Ve dahî, zekĂ‚tın farz olmasına delîl, Bekara sûresinin kırkucuncu ve yuzonuncu Ă‚yet-i kerîmeleridir.
Ve dahî, oniki kimseye zekĂ‚t verilmesi cĂ‚iz değildir:
Mecnûn olana, Meyyitin kefenine, KĂ‚fire, Zenginlere, Usûl ve furûuna, Zevcesine, Kolesine, MukĂ‚tebesine, [Efendisine belirli bir mikdĂ‚r para vermekle Ă‚zĂ‚d olacak kole.] Mudebberesine, [Efendisi olunce Ă‚zĂ‚d olacak kole.] Kadının, kocasına zekĂ‚t vermesi ihtilĂ‚flı olup, esah olan vermemekdir.
Ve dahî bir kimseyi yabancı sanarak, evlĂ‚dı cıksa ve muslimĂ‚n sanarak, kĂ‚fir cıksa, bunlara zekĂ‚t verilmez ise de, bilmiyerek verilmiş olduğu takdîrde, -esah olan- iĂ‚de etmez.
ZekĂ‚tı sekiz kimseye vermek lĂ‚zımdır:
1- IstılĂ‚h-ı din uzere miskîn olana,
2- Kurban nisĂ‚bına mĂ‚lik olmıyan fakîrlere,
3- Borclu olan muslimÂna,
4- ZekĂ‚t malı ve uşr toplamağa me'mur olan kimseye (ucret mikdĂ‚rında),
5- Memleketinde zengin olsa bile, bulunduğu yerde fakîr olana,
6- CihÂd ve hac yolunda muhtÂc kalana,
7- ÂzĂ‚d olması icin efendisine belli para odemesi lĂ‚zım olan koleye,
8- Muellefe-i kulûb denilen kĂ‚firlere, ki bunlar şimdi yokdur.
Nafakadan fazla, fekat kurban nisĂ‚bından az malı olana (fakîr) denir. Ma'Ă‚şı kac lira olursa olsun, evini idĂ‚rede gucluk ceken her memûr, zekĂ‚t alabilir ve kurban kesmesi, fıtra vermesi vĂ‚cib olmaz. Din bilgilerini oğretmekde ve oğrenmekde olan, kırk senelik nafakası olsa da, zekĂ‚t alabilir. ZekĂ‚t parası ile cĂ‚mi', cihĂ‚d, hac yapılmaz. Meyyite kefen alınmaz. Zenginin kucuk cocuğuna, kendi analarına, babalarına, cocuklarına, zevceye verilmez. Kardeşlere, geline, dĂ‚mĂ‚da, kayın valde, kayın pedere, hala, amca, dayı, teyzeye vermek dahĂ‚ sevĂ‚bdır. Fakîre nisĂ‚bdan az verilir. Fekat, coluk, cocuğu da varsa, herbirine nisĂ‚b mikdĂ‚rı duşmiyecek kadar cok verilebilir. MĂ‚lını isrĂ‚f edene, harĂ‚mda kullanana verilmez. Seyyidler, şimdi ganîmetden haklarını alamadıkları icin bunlara da verilir.
ZekĂ‚tın farz olmasının şartı altıdır:
1- MuslimÂn ola,
2- BĂ‚liğ ola,
3- Akllı ola,
4- Hur ola,
5- (ZekĂ‚t nisĂ‚bı) mikdĂ‚rı halĂ‚l zekĂ‚t malına mĂ‚lik ola,
6- Elindeki malı ihtiyĂ‚cından ve borcundan fazla ola.
[ZekĂ‚t farz oldukdan sonra muslimĂ‚n fakîre vermiyenin veyĂ‚ başka borcu olanın, hayrat, hasenĂ‚t yapması ve sadaka vermesi sevĂ‚b olmaz, gunĂ‚h olur. Bunun zekĂ‚tını vermesi ve borcunu odemesi farzdır. (Hadîka) cild II, 635. ci ve (Berîka) 1369. cu sahîfelerde diyor ki, parasını harĂ‚m yerlere sarf eden veyĂ‚ isrĂ‚f eden kimselere [zekĂ‚t ve] sadaka vermek cĂ‚iz değildir. Cunki, harĂ‚ma yardım etmek harĂ‚mdır.]
Verene hic menfe'ati kalmaması lĂ‚zımdır. Zevc ve zevce, birbirine zekĂ‚t verirse, verene menfe'ati tam olarak kesilmez. Her ibĂ‚detde olduğu gibi, zekĂ‚t vermekde de niyyet etmek lĂ‚zımdır. ZekĂ‚t malının borcundan fazla olması ve (HĂ‚cet-i asliyye)sinden fazla olması ve bu fazla malın (NisĂ‚b mikdĂ‚rı) olması lĂ‚zımdır. Altının nisĂ‚bı 20 miskal [96 gram, 13,3 altın lira]dır. Gumuşun nisĂ‚bı 200 dirhem [672 gram]dır. ZekĂ‚tı vermenin, farz olması icin, zekĂ‚t malının, nisĂ‚b mikdĂ‚rı oldukdan i'tibĂ‚ren, bir hicrî sene sonra da mulkunde bulunması lĂ‚zımdır. ZekĂ‚tın farz olmasına mĂ‚ni' olmak icin, bir sene temĂ‚m olmadan, hîle-i şer'ıyye yapmak, imĂ‚m-ı Muhammede gore mekrûhdur. İmĂ‚m-ı Ebû Yûsuf mekrûh değildir. Cunki, farz olunca, itĂ‚'at etmemek gunĂ‚h olur. GunĂ‚hdan sakınmak (TĂ‚'at) olur dedi. FetvĂ‚ imĂ‚m-ı Muhammed kavli iledir.
Şunlar kim, burada, gonuller yapar,
zekĂ‚tını verir, hem, fakîre bakar.
Alışda-verişde sunnete uyar,
İslĂ‚miyyeti gozeten eller yanar mı?
Hev ve hevesden kendini kurtaran,
Allah korkusundan benzi sararan,
NemĂ‚zın dunyĂ‚da tadını alan,
Secdeye bukulen beller yanar mı?
__________________