TĂ‚biînin tanınmışlarından. EvliyĂ‚nın buyuklerinden. RivĂ‚yeti cok olan bir zĂ‚ttır. Musluman olmadan once, yahûdî Ă‚limlerinin buyuklerindendi. Kunyesi Ebû İshak'tır. Resûlullah'ın zamĂ‚nına yetişti. Ancak bu sırada musluman olma nîmetine kavuşamadı. Bir rivĂ‚yete gore, İslĂ‚miyetle şereflenmek uzere, Resûlullah'ın huzûruna cıkmak icin hazırlanmıştı. Fakat Resûlullah'ın vefĂ‚tını ve bĂ‚zı Arapların irtidĂ‚dını (dinden cıkışlarını) duyunca geri dondu.

Hazret-i Omer zamĂ‚nında musluman olduğu soylenir. Yemen'de doğdu. Hazret-i Omer'in hilĂ‚feti zamĂ‚nında Medîne-i munevvereye geldi. Humus'ta yerleşti. Burada hazret-i Osman zamĂ‚nında 652 (H.32) tĂ‚rihinde vefĂ‚t etti. VefĂ‚tı hakkında başka tĂ‚rihler de soylenmiştir.

Ka'b-ul-AhbĂ‚r buyurur ki: "Allahu teĂ‚lĂ‚, mumin kulunu sevdiği zaman, Cennet'te onun derecesini yukseltmek icin, dunyĂ‚yı ondan uzaklaştırır. KĂ‚fir kuluna gazab ettiği zaman, onu dunyĂ‚da rahat kılıp, sevindirir. Boylece onu Cehennem'in aşağı derecelerine duşurur."

"Kim zenginlere ve mal sĂ‚hiplerine boyun eğerse, dîni de boyun eğer, boylece dînine zarar gelir."

"DunyĂ‚dan ancak Allahu teĂ‚lĂ‚nın takdir ettiği kadar ele gecer. Ancak kulun sebeplere yapışıp, calışması gerekir. Boyle yaparsa, emre uymuş olur."

"Allahu teĂ‚lĂ‚nın korkusundan gozyaşı doken kimseyi Cehennem ateşi yakmaz."

"Allahu teĂ‚lĂ‚ya yemîn ederim ki, Allahu teĂ‚lĂ‚nın korkusundan gozyaşlarımın yanaklarıma akmasını, altından bir dağı sadaka olarak vermekten, daha cok severim."

"Evlerinizi Allahu teĂ‚lĂ‚yı anmak sûretiyle nûrlandırınız. Evlerinizi onda namaz kılarak nasiplendiriniz. Allahu teĂ‚lĂ‚ya yemin ederim ki, boyle yapanlar gok ehli arasında tanınırlar. Gok ehli; "Falan oğlu falan, evini, Allahu teĂ‚lĂ‚yı anarak susluyor." derler."

"Sukût iyi bir huydur. Cunku, verĂ‚ (şuphelilerden kacınma) ve gunahların azlığına guzel bir vesîle (cĂ‚re, yol)dir."

"Allahu teĂ‚lĂ‚, yersiz guleni, bir ideĂ‚li, maksadı olmadan yola cıkanı sevmez."

"Hikmetli soz, muslumanın kaybolmuş malı gibidir."

"İdĂ‚recinin iyi olmasıyla halk da iyi, kotu olmasıyla, onlar da kotu olurlar."

"Allahu teĂ‚lĂ‚ya yemîn ederim ki, sizden biri doğuda, Cehennem ateşi de batıda olsa, sonra Cehennem ona gosterilse, ateşinin sıcaklığına aslĂ‚ dayanamazdı. Ey insanlar! Allahu teĂ‚lĂ‚nın beğendiği şeyleri yapmak daha kolaydır. Bu yuzden Allahu teĂ‚lĂ‚ya itĂ‚at ediniz. Bu ateşe duşmeyiniz. Cunku dayanamazsınız."

"Cehennem'de dort kopru vardır: Birincisinde, akrabĂ‚sı ile munĂ‚sebeti kesenler, ikincisinde, uzerinde borc bulunanlar, ucuncusunde taşkınlık ve azgınlık yapanlar, dorduncusunde, zulum edenler oturur."

"Kim, Ă‚hiret şerefine kavuşmak isterse, Allahu teĂ‚lĂ‚nın buyukluğunu ve kudretini tefekkur etsin (duşunsun). Boyle yaparsa Ă‚lim olur. Gunluk rızkına rĂ‚zı olursa başkasına ihtiyac duymaz. HatĂ‚larını hatırlayıp, duşunduğu zaman, cok ağlasın, Cehennem denizlerini sondurur."

"Âlim mumin, şeytana karşı daha sert ve gucludur."

"CĂ‚hil kimseler, ilimle birbirlerine karşı oğunurler. Onların ilimden nasibi sĂ‚dece ovunmeleridir."

"Allahu teĂ‚lĂ‚ya yemin ederim ki, su kiri giderdiği gibi, beş vakit namaz da gunĂ‚hları giderir."

