Yonetim ve teknik heyet O'na kitlendi, O da Beşiktaş'a. Cok belli edildi bu sevda, bu durum da Manisaspor'a yaradı. Hocasına gidere başlamış, kulubunde "bağlasan durmaz" durumuna gelmiş bir futbolcu daha ucuza kapatılabilir miydi? Kapatılırdı. Ama ondan once bu futbolcunun Beşiktaş'a ne verebileceğine bakmamız gerekir. 30'lu yaşlara gelmiş, ismine ve gecmişine bakılıp yuklu bonservis verilmiş futbolcuya giden paraya acınır benim futbol goruşume gore. Cıkışta ve genc olan, Juventus'un scoutunu ayağına getiren, bugunun futbolunda her daim aranan "komple forvet" cinsinden olan ve de futbolcu gibi futbolcuları topraklarından cıkaran Orta Avrupa'lı bir oyuncuya verilen paranın arkasından fazla ağıt yakmam. Sadece "daha uyguna halledilebilinir miydi?" diye sorarım kendime. Lisede bir matematik hocamız vardı. Dersi gunun ilk saatine denk geldiği bir gun... Kapı ardı ardına tıklanıyor, kapıyı acan okula gec kalmış arkadaşlarımız "gecebilir miyim hocam?" diye sorup hafif sitemli bir ses tonuyla "peki gec!" sozunu duyduktan sonra yerine oturuyordu. 1-2-3 derken hocamızın sinir kat sayısı da artıyordu tabi. Derken mudur muavinin yanına cağırdığı "gorevi icabıyla" sınıfa gec giren arkadaşımıza bir tokat patladı... Onceden giren gec kalmış arkadaşlarımızın yuzunden, cocuk sucu olmadan durduk yere tokat yemişti. Holosko'nun transferine buyuk kesimin tepkisini buna bağlıyorum. Son donemlerde başarısız transferleri fazla yaşamaya başlayınca sonradan gelene patladık biz de sanırım. Oysaki benim şuan acıdığım paralar Holosko'nun gelişiyle muzmin yedek olacak, "tek ozellikli forvet" Nobre'ye verilen 3.5 milyon Dolar, sol kanat diye alınıp sadece Brezilya Ligi'nin ortasahası cıkan, yarım donem bile faydalınamayan Ricardinho'ya verilen bonservis ve garanti paraları. 3 kez 11 oynamış, 1 milyon Euro'luk garanti parasını verip gondermek zorunda kalacağımız Diatta vesaire... Bana gore, 1-2, 2-3 verip son transferini yapan, son donemde kulubunde doğru durust oynamamış, Beşiktaş'a direkt etki edemeyecek adamları toplayıp kadroyu 30 kişiye cıkartmaktansa, 4 futbolcuya verilecek paranın tek bir futbolcuya "Beşiktaş'a direkt etki edecek ve son transferini yapmayan!" bir adama verilmesi daha mantıklıdır. Şimdi "bitmiş bir transferin" ardından asıl sorulması gereken şu; "Holosko Beşiktaş'a direkt etki edebilecek mi?" Şuanda dunyanın en iyi forveti bana gore Liverpoollu Fernando Torres'dir. Nedeni ise tek bir ozelliğe bağlı olmayan, her ozellikten kendinde bulunduran ve herşeyi yapan bir forvet olması. Filip Holosko da Fernando Torres modeli bir forvettir. Haa Torres'de o ozellikler 10 uzerinden 9-10 numaralardaysa, Holosko'nun da 7-8 numaralardadır. Yani komple forvet tabirinde mukemmelin bir basamak altında diyebiliriz. Holosko hemen her Orta Avrupa futbolcusunda olduğu gibi fiziği her spora uygun cok guclu bir futbolcudur. Holosko fiziğinin bu kadar guclu olmasının yanında ayağına hakim teknik bir futbolcudur, tekniği fiziğiyle birleşince bir anda 2-3 kişinin arasından kurtulduğu gorulebilir. Holosko tum bunların yanında suratli ve en onemlisi "topla suratli" bir futbolcudur. Onundeki boşluğu gozune kestirdiği anda direkt kaleye iner, stoperleri sırtında goturur. Bu Avrupa ve derbi deplasmanları icin cok onemli ozelliktir. Bu ozelliğiyle macı 1 farkla onde goturen takımının, farkı 2'ye 3'e cıkarmasını sağlayabilir bir anda. Holosko kaleye yuzu donuk oynadığı kadar sırtı donuk de oynayabilir. Holosko'nun boyu, sıcrama ozelliği ve kafa hakimiyeti de hic kucumsenecek gibi değildir. Holosko cok iyi sayılabilecek bir bitiriciliğe, şutorluğe sahiptir. Holosko kendi oynadığı kadar etrafını da oynatan, iyi servis yapan, verkaclara giren bir