“Rasulullah Allah`ı sevmenin hayata yansımasını ornek yaşamıyla muminlere bizzat gosterdiği gibi¸ yaptığı sohbet ve konuşmalarda yonlendirici olmuş¸ Allah`ı sevmenin hayata nasıl yansıtılacağını oğretmişlerdir.” “Rasulullah Allah`ı sevmenin hayata yansımasını ornek yaşamıyla muminlere bizzat gosterdiği gibi¸ yaptığı sohbet ve konuşmalarda yonlendirici olmuş¸ Allah`ı sevmenin hayata nasıl yansıtılacağını oğretmişlerdir.”
Sevgi¸ değer vermektir. Yanında oluşu hissettirmek¸ neşeyi paylaşmak¸ huzne ortak olmak¸ onun adına kederlenmek¸ mutlu etmek icin cabalamak¸ umutlandırmak¸ gonlumuzdekilerden ve sahip olduklarımızdan vermek¸ yanlış yapması durumunda muhabbet ve duşkunluğun tabii sonucu olarak uyarmaktır. Velhasıl sevgi¸ değer verilenle omuz omuza durmaktır.
İnsana en buyuk değeri veren hic şuphesiz ki¸ onu en guzel şekilde dunyaya getiren Allah`tır. Ademoğlunu eşref-i mahlukat olarak yaratmış¸ mukemmel bir beden ile donatmış ve evrendeki her şeyi hizmetine sunmuştur. Yine kullarına olan sevgi ve şefkatinin bir sonucu olarak¸ gorevlendirdiği elciler vasıtasıyla kullarına zatını tanıtan kitaplar gondermiştir. Bu buyruklarında şefkat ve rahmetini dolayısıyla sevgisini surekli dile getirmiş¸ ne denli ve ceşitli ikramlarda bulunduğunu belirtmiş¸ boylece verdiği değeri gostermiş¸ bunu yaparken de kendi konumunu oğretmiştir.
Bu buyruklarında insanoğluna sunduğu nimetlerin yerinde kullanılması¸ dunyanın huzur ve mutluluk yurdu olması icin gerekli olan yol haritasını cizmiştir. Bunun gereği olarak insanoğlundan¸ tabiatıyla son derece uyumlu¸ onun gucunu ve sabrını asla zorlamayan bazı isteklerde bulunmuştur. Erdemli insan olmanın gereklerini acıklamış¸ yapılmasını istediği ibadetleri belirlemiş¸ haramları beyan etmiştir. Bunların¸ yararlarına olduğu icin istendiğinin ve kendilerini gercekten seven bir rableri olduğunun bilinmesini istemiştir. Dolayısıyla emirler de yasaklar da insanların iyiliğinedir ve yuce yaratıcı bunları yarattıklarını sevdiğinden¸ onların hayrını arzuladığından dolayı istemektedir. Sunduğu nimetlere asla denk gelmeyecek talepleri yanında kullarından da kendisini sevmelerini beklemekte¸ onu surekli anmalarını ve unutmamalarını talep etmekte (Bakara 2¸ 152)¸ kullarına cok yakın olduğunu¸ ondan dilemeleri karşısında dualarına icabet edeceğini belirterek (Bakara 2¸ 186) her zaman yanlarında olduğunu hatırlatmaktadır. Burada¸ karşılıklı bir sevginin tesis ettirilme isteğinden¸ sevgilinin isteği nasıl ağır gelmiyorsa yaratıcının isteklerinin de aynı şekilde algılanmasından ve bunların heyecanla yerine getirilmesi arzusundan¸ bozulmaz bir uzlaşı olan sevgi bağının kurulma cabasından bahsedebiliriz. Nitekim bir ayette buna vurgu yapılmaktadır: '(Rasulum!) De ki: Eğer Allah`ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve gunahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.' (Al-i İmran 3¸ 31). Hz. Peygamber de bir hadislerinde buna vurgu yapmaktadırlar: "Nimetleriyle sizi beslediği icin Allah'ı sevin. Beni de Allah sevgisi icin sevin." (Tirmizi¸ 3798).
