Gecen gun Eyup Sultan'daydım. Şadırvanın musluklarının boşa aktığına şahit oldum. İyi niyetimle varıp kapatayım derken yaşlıca bir hanım beni men etti. Sonra da muslukları sırayla acan ve acık bırakanın bir genc kız olduğunu gordum.

Su israfı değilmiş efendim, Eyup Sultan şadırvanının butun musluklarını bir kerede hic eksiksiz acabilen bir genc kız, tez vakitte evlenirmiş. Gelin de gulmeyin!..

Efendim, herkesin soylediğini bir de biz soyleyelim; İslam dini tamamen akla ve hikmete dayanır. Kur'an, hurafelerin hepsine birden karşı cıkar ve hepsini yasaklar. Buna rağmen sacmasapan işlere ne kadar meraklıyızdır. Kulturumuze, folklorumuza, orf ve Âdetlerimize girmiş oyle anlamsız, oyle gulunc ve esassız hurafeler vardır ki neredeyse insanlar onlara "Aman ihmal etmeyin, mutlaka lazımdır!" diyecekler. Aktar dukkÂnlarına bir uğrayın, insanlar onlardan neler istiyor, neler satın alıyor, şifa veya ilac diye, derde deva diye ne muhal, işe yaramaz, hatta iğrenc ve necis malzemeler istiyor, bir oğrenin. Gercek hayatla ilişkisi olmayan ve mantıkî bir tabanı bulunmayan neler var ki, insanlar onlardan iyilik ve kotuluk geleceğine inanıyorlar, şaşırırsınız.

Dinler tarihi incelendiği zaman bidat, hurafe ve batıl inanışların her devirde toplumların ortak problemi olduğu gorulur ama hic bu cağdaki kadar gundem işgal etmemiş, şu akıl ve bilgi cağındaki kadar hic revacta olmamıştır. Dunun ayıpladığımız ilkelliklerini bugun neredeyse bilim, sanat ve medeniyet adına yapıyoruz.

Sosyologlar batıl inanc ve hurafelerin ortak karakterinin aşırı tutuculuk olduğunu soyluyorlar. Bu hastalığa muptela olmuş toplumların, her turlu değişim ve gelişme karşısında tavır almalarının sonucu olarak batıl inanışlara ve hurafelere bağlanıp kaldıklarını anlatıyorlar.

Hurafeler eskiden kırsal tabana dayalı eğitimsizlerin bir inanış bicimi imiş, Şimdi ise eğitimli, eğitimsiz ayrımı yapılmaksızın pek cok insan şehir efsaneleri gibi dolaşan hurafelere inanıyor. Hurafeler neredeyse dinin yerine alacak şekilde coğaltılıyor, yanlış ve hatalı olduğu bilinmekle birlikte bir iman bicimiymiş gibi peşine takılıp hayatın akışı değiştiriliyor. İman esasları rayından cıkarılıp hurafelerle dolduruluyor.

Hurafe hemen butun dinlerde mevcuttur. Cunku otantik dinî metinler zamanla kaybolup da toplumların eski dinlerinden getirdikleri bazı batıl inanış bicimleri dinin icine yavaş yavaş girmeye başlayınca hurafe de kendiliğinden şekillenmiş oluyor. İslam dininin esaslarını saklayan Kur'an-ı Kerim'in bizzat Hz. Peygamber tarafından bir metin olarak toplanmış olması, hatta pek cok Musluman tarafından ezberlenmesi, bu dinin icine girecek hurafeleri en aza indirmiştir. İslamiyet'i kabul eden insanların eski dinlerinde yer alan bazı iman esasları doğrultusunda hareket etmeleri, bazı telakkileri korumaları da bir tur hurafe bicimidir. Ulkemizde bu tur hurafeler icinde Şamanizm kaynaklı su kultunu, Musevilikten getirilmiş tılsım ve sihirleri, Hıristiyanlık yadigÂrı olarak da turbeleri kutsallaştırıp oradaki yatırlara adak kurbanları keserek imdat dilemeleri yaygın goruruz.

Unutulmasın, hurafelerin başlıca sebebi cahilliktir. İslam'ı ana kaynaklarından oğrenemeyen, halkı aydınlatacak yeterli sayıda alim yetiştiremeyen, zaman zaman dini yasaklayan bir toplumun hurafelerini coğaltması tabiidir. Tatmin edici bir din eğitimi aldırmadığımız her cocuk zihni, isterse kırk yaşına girsin, birtakım hurafeler taşıyor olacaktır. Buna bir de uydurma hadisler ilave edilir, cahil din adamlarının tahkik etmeden yaptıkları acıklamalar ve verdikleri fetvalar da hurafelerin yayılmasına sebep olur. Bugun artık, Allah'ın varlığına dair birtakım Batınî uluhiyet iddialarından gaybı bilmeye yonelik akıl ve mantığı devre dışı bırakan hurafelere, uğur ve uğursuzluk uzerine teorilerden olulerden medet umarcasına mum yakıp bez bağlamaya, cinlerle iyisinden kotusunden irtibatlanıp carpılmalardan gunleri ve hatta renkleri bile kendimize uydurup değerlendirmeye kadar bir yığın hurafe etrafımızı sarmış durumdadır. Oysa İslam dini hurafe ureten değil, bilakis hurafelerle mucadele eden bir temele sahiptir ve meşru arzulara ulaşmak icin muska yazdırıp tılsım okutan bir Musluman tipi bizi anlatıyor olamaz.

Cevrenize bir bakınız. Aynadan makasa eşyalar, baykuştan leyleğe kuşlar, tavşandan kediye hayvanlar, selviden uzerliğe bitkiler hep birer hurafe kaynağı. Daha doğrusu biz onlara sayısız hurafeler yukleyerek hayatımızı rayından cıkarıyoruz, berraklığını gideriyoruz.

Bir de iyi niyetle uydurulmuş hurafeler var elbette. Coğu insanlara bilmeleri gereken şeyleri oğretme amaclı ihdas olunmuştur. Gece tırnak kesmek gibi mesela... Elektriğin yaygın olmadığı, henuz tırnak cakılarının icad edilmediği donemlerde geceleri makas veya falcata vasıtasıyla yapılan tırnak bakımı elbette hoş olmayan sonuclar doğurabilir, yoksa beden temizliğinin gecesi, gunduzu olamaz. Ev icerisinde şemsiye acmak gibi mesela... Evler dar, şemsiyeler de geniş ise evin icinde şemsiye acmanın tehlikesini kim inkÂr edebilir?!..

Bu yazıyı okuduktan sonra lutfen hurafelerinizi sırayla zihninizden gecirin ve ne kadarından kurtulabilirseniz o kadarından kurtulun!..

İskender PALA


__________________