Yumuk bakışlı bir cocuğum. Başımı omzuna dayadığım annemin kollarında minicik avuclarıma kocaman hayaller doldurmuşum:
"Biliyor musunuz? Kocaman bir sevdam olacak benim. Sevgilim olacak dizlerine uzandığım. Sevgimin buyukluğunu sorgulayan gozlerle bakarken gozlerime, iki yana acılmış kollarımla ‘İşte bu kadar!’ demiyeceğim elbet. Şiirler yazacağım sevgiye dair, sevgilimin deniz gozlerine. Daha dun sığ gollerde oğrendiğim yuzme, biliyorum engel olamayacak boğulmama o engin denizde. Adımları, bende gizli bir sevda haritasının sınırları olacak. Ve o sınırları gecmek icin bastığım her adımda aranacak yureğim. Oysa aylar once olduğu gibi o gun de hicbir kacak his bulunamayacak o sevda bavulunda. Ve aylar sonra, canının sıkılmaması icin herşeyi yapmaya hazır olduğum sevgili, sanının sıkılması icin herşeyi yapmaya hazır insanları sevdiğinda oğreneceğim sevginin anlamını. Değersizliğin değerine tanık olduğumda hicbir değeri kalmayacak aşkımın. İşte o gun, ilk onun yuzunde goreceğim guzelliğin cirkinliğini…
"Ve biliyor musunuz? Busbuyuk arkadaşlarım, dost bildiklerim olacak benim. Bir top sevinc yumağını birlikte doladığım, bir yalan teselli icin mumla aradığım dostlarım. Geceleri cukuruna duşmekten korkarken belediyenin, apaydın bir gunde kırılacak dost kuyularında yureğim. Kim bilir! Belki dunyalara değecek dostlarım da olacak. Cekinmeden sırtımı dayayabileceğim birkac heybetli cınar ağacım. Olur da gunun birinde dunyanın hırs ateşinde yakılmak icin kesilirlerse, dunyalara sahip olan ben yine sahipsiz kalacağım…"
Başımı omzuna dayadığım annemin kollarında minicik avuclarıma kocaman hayaller doldurmuşum. Usulca kaldırıp başımı nemli gozlerle anneme sesleniyorum: ‘Annem; hayal kırıklıklarımın usta yapıştırıcısı. N’olur soyle! Kırık da olsalar almasınlar oyuncaklarımı. Buyumek istemiyorum…
alıntı