Konu
:
Taberî - kimdir ? Hayatı , biyografisi
09-09-2019, 18:14:05
#0
Tarkan
Açýk Profil bilgileri
Özel Mesaj Gönder
Tarkan tarafýndan gönderilen tüm mesajlarý bul
Tarkan'ý arkadaţ olarak ekle
TABERÎ
H. III-IV (M.9-10) asırlarda yetişmiş, fıkıh, hadis, tarih, dil, tefsir ve kırĂ‚at ilimlerinde otorite olmuş Ă‚lim.
Tam adıyla Ebû Cafer Muhammed ibn Cerîr et-Taberî. Taberistan'ın mul şehrinde 224/838 yılı sonlarında dunyaya geldi, ilk tahsilini burada yaptı. Yedi yaşında hafız oldu, dokuz yaşında hadis ezberlemeye başladı.
İlim tahsili icin Rey, Basra, Kûfe, Medine, Suriye ve Mısır gibi şehir ve ulkeleri dolaştıktan sonra, hilĂ‚fet merkezi olan Bağdad'a yerleşti. Kaynaklar onun hocaları ve talebeleri icin uzun bir liste vermektedir. Zamanında hadis, fıkıh (Hanefi, ŞĂ‚fiî ve MĂ‚likî fıkıhları), kırĂ‚at, tarih ve edebiyat sahalarında meşhur olan bircok Ă‚limden ders aldı, yetiştikten sonra da butun bu ilimlerde eserler verdi. Kırk sene sureyle, her gun kırk varak yazmak suretiyle, son derece hacimli eserler meydana getirdi.
Zamanındaki birtakım mezhep mensuplarınca RĂ‚fîzîlik ve Şîîlikle itham edilmiş olmakla birlikte, bu vasıfları yoktur. Bunlar, mufrit ve mezheplerinde mutaassıp kimseler tarafından ortaya atılmış iddialar, hatta iftiralardır. Cunku, Taberî'nin eserlerinde onun, ne RĂ‚fizî ne de Şîî olduğuna delĂ‚let edecek ifadeler ve bilgiler ya almaktadır.
Fıkıhta onceleri Şafîî mezhebine mensup iken, sonradan mutlak muctehidlik mertebesine ulaşmıştır. Kaynaklar onun, Cerriyye adında sonraları ortadan kalkmış olan bir mezbebin imamı olduğunu kaydeder. Onu, RĂ‚fizlikle itham edenler de Hanbelî mezhebi mensupları olup, bu duşmanlıkları, Taberî'nin, onların imamı Ahmed İbn Hanbel'i bir fıkıh imamı değil de hadis Ă‚limi kabul etmesine kızdıklarından olmalıdır. Kaynaklar Taberî'nin, Ahmed İbn Hanbel'den ilim almak uzere Bağdat'a geldiğini ve fakat ancak onun vefatından sonra Bağdat'a ulaşabildiğini, bunun uzerine memleketine donmeyerek Basra'da tahsiline devam ettiğini belirtiyorlar. Bu yuzden iki imam arasında herhangi bir husumet olmadığı gibi Taberî, İmam Ahmed İbn Hanbel'in değerini ve mertebesini inkĂ‚r etmiş de değildir.
Taberî, 310/923 yılında Bağdat'da vefat etmiş ve muhaliflerinin cokluğu sebebiyle, olumu gizli tutularak geceleyin vefat ettiği eve defnedilmiştir. Kabrinin başka yerde olduğu (meselĂ‚ Mısır gibi) şeklindeki haberler ise sağlıklı değildir. Taberî'ye ait olduğu iddia edilen kabirler ona ait olmayıp belki de onun adına kurulmuş ziyaret makamlarıdır.
İmam Taberî'nin te'lif ettiği eserlerin bircoğu kaybolmuş ve zamanımıza kadar ulaşamamıştır. Fakat bize kadar ulaşan eserlerinin bile bir omre sığdırılması zordur ve Taberî'nin buyukluğunun en buyuk delilidir. Taberî'nin eserlerinden bazıları şunlardır.
