a.s.m.) dinine girdim. İslamiyet’i tasdik edip iman ettim. Yemin ederim ki, Hz. Muhammed’in izni olmadan YemĂ‚me’de size tek bir buğday tanesi bile vermem!”
Nitekim memleketine donduğunde de soylediklerini yaptı. Halkı onun vası*tasıyla hidayete erdi. Muşriklerin hububat goturmelerine mĂ‚ni oldu. Bundan dolayı muşrikler buyuk bir sıkıntıya duştuler. Durumu Re*sû*lul*lah’a yazarak pe*rişanlık ve aclıklarını anlatmak zorunda kaldılar. HattĂ‚ bununla da kalmayıp, bizzat Ebû SufyĂ‚n’ı gonderdiler. Ebû SufyĂ‚n, Re*sû*lul*lah’ın huzuruna geldi. “Âlemlere rahmet olarak gonderilmiş olduğu*nu soyleyen sen değil miydin?” diyerek, ondan bu boykotun kaldırılması icin yardım*cı olmasını istedi. Şu hĂ‚le bakın ki, bir zamanlar kendi batıl dinlerine karşı geldiği icin Re*sû*lul*lah’a ve muminlere yiyecek ve icecek boykotu yapan muşrikler, bu defa ondan merha*met dileniyorlardı…
Re*sû*lul*lah gercekten Ă‚lemlere rahmet olduğunu gosterdi. Onlara kendileri gibi karşılık vermedi. SumĂ‚me’ye bir mektup gondererek şunları yazdı:
“Muşriklere yaptığın yiyecek boykotunu kaldır. Mekke’ye erzak goturmele*rine engel olma.”
Re*sû*lul*lah’ın bu emri uzerinde SumĂ‚me boykotu kaldırdı.
SumĂ‚me’nin en buyuk hizmetlerinden biri de, Re*sû*lul*lah’ın vefatından sonra Ye*mĂ‚*me’de cıkan yalancı peygamber Museylime ile mucadele etmesidir. Hal*kına yaptığı vaaz ve nasihatlerle, Museylime’ye aldanıp sapıklığa duşmelerini onlemiştir. SumĂ‚me, rivayetlere gore, muşrikler tarafından şehit edilmiştir.[1]
Allah ondan razı olsun!
_____________________________________
[1]Musned, 2: 452; TabakĂ‚t, 5: 550; Usdu’l-Gàbe, 1: 246-248; İsĂ‚be, 1: 203; İstiĂ‚b, 203-207.
KAYNAK
__________________