Bu sevgiye karşılık verebilen ve yaratıcısını icten sevebilen insan gercek sevgiye ilk adımı atmış ve imanı icselleştirmiş olacaktır. Nitekim Hz. Peygamber imanın tadına ermenin uc şartından biri olarak Allah ve Rasul`unu bu ikisi dışında kalan her şeyden ve herkesten daha cok sevmeyi saymaktadır. (Buhari¸ İman 9). Bu nedenle¸ insanı en guzel bicimde yaratan¸ akılla donatan ve guneşi¸ ayı¸ yıldızları¸ yağmuru¸ toprağı velhasıl her şeyi hizmetine sunan¸ kitaplar ve elciler gondermek suretiyle yuksek değer veren Allah¸ şuphesiz icten sevilmeyi¸ bunun ardından da buyrukları gonulden yerine getirilmeyi hak etmektedir.
Kur`an kıssalarında gecmiş peygamberlerin bu uğurdaki fedakar yaşantıları ile rablerine olan derin sevgileri nedeniyle katlanmak durumunda kaldıkları eziyetler aktarılmaktadır. Hz. Peygamber`in hayatı da bunun ornekleriyle doludur. İnsanları hak yola cağırmaya başladığı andan vefat edişine kadar gecen sure goz onune getirildiğinde¸ bedensel eziyetler ve vatanını terk etmek de dahil¸ cekilen cileli hayatın izahının sadece Allah sevgisi olduğu cok iyi anlaşılır. Onun yaşamı¸ Allah`a kulluğu yerine getirmenin¸ emir ve yasaklarına uymanın ve yaratana meftun oluşun tarifi imkansız hazzının canlı orneğidir. Yuce yaratıcıya karşı gosterdiği hassasiyet bu sevginin dışarı yansımasıdır. Namazları eda ederken kendini ibadete vermesi¸ rabbin huzurunda durmanın keyfini yaşaması¸ hacda coşkunluk gostermesi¸ yoğun sevgisinin inanılmaz hafifliğiyle hayatını nafile namaz ve oruclarla bezemesi ondaki muhabbetin zirvede oluşunun bazı yansımalarıdır.
Rasulullah Allah`ı sevmenin hayata yansımasını ornek yaşamıyla muminlere bizzat gosterdiği gibi¸ yaptığı sohbet ve konuşmalarda yonlendirici olmuş¸ Allah`ı sevmenin hayata nasıl yansıtılacağını oğretmişlerdir. Abdestin hakkının verilerek alınmasını¸ namazın erkanına uyularak huşu ile kılınmasını¸ oruc esnasında sadece ac kalınmayarak nefse sahip olunmasını¸ kotu sozlerden sakınılmasını istemesi; hacda kulun kendisini tamamen Allah`a vererek otları koparmaktan bile uzak kalmasını buyurması; zekat verilirken malın en kotusunun verilmesinden sakınılmasına dikkat cekmesi… ibadetlerin sadece şekilde kalmamasını¸ ruha kadar inmesini¸ sevgisi kalbi kuşatması gereken yaratıcının talebine gonulden icabet edilmesini arzulamasındandı.
Gercekten de kul¸ Allah sevgisini kalbinin her zerresine hakim kıldığında ibadetler ona yuk olmaz¸ yerine getirilmesi gereken sevgilinin talepleri haline donuşur. Hayat oykuleri hepimizce malum olan ibadet ehli insanların yaşantıları Allah sevgisinin hayata nasıl aksettirileceğinin ornekleridir.
Gonulden yerine getirilmeyen ibadetlere gelince¸ kalplerin icindekini kalbi taşıyandan daha iyi bilen Allah¸ elbette sahibine tam karşılık vermeyecektir. Bunun anlamı birbirlerini sevmeleri gereken iki taraftan birinin sevginin gereğini yerine getirmediğidir. Bu nedenledir ki butun bir hayatını Allah`a kullukla geciren Hz. Davud`un dualarından birisi şuydu: "Allah’ım! Senden sevgini ve seni sevenlerin sevgisini ve senin sevgine beni ulaştıracak ameli talep ediyorum. Allah’ım! Senin sevgini nefsimden¸ ailemden¸ malımdan¸ soğuk sudan daha sevgili kıl." (Tirmizi¸ 3499).
Enbiya YILDIRIM
__________________