1- TĂ‚rîhu'l-Umem ve'l-Mulûk: Taberî'nin doğuda ve batıda haklı bir şohrete ulaşmasına ve "Tarihin Babası" unvanı verilmesine sebep olan genel tarihidir. Taberî bu eserinde yaratılıştan kendi zamanına kadar olan olayları rivayet senedleriyle birlikte kaydetmiştir. Tarih ilminde en onemli kaynaklardan biri olarak kabul edilir. Daha sonra gelen tarihciler onun verdiği bilgileri ya aynen almış, ya da ozetleyerek vermişlerdir. Bircok dile ve bu arada Turkce'ye de tercume edilmiştir. Millî Eğitim Bakanlığı tarafından Şark İslĂ‚m KlĂ‚sikleri serisi icinde neşrine başlanan Turkce tercumesinin basımı henuz tamamlanamamıştır.
2- İhtilĂ‚fu'l-FukahĂ‚: Bu eser İhtilĂ‚fu UlemĂ‚i'l-Emsar f AhkĂ‚mi ŞerĂ‚ii'l-İslĂ‚m adıyla 1933'de yayımlanmıştır.
3- LetĂ‚ifu'l-Kavl f AhkĂ‚mi ŞerĂ‚ii'l-İslĂ‚m: Usûl-i fıkha dair yazdığı bir eserdir.
4- KitĂ‚bu'l-KırÂÂt ve Tenzîlu'l-Kur'an.
5- KitĂ‚bu Şerhi's-Sunne: Mezhebî ve itikĂ‚dî konuları ihtiva eden eser Mısır ve Bombay (1321)'da basılmıştır.
6- KifÂbu AdÂbi MenÂsiki'l-Hacc.
7- KitĂ‚bu'l Mûciz fi'l-Usûl.
8- KitĂ‚bu'l-Garîb ve't- Tenzîl ve'l-Aded.
9- KitĂ‚bu ÂdĂ‚bi'l-KudĂ‚t.
10- CĂ‚miu'l-BeyĂ‚n an (fî
Te'vîli Âyati'l-Kur'an: 270/883 yılında tamamladığı bu eseri Taberî Tefsiri olarak da bilinir. Taberî, cok meşhur bir tarihci olması kadar, "RivĂ‚yet tefsirlerinin anası" olarak kabul edilen bu tefsiri ile de şohret bulduğu icin, bu tefsiri hakkında biraz daha geniş bilgi vereceğiz.
Taberî Tefsiri
CĂ‚miu'l-BeyĂ‚n, rivĂ‚yet tefsirlerinin ilki ve en onemlisi sayılır. Kendinden sonraki rivĂ‚yet tefsirlerinin kaynağı durumundadır. Ancak dirayet tefsiri yonunden de kucuksenemiyecek derecede bilgiler ihtiva eder. Subkî'nin et-TabakĂ‚tu'l-KubrĂ‚'sında kaydettiğine gore Taberî, bu tefsirini cok uzun kaleme almış ve fakat yine kendisi daha sonra kısaltarak bugunku hacmine indirilmiştir .
Taberî bu tefsire bir mukaddime ile başlar. Mukaddime'de Kur'Ă‚n ile ilgili bazı konulara yer verir. Kur'Ă‚n'ın nĂ‚zil olduğu Arapca'nın ozelliklerinden ve lehcelerinden soz eder. Tefsir ve Te'vîli acıklar. Kur'an'ı, kendi re'yi ile tefsiri yasaklayan hadisleri, peşinden de Kur'an tefsirine teşvik eden hadisleri ve sahabeden Kur'an-ı tefsir edenleri zikreder. TĂ‚biûndan Kur'an tefsiri makbul olanlarla tefsiri kabul edilemeyecek derecede zayıf olanları sayar. Daha sonra Kur'an'ın isimlerinin, surelerinin ve ayetlerinin te'vîline gecer.
Taberî, eserine "Tefsir" değil de "Te'vîl" adını vermiştir. Ayetleri tefsire başlarken de aynı- isimlendirmeyi surdurur ve "el-kavlu f te'vli kavlihî TeĂ‚lĂ‚" diyerek ayeti zikrederek, sonra o ayeti tefsir eder. O ayetin tefsiri ile ilgili olarak kendine ulaşan muhtelif rivĂ‚yetlerden birbirini destekleyenleri aynı anlamda olan veya birbirini tamamlayan rivĂ‚yetleri peşpeşe senedlerini de zikrederek serdeder. Bu rivĂ‚yetlerde "merfû, mevkûf, maktû hadis" (Hz. Peygamber'den, sahĂ‚beden, tĂ‚biûndan nakledilenler) sırasına riayet eder. Eğer bu ayetin tefsirinde birden fazla goruş varsa, bu goruşleri ve delilleri olan rivĂ‚yetleri ayrı başlıklar altında verir.