"Ne mutlu evlerini mescid yapanlara. Mescidler, takvĂ‚ sĂ‚hiplerinin (haramlardan, gunĂ‚hlardan sakınanların) evleridir. Allahu teĂ‚lĂ‚, namazını, orucunu ve zekĂ‚tını gizleyen kulları ile, meleklerine ovunur."

"Eğer sizden biriniz, iki rekat nĂ‚file namazın sevĂ‚bını bilseydi, onu dağlardan daha buyuk gorurdu. Farz namazlara gelince, artık onun sevĂ‚bını ifĂ‚de etmek (acıklamak) mumkun değildir."

"Olumu gercekten tanımış bir kimseye, dunyĂ‚ belĂ‚ ve musîbetleri, dert ve sıkıntıları cok hafif gelir."

"Cennet'te ağlayan bir adam bulunur. Ona, nicin ağlıyorsun denir. O şoyle cevap verir: Ben Allahu teĂ‚lĂ‚nın yolunda olduruldum. Şehîdlik o kadar guzel ki, tekrar dunyĂ‚ya dondurulup, uc defĂ‚ daha şehîd olmayı arzu ediyorum. Fakat daha fazla şehîd olamadığım icin ağlıyorum."

"Âhir zamanda oyle Ă‚limler gelecek ki, herkesi zuhde (şuphelilere duşmek korkusuyla mubahların coğunu terk etmek) dĂ‚vet edecekler. Fakat kendileri zuhdden uzak olacaklar, insanları korkutacaklar, fakat kendilerinde korkudan hicbir iz bulunmayacak; insanların, makam mevki sĂ‚hiplerinden uzak kalmalarını isteyecekler, fakat kendileri onlardan ayrılmayacaklar; sozleri ile dunyĂ‚yı kotuleyecekler, fakat zenginlere yaklaşacaklar, yoksul ve fakirlerden uzak kalacaklar. Kadınların erkeklere karşı gelmesi gibi, bildiklerine aykırı hareket edecekler, yakınlarını başkalarının yanında gorseler, darılacaklardır. Boyle Ă‚limler, kotu ve Allahu teĂ‚lĂ‚nın sevmediği Ă‚limlerdir."

"Kuşlar ve yerde bulunan haşereler, CumĂ‚ gunu buluşurlar, birbirlerine selĂ‚m vererek bugun iyi gundur derler."

"Uyuyacağın zaman sağ tarafa ve kıbleye donmuş olarak yatılır. Cunku, uyku bir ceşit olumdur."

"İlim meclisinde bulunmanın sevĂ‚bı coktur. İnsanlar buralarda bulunmanın değerini bilmiyorlar. Eğer boyle toplantılardaki sevĂ‚bı bilmiş olsalardı, oraya girmek icin birbirlerini oldurmeye kalkışırlardı. Herkes işini gucunu bırakıp oraya koşardı."

"Şoyle duydum: SĂ‚lih insan kabre konur. Namaz, oruc, hac ve zekĂ‚t gibi amelleri etrĂ‚fını sarar. Azab melekleri geldiğinde karşılarına namaz cıkar. Onlara; "Bu şahıs, ayakları ile Allahu teĂ‚lĂ‚nın huzûrunda durdu, namaz kıldı. Buna azab edemezsiniz." Sonra baş tarafından gelirler, bu defĂ‚ oruc karşılarına cıkar; "Bu baş, Allah icin oruc tuttu, burada azĂ‚b edemezsiniz." der. Vucudun diğer kısımlarına gittiklerinde, hac ve cihĂ‚d gibi ibĂ‚detler karşılarına cıkarlar. Ellerine geldiklerinde eller; "Allahu teĂ‚lĂ‚nın rızĂ‚sı icin bu eller sadaka vermiştir. Onun icin azĂ‚b edemezsiniz." derler. Butun bu durum karşısında azĂ‚b melekleri; "MĂ‚dem ki dunyĂ‚da sĂ‚lih ve temiz bir kişi olarak yaşadın, guzel bir şekilde oldun, burada musterih ol, rahat yat." derler. Sonra rahmet melekleri gelir. Cennet'ten ışık, yatak ve giyecek getirirler. Kabrini gozun gorebildiği kadar genişletirler. Kabrini aydınlatırlar. KıyĂ‚mete kadar kabri aydınlık kalır."

"Hanımının eziyet ve sıkıntı vermesine sabreden kimseye, Allahu teĂ‚lĂ‚, Eyyûb aleyhisselĂ‚ma verilen sevaptan verir."

"İnsanlardan gelen sıkıntılara sabretmeyen, onlara karşılık vermeyi terk etmeyen kimse sabırlı sayılmaz."

1) MakĂ‚lĂ‚t-ı Kevserî; s.36
2) El-A'lÂm; c.5, s.228
3) Tezkiret-ul-HuffÂz; c.1, s.49
4) Hilyet-ul-EvliyÂ; c.5, s.264, c.6, s.3
5) El-İsĂ‚be; c.3, s.315
6) Tam İlmihĂ‚l SeĂ‚det-i Ebediyye; (49. Baskı) s.1099
7) İslĂ‚m Âlimleri Ansiklopedisi; c.1, s.355
ALINTI#


__________________