Hacı Muhammed Sami Efendi

Son asırda Anadolu'da yetişmiş velîlerden. Pîrî SĂ‚mî diye de bilinir. Babası Erzincan'ın meşhûr Kırtıloğulları sulĂ‚lesinden İbrĂ‚him Efendidir. 1848 (h. 1264) senesinde Erzincan'da doğdu. 1912 (H. 1330) senesinde Erzincan'da vefĂ‚t etti. Kabri eski Erzincan'da Terzi Baba Mezarlığına giden yol uzerindeki dergĂ‚hının bulunduğu Akmezarlık'tadır.

Erzincan'ın Seluke koyunde dunyĂ‚ya gelen Muhammed SĂ‚mî Efendi, ilk tahsîlini koyunde yaptı. Koy hocasından Kur'Ă‚n-ı kerîm okumayı oğrendi. Erzincan'ın "Eski Hukûmet" tĂ‚bir edilen medresesinde Arapca ve Farsca oğrendi. İlim tahsîlini devĂ‚m ettirmek uzere İstanbul'a geldi. FĂ‚tih Medresesinde aklî ve naklî ilimleri oğrendi.

Buradaki tahsîlini tamamladıktan sonra, muderrislik icĂ‚zetnĂ‚mesi, diploması alarak Erzincan'a dondu. Bugunku adıyla Karakaya olan Keleric koyu cĂ‚miinde imĂ‚mlık ve hatiplik vazîfesine başladı. KĂ‚diriyye yolu mensuplarından Şeyh AbdurrahmĂ‚n Efendinin ve Nakşibendiyye mensuplarından Hacı Mustafa Fehmi ErzincĂ‚nî'nin sohbetlerinde bulundu.

Zaman zaman Erzincan'a giderek CĂ‚mi-i Kebirde yaptığı vĂ‚z ve nasîhatlarıyla insanlara İslĂ‚miyetin emir ve yasaklarını anlattı. Birkac yıl sonra Hınıs Ruşdiyesine muallim ve daha sonra Erzurum Ruşdiyesine muallim-i evvel tĂ‚yin edildi. Bu vazîfede dort yıl kadar kalıp talebe yetiştirdi.

Erzurum'da bulunduğu sırada PTT mudurlerinden İsmĂ‚il Efendi adında birisiyle tanıştı. İsmĂ‚il Efendi, Bitlis'in Nurşin koyunde bulunan buyuk velî AbdurrahmĂ‚n-ı TĂ‚gî (TĂ‚h&#238 hazretlerinin buyukluğunu ona anlattı. İsmĂ‚il Efendi ile birlikte, hocası olan bu buyuk zĂ‚tı ziyĂ‚rete gittiler. Hacı SĂ‚mî Efendi birkac gun AbdurrahmĂ‚n-ı TĂ‚gî hazretlerinin sohbetinde bulundu. Onun buyuk bir velî olduğunu gorerek, talebe olmaya karar verdi.

Bir gun sohbetten sonra, o zĂ‚tın elini operek; "Efendim, kabûl buyurursanız memuriyetten istifĂ‚ edip, hizmetinizde bulunmak istiyorum." dedi. Şeyh AbdurrahmĂ‚n Efendi, ona Ă‚ilevî durumunu ve borcu olup olmadığını sorduktan sonra; "Senin biraz borcun varmış. Bir yıl daha calışarak borclarını ode; anne ve babandan musĂ‚de aldıktan sonra buraya gel." diye emretti. Bunun uzerine, Erzurum'daki vazîfesine geri dondu ve bir yıl daha calışarak borclarını odedi. Erzincan'da bulunan babası, annesi ve Ă‚liesinden izin alarak, vazîfesinden istifĂ‚ edip, Şeyh AbdurrahmĂ‚n Efendinin hizmetinde bulunmak uzere Nurşin'e gitti.

Şeyh AbdurrahmĂ‚n Efendinin tekkesindeki talebelerle birlikte iki yıl kadar tasavvuf ilmini tahsîl etti. AbdurrahmĂ‚n Efendi, sohbetlerini Arapca ve Kurtce yapıyordu. Hacı SĂ‚mî Efendi, hocasının ilminden istifĂ‚de etmek, sohbetlerinden bereketlenmek icin orada bulunduğu sırada Kurtce oğrendi. Turkce, Arapca ve Farscanın yanında, Kurtceyi de ana dili gibi konuşur oldu. İki yıl sonunda kendisine icĂ‚zet, diploma verilerek; insanlara İslĂ‚miyeti oğretmek, doğru yolu gostermeki cin memleketi Erzincan'a gonderildi.