oyuncudur. (Galatasaray'a attığı bu sezonki gol hala gozumun onunde. Sırtı donuk topu alıyor, 40 metre enlemesine gonderip Şener'e atıyor ve durmadan tekrar iceri hareketleniyor. Gelen ortaya sol ayak icini vuran yine O oluyor...) Holosko bazı on goruler gibi "kucuk takım futbolcusu" değil, buyuk takımda "daha da buyuyecek" futbolcudur. Cunku ozellikleri bunu gosteriyor. Takımın icinde Holosko Holosko Beşiktaş'ta oynamaya başladığından itibaren yanında tıpkı kendi modelinden "komple" bir forvet olan Bobo'yu bulacak. İki forvet de kendi oynadığı kadar etrafında da bir adam arayan forvet modeli. Tam bir birine uygun. İkisi de futbolu biliyor. İkisi de cok iyi verkaclara 2'li oyunlara giren oyuncular. Ustelik arkalarında da Delgado gibi bir "derin top" ustası var. Bu durum Delgado'nun da işine gelecek. Cunku Holosko "derin atılan toplara" iyi uzayan bir oyuncu. Beşiktaş'ın Delgado-Bobo-Holosko 3'lemesi urkutucu bir ofans hattı olacak. Cunku 3'u de istasyon forvet yani top goturemeyen cisten olmayan, hem top yapan hem top suren hem de "bitiren" oyuncu olacak. Tabi bu ofans hattını daha sağlıklı kullanabilmek icin, defansımızı ve ortasahamızı da toparlamamız gerekir. İyi top cıkmayan, arkada gomulu oynayan bir defans direkt bu 3'luyu olumsuz etkiler. Sozun ozu şu; Holosko takıma direkt etki edecek, genc ve cıkışta oluşuyla aldığı paranın fazlasını kasaya bırakarak gidecek bir futbolcudur. O yuzden verilen paraya "cope atılmış para" gozuyle bakmaktan cok bir "yatırım hesabı" olarak bakmakta fayda var. Ustelik her zaman dile getirmiyomuyuz "bu takımın isyankar adama ihtiyacı var yumuşak kalıyoruz" diye. Eee işte karşınızda "Yahu onumu tıkamayayım, diğer buyukler de beni ister..." diye duşunmeden Beşiktaş formasını sırtına gecirmiş, "aman bize Kartal Gol Gol demeyin baskı altında kalıyoruz..." diyen futbolcuları gorduğumuz bir donemde o tezahurata "hayran" olduğunu soyleyen, anti profesyonel, skora isyankar, yurekle oynayan bir futbolcu var. Tabi boyle futbolcu yarın bugun sarı kartı varken gol atar formayı cıkarır tribune atlar kırmızı gorur, oyundan alındığında kenara "hade len!" dediği de olur... Dikensiz gul olmaz misali. Sonuc olarak Holosko bu verilen meblaya "değer". Ama henuz Turkiye'nin bir Anadolu kulubunde oynayan ve hocasıyla sorunlu bir futbolcu daha ucuza kapatılabilirdi... Tribunle arası acıldıktan sonra kendine guvensiz oynayan, tekrar kazanılması guc olan ve gittikce değeri duşen Burak, gunumuz futbol ortasahası normlarına ters duşen, pozisyon savunmasından bi-haber olup, savunma konusunda sadece "topu gorduğun yere atla" mantığını kavramış bu ozelliğiyle takım savunmasını etkileyen ve arkası donuk adama sıkca faul yapan, topu aldığında genellikle "şişirme" seceneğini kullanan Koray Beşiktaş icin futbol adına verilmiş buyuk kayıp değillerdir. Sonucta ikisi de "alternatif" oyunculardı ve alternatif oyuncuların yeri doldurulur. Lakin 2 futbolcu uzerine fazla para verildiği doğrudur... Giden futbolcular umarım yeni kuluplerinde başarılı olurlar. Manevi olarak rahatsızlık duyulabilir ozellikle Koray'ın gidişine. Ama futbolda bunlar var. Artık tartışmalar, sozler bir yerde bitecek gozler O'nda olacak... Hadi bakalım giy formanı Holosko! Ustelik o formayı artık habercilik başarısı icin değil Beşiktaş'ın başarısı icin giyeceksin. Gercek bir Beşiktaş futbolcu forması... Arkanda adın yazılı olacak, kopyasından 10larcası Kartal Yuvası'nda sıralanacak... İnonu'ye bu kez o formayla cıkacaksın, Kapalı'dan başlayacak Eski Acık'a kadar tribune cağrılacaksın. O hayran olduğun taraftar sana taze bir melodi bularak adını haykıracak. Sana da "sadece" onları mahcup etmemek duşecek. Hayırlı olsun. Forzadan Alıntıdır
__________________