Cocuğa doğunca veya doğumu mutakip yedinci gunu adı konur. Cocuğun ismini ilmiyle Âmil, ehli salih bir zata koydurmak iyidir.
Ashab-ı Kiram cocuklarına isimlerini Peygamber Efendimiz’e verdirmeyi tercih etmişlerdir. Cocuk, isim koyacak kişinin kucağına verilir.
Kişi abdestli bir şekilde kıbleye doner, once sağ kulağına ezan, sol kulağına ise kamet okur ve uc kere cocuğun sağ ve sol kulaklarına ismini tekrar eder. Cocuğa isim koyduktan sora hayır duada bulunulmalıdır.
Kur’an’da geciyor diye, her kelime isim olarak verilmez
ZEYNEP KACMAZ İSTANBUL – 12.11.2011
2009 verilerine gore 8 bin 90 bebeğe Ecrin ismi konulmuş. Bir o kadar da Aleyna ismi vermiş anne-babalar. Yrd. Doc. Dr. Musa Kazım Gulcur, Peygamber Efendimiz’in (sas) “Sizler kıyamet gunu isimlerinizle ve babalarınızın isimleriyle cağrılacaksınız. Oyleyse isimlerinizi guzel yapın.” dediğini hatırlatarak anlamsız, sıra dışı ya da kotu isimlendirmelerin uygun olmadığını soyledi.
Aleyna, Unzile ve Ecrin… Son yıllarda bu isimler dillerde, anne-baba adaylarının ise akıllarında. Ozellikle de Aleyna ve Ecrin adı. Nufus ve Vatandaşlık İşleri Genel Mudurluğu’nun kayıtlarına gore 2009 yılında 8 bin 90 bebeğe ‘Ecrin’ adı verildi, bir o kadar sayıda da Aleyna. Bu isimlere populerlik kazandıran ise kulağa hoş gelmeleri ve Kur’an-ı Kerim’de geciyor olmaları. ‘Dini referanslı isim verme’ isteği, ebeveyni Kur’an’da yer alan her kelimeyi anlamı uygun olmasa da isim haline getirme yanlışına itiyor. Aleyna ‘uzerimize’, Unzile ise ‘indirildi’ manasını iceriyor. Yasin ve Fetih sûrelerinde gectiği icin tercih edilen Ecrin ise pek cok ailenin zannettiği gibi Allah’ın mukÂfatı değil, ucret demek. İlahiyatcılar, Kur’an’da gecen her kelimenin isim olarak verilemeyeceğini soyluyor. İsim verilirken kelimenin anlamı bilinmeli, manası guzel değilse konulmamalı.
Yeni doğan cocuğa kısa bir sure icinde guzel bir isim koymak bir anne-babanın en onemli gorevi. İstanbul Universitesi İlahiyat Fakultesi’nden Yrd. Doc. Dr. Musa Kazım Gulcur, cocuğa verilen ismin hem dunyada hem de ahirette gecerli olduğunu belirtiyor. Gulcur, “Peygamberimiz (sas), ‘Sizler kıyamet gunu isimlerinizle ve babalarınızın isimleriyle cağrılacaksınız. Oyleyse isimlerinizi guzel yapın.’ buyuruyor.” diyor. Rasulullah’ın (sas) sadece cocukların değil, buyuk insanların ismiyle de ilgilendiğini ifade eden Gulcur, Peygamberimiz’in kotu bulduğu bazı isimleri değiştirme yoluna gittiğini soyluyor. Gulcur, Peygamberimiz’in Arsam (verimsizlik, merhametsizlik) Asi, Atele (şiddet, sertlik), Harp, Murre (acı) gibi isimleri değiştirdiğini aktarıyor. Gulcur, “Guzel manalara delalet eden isimler makbul, anlam itibarı ile cirkin, kotu ve şirk kokan isimler ise insanlar uzerinde olumsuz tesirler meydana getirmeleri sebebiyle mekruh ya da harama yakın mekruhtur.” şeklinde konuşuyor.
Musa Kazım Gulcur, anlamsız, sıra dışı ya da kotu isimlendirmelerin, dinen uygun olmadığı gibi cocuk uzerinde de zihinsel ve psikolojik olumsuz etkileri olduğunu belirtiyor. Bu tur isimler, cocukta duşuk benlik algısına sebep olduğu gibi yeterince başarılı olamama da rol oynuyor. Cocuklarına anlamsız ya da tuhaf sayılabilecek isimler veren aileler, onları farkına varmadan duygusal catışma ve problemlere sevk ediyor.
İlahiyatcı Cemil Tokpınar da Kur’an’da geciyor diyerek bazı zamir ve fiillerin isim olarak kullanılmasının yanlış olduğunu belirtiyor. Aleyna’nın ‘uzerimize’ anlamı taşıdığını soyleyen Tokpınar, konuya şoyle acıklık getiriyor: “Tahiyyat duasında gecen “EsselÂmu aleyn”, “SelÂm bizim uzerimize olsun” anlamına geliyor. “Unzile” kelimesi de “indirildi” manasında bir fiildir. Mesel Amenerresûlu’de “…bim unzile ileyhi min Rabbih..” şeklinde gecer ve “Rabb’inden kendisine indirilen” manasını taşır. Dolayısıyla Aleyn ve Unzile kelimelerinin tek başına bir kişiye isim olacak şekilde anlamı uygun değil.”
Tokpınar, Kur’an’da gecen bir kelimeyi isim olarak cocuğuna koymak isteyenlerin bunu mutlaka bilen bir kişiye sorması gerektiğini vurguluyor. Tokpınar, başından gecen bir olayı anlatıyor: “Bir arkadaşımız kız cocuğuna “YÂzel” ismini koymuş. Anlamının da “gunahsız kul” olduğunu soyledi. Oysa gunahsızın karşılığı “masum”dur. Nereden aldığını sordum. “Kur’an’da geciyor. YÂ ze’l-celali ve’l-ikram, var ya!” dedi. Neresini duzelteceksiniz? YÂ, nida edatı, ey demek. Ze, sahip anlamına gelir ama tek başına değil bir kelimeyle kullanılır. İnsanımızda, az rastlanan, yeni ve orijinal isim koyma isteği var. Guzel ama ne yaptığını bilmek ve isabet etmek onemli.”
alıntı
__________________