Hacı SĂ‚mî Efendinin iki yıl gibi kısa bir zamanda icĂ‚zet alıp halîfe oluşu, tekke icinde hizmette bulunan diğer talebeler arasında bir takım dedikodulara sebeb oldu. Uzun zamandır orada bulunup, icĂ‚zet alamayan talebeler vardı. Bu durum hocalarına bildirilince; "Hacı SĂ‚mî Efendinin hocaları, lambasının şişesine gazını koymuş, fitilini takmış, bize yalnızca bir kibrit cakmak vazîfesi kalmıştı. Biz de onu yaptık." buyurdu.

Hocasının elini opup, duĂ‚sını aldıktan osnra Erzincan'a gelen Hacı SĂ‚mî Efendi, onceden imĂ‚mlık yaptığı Keleric koyune gitti. Orada eski talebesi Beşir Efendi ile birlikte on kişi hizmetine girdi. bir muddet kendi koyu Seluke'ye gelerek altı ay kadar kaldı ve kışı orada gecirdi.

Sonra babasından izin alarak Erzincan'a gitti. Seluke koyundeki bir kısım mal varlığını satarak Erzincan şehir kıyısında daha sonra Mecidiye-yi kebîr adı verilen bir mahallede, Kecioğullarından altmış donumluk bir tarla satın aldı. Bu tarla uzerine kendisi icin bir mesken ve bitişiğine de gelen misĂ‚firlerin kalması icin iki katlı bir bina, evlerin yanına bir de cĂ‚mi yaptırdı. Hacı SĂ‚mî Efendi, işte bu binada hocasının emir buyurduğu şekilde insanları terbiye etmeye başladı. Allahu teĂ‚lĂ‚nın dînini insanlara oğretti. Yanlış yollara gitmelerine mĂ‚ni oldu.

Az zamani cinde, sozunden, sohbetinden, hal ve hareketlerinden lezzet alan halk, akın akın gelerek ona bğlanıp istifĂ‚de ettiler.

Hacı SĂ‚mî Efendi geriye Nusreddîn, Fahreddîn, Şeyhaddîn, SelĂ‚haddîn, Eşref ve Hacıbayram adında altı erkek; HĂ‚lise ve Muhlise adında iki kız bırakarak 1912 (H. 1330) senesinde kurban bayramı akşamı vefĂ‚t etti.

Eski Erzincan'da Terzi Baba Mezarlığına giden yol uzerindeki cĂ‚miinin ve dergĂ‚hının bulunduğu Akmezarlık diye bilinen yerde defnedildi.

CĂ‚mi ve dergĂ‚hının cevresinde ağac yetiştirmiş, bunların gelirleriyle cĂ‚minin, dergĂ‚hın ve diğer kısımların ihtiyĂ‚cı icin dort takım ev, ayrıca ceşitli yerlerde sekiz-dokuz değirmen yaptırmıştır. DergĂ‚hının bulunudğu yerde bugun kendi kabri blunmaktadır. 1939 yılındaki buyuk depremde cĂ‚mii, dergĂ‚hı ve uc bine yakın kitabı olan kutuphĂ‚nesi harĂ‚b olmuştur.

Talebelerinden bĂ‚zıları Hahlı Hacı AbdurrahmĂ‚n Efendi, Kelkitli Hacı Ali Efendi, RefĂ‚hiye'nin Hanzar koyunden Hacı Hasan Efendi, Hacı Hoca Mehmet Efendi ve Beşîr Efendilerdir. Kendisinden sonra vazîfesini Beşîr Efendi devĂ‚m ettirmiştir.

KALP KIRMAYIN

Bir sohbeti sırasında buyurdu ki:

"Kimsenin kalbini kırmayınız. Herkese hurmetle muĂ‚mele ediniz. ZîrĂ‚ karşınızdaki bir velî olabilir. Boylece onların nazarına, himmetine kavuşursunuz. "EvliyĂ‚nın nazarı ve bakışı kimyĂ‚dır." denilmiştir. Eğer onu bunu incitmeyi huy ve tabiat edinirseniz bir gun bilmeden Allahu teĂ‚lĂ‚nın sevdiklerinden birinin kalbini kırar, uzersiniz de, sonar perişĂ‚n olursunuz. Nitekim hedîs-i kudsîde; "Ben kalpleri kırık olanların yanındayım." buyruldu. Bunun icin "Her gorduğunu Hızır bil!" demişlerdir.

Peygamber efendimiz; "CemĂ‚atte rahmet vardır." buyurdu. CemĂ‚atten birinin duĂ‚sı, dileği kabûl olursa cemĂ‚atin hepsinin birden duĂ‚sı kabûl olur. CemĂ‚atle namaz kılmanın hikmeti budur.
ALINTI#
__________________