MĂ‚nĂ‚ asl olup, kelime ve lafız (soz) kalıbları icerisinde ifĂ‚de olunurlar. Kelimeler ve lafızlar, bu mĂ‚nĂ‚ların ortaya cıkmasında vĂ‚sıtadırlar. MĂ‚nĂ‚nın cok ceşitleri vardır. MeselĂ‚, lugat (sozluk) mĂ‚nĂ‚ bir dilde konuşulan, herkes tarafından bilinen, anlaşılan meşhûr, yaygın olan mĂ‚nĂ‚dır. IstılĂ‚hî (terim) mĂ‚nĂ‚, bir lafzın sozluk mĂ‚nĂ‚sından cıkarılarak belli bir ilim dalında kullanıldığı husûsî mĂ‚nĂ‚dır. MeselĂ‚, Arabcada "salĂ‚t" kelimesinin lugat (sozluk) mĂ‚nĂ‚sı duĂ‚ olduğu hĂ‚lde, fıkıh ilmindeki mĂ‚nĂ‚sı namaz demektir. Kelimeler, değişik ilimlerde başka başka mĂ‚nĂ‚ ifĂ‚de ederler. Bunun icindir ki, yalnız konuşma Arabcasını bilen, fıkıh, tefsîr ve hadîs kitablarını okuyup anlayamaz. Ayrıca, o ilmin ıstılahlarını da bilmesi ve pekcok ilmi senelerce okuyup oğrenmesi lĂ‚zımdır. (M. Sıddîk bin Saîd)
Muslumanlar, Kur'Ă‚n-ı kerîmi, Allahu teĂ‚lĂ‚nın indirdiği gibi okumalıdır. MĂ‚nĂ‚sını bilmeden okumak da sevĂ‚bdır. MĂ‚nĂ‚sını anlıyarak okumak elbette daha cok sevĂ‚b ve daha iyidir. (İmĂ‚m-ı GazĂ‚lî
Kur'Ă‚n-ı kerîmin hakîkî mĂ‚nĂ‚sını anlamak, oğrenmek isteyen bir kimse din Ă‚limlerinden kelĂ‚m, fıkıh ve ahlĂ‚k kitablarını okumalıdır. Bu kitapların hepsi Kur'Ă‚n-ı kerîmden ve hadîs-i şerîflerden alınmış ve yazılmıştır. Kur'Ă‚n tercumesi diye yazılan kitablar, doğru mĂ‚nĂ‚ veremez. Okuyanları, bunları yazanların fikirlerine, duşuncelerine ve maksadlarına esir eder ve dinden ayrılmalarına sebeb olur. (S. Abdulhakîm ArvĂ‚sî
__________________