"Musa AleyhisselÂma karsi muharebe eden Firavun, gark olacagi [bogulacagi] zaman iman etmis. Gerci sekerat [olum] vaktinde o imÂn makbul degil. Fakat o makbul olmayan imÂna, imÂnin mahiyetine hurmet icin bir mukÂfat olarak CenÂb-i Hak, o Firavunun bedenine necat [kurtulus] verecegini haber veriyor.... Iste bu Âyetin (Yunus Sûresi, 92) bir mucizesi olarak, o gark olan Firavun'un cesedi aynen bulunmus. Simdi Londra'da bir muzede muhafaza ediliyor. Seyyahlar onu temasa ediyorlar... [seyrediyorlar]"

Âyet ve tefsirlerde Firavuna ait cesedin tam ve noksansiz oldugunun bildirilmesi, onun mumyalanmamis durumuna isarettir.

Bilindigi gibi Musa AleyhisselÂmin candusmani olan Firavun, O'nu ve O'na tÂbi olan Israilogullarini helÂk etmek icin bu yuce Peygamberin pesine dusmus ve Hz. Musa (A.S.), Cenab-i Hakkin sevkiyle Kizildeniz kenarina kadar gelmisti. Onlerinde dusman gibi deniz, arkalarinda da deniz gibi dusman vardi. Iste bu dehsetli vaziyetteki Hz. Musa (A.S.) asasini denize vurmus ve ordusunu Cenab-i Hakkin emriyle ikiye ayrilan Kizildeniz'den gecirerek selÂmete ulastirmisti. (Es-Suar Sûresi, 62-64)

Firavun ve askerleri, Kizildeniz'i boydan boya kaplayan bu mucizeyi dehsetle gormus, ancak kin ve dusmanliklarini yenemeyerek takibe devam etmislerdi. Sozde, kendileri de ikiye ayrilmis olan denizden gecebileceklerdi. Nitekim deniz onceleri kapanmadi. Fakat Firavunun ordusu, dalgalarin duvar gibi cevreledigi yolun ortasina geldiginde, deniz birlesmeye basladi ve ordu, Firavun dahil tek bir kisi dahi kurtulamadan sulara gomuldu. (Es-SuarÂ, 65-66)

Yûnus Sûresinin 90 ve 91. Âyetleri bu hÂdiseyi soyle anlatiyor:

"Israilogullarini denizden gecirdik. Firavun ve askerleri, haksizlik ve dusmanlikla artlarina dustuler. Firavun tam bogulacagi sirada, 'Inandim ki israilogullarinin imÂn ettiginden (yani Allah'tan) baska bir ilÂh yokmus. Artik ben de muslumanlardanim' dedi."

Fakat Cenab-i Hak firavunun imÂnini kabul etmemis ve ona Cebrail (A.S.) vasitasi ile soyle hitap buyurmustur: "Ona, 'simdi mi imÂn ediyorsun?' dendi. 'Halbuki daha once baskaldirmis ve bozgunculuk etmistin." Ayni sûrenin 92. Âyetinde ise, soyle buyurulmaktadir:

"Felyevme nunecciyke bibedenike."

"Gark olan Firavun'a der: 'Bu gun senin gark olan [bogulan] cesedine necat [kurtulusl verecegim)" (Bediuzzaman, Risale-i Nur Kuliyati, Sozler, S. 402)

„TÂ ki, senden geridekilere bir ibret olasin.. Ve suphe yok ki, nastan (insanlardan) bircoklari bizim Âyetlerimizden (delillerimizden) gafillerdir." (O. Nasuhi Bilmen, Kur'an-i Kerim MeÂli, Yûnus S., S. 1425)


"Seni, deniz kenarinda bir koseye atacagiz. Cesedini tam, noksansiz ve bozulmamis halde, ciplak ve elbisesiz olarak, senden asirlar sonra geleceklere bir ibret olmak uzere koruyacagiz" (Kessaf Tefsiri, Cilt 2, S. 251/252)

Ayet ve tefsirlerde, Firavun'a ait cesedin tam ve noksansiz oldugunun bildirilmesi, onun mumyalanmamis durumuna isarettir. Ve bulunan cesed, tefsirdeki gibi ciplak ve elbisesiz olup, derisi dahi dokulmeyecek sekilde korunmustur.
__________________