Ancak o, tefsire dair rivĂ‚yetleri saymakla yetinmez; gerek rivĂ‚yetlerin senedlerini, gerekse metinlerini tenkide tabi tutar, zayıflık ve kuvvet nokta-i nazarından inceleyerek aralarında tercihler yapar.
İhtiyac duyduğu yerde Ă‚yetlerin gramer tahlillerine girişir, Ă‚yetlerden cıkarılacak fıkhî hukumlere, bu fıkhî hukumlerin dayandığı delillere temas eder, bu hukumlerden tercih ettiklerine ve tercihine sebep olan delillere işaret eder.
Eserde yer yer kırĂ‚atlere, bunlardan şĂ‚z* olanlarına da işaret edilir. KırĂ‚at* farklılıklarına gore Ă‚yetlerin kazandığı anlamlar da verilir.
Taberî tefsirinde yer yer İsrĂ‚iliyyĂ‚t'a da rastlanır. Bu konudaki rivĂ‚yetlerini daha ziyade Ka'bu'l-AhbĂ‚r, Vehb İbn Munebbih, İbn Cureyc ve Suddi'ye dayandırır. Ancak İsrĂ‚iliyyĂ‚t'a dair verdiği haberleri senedleri ile birlikte kaybettiği icin bu haberlerin tahkiki ve araştırılması daima mumkundur .
Taberî, ozellikle kelime izahlarında, garib lafızların tefsirinde eski Arap şiirinden buyuk olcude istifade etmiş, izahlarına cahiliye devri şiirinden cokca deliller getirmiştir.
CĂ‚miu'l-BeyĂ‚n'da kelĂ‚m ve akîde konularında da azımsanmayacak derecede bilgi vardır. Mufessir, eserinden ehl-i sunnet ve'l-cemĂ‚at mezhebini destekler; Kaderiyye, Mu'tezile, Mucessime, Muşebbihe gibi ehl-i sunnete muĂ‚rız mezheblerin goruşlerini reddeden acıklamalara ve te'villere yer verir.
Ozetle İbn Cerîr bu eserinde kendinden onceki mufessirlerin hemen butun goruşlerini, o zamana kadar teşekkul etmiş olan Abdullah İbn AbbĂ‚s (ol. 68/687-688), Abdullah İbn Mes'ûd (ol. 32/652), Ali İbn TĂ‚lib (ol. 40/660), Ubeyy İbn Ka'b (ol. 19/640)'a dayanan tefsir ekollerinin mufessirlerinden ve diğer mustakil Ă‚limlerden elde ettiği butun rivĂ‚yetleri toplamış, boylece buyuk bir "Tefsir Ansiklopedisi" meydana getirmiştir. Bu arada MukĂ‚til, İbn Bukeyr ve Kelbî gibi tefsirde zayıf kabul edilen Ă‚limlerden nakilde bulunmamaya da dikkat etmiştir.
CĂ‚miu'l-BeyĂ‚n'ın muhtelif baskıları vardır. En yaygın olanı 30 cuz halinde ve kenarında NeysĂ‚bûrî (ol. 728/1 328)'nin "ĞarĂ‚ibu'l-Kur'an ve Ragaibu'l-Furkan" adlı tefsiri bulunan baskısıdır.
Mahmûd Muhammed ŞĂ‚kir ve Ahmed Muhammed ŞĂ‚kir eserin tahkikli neşrine başlamışlarsa da, Ahmed Muhammed ŞĂ‚kir'in vefatı ile 16. ciltde kalmıştır. Tahkiki biten ciltler Mısır'da DĂ‚ru'l-MaĂ‚rifce neşredilmiştir. Camiu'l-Beyan'ın bircok yonu uzerinde ceşitli mastır ve doktora tezleri yapılmıştır. Ayrıca Hasan Karakaya tarafından Turkceye tercume edilen eseri yayınlanmaya hazır hale getirilmiştir.
Bedreddin CETİNER
__________________